bonsauvage yazar profili

bonsauvage kapak fotoğrafı
bonsauvage profil fotoğrafı
rozet
karma: 165 tanım: 24 başlık: 2 takipçi: 2

son tanımları


pokemon go

poke topları bitmedikçe güzel oyun. arkadaş arıyorum. trainer code: 4417 0680 8056
devamını gör...

aşı bağışıklığının 90 gün sürecek olması

"aşı herkese uygulandığında sıkıntı çıkarmayacak durumdur. vakalar sıfırlanacağından 30 gün sürse de sonsuza dek sürse de fark etmez." ben de aynen böyle düşünüyordum ama uğur şahin her açıklamasında sürekli "3. doz da yapılması lazım. 6. ayda da gerekli, 9. ayda da gerekli, senede 1 kere yine tekrarlanması lazım" diyip duruyor. aşı karşıtı değilim, aşı sıramın gelmesini heyecanla bekliyordum. gittim ilk dozu oldum üç gün önce. hevesle beklememe rağmen hoş bir deneyim değildi. kronik hipertansiyon hastasıyım ve anksiyete bozukluğum var. aşıyı olduktan beş dakika sonra aşırı bir mide bulantısı, baş dönmesi ve panik hali yaşadım. sonrası daha bilindik ve katlanılır yan etkilerdi, iki gün boyunca ateş, ara ara biraz çarpıntı vs ama o baş dönmesi hafif hafif hep devam etti.

aşının tek seferde çare olmayacağını, bu tatsız deneyimi daha çok kereler yaşamak gerekeceğini düşünmek şu an bana hiç iyi gelmiyor. hatta aşı yanlısı olduğum halde düşünüyorum: acaba ticari çıkar mı var işin içinde? ya o kadar da etkili olmayan, sürekli tekrarlanması gereken bir şeyi ticari çıkar için bize yanıltıcı şekilde mucize gibi lanse ettiler, ya da bu ekstra dozlar gerek olmadığı halde ticari çıkar için boşu boşuna dayatılacak. açıkçası bütün google'ı ingilizce taradığım halde ikinci dozun gerekliliği için bile ciddi bir gerekçe bulamadım, ilk doz %85 - 91 arası etkin, ikinci dozda bu %94'e çıkıyor deniyor, sadece bu kadar mı yani? johnson and johnson'ın etkinliği %68 falan olduğu halde sadece tek doz vuruluyor. anlamadım ben yani. uzman da değilim tabi.

yalnız şunu da belirteyim: bu 90 gün vs çok da kesin değil daha sanırım. 90. günde tak diye antikorlar sıfırlanmıyor. 6 ay boyunca antikorlar zirvede seyrettikten sonra 6. aydan sonra peyderpey düşmeye başlıyor ama 2-3 yıla kadar bile korumanın belli oranda devam edebileceğine dair de tahminler var. zaman gösterecek aslında daha her şey çok yeni.
devamını gör...

blues sistas türkiye

facebook'ta kadın jazz ve blues şarkıcılarına ağırlık verilen, bu bakımdan ülkemizde örneği az bulunan bir sayfa. uzun yıllardır ara vermiştik. şimdi "şahsım" yeniden canlandırma çabası içindeyim. bu tarz müzikle haşır neşirseniz beklerim. dinleyici olarak yorumlarda vereceğiniz linkler ile sayfanın gidişatına birlikte de yön verebiliriz.
devamını gör...

yazarların gitmek istediği şehirler

yurt içi için konuşuyorsak aksaray, niğde, kırıkkale, karaman gibi günlük haberlerde pek bahsi geçmeyen, fazla gidilmeyen şehirlerimizi görmek isterdim.
devamını gör...

cinsiyetin sadece cinsel organa göre kadın ve erkek olarak belirlenemeyeceği gerçeği


michel foucault’dan alıntı yaparak söylemek gerekirse: “cinsiyet bir yazgı değildir; yaratıcı bir yaşama girme olanağıdır.” cinsiyet bizim yarattığımız birşeydir, bu bir oyun ise istediğimiz biçimde oynayabiliriz. yeryüzündeki insan sayısı kadar çok cinsiyet olabilir. doğanın gizemli ve karmaşık çalışma biçimi, canlılardaki biyolojik çeşitlilik de bunu destekliyor.


interseks ile ilgili sık sorulan sorular
devamını gör...

cinsiyetin sadece cinsel organa göre kadın ve erkek olarak belirlenemeyeceği gerçeği

ayrıca ikiden fazla cinsiyet vardır. detaylı bilgi isteyenler: inter dayanışma, interseks türkiye
devamını gör...

eurovision hasreti

gaye su akyol ve mabel matiz'i birlikte göndericem katılacağımız ilk eurovision'a. gaye ingilizce kısımları söyleyecek, mabel aradaki oryantal kısımlarda girecek devreye. acayip queer bir de sahne şovları olacak. var bi hayalimiz.
devamını gör...

pandemide misafirliğe gitmek

en basit ve hafif tanımıyla sorumsuzluktur.
devamını gör...

kitap okuma aşkını kazandıran kitabın ismi

ilkokul zamanımda muzaffer izgü'nün ökkeş serisi. cidden. çok çılgın bir çocukluk yaşadım. babam gazino işletiyordu, çoğu zaman kulislerde parfüm kokusu içinde assolistlerle takılırdım. gece 1'de falan gazinodan eve geldikten sonra yatakta ökkeş serisinden bir kitap okumadan uykuya dalmazdım. günün en keyifli anıydı o. sonra ne bulduysam okumaya devam ettim.
devamını gör...

mert öztürk

henüz sadece arnavutluk serisini izledim. beğeniyorum.
devamını gör...

alternatif yaz tatili bölgeleri

batı karadeniz'e yeterince hakkı verilmiyor. bartın, kastamonu ve sinop sahilleri yer yer güney sahillerimizi güzellikte yarı yolda bırakabilir. küresel ısınma yüzünden "oralarda sezon çok kısa" bahanesi de kalmadı, geçen yıl ekim ayında amasra'da hala hava 30'lu derecelerdeydi ve denize girilebiliyordu.
devamını gör...

şaka maka evlenilecek kız kalmaması

evlenmeyin o zaman, kızların hayatı kararmamış olur böylece.
devamını gör...

soğuk esprilerde bugün

soğuk espriler de bugün de'leri da'ları ayıramayan kişiler tarafından yapılıyor. az önce de "korono" diye yazılmış başlık gördüm ve kimse bu ne dememiş. acaba soğuk esprilerde bugün soğuk espriler kafa sözlük yazarlarının kendileri mi?
devamını gör...

cancel culture

yaşayan ya da tarihten bir ünlü figürün ırkçı, homofobik vs eylemlerinden dolayı ifşa edilmesi ve bir nevi kazandığı başarılarının/ayrıcalıklarının/itibarlarının elinden alınması. bazen de benzer sebeplerle bazı sanat eserlerinin, işlerin iptal edilmesi, rafa kaldırılması. son günlerde çok tartışılan şey. güncel iki örnek:

1: joe biden'ın görevi devralma töreninde şiir okuyan genç siyahi kadın şair amanda gorman'ın şiirlerinin çevirilmesi işi hollanda'da beyaz ve nonbinary olduğunu söyleyen ancak sanırım kadın olarak nitelendirilmeyen bir çevirmene verildi, ardından bu çevirmenin görevine son verilerek yerine kadın ve siyahi bir çevirmen getirileceği söylendi. bu durum ispanya'ya da sirayet etti, yine orada da iş beyaz ve sanırım erkek çevirmenden alındı. şimdi bu burada dursun, döneceğiz.

2: winston churchill ingiltere'de bizdeki atatürk gibi görülen, ülkeyi hatta avrupa'yı hitler'den kurtaran adam gözüyle bakılan bir tarihi figür. şimdi kendisinin ırkçı ve emperyalist, kolonici mirası tartışmaya açıldı (biliyorsunuz kendisi çanakkale savaşlarında da sahnedeydi).

bu örneklere black lives matter eylemleri döneminde yıkılan, indirilen, suya atılan heykelleri vs de ekleyebilirsiniz. aynı zamanda ardından tecavüz, taciz iddiaları/gerçekleri kovalayan yazarları, sinemacıları vs (bunlar bence de cancel edilmeli)...

özellikle 1. örnek üzerinden konuşacak olursam bazıları - bütün ayrıcalıklılarını kuşanarak, bilip bilmeden - cancel culture çığrından çıktı, abartıyorlar nidaları atıyor. vay efendim o zaman uzaylı karakterin anlatıldığı kitap için de uzaylı çevirmen mi bulacakmışız bilmem ne... bir de netflix'in dizilerine eşcinsel ve siyahi oyuncu ağırlığı vermesinden rahatsız olan bir kesim var mesela ne demekse! bir de bunlar türkiye'nin eğitimli, geek kesimi olduklarını iddia ediyorlar. çevirmen olayına şu açıdan bakmak gerekiyor: hollanda da, ispanya da emperyal geçmişleri olan, siyahi meselesinde bir tarihi bagajları olan ülkeler, bunu göz ardı ediyor kararı eleştirenler. dolayısıyla böyle bir tarihi birikimi olan bu ülkelerde pek ala amanda gorman'ın kitaplarını çevirecek bir sürü siyahi kadın çevirmen olduğuna eminim. siz işi bunlara vermezseniz doğal olarak bir eşitsizlik ortaya çıkar. mesela türkiye özelinde konuşursak bu durum çok geçerli olmayabilir, çünkü ne siyahilerle ilgili böyle ciddi bir geçmiş birikimimiz var, ne de bu seviyede bir edebi çeviri yapabilecek siyahi kadın çevirmenlerimiz (vardır belki ama sonuç olarak sayısı hollanda ya da ispanya kadar olmayacaktır).

2. örneğe dönecek olursam, winston churchill bir tabu olarak görülmemeli, evet. yerden yere de vurulmalı. ama en azından kendi ülkesi için yaptığı iyi şeyleri de unutturmanın bir gereği yok. yani adamı neden tarih sahnesinden silelim ki? bu cancel culture ile ilgili genel problem savunan ve eleştiren her iki tarafın da olayları fazla siyah - beyaz görmesi. tarih ya da hiç bir olgu o kadar siyah - beyaz değildir. insanlar değişebilir ve çoğu zaman olaylarda birden fazla faktör vardır. herkes yaptığı kötülükler için bedel ödemeli, ayrıca eşitsizliği gidermek için pozitif ayrımcılık yapmak da kötü değildir. öte yandan bu çok yönlü bakış açısını da kaybetmemek gerekiyor. denge lazım yani, her şeyde olduğu gibi denge.

çok çetrefilli bir konu aslında. belki de ben de saçmaladım. işin içinden çıkması zor ancak çağımızın bir gerçeği bu konu.
devamını gör...

çocukken izlenen çizgi filmler

tom ve jerry, şirinler, looney tunes, taş devri, ninja kaplumbağalar...
devamını gör...

türkiye'nin gençleri harcaması

son boğaziçi olaylarında hep bunu düşündüm. bu ilk değildi ki. türkiye'de üniversiteler zaten 12 eylül'den beri hiç özgür olmadı, bu ülke gençlerini zaten her zaman harcıyordu, bu ülkede zaten yök gibi bir olgu vardı, bu ülkede zaten birey olmak yasaktı ve gençler bundan zarar görüyordu... bunda herkesin payı vardı. keşke muhalefet boğaziçi olayları münferit gibi konuşmasaydı, bunu sadece akp'ye bağlı bir durum olarak anlatmayıp kendi payı için de gençlerden özür dilese ve bundan sonra böyle olmayacak şeklinde bir yol haritası çizebilseydi. cemaat toplumunun, devletin ya da dogmaların bekasını bireyin mutluluğunun önüne koyan bir yerde zaten gençler her şekilde harcanır...
devamını gör...

akıllı telefonlardan önce gençlerin yaptıkları şeyler

msn'de, icq'da goy goy yapıyorduk. ayrıca birbirimize kitap okuyorduk, birisi okuyor diğeri/diğerleri dinliyordu. dışarıda geziyorduk filan, maskesiz, virüssüz. hey gidi günler. bir de şeyi unutmayalım akıllı telefonlardan önce de pc'ler, internet, bilgisayar oyunları vs vardı, aslında telefonda ne yapıyorsak benzerlerini pc'de yapıyorduk yine. sosyal medya yerine forumlar vardı mesela orada çok güzel arkadaşlıklar kuruluyordu.
devamını gör...

bitcoin için insanın ailesini öldürmesi

ben aslında sorunu forex'te, borsada, kumarda, bitcoin'de görmüyorum pek. işin içinde bağımlılık ve kazanma tutkusu var, bu insanları bataklığa sürüklüyor. buradaki tutku kazanmak da olmayabilir aslında risk alma tutkusu, adrenalin bağımlılığı gibi de olabilir. bu gibi şeylerle ilgilenip hiç ciddi kayıp yaşamayan insan da var. bağımlı değiller çünkü. ekonomiden anlıyorlar, makul miktarlarla yatırım yapıyorlar, sabrediyorlar. aklı başında bi insan zaten - eğer trilyonları yoksa - gidip 250 bin lira ya da bütün birikimini bitcoin'e yatırmaması gerektiğini bilir. ama bağımlılığa yatkın bi kişi için öyle olmuyor.
devamını gör...

tidal

ses kalitesinde rakipsiz ama teknik sıkıntılar çok sık yaşanıyor ayrıca playlistleri spotify ya da deezer kadar zengin değil. ses kalitesine çok önem veriyorsanız, ayrıca tosla ya da cepteteb kredi kartı gibi bu tarz platformlara indirim yapan bir üyeliğiniz varsa deezer hifi abonesi olmanızı tavsiye ederim. ha indiriminiz yoksa deezer hifi için ayda 26 tl'ye de pek değmez.
devamını gör...

hayattaki küçük mutluluklar

muhabbet kuşcağızları. her hali, her hareketiyle gülümsetir minnoşlar.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim