az önce bitirmiş olduğum ve gülmekten karnımı ağrıtan gösteridir. ofansif mizahın dibine dibine vurmuş olup, komedyenlik alanında türkiye'de bambaşka bir seviyede olduğunu da cümle aleme göstermiştir.
12 eylül 1963 yılında imzalanan ankara anlaşması ile başlayan ab- türkiye flörtünün 31 aralık 1995 deki perçinlenmiş halidir. uzun birliktelik olup ayrılmalar, darılmalar derken 2005' te nişan olmuştur. kuma olmak için sıradayız, bakalım ne kadar daha bekleyeceğiz.
devlet bütçesinde gelirlerin, faiz dışındaki giderleri karşıladıktan sonra kalan kısmı. yani faiz dışı fazla= gelirler - (giderler- faiz ödemeleri) bütçe açık vermesine rağmen, faiz dışı fazla olabilir.
mesela gelirler=500 toplam giderler=800 faiz harcamaları=400 olsun bütçe açığı= 500-800=-300 faiz dışlı fazla= 500-(800-400)=100 faiz dışı fazla verilmelidir ki faiz ödenebilsin, yukarıdaki örneğimizde 400 liralık faiz borcunun 100 lirasını ödeyebiliyoruz.
ortak sayısı en az iki en çok elli lan bir şirket türüdür. hisse senedi çıkaramaz, sigortacılık yapamaz. kaplıcalar açıp amme hizmeti yapabilir ama halka açılamaz.
üzerinde yazılı paranın, ismi yazılı kişiye veya isim yazılmamışsa hamiline (elinde bulunduran kişiye) koşulsuz olarak ödenmesi amacıyla, bankada hesabı olan kişinin bankasına verdiği ödeme talimatını içeren belge. ciro edilerek alacağın devrini sağladığı gibi; elden ele dolaşarak kaydi para aracı da olur. çekin ait olduğu hesapta para bulunmaması durumunda çeki düzenleyip alacaklıya veren borçlu hakkında önemli mali ve cezai yaptırımlar uygulanır.
çok az oynadığımdan mıdır nedir, genelde yenildiğimden en çok "koltuğunun altında bir şey mi var" repliğini duyuyorum.
hoop koltuk altına bakarken yerleştiriyorlar tavlayı oraya.
osman cavcının oynadığı 90'larda çekilmiş kült film. film boyunca hamsi baskılı tişörtle gezen kahramanımız acıbadem, tatil kazandığı partneri dombik teyzeyi türlü şekillerde elde etmeye çalışır. 90’lı yıllar güney sahillerimiz ve döneme ait triplerin izlenebileceği absürt bir film. filmi youtube'dan seyretmek mümkündür.
eğer tek içiyorsam net abartırım, hele bir de evimde içiyorsam, (taksi vs. problemlerim yoksa) ne abartmak ne abartmak.
ha, abartacağımı bildiğimden telefonumu içmeye başlamadan önce kapatır ve kendimden uzaklaştırırım.
idam cezasına mahkum edilmiş kişilerin ölüm hükmünü uygulayan kişilere verilen ad. genellikle cellat deyince kafalarda orta çağ'da yüzlerini kukuletayla örtmüş, elinde dev bir balta olan, iri kıyım insanlar canlanır. günümüzde de daha modern şekillerde devam etmektedir bu cellatlık olayı.
1970 tarihli "the market for lemons" adlı makalesinde ortaya attığı "lemon market effect" ile bilinen, 2001 nobel ekonomi ödülü'nün sahibi, uc berkeley'de bir iktisat profesörü.
söz konusu makalede, ikinci el otomobil piyasasında alıcı ve satıcı arasındaki bilgi asimetrisinin information asymmetry lemon diye tabir edilen düşük kalite ikinci el araçların fiyatının yükselmesine sebep olduğu ve iyi durumdaki otomobillerin piyasadan çekilmesi ile sonuçlandığını anlatmaktadır.
diğer bir deyişle, literatürde para için kullanılan, kötü paranın iyi parayı piyasadan sürmesi durumunun, otomobil piyasası için de geçerli olduğunu göstermiştir. bu makaleden sonra abd'de "lemon law" olarak bilinen ve kalitesi belli standardın altında kalan araçlar için telafi ücreti ödenmesini öngören yasalar çıkarılmıştır.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.