üç ay önce yapısalcılık yönünden bunu değerlendiren kısa bir girdi girmişim. ve demişim ki olan, dilin düşünceyi yönetmesidir. bugün ise bu fikrime çok katılmıyorum. derida sağolsun. kendisi diyor ki; bu ikili, yani dil ve düşünce zaten yapaydır; anlam daima ertelenir, ne düşünce ne de dil mutlak bir hâkimiyete sahiptir. her ikisi de bir tür oyundan ibarettir. pek tabi bu bakıç açısı da kusurludur ama orası da üç ay sonrasının girdisi.
devamını gör...

gece boyu sürekli “acaba ben mi sallanıyorum yoksa deprem mi oluyor” ayarında devam etti. yetmedi sabah da oldu. umarım hafif hafif biter…
devamını gör...

ben moralsiz olduğum için pek mümkün değil ama diğer yayıncı arkadaşlar yayın yaparsa memnun olurum.
devamını gör...

malum gündemden ötürü iptal olmuştur.
devamını gör...

yine uykumda yakaladı. geçen istanbul depremine de uyurken yakalanmıştım, o sırada tam anlamamıştım ne olduğunu ama bu kez direkt anladım. herkese geçmiş olsun.
devamını gör...

bana hep en mutlu zamanlarımı hatırlatan günlerden olduğu için yeri ayrıdır. kutlu olsun efendim.
devamını gör...

tabiki de patrick rothfuss ve george martin. mecburen takip ederdim kendilerini ve yazmadıkları her gün için sinir olurdum. iyi ki yoklar:>
devamını gör...

yarın 21’de yayında olacak. monolog ve monoton, boş ve hoş bir yayın olacak. konu sevgi. çünkü sevgi üzerine ancak ben boş konuşabilirim, çünkü sevgi çok hoş. önce eskiler ne demiş ona eğileceğim, sonra ben ne diyorum onu düşüneceğim. canım sıkılırsa müzik çalacağım. görüşmek üzere.
devamını gör...

bana 5 bin liradan hatim satmaya çalışan yazar. ayrıca 70 huri de vadetti. neyse ki bağlanma problemim var da büyük oyunu gördüm:>

kitap kulübünde kendisine ara ara takılıyorum, umarım sorun etmiyordur. ediyorsa da ben bu kulübü terk ederim arkadaş.
devamını gör...

amme hizmeti olarak bir çevirisini yaptığım tool eseri. dinlerken, kendimi kendimden nefret eder halde bulduğum nadir şarkılardandır ayrıca.



gözüm televizyonda, trajedi beni büyülüyor zira
fark etmiyor, ne türde olursa.
''kocası tarafından öldürüldü''
“okyanusta boğuldu''
“kendi oğlu tarafından vuruldu”
“çayına zehir koyuldu”
“ve bir veda busesi konduruldu”
bu hikayeler tam benlik hem
eğlence başlamaz ki zaten, biri ölmeden.

canavarmışım gibi bakma öyle.
bir yüzünle kaşlarını çatarken, diğeriyle
keş gibi bakıyorsun tv'ye.
zombi gibi bakarken sen,
bir anne çocuğunu tutarak
ölümünü izlerken
ve elleri göğe kalkmış,
“neden, ama neden?” diye ağlarken.

çünkü izlemem lazım bir şeyler ölürken
uzak bir mesafeden.
dolaylı yaşıyorum, tüm dünya ölürken.
siz de buna muhtaçsınız, yalan söylemeyin
neden kabullenemiyoruz?
neden?

durmayız biz kan dökülmeden.
ne cesurlar, ne de zeki olanlar
anlatılan en parlak hikâyeler bile
durduramaz bizi kan dökülmeden.

izlemem lazım bir şeyler ölürken
uzak bir mesafeden.
dolaylı yaşıyorum, tüm dünya ölürken.
siz de böyle hissediyorsunuz, o halde
bunu kabullenmemek neden?

yağmur gibi yağan kan
bir davul gibi çalıyor üzerinde mezarların
ve toprağın.
yarı vampir, yarı savaşçı
etobur ve röntgenci
öylece izliyor ve
ölüm hırıltısına şarkılar söylüyor.

yalan
yalan
yalan
yalan

en iyi ihtimalle saflık şu inanma arzun
kalbinde bir melek olduğuna insanların.
kulak ver ve kaldır şu kafanı o uçuk hayallerinden.
tekrar tekrar söyletme,
düşmanca ve kişiliksizdir evren.
hayatta kalmak için yutup yok et,
o böyleydi ve böyle kalacak ebediyen.

hepimiz besleniyoruz trajediden
bir vampirin kan ihtiyacı gibi
dolaylı yaşıyorum, tüm dünya ölürken
yeğdir ben dururken senin ölmen.

tool entüziastlarından bir yorum alırım.
devamını gör...

rüyalarımla başım dertte. ben de normal şeyler görmek istiyorum, çok mu şey istiyorum?
devamını gör...

şişhane meydandan taksim meydana doğru olacak yürüyüş idi. bana yasal, sana yasak’çı zihniyet valilik kararı gerekçe göstererek izin vermedi. böylelikle anlıyoruz ki iktidarın derdi filistin’de can veren çocuklar değil, kendi tabanına şirin görünme çabasıymış.
devamını gör...

dune mesihi filminde scytale rolü için düşünülüyormuş. güzel seçim. ben de hemen yapay zeka'ya scytale çizdirdim. scytale yapay zekayı sever zira:>

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

içinde bulunduğumuz zamandan mütevellit okumayı pek sevdiğim yazarlardır. sayıları az ama varlar. peki bu yazarları nasıl ayırt ederiz?

- girdilerinde gerçeklikle bağ yok denecek kadar azdır. yahut kişisel gerçeklik daha önemlidir.
- sabit bir personası yoktur, akışkandır. kalıpların dışına taşar.
- tüketmeyi sever. diğer yazarların girdilerini ham yapar.
- ciddiyetten uzaktır, oyuncudur.
- ironiyi pek sever. diğer yazarlara üstü kapalı sallamaya bayılır.
- anlamsızlıktan anlam çıkarabilir, anlamı komple çıkarabilir.

ki son madde en sevdiğimdir.

edit: isim ver denmiş ama postmodern yazarlar onu da sevmezler.:> bu yazarlara denk gelmek lazım, ya da şöyle diyeyim; onlar sizi bulur.
devamını gör...

saat 4.30 olduğuna göre sözlük bana git diyor artık:> iyi yayınlar diliyorum efendim, çok güzel şarkı seçimleri vardı. çok teşekkürler:>

edid: geceler kara tiren geldi, gidiş iptal.
devamını gör...

geceler kara tiren.
devamını gör...

aklıma çok güzel bir türkü geldi. konsepte uygun olmadığı için ben yazayım bari:>

see the sunset,
the day is ending.
let that yawn out,
there's no pretending.

hayır ve dua ile:>
devamını gör...

ben de ismimi vermek istemiyorum.
devamını gör...

benzer hobiler üzerine olunca tadından yenmiyor.
devamını gör...

isterseniz biz çıkalım?:>
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim