cloudx yazar profili

son zamanlardaki atılımlarıyla jacques philippe yeni gözdem diyebilirim.

birçok marka tarafından geliştirilip modernize edilen teknoloji. eta 7750 kullanılan saatler özeldir, ayrıcalıklıdır. sahip olmak için yeri gelir servet ödemek gerekir.
geliştirilmiş bir eta 7750 için benim önerim jpagc028247 olabilir.
klasmanındaki saatlere göre uçuk bir fiyatı olmamakla beraber, diğerlerine nazaran aşağı kalır bir yanı da hemen hemen yok.

şener şen için izledim, ilk yarım saat de şener şen'in hatırına dayandım. ancak filme rutkay aziz faktörü eşlik edince tadından yenmedi resmen.
kapitalizmin vahşi hali ile yüzleşmek beni biraz ürpertti. filmin sonlarına doğru romantizm biraz fazla ağır bastı, ölçüsü tam olmamış gibi geldi bana.

bu kadar güçlü bir adamın, direnmeden devlet hastanesi pskiyatri kliniğine gitmesi de ne bileyim.
insan bir itiraz eder, avukat ordusu falan tutar.
zenginin vizyonsuzu da bir başka oluyor azizim.

tek yöneticisi (kral, padişah, sultan, devlet başkanı vs.) olan, halkı yönetimden dışlayan, ortaçağ yönetim şeklidir. babadan oğula devreder.
kralların yetkileri indirgenip, yönetime başka yaşamsal organlar da dahil edilerek, günümüzde bazı avrupa ülkelerinde hala sembolik olarak uygulanmaktadır.

herhangi bir konuda etik sayılmayan, kişilere zarar veren veya rencide eden davranışlara gösterilen tepki.

yapay ve tam sentetik uyuşturucu niteliği taşır, insan organizması için son derece zararlıdır.

türkiye'nin ilk gsm operatörüdür. ilk olmasından mıdır nedir bilinmez türkiye'de diğer operatörlere göre en pahalı en avantajsız olan operatör olmasına rağmen en çok üyesi olan gsm şirketidir.

jose saramago' nun ensaio sobre a cegueira isimli romanından uyarlanan 2008 yapımı bir fernando meirelles filmidir, blindness.

ne kadar başarılı bir uyarlamadır sorusunun cevabını kitabı okumadığımdan es geçiyorum. filmden bu denli etkilenmemin, filmin 'sinemasal' açıdan 'iyi' olmasıyla bir ilişiği yok sanırım.
yani hala iyi film mi, kötü film mi, karar verebilmiş değilim ama başlı başına bir 'sistem' ve 'insan' eleştirisidir bence.

"dört duvarın arasındalar ve körler. peki altını, mücevheri napacaklar lan?" sorusunu sorarken bile, bizim yakındığımız şey insanoğlunun açgözlülüğü, iktidar hevesi değil midir? ve bence film bize bu soruyu sorduruyorsa, bal gibi eleştiriyordur sistemi.

bir adam, herkesin kör olduğu bir hücrede, sahip olduğu tek bıçakla ötekilerden daha 'güç'lü hale geliyor. bunu fark ettiği an da zayıf olanın boynuna dayıyor bıçağı: 'sana verdiklerim için teşekkür etmelisin bana, çünkü senden güçlüyüm, bak bıçağım bile var, yani kör olabilirim ama seni yine de öldürebilirim' diyor. 'ama karnını doyurmam içi bana mücevher vermelisin, altın vermelisin, hatta kadın vermelisin' diyor.

bunu söylerken nerede olduğunu, tüm bunların ne işe yarayacağını unutuyor. çünkü mücevhere dışarıdayken yüklenilen anlamlar yerleşmiş bilinçaltına. çünkü para tanrı ve biz ona tapmalıyız. ve bu tanrı nerede olursa olsun iktidarını güçlü kılacak. güç ise ona, adalet ve ahlak kurallarını yıkma hakkı verecek. zulmünü meşru gösterecek.

tüm bu sosyal çarpıklığın yanı sıra bir de 'körlerin dünyasında görebilen bir kadın'ın trajedisi var elbette. görme yetisiyle diğerlerinden yeteri kadar üstün olmasına rağmen gözünü iktidar hırsı bürümemiş bir kadın. sonuç olarak filmde bahsedilen 'körlük' fizyolojik bir körlükten öte, 'şeyler'in bizden çaldığı görme yetisi. sanırım.

senden de, ortamdan da sıkıldım, kısa yoldan biptir olup gideyim diyemeyen bünyenin ağzından çıkan nezaket cümlesi.

bugün 50. yaşına giren mega star.
onun 50 olduğunu bilmek üzücü oldu, bayağı bayağı yaşlanıyoruz.

harry potter da oynarken kimsenin takmadığı, twilight serisinden sonra üne kavuşan oyuncu.

en popüler olanı siniri karşı taraftan çıkartmaktır.
nasıl ki iş dünyasında mesai bittiğinde bütün o stresi ve psikolojiyi iş yerinde bırakıp ev kapısından içeri arınmış bir şekilde girmek gerekiyorsa ilişkide de bir şeye sinirlenildiğinde onu ilişkiye yansıtmamak gerekir.
bu huydan vazgeçilmediği sürece taraflar birbirlerini ufak ufak yıpratır en sonunda kartopu gibi büyüyerek ciddi sorunlara yol açar.

ya bizim böyle köklü sorunlarımız yoktu, niye kavga ediyoruz durup durup diye düşünür durursunuz sonra.

karın açlığı uyku uyutmayacak durumdaysa çavdar ekmeğine zeytinyağı banılarak tüketilebilir.
hem mideyi rahatlatır hem gece rahat bir uyku uyumaya yardımcı olur.

eğer aile ile yaşıyorsanız ailenin kıymetini çok daha iyi anlarsınız.
aynı zamanda bir an önce kendi ayakların üzerine basmak için daha çok şevklenir, bir süre sonra tuttuğunu koparır bir yapıya bürünürsünüz.

paranız varsa işsizlik de size bir şey öğretmez.
çaresizliği tatmadan zıplayamazsınız.

dünyanın en samimiyetsiz cümlesi olabilir.
gezegen üzerinde müslümana müslümandan daha çok zülmeden başka bir güruh yoktur.
dolandırır, hakkını yer, baskılar.

tavuklu yemekler ile etli yemekler arasındaki farka bakarım genelde.
%30'dan fazla fark varsa o mekan net kazıkçıdır ve kolay kolay orada yemek siparişi vermem.
kahve içer kalkarım, yemeyi başka bir mekanda yerim.

aralarında olduğum sözlük yazarları veritabanıdır.
mesaj atmak istenirse bir ileti uzağınızdayım canım yazarlar.
yeniyim ama hızlı kaynaşırım.

böyle gariplikler yalnızca türkiye'de yaşanır zannediyordum.
türklere özgü davranışlar listemden sürü psikolojisini üzülerek çıkartmak durumundayım.

plastik bir tadı var köfteci yusuf'un köftelerinin, bana hiç hitap etmiyor.
domuz yağı skandalından sonra tadı da değişti köftelerinin.

(bkz: ampül)

günümüz şartlarında bu kadar açık yazılabiliyor.