suçta karanlık alan,
suçta siyah sayılar,
karanlık sayılar ifadeleri ile aynı anlamı içerir.
gerçek suç sayısı ile bilinen suç arasındaki farklardır. istatistiklere çeşitli sebeplerden dolayı yansımaması, suç veya suçluların karanlıkta kalmasıdır.
eğer tanım kısaca oturduysa şimdi suç ve suçluların gizlenmesi yani karanlıkta kalması ve bu sebepten siyah sayıları oluşturan durumları konuşabiliriz.
birinci durum mağdurun şikayette bulunmaması veya bulun-a-mamasıdır.
mağdurun şikayette bulunamadığı olaylar özellikle cinsel istismar konularında yaşanır. (en çok aile veya akraba içi şiddet/istismar)
toplumumuzda cinsel istismara uğramış bireyin 'kirlenmiş' olarak görülmesi, yaşadığı olayı bilen kimsenin onu artık insan yerine koymaması, failin mağdurun akrabası olması sebebiyle ağzını açmaması yönünde uyarılara maruz kalması, mağdurun yapılan eylemi normalleştirmesine sebep olacak bir ortamda bulunması, yaşamıyla tehdit edilmesi, yaşadığı durumun küçümsenmesi ve etrafındaki kimselerden destek görmemesi sonucunda mağdur şikayette bulunamayabilir.
bir diğer durum ise polislerin suç kaydı oluşturmamasıdır. rüşvet alan, suçu bizzat işleyen, çıkar gözeten, olayı küçümseyen (genellikle taşrada) polisler suç kaydı oluşturmayabiliyor.
aynı zamanda hukuk devletlerinde siyah sayıların ya da karanlık alanın zayıf olması gerekir, bu sayı ve alanın görülme sıklığı ve hukukun doğru uygulanışı ters orantılıdır.
ufak bir ekleme: türkiye'de tanımadığı insanlar tarafından istismara uğrayan kadınlar suç duyurusunda bulunduğunda kendi ismi, soy ismi, adresi, telefon numarası gibi bilgilerin suçlu ile paylaşılması (belgeler ile) sebebi ile şikayette bulunmuyorlar. bir kere denk geldi fakat şikayet oluşturursam beni bırakmayacak ve devlet benim arkamda durmayacak düşüncesi ile kendilerini korumaya çalışırlar. bu da yine siyah sayıların artmasına sebebiyet verir çünkü sadece fail ve mağdur bilir.
devamını gör...