çürümüş şeyler var danimarka krallığında - en beğenilen tanımları (1. sayfa)
1.
koreli aktöre sarılarak balon patlatan kadın
son üç-dört yıldır konser ve festivalleri yasaklayan islamcı-yerlici-millici-ulusalcı tayfa, sahte liberal maskelerini takmışlar ve "size ne oğlum eğleniyor işte" diyorlar.
evet o kız eğleniyor, yaptığı şey yanlış değil. o ayrı konu.
birincisi, dertleri o kızın eğlenmesi değil. baskı altında olup türlü yasaklarla mücadele etmek zorunda kalan insanlar, kendilerine bunu yapanların ayrıcalıklı olarak sınırsız bir serbestliğe sahip olmasına karşılar. eşitlik ve adalet istiyorlar ve bunu en doğru şekilde ifade etseler bile taleplerinin reddedileceğini biliyorlar. çünkü islamcı zihniyet, eşitlik ve adalet değil kerameti kendinden menkul bir üstünlük-ayrıcalık istiyor. bu da yetmiyor, ne yaparsa yapsın dengi olamadığını fark ettiği insanları her fırsatta ezmeyi ve yok etmeyi düşünüyor ve buna göre hareket ediyor. bu görüntüye şöyle böyle diyenleri değersezliştirme çabaları dahil buna.
yoksa görüntüde sıkıntı yok. biz bacak kadar veletken lambada dansından insanların hamile kaldığını söyleyenler vardı. lan en azından estetik şekilde dans diyordu millet, şimdi balon patlatma falan. o kız elemanla lambada dansı yapsaydı çok sevinirdim bak.
evet o kız eğleniyor, yaptığı şey yanlış değil. o ayrı konu.
birincisi, dertleri o kızın eğlenmesi değil. baskı altında olup türlü yasaklarla mücadele etmek zorunda kalan insanlar, kendilerine bunu yapanların ayrıcalıklı olarak sınırsız bir serbestliğe sahip olmasına karşılar. eşitlik ve adalet istiyorlar ve bunu en doğru şekilde ifade etseler bile taleplerinin reddedileceğini biliyorlar. çünkü islamcı zihniyet, eşitlik ve adalet değil kerameti kendinden menkul bir üstünlük-ayrıcalık istiyor. bu da yetmiyor, ne yaparsa yapsın dengi olamadığını fark ettiği insanları her fırsatta ezmeyi ve yok etmeyi düşünüyor ve buna göre hareket ediyor. bu görüntüye şöyle böyle diyenleri değersezliştirme çabaları dahil buna.
yoksa görüntüde sıkıntı yok. biz bacak kadar veletken lambada dansından insanların hamile kaldığını söyleyenler vardı. lan en azından estetik şekilde dans diyordu millet, şimdi balon patlatma falan. o kız elemanla lambada dansı yapsaydı çok sevinirdim bak.
devamını gör...
2.
polis memurunu şehit eden saldırganın mahkemeye sevki
şu görüntüler türkiye'deki polis teşkilatının ve kulluk ettiği saray rejiminin halktan tamamen koptuğunun en önemli göstergelerindendir. onca suçtan sabıkası olan kişi elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor. herhangi bir sivili öldürse polislerden normal suçlu muamelesi görecek ve muhtemelen 10 yıla kadar çıkacak.
öldürülen kişi polis olunca şov yapıyorlar kendilerince. yani diyorlar ki: "siz sefil yaratıklar ile biz farklıyız, biz polisler sizden daha önemliyiz, sizin öldürülmeniz de zerre umurumuzda değil."
türkiye'de polis hiçbir zaman toplumun polisi olmamıştı da iş artık başka bir seviyeye geldi.
şunu söylemek istemiyorum: polisler her katile bu muameleyi yapsın, hayır bu yapılan doğru değil. sizin güçlü bir devlet olduğunuzu değil aksine devlet olma özelliğini yitirmeye başladığınızı gösterir, öncesiyle beraber. yani sabıka kaydıyla dolaşmasıyla beraber. herif zaten hayatının geri kalanını hücrede geçirecek. temizinden 50 yıl yatar nalları dikmeden...
ekstra: bu tiplerin sayısı artacak ileride. türkiye'de bilindik bir gerçek vardır, sıradan insanlar devletten, polisten, askerden çok korkar. ama eskidendi bu. yeni türkiye'de, özellikle 25 altı genç erkeklerde bu korkuların olmadığını görecek insanlar. öğretmenlere, doktorlara yönelik saldırıların yıllar içinde silahlı güvenlik güçlerine de yöneleceğine şahit olacaklar.
öldürülen kişi polis olunca şov yapıyorlar kendilerince. yani diyorlar ki: "siz sefil yaratıklar ile biz farklıyız, biz polisler sizden daha önemliyiz, sizin öldürülmeniz de zerre umurumuzda değil."
türkiye'de polis hiçbir zaman toplumun polisi olmamıştı da iş artık başka bir seviyeye geldi.
şunu söylemek istemiyorum: polisler her katile bu muameleyi yapsın, hayır bu yapılan doğru değil. sizin güçlü bir devlet olduğunuzu değil aksine devlet olma özelliğini yitirmeye başladığınızı gösterir, öncesiyle beraber. yani sabıka kaydıyla dolaşmasıyla beraber. herif zaten hayatının geri kalanını hücrede geçirecek. temizinden 50 yıl yatar nalları dikmeden...
ekstra: bu tiplerin sayısı artacak ileride. türkiye'de bilindik bir gerçek vardır, sıradan insanlar devletten, polisten, askerden çok korkar. ama eskidendi bu. yeni türkiye'de, özellikle 25 altı genç erkeklerde bu korkuların olmadığını görecek insanlar. öğretmenlere, doktorlara yönelik saldırıların yıllar içinde silahlı güvenlik güçlerine de yöneleceğine şahit olacaklar.
devamını gör...
3.
doldur boşalt yaptığı tüfekle arkadaşını öldüren genç
türkiye'de zorunlu askerlik hizmetini yapan askerlere dolu silah verilmez. nöbet tuttukları zaman bile bazen mühimmat verilmez sadece boş silahla gösteriş olsun diye ayakta dururlar. bazı problemli yerlerde, çok az istisnalarda silahta dolu şarjör olur onun dışında boş silahla hücum yeleklerinde plastik naylona sarılı dolu şarjör verilir. 15 temmuz 2016 öncesinde de böyleydi bu. sebebi de intiharların ve bu tip cinayet olaylarının önüne geçilmek istenmesi. medyaya pek yansımaz ama askerlik yaparken intihar eden veya cinayet işleyen çok insan vardır türkiye'de. halkı askerlikten soğutmak falan filan diye habeleşmesine mani olunur.
cinayeti işleyen kişi 19 yaşında ve muhtemelen arkadaşı da o yaşlarda. henüz askerlik yapmadıkları kesin. türkiye ülkesinde zorunlu askerliğin bedelli olmadan uygulanmasının neden zorunlu olduğunu kanıtlayan bir olay bu. hani silah kullanmayı falan geçtim tuvalet kullanmayı hatta okuma yazmayı askerlik yaparken öğrenen insanlar var hala türkiye'de.
cinayeti işleyen kişi 19 yaşında ve muhtemelen arkadaşı da o yaşlarda. henüz askerlik yapmadıkları kesin. türkiye ülkesinde zorunlu askerliğin bedelli olmadan uygulanmasının neden zorunlu olduğunu kanıtlayan bir olay bu. hani silah kullanmayı falan geçtim tuvalet kullanmayı hatta okuma yazmayı askerlik yaparken öğrenen insanlar var hala türkiye'de.
devamını gör...
4.
türkiye'nin bir sömürge olduğu gerçeği
"cengiz 1 milyon ağacın başını, ingiliz ve kanada sermayesinin ayaklarının altına seriyor. çünkü onların ihtiyacı olan kobalt üretimini artıracak. yani kiri, talanı, küfrü bize düşüyor katma değeri onlara. arkasına aldığı siyasi güçle ganimeti topluyor. filozof seneca’nın dediği gibi saray’ın deliliğine yoldaş olmuş gidiyor, ne korku ne utanç, onu yolundan alıkoyuyor!"
bahadır özgür
"stratejik öneme sahip olan ve türkiye’nin birincil alüminyum üreten tek tesisi seydişehir alüminyum, cengiz holding'e satıldı."
"danıştay 13. dairesi, seydişehir alüminyum’un satış kararını iptal ederek fabrikanın devlete iadesini istemişti, dinlemediler ve stratejik öneme sahip olan ve türkiye’nin birincil alüminyum üreten tek tesisi seydişehir alüminyum, cengiz holding'e satıldı."
"m. cengiz şeker fabrikalarını aldığında kısa süre sonra kapatmıştı. muhtemelen ülkenin tek alüminyum fabrikasını da kapatır ve ithal ederler."
"borçlarını ödemeyen vergi yüzsüzleri açıklandı. vergi borçları ‘uzlaştırma’ yöntemiyle silinen ayrıcalıklı patronların listesi ise açıklanmadı. listenin en başında cengiz holding yer alıyor.
vergi borcu silinen şirketler arasında cengiz holding en başta yer alıyor. cengiz inşaat’ın 2005-2009 yıllarına ait hesaplarını inceleyen vergi denetmenleri, şirketin 424.4 milyon liralık vergi borcunu devlete ödemediğini tespit etti. ancak şirket bu borca itiraz etti. iş komisyona havale edildi. komisyon, vergi denetmenlerinin yanlış hesap yaptığına hükmetti, borcu sildi. borcun hesaplandığı dönemde dolar kuru 1 lira 40 kuruştu. silinen borç 303.1 milyon dolardı. bugünkü kurlarla silinen borcun tutarı ise 11 milyar liraya yaklaşıyor."
link
bu milletin a... koyacağız
hayaller abd'ye özenip süper güç olmak, gerçekler kongo demokratik cumhuriyeti...
bahadır özgür
"stratejik öneme sahip olan ve türkiye’nin birincil alüminyum üreten tek tesisi seydişehir alüminyum, cengiz holding'e satıldı."
"danıştay 13. dairesi, seydişehir alüminyum’un satış kararını iptal ederek fabrikanın devlete iadesini istemişti, dinlemediler ve stratejik öneme sahip olan ve türkiye’nin birincil alüminyum üreten tek tesisi seydişehir alüminyum, cengiz holding'e satıldı."
"m. cengiz şeker fabrikalarını aldığında kısa süre sonra kapatmıştı. muhtemelen ülkenin tek alüminyum fabrikasını da kapatır ve ithal ederler."
"borçlarını ödemeyen vergi yüzsüzleri açıklandı. vergi borçları ‘uzlaştırma’ yöntemiyle silinen ayrıcalıklı patronların listesi ise açıklanmadı. listenin en başında cengiz holding yer alıyor.
vergi borcu silinen şirketler arasında cengiz holding en başta yer alıyor. cengiz inşaat’ın 2005-2009 yıllarına ait hesaplarını inceleyen vergi denetmenleri, şirketin 424.4 milyon liralık vergi borcunu devlete ödemediğini tespit etti. ancak şirket bu borca itiraz etti. iş komisyona havale edildi. komisyon, vergi denetmenlerinin yanlış hesap yaptığına hükmetti, borcu sildi. borcun hesaplandığı dönemde dolar kuru 1 lira 40 kuruştu. silinen borç 303.1 milyon dolardı. bugünkü kurlarla silinen borcun tutarı ise 11 milyar liraya yaklaşıyor."
link
bu milletin a... koyacağız
hayaller abd'ye özenip süper güç olmak, gerçekler kongo demokratik cumhuriyeti...
devamını gör...
5.
mülteci sorunu
yanında başka sorunları da getiriyor. özellikle de kendi koyduğu kurallara, yazdığı yasalara, benimsediği geleneklere katı şekilde uyma zorunluluğu hisseden batılı gelişmiş ülkelere.
sıkıntı tam olarak yukarıdaki cümlenin içinde. "kendi koyduğun kurallara uymak." batı ülkelerinin sadece mülteci, göçmen, sığınmacı konusunda değil, başka alanlarda da elini kolunu bağlayan bir hede haline geldi "hukuk". avrupa ve kuzey amerika'da çok sayıda politikacının, sivil ve askeri bürokratın, iş insanlarının "yav şu hukukun anuğa goyayım, eskiden hukuk mu vardı?" diye düşündüğüne eminim.
adam afganistan'dan ya da başka bir ülkeden kalkıp sana geliyor ve sen onun sığınma başvurusunu reddediyorsun ama o da ne? senin ülken karşı tarafı tanımıyor ya da tanısa da ülkeyi ve yönetimi sorunlu görüyor ve reddettiği kişiyi, yasalarına ve uluslararası bazı sözleşmelere uygun olmadığı için oraya yollayamıyor. "birader biz seni burada istemiyoruz ama ülken de kusura bakma şöyle böyle biraz, sen sosyal yardımını al ve suça falan karışma" diyor üstü kapalı. "sen aslında varsın ama yoksun."
mesela isveç, ülkesine ayak basan ve yıllardır geri yollayamadığı ıraklıları yeni deport etmeye başladı. 17 yıldır isveç'te bulunan ıraklıları bile yollayabilmelerinin nedeni ırak'ın artık bu insanları almayı kabul etmesi. daha düne kadar kendi rızası olmayan ıraklıların başka ülkelerce ırak'a geri gönderilmesini kabul etmedikleri için ab üyesi enayi ülkeler bu kişileri geri gönderemiyormuş.
gelen kişiyi ülkesine geri gönderememe problemi başka bir yöntemi ortaya çıkardı: üçüncü bir ülkeyle anlaşıp istenmeyenleri oraya postalamak. ingiltere ruanda ile anlaştı. italya arnavutluk ile anlaştı ve orada güvenlikli kamplar oluşturdu. gerçi yollamak istediği kişileri henüz gönderemiyor, zira italyan yargısı buna engel olmaya devam ediyor. isveç de uganda ile anlaşmış.
bir de almanya var tabi. en çok göçmene ev sahipliği yapan ve avrupa'nın lokomotifi olan ülke.
alman gazeteci: "alman hükümeti göç konusundaki işbirliğini geliştirmek istiyor, özellikle suç işlemiş olan suriyelileri iade etmek için. göç konusunda ab'ye nasıl destek olabilirsiniz?"
erdoğan: "suriye'den gelen mültecilere kapımıza hep açıktır."
videolu
asıl hedefi ab ülkelerine gitmek olan afrikalı, asyalı, orta doğulu olası/potansiyel göçmenlerin türkiye'ye özendirilmesi, türkiye'nin bu insanlar için müthiş bir cazibe merkezi haline getirilmesi ne kadar minnoş öyle değil mi? türkiye: şeklen avrupalı görünüyor ama kendini evinde gibi hissediyorsun.
tıpta uzmanlık sınavı sonucuna göre asistan hekim olarak atanmak üzere tercih yapacak olanların önüne konulan kontenjan listesi.
türk kontenjanı düşük belirlenirken yabancılar için kontenjanlar daha fazla...
..
bu ülkede türk olmak suç hale geldi...
...
o nedenle biraz az dövün sağlıkçıları da bırakıp gitmesinler bu güzel ülkeyi.
yakında ucuz hekim kadrosundan uzman olarak işe alınacaklar. aynı inşaatları yapan ucuz işçi bulmuş gibi sevinecek hastaneler.
ama
uzmanlık oturduğun yerden reçete yazdırmaya benzemez.
sonuçta 4 dakika nefes alamazsan ölüyorsun,
3 dakikada bitkisel hayata giriyorsun.
kızmayın.
gerçekleri yazıyoruz.
3-5 sene sonra hatırlamayalım bu tweeti de biz yanlış düşünmüş olalım.
link
mülteci sorunu, iklim krizi, savaşlar, teknolojideki fırtınavari gelişmeler... batılı ülkeleri hukuki konularda dönüşüme uğratacak. pek iyi bir haber değil tabi bu.
sıkıntı tam olarak yukarıdaki cümlenin içinde. "kendi koyduğun kurallara uymak." batı ülkelerinin sadece mülteci, göçmen, sığınmacı konusunda değil, başka alanlarda da elini kolunu bağlayan bir hede haline geldi "hukuk". avrupa ve kuzey amerika'da çok sayıda politikacının, sivil ve askeri bürokratın, iş insanlarının "yav şu hukukun anuğa goyayım, eskiden hukuk mu vardı?" diye düşündüğüne eminim.
adam afganistan'dan ya da başka bir ülkeden kalkıp sana geliyor ve sen onun sığınma başvurusunu reddediyorsun ama o da ne? senin ülken karşı tarafı tanımıyor ya da tanısa da ülkeyi ve yönetimi sorunlu görüyor ve reddettiği kişiyi, yasalarına ve uluslararası bazı sözleşmelere uygun olmadığı için oraya yollayamıyor. "birader biz seni burada istemiyoruz ama ülken de kusura bakma şöyle böyle biraz, sen sosyal yardımını al ve suça falan karışma" diyor üstü kapalı. "sen aslında varsın ama yoksun."
mesela isveç, ülkesine ayak basan ve yıllardır geri yollayamadığı ıraklıları yeni deport etmeye başladı. 17 yıldır isveç'te bulunan ıraklıları bile yollayabilmelerinin nedeni ırak'ın artık bu insanları almayı kabul etmesi. daha düne kadar kendi rızası olmayan ıraklıların başka ülkelerce ırak'a geri gönderilmesini kabul etmedikleri için ab üyesi enayi ülkeler bu kişileri geri gönderemiyormuş.
gelen kişiyi ülkesine geri gönderememe problemi başka bir yöntemi ortaya çıkardı: üçüncü bir ülkeyle anlaşıp istenmeyenleri oraya postalamak. ingiltere ruanda ile anlaştı. italya arnavutluk ile anlaştı ve orada güvenlikli kamplar oluşturdu. gerçi yollamak istediği kişileri henüz gönderemiyor, zira italyan yargısı buna engel olmaya devam ediyor. isveç de uganda ile anlaşmış.
bir de almanya var tabi. en çok göçmene ev sahipliği yapan ve avrupa'nın lokomotifi olan ülke.
alman gazeteci: "alman hükümeti göç konusundaki işbirliğini geliştirmek istiyor, özellikle suç işlemiş olan suriyelileri iade etmek için. göç konusunda ab'ye nasıl destek olabilirsiniz?"
erdoğan: "suriye'den gelen mültecilere kapımıza hep açıktır."
videolu
asıl hedefi ab ülkelerine gitmek olan afrikalı, asyalı, orta doğulu olası/potansiyel göçmenlerin türkiye'ye özendirilmesi, türkiye'nin bu insanlar için müthiş bir cazibe merkezi haline getirilmesi ne kadar minnoş öyle değil mi? türkiye: şeklen avrupalı görünüyor ama kendini evinde gibi hissediyorsun.
tıpta uzmanlık sınavı sonucuna göre asistan hekim olarak atanmak üzere tercih yapacak olanların önüne konulan kontenjan listesi.
türk kontenjanı düşük belirlenirken yabancılar için kontenjanlar daha fazla...
..
bu ülkede türk olmak suç hale geldi...
...
o nedenle biraz az dövün sağlıkçıları da bırakıp gitmesinler bu güzel ülkeyi.
yakında ucuz hekim kadrosundan uzman olarak işe alınacaklar. aynı inşaatları yapan ucuz işçi bulmuş gibi sevinecek hastaneler.
ama
uzmanlık oturduğun yerden reçete yazdırmaya benzemez.
sonuçta 4 dakika nefes alamazsan ölüyorsun,
3 dakikada bitkisel hayata giriyorsun.
kızmayın.
gerçekleri yazıyoruz.
3-5 sene sonra hatırlamayalım bu tweeti de biz yanlış düşünmüş olalım.
link
mülteci sorunu, iklim krizi, savaşlar, teknolojideki fırtınavari gelişmeler... batılı ülkeleri hukuki konularda dönüşüme uğratacak. pek iyi bir haber değil tabi bu.
devamını gör...
6.
boykot çağrısı yapanlar hakkında soruşturma başlatılması
faşizmin 14 temel özelliği
"12. suç ve cezalandırma ile baskı altına alma: faşist rejimlerde, polislere kanunları zorla uygulamaları için neredeyse sınırsız bir yetki verilir. insanlar genellikle, polisin suistimallerine göz yummaya ve hatta vatanseverlik adına sivil özgürlüklerden feragat etmeye razı olur. faşist uluslarda, sınırsız güce sahip ulusal bir polis kuvveti vardır."
***
"9. özel sermayenin gücünün korunması: faşist uluslardaki sanayi ve iş aristokrasisi, sıklıkla hükümet liderlerini iktidara getirenlerdir. bunu hükümetle iş dünyası arasında karşılıklı çıkara dayalı bir ilişki tesis ederek ve belli bir iktidar eliti yaratarak yapar."
***
"7. ulusal güvenlik takıntısı: "korku" hükümet tarafından, kitleler üzerinde harekete geçirici bir araç olarak kullanılır."
"12. suç ve cezalandırma ile baskı altına alma: faşist rejimlerde, polislere kanunları zorla uygulamaları için neredeyse sınırsız bir yetki verilir. insanlar genellikle, polisin suistimallerine göz yummaya ve hatta vatanseverlik adına sivil özgürlüklerden feragat etmeye razı olur. faşist uluslarda, sınırsız güce sahip ulusal bir polis kuvveti vardır."
***
"9. özel sermayenin gücünün korunması: faşist uluslardaki sanayi ve iş aristokrasisi, sıklıkla hükümet liderlerini iktidara getirenlerdir. bunu hükümetle iş dünyası arasında karşılıklı çıkara dayalı bir ilişki tesis ederek ve belli bir iktidar eliti yaratarak yapar."
***
"7. ulusal güvenlik takıntısı: "korku" hükümet tarafından, kitleler üzerinde harekete geçirici bir araç olarak kullanılır."
devamını gör...
7.
zehra kınık'ın aileye para teklif etmesi
islamcıların laik batılı hukuku ortadan kaldırıp yerine islami olanı getirmek istemesinin nedenlerinden biri de kan parası.
burada yapılan teklif, necip türk insanına ahlaksızca hatta dinlerine aykırı geliyor olabilir. ancak çok savundukları islamın sözde hukukuna uygundur. tabi böyle durumlarda usulen kayıp yaşayan ailenin bir talepte bulunması, talebi karşılandığında konuyu kapatması lazım ama sonradan görme taşralı şımarık müslümanlar bodoslama dalmışlar.
teorik olarak islamı, varsayımla ele aldığımızda, eğer dolar milyarderiyseniz sınırsızca insanı istediğiniz yöntemlerle vahşice öldürebilirsiniz ve öldürdüğünüz kişilerin ailelerinin kan parası isteklerini karşıladığınız sürece size kimse dokunamaz. aslında bazı istisnalar dışında islamda pek çok hukuki meseleyi parayla halledebiliyorsunuz. islamcıların hukuki olmayan yollarla deliler gibi servet kasma nedenlerinden biri de bu. avrupa ve kuzey amerika'da yaşayan insanların bazıları "islam batı ile uyumlu değil" derken boş yapmıyorlar yani. karşılarında insan görünümlü vahşi ve barbar hayvanlar olduğunu biliyorlar, politik doğruculuk adına ses etmiyorlar. şimdilik...
türkiye islam hukukunun geçerli olduğu bir ülke olsaydı, hayatını kaybeden gencin ailesi kan parası olarak mesela beş milyon lira isteseydi, zehra kınık da bu parayı ödeseydi mesele çözülecekti. her şey muhammed'in sözde dinine uygun olacaktı. islam budur.
burada yapılan teklif, necip türk insanına ahlaksızca hatta dinlerine aykırı geliyor olabilir. ancak çok savundukları islamın sözde hukukuna uygundur. tabi böyle durumlarda usulen kayıp yaşayan ailenin bir talepte bulunması, talebi karşılandığında konuyu kapatması lazım ama sonradan görme taşralı şımarık müslümanlar bodoslama dalmışlar.
teorik olarak islamı, varsayımla ele aldığımızda, eğer dolar milyarderiyseniz sınırsızca insanı istediğiniz yöntemlerle vahşice öldürebilirsiniz ve öldürdüğünüz kişilerin ailelerinin kan parası isteklerini karşıladığınız sürece size kimse dokunamaz. aslında bazı istisnalar dışında islamda pek çok hukuki meseleyi parayla halledebiliyorsunuz. islamcıların hukuki olmayan yollarla deliler gibi servet kasma nedenlerinden biri de bu. avrupa ve kuzey amerika'da yaşayan insanların bazıları "islam batı ile uyumlu değil" derken boş yapmıyorlar yani. karşılarında insan görünümlü vahşi ve barbar hayvanlar olduğunu biliyorlar, politik doğruculuk adına ses etmiyorlar. şimdilik...
türkiye islam hukukunun geçerli olduğu bir ülke olsaydı, hayatını kaybeden gencin ailesi kan parası olarak mesela beş milyon lira isteseydi, zehra kınık da bu parayı ödeseydi mesele çözülecekti. her şey muhammed'in sözde dinine uygun olacaktı. islam budur.
devamını gör...
8.
numan kurtulmuş'un anayasa ile ilgili tuhaf çıkışı
numan kurtulmuş'un açıklamasına tepki gösterenler, istisnasız şekilde devlet kısmına odaklanmış. kürtlerin önce özerk olup ardından devletleşeceği paranoyası almış başını gitmiş, tohumları önceden atılmıştı tabi.
burada daha tehlikeli bir detay var. "milletin devleti ve ülkesiyle bölünmez bütünlüğü" ifadesi. hangi millet bu, nasıl bir millet, özellikleri nedir? bu milleti millet yapan nedir? diye sorması ve son 22 yıllık rejimin kimleri millet olarak görüp kabul ettiği, kimleri milletten saymadığını hatırlasın insanlar. milli irade derken sadece kendilerine oy verenleri ifade ettiklerini de hatırlasınlar bir zahmet. osmanlı'daki sünnilerin millet-i hakime, diğerlerinin "milleti-i mahkume" olduğu gerçeğini de akıllarında tutsunlar.
cumhur ittifakının millet fantezisi türklük* değil sünnilik üzerine kuruludur. taliban-hamas-ışid çizgisinde bir sünnilik. işinde gücünde, namusuyla şerefiyle yaşayan, sünni olmayanlara karşı hiçbir yanlışı olmayan hatta laikliği benimseyen düzgün insanları da dışarıda bırakacak radikal sünni islamcı bir millet anlayışını benimsiyorlar. son on küsür yılda türkiye'ye getirdikleri paralı-parasız sünniler onların millet dediği oluşuma dahildir.
yapmak istedikleri anayasa ülkeyi harita üzerinde bölmeyecek, ama sünni müslüman yandaş olmayanları doğrudan vatan haini konumuna yerleştirecek. hem de anayasal düzeyde.
burada daha tehlikeli bir detay var. "milletin devleti ve ülkesiyle bölünmez bütünlüğü" ifadesi. hangi millet bu, nasıl bir millet, özellikleri nedir? bu milleti millet yapan nedir? diye sorması ve son 22 yıllık rejimin kimleri millet olarak görüp kabul ettiği, kimleri milletten saymadığını hatırlasın insanlar. milli irade derken sadece kendilerine oy verenleri ifade ettiklerini de hatırlasınlar bir zahmet. osmanlı'daki sünnilerin millet-i hakime, diğerlerinin "milleti-i mahkume" olduğu gerçeğini de akıllarında tutsunlar.
cumhur ittifakının millet fantezisi türklük* değil sünnilik üzerine kuruludur. taliban-hamas-ışid çizgisinde bir sünnilik. işinde gücünde, namusuyla şerefiyle yaşayan, sünni olmayanlara karşı hiçbir yanlışı olmayan hatta laikliği benimseyen düzgün insanları da dışarıda bırakacak radikal sünni islamcı bir millet anlayışını benimsiyorlar. son on küsür yılda türkiye'ye getirdikleri paralı-parasız sünniler onların millet dediği oluşuma dahildir.
yapmak istedikleri anayasa ülkeyi harita üzerinde bölmeyecek, ama sünni müslüman yandaş olmayanları doğrudan vatan haini konumuna yerleştirecek. hem de anayasal düzeyde.
devamını gör...
9.
hayırcıların karıları kızları evetçilere helaldir
cezasız bırakılınca devamı çekilmişti:
"twitter'da yapılan ve tepki toplayan "darbeye yeltenirlerse, nevşin benim, berna benim, feyza altun benim. canan'ı ben almam. aklınızdan bile geçirmeyin, şimdiden söyleyeyim" şeklindeki paylaşım hakkında takipsizlik kararı verildi."
çıtayı yükseltiyorlar:
"kemaliste tecavüz serbest!
ilki teğmen ebru ile ilgili.
dedim ya, yemin töreninden sonra binlerce hakarete uğradılar diye. baş etmek mümkün değildi. ama fotoğrafının altına yazılanlardan bir tanesi teğmen ebru’ya “yeter artık”dedirtti. genç bir kadın olarak savcılığa şikâyet etti.
bu köşede küfür görmezsiniz. ama madem faili etmiş, madem savcı birazdan okuyacaklarınızı yazmış, ben de utanmadan yazayım, kızaran senin yüzün olsun okuyucu: “bunu insan s... bile, o kadar çirkin bir kemalist kaşar ama kemalist olduğu için tecavüz edebilirim buna.”
savcı bu paylaşımda bir suç görmedi. geçen 21 ekim’de kovuşturmaya yer yok kararı verdi. ebru’nun fotoğrafının altına yazılan bu küfrü, “ebru’nun adını yazmamış sonuçta” diyerek ifade hürriyeti saydı.
devlete göre “mustafa kemal’in askeri” demek suç, “kemalist askere tecavüz edebilirim” demek ifade özgürlüğüydü!
şaşırmayın. türkiye’de bir kısım yargı, adaleti tecelli ettirmek için değil, bu zorbalığı millete zorla kabul ettirmek için çalışıyor."
barış terkoğlu
iki ülke arasındaki en büyük farklarından biri: #3242494
"twitter'da yapılan ve tepki toplayan "darbeye yeltenirlerse, nevşin benim, berna benim, feyza altun benim. canan'ı ben almam. aklınızdan bile geçirmeyin, şimdiden söyleyeyim" şeklindeki paylaşım hakkında takipsizlik kararı verildi."
çıtayı yükseltiyorlar:
"kemaliste tecavüz serbest!
ilki teğmen ebru ile ilgili.
dedim ya, yemin töreninden sonra binlerce hakarete uğradılar diye. baş etmek mümkün değildi. ama fotoğrafının altına yazılanlardan bir tanesi teğmen ebru’ya “yeter artık”dedirtti. genç bir kadın olarak savcılığa şikâyet etti.
bu köşede küfür görmezsiniz. ama madem faili etmiş, madem savcı birazdan okuyacaklarınızı yazmış, ben de utanmadan yazayım, kızaran senin yüzün olsun okuyucu: “bunu insan s... bile, o kadar çirkin bir kemalist kaşar ama kemalist olduğu için tecavüz edebilirim buna.”
savcı bu paylaşımda bir suç görmedi. geçen 21 ekim’de kovuşturmaya yer yok kararı verdi. ebru’nun fotoğrafının altına yazılan bu küfrü, “ebru’nun adını yazmamış sonuçta” diyerek ifade hürriyeti saydı.
devlete göre “mustafa kemal’in askeri” demek suç, “kemalist askere tecavüz edebilirim” demek ifade özgürlüğüydü!
şaşırmayın. türkiye’de bir kısım yargı, adaleti tecelli ettirmek için değil, bu zorbalığı millete zorla kabul ettirmek için çalışıyor."
barış terkoğlu
iki ülke arasındaki en büyük farklarından biri: #3242494
devamını gör...
10.
yeni osmanlıcılık
ağzı süt kokan anadolu oğlanlarının emperyal fantezisi.
türkiye'de son yıllarda din ve ırkçılık soslu, temelinde kolektif narsizm olan müthiş bir askeri savunma sanayii propaganda bombardımanı var. osmanlı fantezilerini bazen besliyor bazen de diri tutuyor. türkiye'nin, daha önce kimsenin yapamadığı şeyleri yaptığı ve bölgesel hatta küresel güç olduğu söyleniyor ki istisnasız hepsi zırva.
türkiye'nin, bu konularda başka ülkelerle değil kendisiyle kıyaslandığında ilerleme kaydettiği doğrudur, ancak yapılanların somut gerçeklikte ne kadar işe yarayacağı kuvvetli soru işaretleri içeriyor. bir silahı geliştirip kullanıma sokman güzel evet. peki gerçek bir savaş esnasında arkası gelecek mi?
politikacılar ve propagandadan beslenenler şov yapıyorlar tamam. ama cephedeki subay ve generaller emirlerindeki astlarıyla birlikte ellerinde silah ve mühimmat olsun, karınları doysun, temel ihtiyaçları giderilsin isterler. yapılan şovla ilgilenmezler. sen üç tane en iyisinden seyir füzesi üretirsin ama karşıda daha dandik bin tanesi vardır. beştaş oğlanına çevirirler seni.
***
mesela şöyle gaza getirici haberler türkiye'de çok insanın hoşuna gidiyor:
"suriye geçici hükümeti, türkiye'ye palmira'da egemen bir askeri üs tahsis etti.
- üs, amerika'nın almanya'daki ramstein üssü kadar büyük olacak.
- ankara, birleşmiş milletler (bm) dahil tüm büyük güçleri bilgilendirdi ve kendisine yönelik herhangi bir saldırıya güçle karşılık verileceğini açıkladı."
kaynak
bahsettikleri şey reuters öncesinde israel medyasında yer aldı bu arada. daha önce de israel medyası haberleştirmişti.
tr'de kullanılan kelime ve kurulan cümleler müthiş. hedef alınan kitleyi alternatif gerçeklikte yaşatma amaçlı. hem "büyüklük" vurgusu yapılmış hem de gerektiğinde "güçle karşılık verileceği" söylenmiş. bahsedilen üsler son beş günde tamamen kullanılamaz hale getirildi bu arada. "büyüklük" ve "güçle karşılık vermek" eylemlerle oluyor, boş yapmakla değil.
***
yeni osmanlıcılığın, ihvancı islamcılığın, selefi radikalliğin, şii iran'ın artık orta doğu'da geniş kitleler tarafında bir karşılığı kalmadı. bu bölgede başta gençler olmak üzere insanlar, aralarında ne gibi farklar olursa olsun insan gibi yaşamak istiyorlar. çok fazla öldüler, yakınlarını yitirdiler, ellerindekileri kaybettiler, yurtlarından edildiler. artık çok yorgunlar ve sadece insan gibi yaşamak istiyorlar. anadolu köylülerinin sapık fantezilerine uyan dayatmaları kabul etmeyeceklerdir.
türkiye'de son yıllarda din ve ırkçılık soslu, temelinde kolektif narsizm olan müthiş bir askeri savunma sanayii propaganda bombardımanı var. osmanlı fantezilerini bazen besliyor bazen de diri tutuyor. türkiye'nin, daha önce kimsenin yapamadığı şeyleri yaptığı ve bölgesel hatta küresel güç olduğu söyleniyor ki istisnasız hepsi zırva.
türkiye'nin, bu konularda başka ülkelerle değil kendisiyle kıyaslandığında ilerleme kaydettiği doğrudur, ancak yapılanların somut gerçeklikte ne kadar işe yarayacağı kuvvetli soru işaretleri içeriyor. bir silahı geliştirip kullanıma sokman güzel evet. peki gerçek bir savaş esnasında arkası gelecek mi?
politikacılar ve propagandadan beslenenler şov yapıyorlar tamam. ama cephedeki subay ve generaller emirlerindeki astlarıyla birlikte ellerinde silah ve mühimmat olsun, karınları doysun, temel ihtiyaçları giderilsin isterler. yapılan şovla ilgilenmezler. sen üç tane en iyisinden seyir füzesi üretirsin ama karşıda daha dandik bin tanesi vardır. beştaş oğlanına çevirirler seni.
***
mesela şöyle gaza getirici haberler türkiye'de çok insanın hoşuna gidiyor:
"suriye geçici hükümeti, türkiye'ye palmira'da egemen bir askeri üs tahsis etti.
- üs, amerika'nın almanya'daki ramstein üssü kadar büyük olacak.
- ankara, birleşmiş milletler (bm) dahil tüm büyük güçleri bilgilendirdi ve kendisine yönelik herhangi bir saldırıya güçle karşılık verileceğini açıkladı."
kaynak
bahsettikleri şey reuters öncesinde israel medyasında yer aldı bu arada. daha önce de israel medyası haberleştirmişti.
tr'de kullanılan kelime ve kurulan cümleler müthiş. hedef alınan kitleyi alternatif gerçeklikte yaşatma amaçlı. hem "büyüklük" vurgusu yapılmış hem de gerektiğinde "güçle karşılık verileceği" söylenmiş. bahsedilen üsler son beş günde tamamen kullanılamaz hale getirildi bu arada. "büyüklük" ve "güçle karşılık vermek" eylemlerle oluyor, boş yapmakla değil.
***
yeni osmanlıcılığın, ihvancı islamcılığın, selefi radikalliğin, şii iran'ın artık orta doğu'da geniş kitleler tarafında bir karşılığı kalmadı. bu bölgede başta gençler olmak üzere insanlar, aralarında ne gibi farklar olursa olsun insan gibi yaşamak istiyorlar. çok fazla öldüler, yakınlarını yitirdiler, ellerindekileri kaybettiler, yurtlarından edildiler. artık çok yorgunlar ve sadece insan gibi yaşamak istiyorlar. anadolu köylülerinin sapık fantezilerine uyan dayatmaları kabul etmeyeceklerdir.
devamını gör...
11.
2 nisan 2025 ekonomik boykot yapılması
muse/dbl ifşası ile açığa çıkmıştır ki türkiye'de size seküler gelen bir şey para ediyorsa o parayı akp'liler kazanıyordur.
köpük partili adult otellerden, latin amerika craft bira tadım günü düzenlenen kulüplere kadar bir yere para giriyorsa o para akp'liye gidiyor.
ifşa dediğime bakmayın. bunda bizler için yeni bir şey yok.
nasıl ya, çeşme %80 chp, oradaki sikstar garden hotel de mi akp? evet. (çşvdk not: izmir alsancak kordon boyundaki mekanların epeycesi de akp'li)
ibb için de bela oldu bu durum. ekrem demişti, "bazı işler için yeterliliğe sahip firmalar doğrudan iktidarla ilişkili olanlar, onlara mecbur kalıyoruz".
link
"turizmciyim kapadokya'da ki balonları bilal ele geçirdi, bilal'den sonra rekabet olmasın diye balon fiyatları arttı ve lisans almak gerçekten çok zorlaştı
arttı derken yüzde 20 falan değil 100 bin euro olan balon 3 milyon euro oldu."
link
bazıları yeni yeni uyanıyor. bakalım ne zaman sistem-dışı tasarrufa yönelmeyi akıl edecekler.
devamını gör...
12.
sosyal çürüme
"kars’ta bir uzman çavuş, kendisine yan baktığı gerekçesiyle bir kişiyi tabancayla vurarak öldürdü." vidyolu, 16+
"esenyurt'ta 2 polis memuru bir kuryenin önünü kesti:
"oğlum bak kafam bozuk zaten senin kafana sıkarım.” vidyolu, bolca polis küfrü içerir
***
türkiye resmen bir gotham city'ye dönüştü. sorun sadece suçluların ve işledikleri suçların artması, bunların cezasız kalması ya da az ceza alması falan değil artık. bu kişileri yakalayıp yargılayacak ve cezalandıracak olanlar da yozlaştı.
türkiye'yi harvey dent gibi idealist hukukçular, sadece bireysel çıkarlarını değil halkının refahını ve mutluluğunu da düşünen bruce wayne gibi sermayedarlar ya da jim gordon gibi ne yapılması gerekiyorsa onu yapan kolluklar kurtarmaz. türkiye'ye bir batman lazım. hukuk kuralları ile kendini sınırlamayan biri ya da birileri yani...
"esenyurt'ta 2 polis memuru bir kuryenin önünü kesti:
"oğlum bak kafam bozuk zaten senin kafana sıkarım.” vidyolu, bolca polis küfrü içerir
***
türkiye resmen bir gotham city'ye dönüştü. sorun sadece suçluların ve işledikleri suçların artması, bunların cezasız kalması ya da az ceza alması falan değil artık. bu kişileri yakalayıp yargılayacak ve cezalandıracak olanlar da yozlaştı.
türkiye'yi harvey dent gibi idealist hukukçular, sadece bireysel çıkarlarını değil halkının refahını ve mutluluğunu da düşünen bruce wayne gibi sermayedarlar ya da jim gordon gibi ne yapılması gerekiyorsa onu yapan kolluklar kurtarmaz. türkiye'ye bir batman lazım. hukuk kuralları ile kendini sınırlamayan biri ya da birileri yani...
devamını gör...
13.
türkiye ekonomisi
türkiye'de çalışan yoksulluğunun geldiği seviye dehşet verici.
türkiye'de bir asgari ücretli 6 saatlik ücreti karşılığı 1 kg dana eti satın alabiliyor.
günlük yasal çalışma süresinin 8 saat olduğunu düşünürsek, 1 günlük mesainin 4'te 3'ü...
gerçekte çalışma sürelerinin çok daha uzun olduğunu bildiğimiz için tablo daha da vahimleşiyor.
resmi rakamlara göre, çalışanların yüzde 42'sinin asgari ücretli olduğunu da hesaba katarsak, çalışan yoksulluğunun geldiği seviye akıl almaz.
avrupa'da en yakın takipçimiz bulgaristan'da 3 saatlik asgari ücretle 1 kilo et satın alınabiliyor.
inan mutlu

"iktidarın boykotu milli sorun haline getirmesi dayandığı sınıfın çıkarlarının mecburi bir sonucu. bir günlük kayıp tabii ki şirket batırmaz ama burada durup durmayacağı endişesi başka. bugün "bir gün tüketme"yen, yarın "bir gün iş bırak"ıyorum da diyebilir!
şenay aydemir
"müsiad genel başkanı mahmut asmalı: "(boykot çağrısı) yerli ve milli sermayemizi zayıflatmaya ve küresel sermayeye alan açmaya yönelik açık bir girişimdir."
kaynak
"sermaye grupları ardı ardına boykot karşıtı açıklamalar yapmaya başladı." link
***
"ito başkanı şekib avdagiç: "boykot çağrıları yanlıştır. türkiye'nin yerli ve bağımsız ekonomisinin ürünü ve istihdam kaynağı olan şirketlerine saldırılamaz" link
***
"ali koç'un annesi çiğdem simavi, espressolab'ta markanın kurucusu esat kocadağ ile kahve içmiş. sınıf bilinci var birleşmişler, en alttakiler sallamaya başladığında hepsi düşer ki kenetlenmişler. bu kadın espressolab'ın kapısından geçmez normalde. gelini haremlique'in sahibi, selamlique kahvesi meşhurdur." link
***
"rezil bir geleceğe mahkum ettikleri gençliğin yol açtığı eylemler, örgütlü burjuvaziyi kültürel elbiselerinden arınıp, ekonomik-politik çıkarlarını açıkça savunmaya zorluyor.
fragmanlarını seyrettiğimiz bu servet ve ilişki ağı genel grev yapsak tekmili birden ortaya dökülecek." link
devamını gör...
14.
mülteci sorunu
2015, 2016 ve 2017 yıllarında almanya'da işlenen ve türkiye'de benzerleri neredeyse hiç görülmeyen mide bulandırıcı cinayet ve tecavüz suçlarına rağmen almanların o dönemlerde federal hükümete ve kontrolsüz göçe karşı olmasının başlıca iki nedeni vardı.
birincisi; almanya, türkiye ve fransa gibi ülkelerin aksine merkezi üniter bir ülke değil ve yerel yönetimler ile eyalet hükümetleri bu iki ülkeden daha önemlidir, zaten fransa ve tr'de eyaletler yok. almanya'da eyaletlerin de meclisleri, başbakanları ve hükümetleri var. 2015 göç dalgasında merkel'in merkezi yönetimi almanların pek alışık olmadığı şekilde eyaletlere ve yerel yönetimlere ne isteyip istemediğini sormadan tepeden mülteci dayatmasında bulundu ve bunda ısrarcı oldu. almanların başlangıçta ayar olduğu konu buydu. almanlar mümkün olduğunca sorunlarını yerel düzeyde çözmeye çalışırlar. iki kasaba arasındaki yolu yaptırmak için başkentin yollarını aşındırmazlar. aynı şekilde başkentteki federal yönetimin de gereksizce işlerine burnunu sokmasını istemezler. (dostum biz burada yabancıları ve lanet olası federalleri sevmeyiz)
ikincisi; suça karışsın ya da karışmasın, sığınma başvurusu kabul edilmeyenlerin sınır dışı işlemlerinin yapılmaması ve normalde orada bulunmaması gerekenlerin suç işlemeye devam etmesiydi. başvurusu reddedilenlerin bazıları da sırf ülkelerine gönderilmemek adına bilerek suç işleyip hapse giriyordu. hapiste çevre edinip, suç ağlarına katılıp yüksek miktarda para kazanmayı amaçlayarak...
2018'e kadar almanya resmen dingonun ahırına dönmüştü. federal hükümet, yapmaması gereken dayatmalarda ısrarcı davranıyordu ve yapması gereken sınır dışıları da yap(a)mıyordu. bu süreçte afd'nin oyları da borsada değeri tavan yapan şirketler gibi uçmaya başladı.
almanya'da göreve başlayacak olan yeni hükümet bu meseleyi kökünden halletmeye kararlı gibi görünüyor. almanların jeton biraz köşelidir zaten; bürokratik kırtasiye işlemleri de biraz şöyle böyledir. bildiğimiz klasik almanya normalde taliban ile el-kaide'nin semtinden bile geçmezdi ama sırf elindekileri yollayabilmek için iki tarafla da ilişki kuruyor artık.
*** *** ***
geçen yılın başlarında italya başbakanı meloni'nin türkiye ziyaretinden sonra ilber ortaylı'nın "italya türkiye'ye afrikalı yollayacakmış" sözleri konuşulmuştu da rende binası bunu yalanlamıştı. somut bir şeyler de olmadı. bu arada türkiye ile italya euro 2032'yi ortak düzenleme hakkını kazandı. ayrıca iki ülke arasında bazı konularda yakınlaşmalar var.
libya medyasının iddiasına göre türkiye, libya'nın fizan bölgesinde, cezayir ve nijer sınırlarına yakın yerlerde askeri üs kurmak için keşif yapıyormuş.
aşağıdaki haritalardan ilki ab sınır ve sahil güvenlik ajansı frontex'in afrika-avrupa göç yollarını gösteren haritası. diğeri de italyanlarınki... işaretlediğim yerler de askeri üs için keşif yapıldığı iddia edilen bölge.


belki de italya türkiye'ye göçmen yollamayacaktır. belki de türkiye, italya'ya gitmek isteyenlerin önlerinin kesilmesine yardım edecektir.
"ito başkanı şekip avdagiç:
"afrika ülkeleri ile pakistan ve bangladeş'e vize kolaylığı sağlamalıyız.
yabancı işçi istihdamına yönelik kısa ve orta vade için politikalar şart." mart 2025
birincisi; almanya, türkiye ve fransa gibi ülkelerin aksine merkezi üniter bir ülke değil ve yerel yönetimler ile eyalet hükümetleri bu iki ülkeden daha önemlidir, zaten fransa ve tr'de eyaletler yok. almanya'da eyaletlerin de meclisleri, başbakanları ve hükümetleri var. 2015 göç dalgasında merkel'in merkezi yönetimi almanların pek alışık olmadığı şekilde eyaletlere ve yerel yönetimlere ne isteyip istemediğini sormadan tepeden mülteci dayatmasında bulundu ve bunda ısrarcı oldu. almanların başlangıçta ayar olduğu konu buydu. almanlar mümkün olduğunca sorunlarını yerel düzeyde çözmeye çalışırlar. iki kasaba arasındaki yolu yaptırmak için başkentin yollarını aşındırmazlar. aynı şekilde başkentteki federal yönetimin de gereksizce işlerine burnunu sokmasını istemezler. (dostum biz burada yabancıları ve lanet olası federalleri sevmeyiz)
ikincisi; suça karışsın ya da karışmasın, sığınma başvurusu kabul edilmeyenlerin sınır dışı işlemlerinin yapılmaması ve normalde orada bulunmaması gerekenlerin suç işlemeye devam etmesiydi. başvurusu reddedilenlerin bazıları da sırf ülkelerine gönderilmemek adına bilerek suç işleyip hapse giriyordu. hapiste çevre edinip, suç ağlarına katılıp yüksek miktarda para kazanmayı amaçlayarak...
2018'e kadar almanya resmen dingonun ahırına dönmüştü. federal hükümet, yapmaması gereken dayatmalarda ısrarcı davranıyordu ve yapması gereken sınır dışıları da yap(a)mıyordu. bu süreçte afd'nin oyları da borsada değeri tavan yapan şirketler gibi uçmaya başladı.
almanya'da göreve başlayacak olan yeni hükümet bu meseleyi kökünden halletmeye kararlı gibi görünüyor. almanların jeton biraz köşelidir zaten; bürokratik kırtasiye işlemleri de biraz şöyle böyledir. bildiğimiz klasik almanya normalde taliban ile el-kaide'nin semtinden bile geçmezdi ama sırf elindekileri yollayabilmek için iki tarafla da ilişki kuruyor artık.
*** *** ***
geçen yılın başlarında italya başbakanı meloni'nin türkiye ziyaretinden sonra ilber ortaylı'nın "italya türkiye'ye afrikalı yollayacakmış" sözleri konuşulmuştu da rende binası bunu yalanlamıştı. somut bir şeyler de olmadı. bu arada türkiye ile italya euro 2032'yi ortak düzenleme hakkını kazandı. ayrıca iki ülke arasında bazı konularda yakınlaşmalar var.
libya medyasının iddiasına göre türkiye, libya'nın fizan bölgesinde, cezayir ve nijer sınırlarına yakın yerlerde askeri üs kurmak için keşif yapıyormuş.
aşağıdaki haritalardan ilki ab sınır ve sahil güvenlik ajansı frontex'in afrika-avrupa göç yollarını gösteren haritası. diğeri de italyanlarınki... işaretlediğim yerler de askeri üs için keşif yapıldığı iddia edilen bölge.


belki de italya türkiye'ye göçmen yollamayacaktır. belki de türkiye, italya'ya gitmek isteyenlerin önlerinin kesilmesine yardım edecektir.
"ito başkanı şekip avdagiç:
"afrika ülkeleri ile pakistan ve bangladeş'e vize kolaylığı sağlamalıyız.
yabancı işçi istihdamına yönelik kısa ve orta vade için politikalar şart." mart 2025
devamını gör...
16.
woke culture
farklı bir kılığa bürünen nazizme-faşizme dönüştüğünü görenlerin sayısı bence ilerleyen yıllarda artacak.

20'lerde başlayan ama aslında 40'larda son bulmayıp ispanya, italya, yunanistan, türkiye başta olmak üzere pek çok ülkede devam eden ve henüz sona ermeyen faşizm akımını ve nazizmi modernizme dayandırır bazıları. modernizm çok pistir, insanı şöyle böyle yapar, biz en iyisi orta çağa dönelim (aynen öyledir aynen). aslında modernizme ve o süreçte tüm yaşanan gelişmelere karşı verilen hastalıklı bir tepkidir faşizm.
değişim-dönüşüm süreçlerine o esnada katılamayan, bu sürecin bir parçası olamayan, geç kapitalistleşen ve geç modernleşen, yapılması gerektiğini düşündüğünü yapsa da yapamasa da hep daha fazlasını yapması gerektiğine ve pek çoğu için geç kaldığına inanan toplumlarda ortaya çıkar böyle çarpıklıklar. almanya ve italya öncüsü olmuştu, japonya da dahil. iran'daki molla rejiminin faşistliği de türkiye dahil tüm islam ülkelerindeki vahşi-barbar-faşist hareketlerin temeli de tek bir adrese çıkar ve orası roma ya da bağdat değildir: geç kalmışlıktır. daryuş şayegan "yaralı bilinç" diye kitabını da yazmıştır, farkında olmadan.
günümüzde batı toplumlarında, özellkle abd'de beyaz avrupalı kökenlere sahip olmayanların bu akımın öncüleri olması bununla alakalıdır. islamcıların dahil olması hatta ortada woke yokken islamcılığın faşist bir tepki olarak ortaya çıkması, batı ile islam dünyası arasında makas açıldıkça radikalliğin ve şiddetin dozunun artması da bununla bağlantılıdır ve her yol geç kalmışlık ve bununla başa çıkamama problemine götürür bizi.
beyaz adam/insan kötüdür; sömürgeci, emperyalist, kolonyalist, ırkçı, bilmem ne fobik olduğu için değil. bağğzıları, onun ve alt soylarının sürdürdüğü düzen ile rekabet edemeyeceklerini fark ettikleri için öyledir. o zaman hepsini yok edelim!!!

20'lerde başlayan ama aslında 40'larda son bulmayıp ispanya, italya, yunanistan, türkiye başta olmak üzere pek çok ülkede devam eden ve henüz sona ermeyen faşizm akımını ve nazizmi modernizme dayandırır bazıları. modernizm çok pistir, insanı şöyle böyle yapar, biz en iyisi orta çağa dönelim (aynen öyledir aynen). aslında modernizme ve o süreçte tüm yaşanan gelişmelere karşı verilen hastalıklı bir tepkidir faşizm.
değişim-dönüşüm süreçlerine o esnada katılamayan, bu sürecin bir parçası olamayan, geç kapitalistleşen ve geç modernleşen, yapılması gerektiğini düşündüğünü yapsa da yapamasa da hep daha fazlasını yapması gerektiğine ve pek çoğu için geç kaldığına inanan toplumlarda ortaya çıkar böyle çarpıklıklar. almanya ve italya öncüsü olmuştu, japonya da dahil. iran'daki molla rejiminin faşistliği de türkiye dahil tüm islam ülkelerindeki vahşi-barbar-faşist hareketlerin temeli de tek bir adrese çıkar ve orası roma ya da bağdat değildir: geç kalmışlıktır. daryuş şayegan "yaralı bilinç" diye kitabını da yazmıştır, farkında olmadan.
günümüzde batı toplumlarında, özellkle abd'de beyaz avrupalı kökenlere sahip olmayanların bu akımın öncüleri olması bununla alakalıdır. islamcıların dahil olması hatta ortada woke yokken islamcılığın faşist bir tepki olarak ortaya çıkması, batı ile islam dünyası arasında makas açıldıkça radikalliğin ve şiddetin dozunun artması da bununla bağlantılıdır ve her yol geç kalmışlık ve bununla başa çıkamama problemine götürür bizi.
beyaz adam/insan kötüdür; sömürgeci, emperyalist, kolonyalist, ırkçı, bilmem ne fobik olduğu için değil. bağğzıları, onun ve alt soylarının sürdürdüğü düzen ile rekabet edemeyeceklerini fark ettikleri için öyledir. o zaman hepsini yok edelim!!!
devamını gör...
17.
faşizmin estetiği
marksist literatürde yer alan kavramlardan biridir. ama aslında bunu siyaset bilimine sokan kişi marksist olmayan walter benjamin'dir. hakkında türkçe yazılmış şöyle güzel yazılar vardır.
nazi dönemine dair film ve belgeselleri izlerken şuna dikkat çekmiştir insanlar: her şeyin kusursuz görünmesine dikkat edilir. belki bir şeyler yolunda gitmiyordur, belki ülkenin hali perişandır ama görüntüde her şey mükemmel olmalıdır. toplum mükemmeledir aslında onlara göre, posterlerde ve filmlerde öyle gösterilir. erkekler ve kadınlar müthiştir, yayınlanan videolarda öyle kurgulanır. siyasi mitinglerde on binlerce insan olması gerektiği gibi yüce lideri destekler. devletini milletini seven sporcular uluslararası yarışmalarda sürekli galip gelir. sokaklar, caddeler ve meydanlar süper görünmeli mesela.
nazi dönemine dair film ve belgeselleri izlerken şuna dikkat çekmiştir insanlar: her şeyin kusursuz görünmesine dikkat edilir. belki bir şeyler yolunda gitmiyordur, belki ülkenin hali perişandır ama görüntüde her şey mükemmel olmalıdır. toplum mükemmeledir aslında onlara göre, posterlerde ve filmlerde öyle gösterilir. erkekler ve kadınlar müthiştir, yayınlanan videolarda öyle kurgulanır. siyasi mitinglerde on binlerce insan olması gerektiği gibi yüce lideri destekler. devletini milletini seven sporcular uluslararası yarışmalarda sürekli galip gelir. sokaklar, caddeler ve meydanlar süper görünmeli mesela.
devamını gör...
18.
faşizmin estetiği
türkiye'deki son on iki yıllık faşizm pratiği, estetiğine nadide örnekler vermeye devam ediyor.
hiçbir zaman hiçbir şekilde faşist rejim kusurlu değildir. asla değiller. aynı zamanda dinleri islamın da kusursuz olduğunu iddia ederler ki islam ve faşizm ayrı bir konu.
adını neredeyse hiç anmadıkları dış güçleri, iç mihrakları günah keçisi ilan ettikleri gibi yine kim olduklarından net bir şekilde bahsetmedikleri hayali gruplara karşı nazire yaparlar. "bakın biz bunu yaptık, kudurun" dercesine. türkiye'deki islamcıların sürekli birilerini kudurtmaya, çıldırtmaya, delirtmeye çalıştıklarına pek çok insan şahit olmuştur.
faşist rejim sözde halkı için müthiş planlar oluşturmuştur ve bu planlara göre hareket etmektedir. en ufak sorun, mesela yanlış yere çakılmış bir çivi bile emperyalistlerin, dış mihrakların, batılıların oyunudur.
türkiye örneğinde, mesela "terörsüz türkiye" sloganı aslında "en ufak eleştirinin ve muhalefet kırıntısının olmadığı türkiye için bir başlangıç çağrısıdır. ağır kötücül narsisist türk sağı için en ufak bir eleştiri, her başkaldırı girişimi ağır bir terör saldırısıdır.
*** *** ***
her şey yolundaymış gibi davranan ingiliz vatandaşı ekonomi bakanı:
"piyasaların sağlıklı işleyişi için gereken her şey yapılıyor.
uygulamakta olduğumuz ekonomi programı kararlılıkla devam ediyor." 19 mart 2025
***
kimsenin siyasi görüşü nedeniyle yargılanamayacağını iddia eden şahıs:
"adalet bakanı yılmaz tunç: türkiye’de hiçbir vatandaşımız, siyasi görüşü nedeniyle yargılanmaz" link
aynı kişi şöyle diyor:
"yılmaz tunç: “ülkemize gelen her yatırım; hukuk güvenliğinin, hukuk devletimizin, hukuki istikrarla güçlendirdiğimiz kalkınma modelinin eseridir.” link
aslında türkiye'ye yatırım gelmiyor. hukuk ile ilgili söyledikleri ise karşılıksız çekten farksız.
aynı şahıs şöyle diyor:
"adalet bakanı yılmaz tunç:
- türkiye cumhuriyeti devleti, demokratik bir hukuk devletidir.
- yargımız her zamankinden bağımsız ve tarafsızdır. bunu hazmedemeyenler var." link
"hazmedemeyenler var" derken aslında kurdukları ağır islamofaşist düzeni kabullenmeyenlere karşı söylüyor bunları. yargının bağımsız ve tarafsız olmadığını benim sitenin çöplerini karıştıran sokak kedileri ve köpekleri bile biliyor.
*** ***
g-20 ülkesi, nato üyesi, sözde ab adayı ülkenin içişleri bakanı hayali kişilere sesleniyor:
"içişleri bakanı ali yerlikaya:
uyuşturucuyla mücadelemizdeki başarımızı hazmedemeyen tipler var. onlara buradan açıkça ifade etmek istiyorum ki umurumuzda değilsiniz." link
keşke bunları 12-18 yaşları arasındayken babasına söyleyebilseydi. neyse...
***
onur özel ödülü:
"iletişim başkanı fahrettin altun: "trt, kamuoyuna sunduğu doğru, ilkeli ve bağımsız haberlerle hem ülkemizde hem de uluslararası alanda örnek gösterilen bir medya kuruluşudur." link (aynen öyledir aynen)
"fahrettin altun'dan ceza alan kanallara çağrı:
- cumhurbaşkanımıza karşı dile getirilen ağır iftira, hakaret ve ithamları görmezden gelen tutumlarını terk etmeliler" link
"iletişim başkanı fahrettin altun:
-- 'ana muhalefet partisi' son olarak devletin bağımsız yargı organları tarafından yürütülen yıllara sari bir adli süreci bahane ederek sayın cumhurbaşkanımızı hedef almaya, devlet kurumlarına karşı halkımızı kışkırtmaya devam etmektedir
-- adli makamların ciddi iddialarına tatmin edici yanıtlar vermek yerine, sokaklara dönük şiddet çağrıları yapmak suretiyle yargı süreçlerini bu şekilde etki altına alma çabası beyhudedir
-- türkiye bu oyuna gelmeyecek sokağa teslim olmayacak, demokratik hukuk düzeni ne pahasına olursa olsun korunacaktır" link
hiçbir zaman hiçbir şekilde faşist rejim kusurlu değildir. asla değiller. aynı zamanda dinleri islamın da kusursuz olduğunu iddia ederler ki islam ve faşizm ayrı bir konu.
adını neredeyse hiç anmadıkları dış güçleri, iç mihrakları günah keçisi ilan ettikleri gibi yine kim olduklarından net bir şekilde bahsetmedikleri hayali gruplara karşı nazire yaparlar. "bakın biz bunu yaptık, kudurun" dercesine. türkiye'deki islamcıların sürekli birilerini kudurtmaya, çıldırtmaya, delirtmeye çalıştıklarına pek çok insan şahit olmuştur.
faşist rejim sözde halkı için müthiş planlar oluşturmuştur ve bu planlara göre hareket etmektedir. en ufak sorun, mesela yanlış yere çakılmış bir çivi bile emperyalistlerin, dış mihrakların, batılıların oyunudur.
türkiye örneğinde, mesela "terörsüz türkiye" sloganı aslında "en ufak eleştirinin ve muhalefet kırıntısının olmadığı türkiye için bir başlangıç çağrısıdır. ağır kötücül narsisist türk sağı için en ufak bir eleştiri, her başkaldırı girişimi ağır bir terör saldırısıdır.
*** *** ***
her şey yolundaymış gibi davranan ingiliz vatandaşı ekonomi bakanı:
"piyasaların sağlıklı işleyişi için gereken her şey yapılıyor.
uygulamakta olduğumuz ekonomi programı kararlılıkla devam ediyor." 19 mart 2025
***
kimsenin siyasi görüşü nedeniyle yargılanamayacağını iddia eden şahıs:
"adalet bakanı yılmaz tunç: türkiye’de hiçbir vatandaşımız, siyasi görüşü nedeniyle yargılanmaz" link
aynı kişi şöyle diyor:
"yılmaz tunç: “ülkemize gelen her yatırım; hukuk güvenliğinin, hukuk devletimizin, hukuki istikrarla güçlendirdiğimiz kalkınma modelinin eseridir.” link
aslında türkiye'ye yatırım gelmiyor. hukuk ile ilgili söyledikleri ise karşılıksız çekten farksız.
aynı şahıs şöyle diyor:
"adalet bakanı yılmaz tunç:
- türkiye cumhuriyeti devleti, demokratik bir hukuk devletidir.
- yargımız her zamankinden bağımsız ve tarafsızdır. bunu hazmedemeyenler var." link
"hazmedemeyenler var" derken aslında kurdukları ağır islamofaşist düzeni kabullenmeyenlere karşı söylüyor bunları. yargının bağımsız ve tarafsız olmadığını benim sitenin çöplerini karıştıran sokak kedileri ve köpekleri bile biliyor.
*** ***
g-20 ülkesi, nato üyesi, sözde ab adayı ülkenin içişleri bakanı hayali kişilere sesleniyor:
"içişleri bakanı ali yerlikaya:
uyuşturucuyla mücadelemizdeki başarımızı hazmedemeyen tipler var. onlara buradan açıkça ifade etmek istiyorum ki umurumuzda değilsiniz." link
keşke bunları 12-18 yaşları arasındayken babasına söyleyebilseydi. neyse...
***
onur özel ödülü:
"iletişim başkanı fahrettin altun: "trt, kamuoyuna sunduğu doğru, ilkeli ve bağımsız haberlerle hem ülkemizde hem de uluslararası alanda örnek gösterilen bir medya kuruluşudur." link (aynen öyledir aynen)
"fahrettin altun'dan ceza alan kanallara çağrı:
- cumhurbaşkanımıza karşı dile getirilen ağır iftira, hakaret ve ithamları görmezden gelen tutumlarını terk etmeliler" link
"iletişim başkanı fahrettin altun:
-- 'ana muhalefet partisi' son olarak devletin bağımsız yargı organları tarafından yürütülen yıllara sari bir adli süreci bahane ederek sayın cumhurbaşkanımızı hedef almaya, devlet kurumlarına karşı halkımızı kışkırtmaya devam etmektedir
-- adli makamların ciddi iddialarına tatmin edici yanıtlar vermek yerine, sokaklara dönük şiddet çağrıları yapmak suretiyle yargı süreçlerini bu şekilde etki altına alma çabası beyhudedir
-- türkiye bu oyuna gelmeyecek sokağa teslim olmayacak, demokratik hukuk düzeni ne pahasına olursa olsun korunacaktır" link
devamını gör...
19.
uyuşturucu
"türkiye'den bir armatöre ait olan ve istanbul'dan yola çıkan gemide, 9 ton kokain ele geçirildi. piyasa değeri 3 milyar dolar. korkunç bir para bu. türkiye'nin uyuşturucuda nasıl merkezi bir konumda olduğunu gösteriyor."
bahadır özgür
‘narkotürk’ armatörler boş durmuyor: fransız donanması gemiye baskın yaptı, 9 ton kokain yakalandı
fransız donanmasının yaptığı operasyonda 9 ton kokain ele geçirildi. istanbul'dan yola çıkan ve türk bir armatöre ait gemideki uyuşturucunun piyasa değerinin 3 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.
fransa deniz kuvvetleri, istanbul'dan kalkan bir gemiye güney amerika açıklarındaki martinique adası yakınlarında operasyon yaptı. operasyonda 9 tondan fazla uyuşturucu ele geçirildi. ele geçirilen uyuşturucunun piyasa değerinin 3 milyar dolardan fazla olduğu belirtiliyor. haliç-equality adlı gemi, h.b.t. adlı bir türk armatöre ait.
hurda vasfında olan ve piyasa değeri 200 bin dolar civarında olduğu belirtilen gemi, 12 kasım 2024'te istanbul'dan hareket etti. güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, gemi 10 aralık 2024'te batı afrika ülkesi gine bissau'ya demir attı. 13 aralık'ta gine bissau'dan kalkan gemi, güney amerika açıklarında bulunan martinik adası'na doğru yola çıktı.
uyuşturucu üretiminin merkezi olarak kabul edilen ülkeler arasında yer alan kolombiya ve venezuela'ya yakın olan bu ada, fransa'nın kontrolü altında. bağımsız devlet statüsü olmayan martinik, fransız ordusu tarafından korunuyor.
fransız donanması'nın yakaladığı bu gemiyle birlikte son 3 yılda türk armatörlere ait olan ve büyük miktarda uyuşturucuyla yakalanan gemi sayısı 5 oldu. gemilerdeki yakalanan toplam uyuşturucu miktarı ise 25 tonun üzerinde. yakalanan uyuşturucuların toplam değerinin 10 milyar doları bulduğu hesaplanıyor.
gazete duvar, can bursalı
uyuşturucuda yeni dönem: ‘narkotürk’ armatörler
türk armatörlerin gemisine ispanya ve fransa polisi operasyon yaptı, 3.2 ton uyuşturucu ele geçirildi. güvenlik kaynaklarına göre dünyaya uyuşturucunun sevkiyatını çoğunlukla türk armatörler yapıyor.
ekim 2024
***
türkiye ekonomisinin devasa bir balon olmasında önemli katkıları var. kişi başı nominal gelir, satın alma gücü, milli hasıla falan... liberal iktisatçılar şişirir de şişirir türkiye'yi. iran, mısır, pakistan, etiyopya ayarında olan bir ülkeyi ispanya-italya-yunanistan seviyesinde hatta üstünde gösterirler. her türlüsünden rant, uyuşturucu ve diğer illegal faaliyetler olmasa türkiye ekonomisinin çapı, ayarı, klasmanı bellidir. beklenen istanbul depreminden sonra türkiye gerçek fabrika ayarlarına dönecektir. komşuları buna göre pozisyon almaya çalışıyor zaten. kaos içindeki suriye bile...
bahadır özgür
‘narkotürk’ armatörler boş durmuyor: fransız donanması gemiye baskın yaptı, 9 ton kokain yakalandı
fransız donanmasının yaptığı operasyonda 9 ton kokain ele geçirildi. istanbul'dan yola çıkan ve türk bir armatöre ait gemideki uyuşturucunun piyasa değerinin 3 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.
fransa deniz kuvvetleri, istanbul'dan kalkan bir gemiye güney amerika açıklarındaki martinique adası yakınlarında operasyon yaptı. operasyonda 9 tondan fazla uyuşturucu ele geçirildi. ele geçirilen uyuşturucunun piyasa değerinin 3 milyar dolardan fazla olduğu belirtiliyor. haliç-equality adlı gemi, h.b.t. adlı bir türk armatöre ait.
hurda vasfında olan ve piyasa değeri 200 bin dolar civarında olduğu belirtilen gemi, 12 kasım 2024'te istanbul'dan hareket etti. güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, gemi 10 aralık 2024'te batı afrika ülkesi gine bissau'ya demir attı. 13 aralık'ta gine bissau'dan kalkan gemi, güney amerika açıklarında bulunan martinik adası'na doğru yola çıktı.
uyuşturucu üretiminin merkezi olarak kabul edilen ülkeler arasında yer alan kolombiya ve venezuela'ya yakın olan bu ada, fransa'nın kontrolü altında. bağımsız devlet statüsü olmayan martinik, fransız ordusu tarafından korunuyor.
fransız donanması'nın yakaladığı bu gemiyle birlikte son 3 yılda türk armatörlere ait olan ve büyük miktarda uyuşturucuyla yakalanan gemi sayısı 5 oldu. gemilerdeki yakalanan toplam uyuşturucu miktarı ise 25 tonun üzerinde. yakalanan uyuşturucuların toplam değerinin 10 milyar doları bulduğu hesaplanıyor.
gazete duvar, can bursalı
uyuşturucuda yeni dönem: ‘narkotürk’ armatörler
türk armatörlerin gemisine ispanya ve fransa polisi operasyon yaptı, 3.2 ton uyuşturucu ele geçirildi. güvenlik kaynaklarına göre dünyaya uyuşturucunun sevkiyatını çoğunlukla türk armatörler yapıyor.
ekim 2024
***
türkiye ekonomisinin devasa bir balon olmasında önemli katkıları var. kişi başı nominal gelir, satın alma gücü, milli hasıla falan... liberal iktisatçılar şişirir de şişirir türkiye'yi. iran, mısır, pakistan, etiyopya ayarında olan bir ülkeyi ispanya-italya-yunanistan seviyesinde hatta üstünde gösterirler. her türlüsünden rant, uyuşturucu ve diğer illegal faaliyetler olmasa türkiye ekonomisinin çapı, ayarı, klasmanı bellidir. beklenen istanbul depreminden sonra türkiye gerçek fabrika ayarlarına dönecektir. komşuları buna göre pozisyon almaya çalışıyor zaten. kaos içindeki suriye bile...
devamını gör...
20.
tek adam rejimi
"bunlar öyle açgözlü ve öyle istilacı bir haşere topluluğu ki büyük sahneleri ve festivalleri ele geçirirken bir avuç bağımsız mekanı da yangın merdiveni veya kapı ölçüsü veya gürültü gerekçesiyle seri biçimde darlayıp iş yapamaz hale getirdiler ve nihayetinde susturdular." link
***
"boykot o kadar önemli ki. bu adamlar vatan haini dedikleri insanlara bir şeyler satarak zenginleşiyor. o derece onursuz, haysiyetsiz tipler. demokrasi, adalet, özgürlük umurlarında olmaz. para kaybetmekten başka hiçbir şey onları panik etmez. para kaybettirin, uykuları kaçsın." link
***
"tarikatlara, akp'lilere her şey serbest. starbucks dahil birçok şirketi yıllardır istedikleri gibi boykot ediyorlar.
muhaliflerin en ufak boykotuna hemen soruşturma başlattılar. bu ülkede sadece akp'liler özgür anlaşılan."
vidyolu
(bkz: apartheid/@çürümüş şeyler var danimarka krallığında)
***
sandığa gidiyorsun. iptal ediliyor. başkan seçiyorsun, görevden alınıyor. görüşünü paylaşıyorsun. suç. korku, tehdit, baskı, yıldırma. ne yapsın vatandaş? kurbanlık koyun olduğunu mu kabul etsin? tüketmemek suç. bu çarkı çevirmek zorunda mı? iyice kontrolden çıktınız.
sokakta tepki göstereyim diyor. suç. üniversitede örgütleneyim diyor suç. sendikaya gireyim emek mücadelesi vereyim diyor. suç. gazetecilik yapayım diyor. suç. haber rt eden insana kadar düştü. bu nasıl bir rezilliktir ya? bu çarkı döndürmek zorunda mı vatandaş? değil kardeşim.
sokakta 70 yaşında röportaj veren teyzenin peşine düşmüşsün. sonra geliyorsun anayasa lazım diyorsun. 1980'den kalma diyorsun. 1980'den kalma demek ! en temel hakları suç görüyorsun. kim seninle anayasa yapacak? tehdit ettiğin vatandaşlar mı?
ekonomi herkesin derdi. kim fakir yaşamak ister kardeşim? 13 bin liraya mahkum ettiğin insana milli ekonomi diyorsun. bir cebine bakıyor, bir televizyona. 13 bin liralık milli ekonomi olur mu? olmaz. 3 siyasi lider hapishanede. ekonomik istikrar diyorsun sonra.
yarınlar yokmuşcasına bu hırs nedir arkadaşlar? türkiye'nin demokrasisi bugünün siyasetçilerine bağımlı da gelecek yok mu? 10 yıl sonra ne anlatacaksınız insanlara? bugünleri kim yazacak? kime nasıl savunacaksınız? siyasetçiler geçici, kalıcı olan halk. unutmayın bunu.
trajik ama geçen gün yolda bir adam anlatıyordu. diyor ki askerlik gibi yatayım da aradan çıksın diyormuş millet. gülüyor. gülüyor da endişeyle uyuyor gece. olacak iş mi? ne için bütün bunlar? hangi ulvi hedef için? büyük türkiye böyle mi olacak? korkuyor insanlar. korkuyorlar.
altuğ öztürk
"ticaret bakanı ömer bolat, boykot yapacağını açıklayan vatandaşlara "azgın azınlık" dedi."
link
"gazeteci muhammed vefa:
"ak parti, milletvekillerine chp'nin gerçekleştirdiği boykotla ilgili olarak duyulan rahatsızlığın ifade edilmesi ve bu duruma karşı duruş sergilenmesi talimatını verdi." link
***
"boykot o kadar önemli ki. bu adamlar vatan haini dedikleri insanlara bir şeyler satarak zenginleşiyor. o derece onursuz, haysiyetsiz tipler. demokrasi, adalet, özgürlük umurlarında olmaz. para kaybetmekten başka hiçbir şey onları panik etmez. para kaybettirin, uykuları kaçsın." link
***
"tarikatlara, akp'lilere her şey serbest. starbucks dahil birçok şirketi yıllardır istedikleri gibi boykot ediyorlar.
muhaliflerin en ufak boykotuna hemen soruşturma başlattılar. bu ülkede sadece akp'liler özgür anlaşılan."
vidyolu
(bkz: apartheid/@çürümüş şeyler var danimarka krallığında)
***
sandığa gidiyorsun. iptal ediliyor. başkan seçiyorsun, görevden alınıyor. görüşünü paylaşıyorsun. suç. korku, tehdit, baskı, yıldırma. ne yapsın vatandaş? kurbanlık koyun olduğunu mu kabul etsin? tüketmemek suç. bu çarkı çevirmek zorunda mı? iyice kontrolden çıktınız.
sokakta tepki göstereyim diyor. suç. üniversitede örgütleneyim diyor suç. sendikaya gireyim emek mücadelesi vereyim diyor. suç. gazetecilik yapayım diyor. suç. haber rt eden insana kadar düştü. bu nasıl bir rezilliktir ya? bu çarkı döndürmek zorunda mı vatandaş? değil kardeşim.
sokakta 70 yaşında röportaj veren teyzenin peşine düşmüşsün. sonra geliyorsun anayasa lazım diyorsun. 1980'den kalma diyorsun. 1980'den kalma demek ! en temel hakları suç görüyorsun. kim seninle anayasa yapacak? tehdit ettiğin vatandaşlar mı?
ekonomi herkesin derdi. kim fakir yaşamak ister kardeşim? 13 bin liraya mahkum ettiğin insana milli ekonomi diyorsun. bir cebine bakıyor, bir televizyona. 13 bin liralık milli ekonomi olur mu? olmaz. 3 siyasi lider hapishanede. ekonomik istikrar diyorsun sonra.
yarınlar yokmuşcasına bu hırs nedir arkadaşlar? türkiye'nin demokrasisi bugünün siyasetçilerine bağımlı da gelecek yok mu? 10 yıl sonra ne anlatacaksınız insanlara? bugünleri kim yazacak? kime nasıl savunacaksınız? siyasetçiler geçici, kalıcı olan halk. unutmayın bunu.
trajik ama geçen gün yolda bir adam anlatıyordu. diyor ki askerlik gibi yatayım da aradan çıksın diyormuş millet. gülüyor. gülüyor da endişeyle uyuyor gece. olacak iş mi? ne için bütün bunlar? hangi ulvi hedef için? büyük türkiye böyle mi olacak? korkuyor insanlar. korkuyorlar.
altuğ öztürk
"ticaret bakanı ömer bolat, boykot yapacağını açıklayan vatandaşlara "azgın azınlık" dedi."
link
"gazeteci muhammed vefa:
"ak parti, milletvekillerine chp'nin gerçekleştirdiği boykotla ilgili olarak duyulan rahatsızlığın ifade edilmesi ve bu duruma karşı duruş sergilenmesi talimatını verdi." link
devamını gör...