bilemiyorum altan yazar profili

bilemiyorum altan kapak fotoğrafı
bilemiyorum altan profil fotoğrafı
rozet
karma: 592 tanım: 109 başlık: 6 takipçi: 4

son tanımları


online eğitim kalıcı olarak devam edecek

korkutan bir cümle degildir
söyleyenin ne cehaleti kalmış ne aptallığı
halbuki biraz araştırsak yazmadan ve sövmeden...
"blended education" yaklaşımının son yıllarda çok tartışıldığını ve birçok avrupa ülkesinde uygulandığını görürdük
ama bilmeden bilmek ve cahilce sövmek hep daha kolay...
okul hem öğrenme hem de sosyalleşme yeri olduğu için beden, müzik, resim gibi sanat derslerinin okulda olması ögrencilerin ruhunu doyurmak için çok önemli. online online beden dersi o l m a z ama fen, matematik, türkce dersi olur. konu çalışmasını evde cocuk kendisi, öğretmenin rehberliğinde, yapar. böylece anlama, kavrama gibi basit bilişsel beceriler öğrenciler tarafından kazanılır. bu durum öğrencinin özdisiplin becerisi geliştirmesine yardımcı olur. okulda ise soru çözümü, deney veya projeler yapılarak uygulama, analiz, sentez gibi daha üst düzey bilişsel beceriler geliştirilir.
buna blended(hibrit) yaklaşım denir ve hem ögrenci hem öğretmen vakit kazanır. okuldaki zaman daha verimli geçer.
bilmediğimiz her şey kötü değildir sadece bilmiyoruzdur, öğreniriz, korkmaya gerek yok*

haydi büyükler okula!
devamını gör...

karadeniz'de yüzmek

kemalpaşa'nın kopmuş sahilinden bildiriyorum. az önce bir çocuk babasına
"baba koş! deniz çok güzel hiç arı yok." diye seslendi. ünlemler ünlemler
karaenizde standart bir yüzme eylemi için
1. dalga olmayacak
2. ters akıntı olmayacak
3. yağmur yağmayacak, sel olmayacak ki dereler çöp ve çamuru denize taşımayacak
4. arı istilası olmayacak
5. denizanası istilası olmayacak

yani demem o ki sözlük, yılda 10 gün yüzebilirseniz şanslısınız demektir.


selametlen
devamını gör...

karadeniz insanı

kocamdır...
kaynanamdır, kayınbabamdır...
her insan gibi bazen iyi bazen kötüdür
kimine iyi kimine kötüdür ama
karadeniz gibidir
zordur, kaostur, gürültüdür çünkü genetik olarak kulak problemleri vardır
karadeniz köylerinde evler birbirine uzak olduğun için olsa gerek bağıraraj konuşmak iletişim şekilleridir
şovendir, her şeyi bilendir
doğanın en güzeli bu insanlara bahşoĺmuş vardır yaradanın bir bildiği, ne diyem *
iletişimsizliktir
her şehirde başka bir dil konuşulur
lazca, gürcüce, hemşince...
aynı dili de konuşsalar herkes en iyisini bildiğinden iletişemezler
çatlayana kafar yemektir
çorba içilir, üzerine sulu yemek yenir, yetmez sulu yemek bir de pilav üzerine konarak yenir, tatlı ve kapanış.
ben yemek yapmayı bıraktım
kalan sağlar sizindir
ama iyidir
renktir, keyiftir
devamını gör...

göbek bağını gömmek

odtu'de kütüphane ve mescid sırt sırtadır.
ne kadar manidar, ne kadar güzelse
o kadar da ince
sırt sırta verdikleri yerde elma ağacı varmış
şimdi fark ettim, meyvelerini görünce
işte bilginin ağacının altına gömdüm 5 yıldır ayakkabılıkta bekleyen oğlanın göbek bağını
15 yıl sonra editlerim*
bakalım ne olacak bizimkinin ahvali
devamını gör...

insanın ağzının tadını kaçıran olaylar

miniğim koşarak yanıma geldi.
koca kara gözlerinde şaşkınlık ve sesinde heyecan ile beni salona çağırdı.
salona, bir solucan deliği hiç değilse bir uzaylı beklentisi ile giriş yaptım.
gördüğüm tek şey ise sakız çiğneyen 32 yıllık kardeşimdi.
kendisini sakız çiğnerken yüzlerce kez gördüğümden olacak beni heyecanlandıran pek bir şey yoktu ortamda.
ama teyzesinin sakız patlatmasını volkanik bir patlama şaşkınlığı ile izleyen miniğim için her şey yeni ve her şey heyecan dolu idi.
ağzımın tadının kaçışı buralarda başlıyor.
yaş ilerledikçe her şey sıradan ve her şey sıkıcı hale geliyor.
yaş ilerledikçe...
aslında ilerleme falan da yok ortada
olan şey; şekerli bir sakızın tadını yitirmesi gibi bir şey.
şu an miniğim salonun ortasında boş bir havuzla oynarken solucan deliğine benzediğinden bahsediyor, yazdıklarımı okumuş gibi.
patlayan sakızdan daha heyecanlı bahsettiğine yemin edebilirim ama ispatlayamam.
çünkü bilimsel değil
yemin ettim bak.
yaşıma ve ilerlemeye kadeh kaldıralım.
devamını gör...

geceye bir çelişki bırak

ölecegini bile bile ölmeyecekmiş gibi yaşamak
devamını gör...

rainer maria rilke

şu dizelerle kuantumunu şairidir kendileri
"tamam değildi henüz hiç bir şey
ben bakmadan önce"
şhördinger'in kedisinin canlı mı cansız mı olduğunu bilmek için bir gözlemciye ihtiyaç duyarız.
ay hep gökyüzünde midir?
biz baktığımız an mı orada olur?
ve mümin anın efendisidir dedi içimden bir ses
sonra su dizeler döküldü
"ben ismet özel, şair, kırk yaşında.
her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar
ben yaşarken koptu tufan
ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat
her şeyi gördüm içim rahat
gök yarıldı, çamura can verildi..."
bilincim ana akıyor
devamını gör...

burçlarla ilgili az bilinenler

her şey bir sekilde birbiri ile uyumlu ve estetik olmalıdır
bu takıntı değil ahenktir
bu sadece güzellik değil ahenktir
bu zenginlik değil ahenktir
hayat, ahenktir
benim dengemi bozmayınız
devamını gör...

elimize bir kalem geçtiğinde ilk yazdığımız kelime

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

yıllardır bu bi bo
devamını gör...

bir ifşa üzerine notlar

tiyatro medrese'sinin kurucularından olan celal mordeniz taciz iddialarına cevap verdiği bir blog yayınlamış ve süreci anlatmış.
ifşa kültürünün giderek yaygınlaştığı ve çamur at izi kalsın mantığı ile insanlarin hayatlarının alt üst edildiği bu modern zamanlarda okunması gereken bir blog olmuş.
zamanında tiyatro medrese'sine gitmiş ortamın havasıni solumuş biri olarak blogu okurken böyle oluşumlara neden mesafeli olduğumu bir kez daha anladım.
tiyatro alanında deneysel çalışmalar yapmak istiyorsan ve tanımadığın birine içini açıyorsan suçlu aramak saçmadır.
celal mordeniz blogunda yaptığı calışmalardan biraz bahsetmiş, turkiye tiyatrosunun alışık olmadığı bir tarz olduğu kesin ama bu onu suçlu yapar mı?
jerzy grotowski'nin yoksul tiyatro'sunda ya da antonin artaud'un vahşet tiyatro'sunda kim bilir neler deneyimlendi. celal mordeniz bir grotowski'dir veya artaud'dur dememekle birlikte, böyle deneysel işlere girişiyorsak bir takım önyargıların yıkılmış olması gerekiyor.
grotowski deneyimli bir tiyatrocu olduğu icin seyirciyisini bile oyuna sınavla seçerek alıyor. çünkü herkes her izledigini kaldıramayabilir, anlamayabilir. celal mordeniz'in gözden kaçırdığı husus da bu olsa gerek.
ayşe ve ahmet kimdir?
bu süreci kaldırabilir mi?
türkiye'de yetismiş, cinsel tabuları olan ve çevresinden etkilenerek tiyatrocu olabileceğine, bunu da deneysel yöntemlerle yapacagına inandırılmış ayşe suçlu mudur?
sanatın hazla dolu keşif süreci keyifli ve karanlık...
o dehlizlere girmeden önce bir kez daha düşünmekte fayda var.
durumunuz olup da buralara kadar gelebildiyseniz link hakettiniz demektir.
hadi yine iyisiniz*
celalmordeniz.blogspot.com/...
devamını gör...

korku

"yorgan kenarından çıkmış küçk bir yün ipliğinin sert, sert ve bir çelik iğne gibi sivri olduğu korkusu; geceliğimdeki şu ufacık düğmenin başımdan büyük ve ağır olduğu korkusu; şimdi yatağımdan düşen şu ekmek kırıntısının yerde cam gibi kırılacağı korkusu ve böylelikle her şeyin, her şeyin sonsuza kadar parçalanacağı telaşı; açılmış bir mektup zarfının yırtık kenarı, kimsenin görmemesi gereken gizli bir şeydir; o kadar değerlidir ki, odanın neresinde saklanırsa saklansın, emniyette olmaz korkusu; uyursam, sobanın önündeki bir kömür parçasını yutarım korkusu; rastgele bir sayının, kafamda, boş yer bırakmayacak şekilde büyümeye başlayacağı korkusu...korkular
çocukluğum için tanrı'ya yakardım, işte geri geldi çocukluğum ve öyle hissediyorum ki, çocukluk, eskiden nasılsa yine öyle ağır ve hiçbir şeye yaramamış yaşlanmak"
(bkz: malte laurids briggde'nin notları)(bkz: rainer maria rilke)
devamını gör...

rainer maria rilke

nietzsche ve freud'un unutulmaz aşkı narsist salome'un ilk aşkı ve ilk birlikte olduğu adam...

bir erkek, bir kadın üzerinden ancak bu kadar güzel tanımlanabilir...

altı yaşına gelinceye kadar kız çocuğu gibi giydirilen zayıf ve ince ruhu nedeniyle annesinin bu tutumundan etkilenerek başta kadınlar olmak üzere insanlarla iletişim kuramaz hale gelen rilke'nin, annesinden göremediği sevgi ve aşkı salome'da bulması ne güzel...

"annemin, benim, öyle oģlan çocuğu değil, ufak bir kız olmamı arzu ettiği zamanları hatırlıyorduk. ben bu ısteği nasılsa sezmiş ve bazı ikindiüstleri annemin kapısını tıklatmayı akıl etmiştim. annem, 'kim o?' diye sorar ve daha cocuk sesime bigazı gıcıklayan bir incelik katarak dışarıdan 'sophie' diye seslenirsem sevinirdim. sonra odaya girince artık sophie olurdum; annemin kücük sophie'si, hanım hanımcık iş görür ve dönüp gelecek olursa o kötü malte ile karıştırmasın diye annem, sophie'nin saçına bir örgü örerdi. malte'nin dönmesini istemezdi asla; onun ortadan kaybolmus olması, hem annemin hem de sophie'nin hoşuna giderdi. " (malte laurids brigge'nin notları, syf.81)
devamını gör...

ceyda düvenci'nin kızının regl olmasını sosyal medyadan duyurması

peki biz kızın her ovulasyonunda bunu konuşacak mıyız?
olmak ya da olmamak
ışte bütün mesele bu altan
devamını gör...

hayat

uçuş değil, afilli bir düşüştür.
o kadar siyoran, dosto, şekspir neyim oku, hayatın tanımını bir çizgi filmde bul.
(bkz: oyuncak hikayesi)
teallam ismet ya
devamını gör...

yazarların mahlaslarının anlamı

aşağı tükürsen olmaz
yukarı tükürsen hic olmaz
doluya koyarsin almaz
boşa koyarsın dolmaz
oylece boşlukta sallanır kalırsın
bilemeden
bazen altan olur yanında bazen ismet
o da kısmet
devamını gör...

aynı evde yaşıyormuş gibi entryler

her yerde saçlar
kimin bu saçlar
bilemiyorum
bilemiyorum altan
bilemiyorum lan barış
devamını gör...

normal sözlük'teki aile ortamı

aileden ötesini okuyamadım
durumum var da ruhum yok
bütün aile bireylerinin dertleri ile ayrı ayrı dertlenmek
kaprisleri, duygusal vampirlikleri ile mucade etmek
onlar daha cok uzulecek diye depresyona bile girememek...
aile diyince mesaj kutumu kapadım
bana elleşmeyin aile bireyleri
sinsi bir dost gibi sadece mutluluğunuzu paylasmaya geldim
amin
devamını gör...

zaman

yılı mevsimlere, mevsimleri aylara,
ayları haftalara, haftaları günlere
günleri saatlere, saatleri dakikalara...
ne saçmalık
kimi hasat zamanı doğar
kimi leylek mevsimi göçer
bademler açtı çoktan
erikler çiçeklerini döktü son yagmurda
sıra yatak odamın pencere önündeki leylaklarda
lavanalar da açtı mı
denize ulaşma zamanı geldi demektir
mor denizdir çünkü
çünkü geçse de yolumuz bozkırlardan
denizlere çıkar tüm sokaklar
ve tüm zamanlar
devamını gör...

kafasız sorular/sorunlar

eskiden hande isminde bir dolu insan vardı
nereye kayboldu bu handeler
neredeyse eski gülüşler*
oradalardır herhalde
handeler nerede ismeeeet
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının en büyük zaafları

(bkz: kendime saygım yok yemekleri)
buzdolabında baklava ve kola varsa
hiç acımam sabah uyanır uyanmaz gömerim bu ikiliyi
peki bugünkü kahvaltım ne?
hindistancevizi yağı ile tatlandırılmış filtre kahve
benim canım dengem ya da dengesizliğim
tutarlılığım ya da tutarsızlığım
kimse kimsenin dengesine karışamaz
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim