bzmrt_ yazar profili

ta ta ta taaammmm...
yavrusundan bebek'e
bilmem kaç yokuş çıktım, kaç engeli aştım… sadece seninle beraber yürüyebilmek için. seninle her şey daha anlamlı, daha güçlü, daha güzel. karanlık günlerimi ışığa çeviren hep sen oldun; yollarıma çiçek seren, içime umut eken… sevgilim… ruhumun yumuşak yanı, kalbimin en güzel yanı sensin.

şimdi belki zor bir dönemden geçiyoruz. yorulduk… hem de çok. bazen "bu geçmez" dedik, ama geçiyor işte, seninle geçiyor. birlikte büyüdüğümüz, birlikte öğrendiğimiz bu yolda; hâlâ elini tutamasam da yüreğin yüreğimde atıyor gibi hissediyorum.

bugün doğum günün… ve ben, o en çok yanında olmak istediğim anda senden uzaktayım. bu içimi yakıyor, bil ki kalbim seninle, düşüncem seninle, en derin sevgim seninle hatta kikirik seninle... içimde kocaman bir özlem var; sarılsam geçecek bir sızı… ama söz, bu günü en yakın zamanda en tatlı haliyle telafi edeceğim. senin yüzünü güldürecek, kalbini ısıtacak şekilde hem de…

bugün bizimle(ben ve kikirik) birlikte kutladığın üçüncü doğum günün. düşünsene… biz birlikte büyüyoruz. her yılı, her yaşını ben de biraz seninle yaşıyorum.. minik bebeğim büyüyor galiba diyorum.. dilerim, bu uğruna çabaladığımız şeyler bir gün sadece geçmişin yorgunlukları değil, geleceğin gülüşleri, umutları olur..

seni çok seviyorum. iyi ki doğdun sevgilim… uzakta olsam da, daima kalbimde içimdesin. iyi ki benimlesin..

bugün günlerden kendimi sana bırakma günü...
bugün, düşünüp düşünüp neden bu kadar seviyorum diye dalıp gittiğim gün
balım benim...aramızdaki bağ, tarif edilemez bir derinlikte, sanki seni kendi bedenimden, ruhumdan dünyaya getirmişim gibi, kendi rahmimden sevgimle beraber sen doğmuşsun gibi... o kadar içten, o kadar yakından bir sevgi ki, her an seninle olmak, bana hayatın en güzel mucizelerinden biri gibi geliyor. beraber geçirdiğimiz her saniye, iyi ki diyorum, iyi ki onunlayım, onunlayım ve ondan gelen her şeye razıyım...

güneşin altında beraber gülüp eğlendiğimiz, geceleri yıldızların altında sımsıcak kucaklaştığımız anlar, sadece bir hatıra değil onlar geleceğimin tohumları, onlar ki ön gösterimidir hayatımın.
seninle yaptığım her şey başka bir tat taşıyor; bir kahkaha, bir dokunuş, bir bakış... sadece biz değiliz o anlarda, binlerce "biz" var sanki. içimizdeki heyecan hiç bitmiyor, her an yeni bir maceraya atılıyoruz. şimdi en güzel maceramıza atıldık en acısıyla da olsun en tatlısıyla da geleceğimiz için her güne yeni bir tuğla... bu macera bizi birbirimize daha çok bağlayacak ve ilk tanıdığımız bizlerden çok daha olgun aşıklar yapacaktır bizleri...
eğlence, tutku, duygusallık ve romantizm biliyorum ve eminim her şey seninle güzel

her an, her saniye seninle olduğum için şükrediyorum. sen, benim dünyamı zenginleştiren, ruhumda derin izler bırakan kişi. birlikte büyüyen, birlikte gülen, birlikte hayatı keşfeden iki insan değiliz sadece; biz, her şeyin ötesinde, birbirine hayat veren binlerce farklı "biz"iz.

21 mayıs bir sürü kucak aşk ve yaş günü...
merhaba sevgili benimle beraber 2 yaş günü rakam mı bana büyük geliyor yoksa içerisinde geçen şeylerin mi anlamı büyük tam çözemedim benimle beraber 2 yılı n. dilerim ki yıllar boyu beraber otururuz tüm çocukluklarını haylazlıklarını bazen de sinir bozan taraflarını gördüm ve eminim sen bana ait sin.
sevgili minik ördeğim

bugün, benimle beraber ikinci yaş günün ve ben bunun mutluluğunu yaşıyorum. seninle geçirdiğim her an, benim için sonsuz bir hazine. iki yıl önce hayatıma girdiğinde, içimdeki sevgi ve heyecanı tarif etmek imkansızdı. ama sen, minik ördek, her günümü neşeyle doldurmayı başardın.

seninle olan her an, huzurun en içi gibi. ikimiz de beraber büyüyoruz, öğreniyoruz ve birbirimize daha da yakınlaşıyoruz. senin masumiyetin, sevgin, bakışların taptatlı dudakların ve sadakatin, benim için dünyanın en değerli hazinelerinden daha kıymetli.

iki yıldır beraber olduğumuz her an, bana seninle geçireceğimiz daha nice yılların ne kadar özel olacağının habercisidir. seninle her yaşadığımız an, birlikte öğrendiğimiz ve büyüdüğümüz bir anlam taşıyor. seninle olan her şey, hayatımda önemli bir yer kaplıyor. tatlı ve çok az acı günlerimizle beraber bugün günlerden sen. daha çok sen, daha çok aşk, bolca mutluluk günüm...

seninle geçirdiğim ikinci yılımızı kutlarken, seni ne kadar çok sevdiğimi ve seninle olan her anı değerli kıldığımı bilmeni istiyorum. sen benim minik ördeğimsin, hayatımın en değerli parçası. birlikte nice mutlu yıllara! iyi ki doğdun ve iyi ki hayatımdasın canım eşim...
senden önce böyle bir aşka ihtiyacım olduğunu bilmezdim sevgili.
ve şimdi kim ne ederse etsin, ne olursa olsun benim farkında olmadığım o boşluğu dolduran ve her an seninle olmanın verdiği o muhteşem aşk duygusunun yerini alamaz.
seni çok seviyorum.

iyi ki varsın.

memolinin aşkısı :)

üç korner bir penaltı.

başta tuhaf ama sonra alışıyorsun yokmuş gibi.

vazo içindeki sahte çiçek

az önce duyduğum bir terim. sanırım evlenilirken yapılan maddi bir kazanç tam olarak bilmiyorum.

kitap hakkında konuşmayı çok severim yazabilirsiniz !

ozark ( şiddetle tavsiye edilir)

-kinyas ve kayra
-dorian gray'in portresi
-çavdar tarlasında çocuklar
-sol ayağım
-istanbul hatırası
-simyacı
-genç werther'in acıları
-vurun kahpeye
-sodom ve gomore
-babil’de ölüm istanbul’da aşk
ve şu an okuduğum kitap - bir idam mahkûmunun son günü

ahmet ümit istanbul hatırası
ahmet ümit'in neredeyse bütün kitapları polisiye roman; bütün kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da beni oldukça şaşırttı. gerek beyoğlu rapsodisi gerekse sultanı öldürmek kitabı oldukça trajedik ve beklenmeyen kişiler tarafından işleniyor cinayetler. bu romanında beyoğlu rapsodisinden farklı olarak failleri kitabın çok dışında bırakıyor ki düşüne düşüne okudum katillerin kim olduğunu bulmak için. hemen kitabın sonunun gelmesini dört gözle bekledim bu gizli ve çok düşündürücü olayı kim işlemiş diye sordum kendime çünkü kitaptaki herkes masum rolünde. kendimi kitabın başkahramanı nevzat başkomiser gibi hissederek devam ettim. kitabın bazı bölümlerinde ali'den nefret ettim. bazı bölümlerinde ise hayranlık duydum. ahmet ümit'in okuduğum dördüncü kitabı istanbul hatırası tamamen tarihi dokulara ve tarihi mekanlara istinaden ele alınmış. kitapta en beğendiğim kısım ise mimar sinan'a yazılmış manzume kısmıydı sinan'ın mihrimah sultana yaptığı iki eser ve kanuni sultan süleyman ile olan anısı bununla birlikte dini ve hz muhammed'in hadislerinin yer aldığı kısımlar da tekrar tekrar okuduğum bölümler arasında aynı zamanda ölümün acı gerçeğini iliklerine kadar hisseden bireylerin hayata olan isteksizliğini ve yaşamaya karşı hiçbir amaçlarının olmadığını gösteriyor bize. son olarak ahmet ümit her kitabının sonunda bir pişmanlık duygusu aşılıyor okura; beyoğlu rapsodisinde selim'in pişmanlığı burada ise nevzat'ın pişmanlığı keşke yapmasaydim bu olayın üzerine gitmeseydim dedirtiyor. keyifli okumalar herkese .

yavaşça gözlerimin kapandığını hissediyorum. bir şarkıyı hatırladım. ana dilimden bir şarkıyı.
" gözlerim kurşun gibi"
hasan kavan

iveeeet sözlükcüm bütün derslerden geçmenin gururunu yaşıyorum. :) bir dönemde maksimum 35 kredi alınabilir; fakat seçmeli almanca almadık. sağlık olsun :) sıradaki defimiz 26 nisan sınav tarihi

gidiyorum sözlük hiçbir zaman balık olamayacağımı biliyorum .göllerden okyanuslara kadar yüzemeyeceğimi oradan mavi dünyamı göremeyeceğimi ona ” merhaba, mavi dünyam ben geldim diyemeyeceğimi biliyorum küçük bir çocuğum ben ama bir şeyi rahatça söyleyebilirim. çocuk ruhumun bağdaşamadığı her şeyi reddettim ben. işte bunun için avunuyorum. bir kez çakıp sönen bir şimşek gibi yaşadım ben. şimşeklerin kaynağı göktür gök ise sonsuzluktur işte bundan dolayı kıvançlıyım
avunduğum başka bir şey daha var: insanın çocuksu temiz vicdanı tohumun içindeki öz gibidir. bu öz olmadan hiç bir tohum gelişemez ve bizleri ilerde ne beklerse beklesin, insanlar yaşadıkça hak doğruluk denen şeyler de varolacaktır. elveda sözlük, elveda güzel insanlar, elveda mavi dünyam.. daha güzel günlerde görüşmek dileğiyle.... geleceğim tekrar sınavlarımdan sonra..

dün yaptığım provokatif paylaşım sonucu aldığım cezadır. başa gelen çekilir diyelim ne olsun :)

çok kırıcı bir durum.

yolda çok yoksul ama âşık bir gence rastladım. ayakkabılarına su, ruhuna yıldızlar doluyordu
victor hugo