çürümüş şeyler var danimarka krallığında yazar profili

çürümüş şeyler var danimarka krallığında kapak fotoğrafı
çürümüş şeyler var danimarka krallığında profil fotoğrafı
rozet
karma: 6427 tanım: 749 başlık: 4 takipçi: 44

son tanımları | başucu eserleri


koca ve baba olmayan erkeğin eksik erkek olduğu ezberi

erkeğin aslında savaşçı olduğu gerçeği ile çelişmektedir.

romantik aşk, aile kurmak, çocuk peydahlamak falan... bunlar 19. yüzyılda tohumları atılan ve ürünleri daha çok 20. yüzyılda alınan burjuva anlatıları.

kapitalizm ve modernite öncesinde aşk çok seyrekti. soylular dahil, sıradan insanlar zaten dümdüz davardı. aşık olanlar da genellikle birbirlerine kavuşamazdı zaten, onca türkü ve şiir var bunlara dair. "ben sevdim eller aldı" falan filan. sadece anadolu'da değil, durum batı coğrafyalarında da böyledir. sen seversin, sevdiğin de seni sever ama parası pulu olan makam sahibi senyör, kızı zorla nikahına alır. sen de türküsünü yakarsın. biz de yıllar sonra dinleriz.

modernite öncesindeki tarım toplumuna kıyasla kentlerdeki işçi yığınlarının evlenip çocuk yapması lazımdı ve kendiliğinden gelişen aşk meşk kıvılcımlarını burjuvazi aldı, alladı pulladı, edebiyatını bu kesimlere sattı. çünkü kentlerdeki alt sınıfların da bir şekilde çocuk peydahlaması gerekiyordu.

günümüzde ise insan emeğine duyulan ihtiyaç azalıyor. insanlara duyulan ihtiyaç da öyle. evlenip aile kurup çocuk yapmak, eğer milyarder değilseniz cazip değil.

erkeği erkek yapan şey, her zaman "savaşçı" olmasıdır bunu son olarak belirtelim.
devamını gör...

yaz tatili

batılı toplumların kentleşmesiyle beraber ortaya çıkmıştır.

çok değil yüz elli yıl önce kadar yaz tatili diye bir şey yok. hatta çoğu insan için hala yoktur.

çoluk çocuğu devlet zorla okullara gönderir ama okula yolladıkları çocukların aileleriyle beraber hasat döneminde çalışmaları da lazımdır. bu yüzden eğitim öğretim dönemi sıcak hasat mevsiminde ara verir. bu sayede çocuklar aileleri ile beraber çalışırlar.

bu aileler kentlerde yaşamaya alıştıktan sonra bir de gelir seviyeleri ve alım güçleri artınca, okulda olmadıkları zamanlar artık sıkıntı yaratmaya başlar. elin aristokratı, tüccarı, sanayicisi bakıcı tutmayı zaten çoktan akıl etmiştir ama bu yeni orta sınıf ne b*k yiyecektir? işte başta denize gitmek olmak üzere ufak tefek yaz tatili kaçamakları böyle ortaya çıkar. zaten çalışan kesimler de ölümü göze alarak çeşitli izinler kopartırlar aynı süreçte. haftalık izin, yıllık izin falan. sermaye sınıfı da böyle ufak tefek hakların ücretli-maaşlı çalışanların kendilerini çok minnoş hissetmesini sağladığını, bunun kendilerine de iyi geldiğini sonradan anlar ve çalışanlara daha fazla hak verilmesine pek ses etmez.

hani bazen geyik çevirir insanlar, zenginlik belirtileri nelerdir diye. işte bunun örneği yaz tatilidir. zenginler için tatilin mevsimi, zamanı yoktur. onlar dışında kalanlar, atalarından kalan kültürel mirasla sadece yaz aylarını tatil dönemi olarak bilirler.
devamını gör...

merdan yanardağ'ın skandal rauf denktaş yorumu

merdan yanardağ'ın söyledikleri doğrudur ve geçmişte yaşanan olaylara göre hafif bile kalır. hem türkler hem de rumlar, başta komünistler olmak üzere kendi etnik unsurlarından muhalif ve tehlikeli gördükleri insanları öldürmüştür ve genel olarak suçu karşı tarafın üzerine yıkmıştır. buz gibi tarihsel gerçekliktir bu. karşı tarafa saldırılar zaten iki tarafın da sürekli dillendirdiği şeyler.

iki tarafın o dönemki silahlı eylemlere baş vuran örgütlerini haganah, irgun, lehi gibi örgütlerle kıyaslayabiliriz, ki saydıklarım da hem arapları hem de ingilizleri terör yöntemlerini de uygulayarak öldürmüştür .* bunlar daha sonra tsahal'ın kuruluşunda yer aldılar. yani israel savunma kuvvetleri'nin. türkiye askeri müdahalede bulunmasaydı muhtemelen kıbrıslı rum örgütler de benzeri bir yapılanmaya gidecekti.

bir toplumun kendi geçmişiyle olduğu gibi yüzleşmesi kötü bir şey değildir. her ülkenin kuruluşunda normalde kabul edilmeyecek şeyler yaşanmıştır, terör eylemleri dahil. zaten bunlarda başarılı olabildiğiniz zaman ülkenizi kurabilir ve varlığını başkalarına kabul ettirebilirsiniz. derler ki "oğlum manyak bunlar, deli bunlar, biz bunları ülke olarak tanıyalım da bize bulaşmasınlar."

eskiden televizyon ve internet yoktu. ordular ve silahlı örgütler ne kadar da minnoş olduklarını kanıtlamaya çalışmazdı. sivillerin kafasına sıkar geçerlerdi. internet yaygınlaştı mertlik bozuldu. yok çocuklarla oynayan asker videosu çek, yok yavru kedilere su içir falan... gereksiz masraf ve zaman kaybı.
devamını gör...

lahmacun

son on yılda ne zaman sıcak aylar gelse türkiye'de adı sıkça anılmaya başlıyor ve bu durum bana çok ilginç geliyor. bir insan pizza yemek için sicilya'ya da italya anakarasına da gider anlarım, ama lahmacun yenek için neden bodrum'a, alaçatı'ya, bozcaada'ya gidiyor millet? ben olsam urfa'ya giderim, ki severim urfa ve antep mutfağını. acısına kurban olduğum...

ege kıyıları ve antalya'da lahmacun şu kadar oldu işte efendim ayran şu kadar filan. abi neden g20 ülkesi olan türkiye'nin tatil gurusu insanları, ülkelerinin en marka tatil yörelerinde lahmacun peşinde koşturuyorlar? lahmacunu ve fiyatını bu kadar konuşuyorlar? çıkıp diyorlar işte bodrum'da lahmacun bin lira oldu. ulan bodrum'da niye deniz ürünü yemiyorsun da lahmacundan bahsediyorsun?

ege'nin neredeyse tüm turistik ilçeleri, ege mutfağına yabancılaştı. yunan adasına giden türk orta sınıf turisti kalamardan, ahtapottan, çipuradan, levrekten bahsediyor ama türkiye'deki pahalılıktan yakınanlar bodrum'daki lahmacunun pahalılığı diyor. çok enteresan.
devamını gör...

kur'an vs hadisler

müslümanların çok fazla sevilmeyen itici özellikleri vardır da ben en çok yahudiliğin ve hristiyanlığın dini metinlerine dil uzatmalarına ayar olurum, ontolojik olarak bir tanrı'ya da inanmam. bu metinler tarihsel kayıtlardır ve saygı gösterilmemesine ayar olmam da bununla alakalı.

işte efendim tanrı önce kutsal metinler yollamış da sonradan bunlar tahrip edilmiş falan filan. ulan dalyaprak, bu metinleri bile isteye değiştiren zaten kendileri. yahudi aydınlanması haskalah sürecinde bazı metinler zaten bilerek ve isteyerek görmezden gelindi. hristiyanlar neredeyse bir yarışma edasıyla kendilerine inciller belirlediler. antik dönem ve orta çağ'da yazılanve kutsal olarak görülen yahudi metinleri sadece hikayeden ibaret. yahudilik bir din değildir, bir kültürdür. bu metinler çok önce yaşamış insanların mirasıdır.bir kimliktir ayrıca ve ateist olsanız da bu kültürü sürdürmeniz gerekir çünkü hayatta kalmanız buna bağlıdır.

kuran ve hadisler bazıları için önemli olabilir ancak dini metinler değiller. muhammed adında birisi yaşadıysa eğer yahudi değildi ve bu yüzden peygamber olmasını geçtim iddia etmesi bile mümkün değil.

dini metinler toplumların değişen ihtiyaçlarına göre değiştirilebilir. dini kurumlar toplumun o halki durumuna göre pozisyon değiştirebilir. islamda bunların hiçbiri yok. islamın batılı toplumlarla temas edebildiği bir nokta yok.
devamını gör...

evrensel temel gelir

buna dair denemeler yapıldı geçmişte. genellikle olumlu sonuç verdiği görülüyor. sosyal devlet anlayışının "yav birader biz senin iliğini kemiğini kurutacağız ama sana bu esnada destek çıkacağız, sonrasında da ikramiye ve emekli maaşı vereceğiz" anlayışından daha minnoş bir iddiası var: biz sana güzelliği baştan yapalım sen sonra istediğini bilirsin.

******

evrensel temel gelir uygulanabilir mi diye soran çoktur herhalde. son aylarda gazze'de yaşananları biraz derinden incelediğimizde, yaşananların geleceğimizle ilgili olduğunu görebiliriz. evrensel gelir uygulaması da dahil.

israel ve hamas yanlıları da amerikan vergi mükelleflerini manipüle etmek için propaganda yapıyorlar, çok doğal. sadece abd değil tüm batılı toplumları hedef alıyor iki taraf da. ama abd daha özel, zira israel'in golem'i abd'dir, avrupa değil.

abd için israel büyük önem taşır. israel için de abd çok önemlidir. israel'den önceki son yahudi devletini ortadan kaldıran ve on binlerce yahudiyi katleden, geride kalanları avrupa ve afrika kuzeyine süren roma'nın günümüzdeki versiyonu abd'dir ve bu seferki roma, eskinin aksine bir kollayıcıdır. yani golem.

abd için de israel bir ar-ge laboratuvarıdır. buraya para yatırırsınız ve karşılığını mutlaka alırsınız. sıradan abd vatandaşları belki bunun önemini anlamayabilir, ama popolarının güvenliği için harcanan paranın kendilerine dönüşü vardır. sadece savaş endüstrisi alanında değil, geleceğin teknolojisinin geliştirilmesi hususunda israel, abd'nin en yakın ve güvendiği partneridir.

evrensel gelir meselesi daha çok filistin ile alakalı. çünkü, abd vergi mükellefleri farkında olmasalar da israel gibi filistin'i hatta bm gibi oluşumları da deliler manyaklar gibi finanse ediyorlar. bm ile alakalı tüm kurumların finansmanının büyük kısmı batılı ülkelerce karşılanıyor. ceplerinden çıkan paranın karşılığını pek alamadıkları da söylenebilir. zaten evrensel temel gelir de böyle bir şey. karşılığını almak zorunda değilsiniz.

peki ya finanse ettiklerimiz bize düşmanlık beslerse? bizi yok etmeye kalkarlarsa? tıpkı 7 ekim 2023'te yaptıkları gibi...

gazze dahil filistin'in kayda değer bir ekonomisi yok. dolar milyarderi hamas liderlerinin servetlerinin kaynağı da, gazze ve batı şerialılarının hayatlarının devam ettirmesinin temeli de körfez ülkelerinden akan, batılı ülkelerden gelen paraya bakıyor. bana kalırsa şimdiye kadarki en büyük nüfuslu evrensel temel gelir uygulamasının denemesi gazze üzerinde yapıldı.

hamas'ın ve gazzelilerin yaptıklarını, evrensel temel gelir ile beraber değerlendirebiliriz. bu kadar çok insanı sadece bir miktar para ile sakin tutabilir miyiz? yoksa onları yok etmemiz mi gerekecek? bunu yapmazsak düşmanlarımız onları ayartmaz mı? (çin-rusya) evrensel temel gelir tek başına yeterli mi? yanında bu kitlelere destek veren sosyal programlar neler olmalı?

ilgisiz ek: gazze aynı zamanda yeni teknolojinin, son silahların canlı hedefler üzerinde test edildiği bir yer. gelecekte yaşanacak kent tipi ayaklanmalara karşı insanların nasıl tepki verebileceği de görülüyor. sivillerin sürekli bir yerden başka yere sürülmesi de dahil. en fazla elli yıl kadar sonra dünyanın çoğu yeri gazze gibi olacak zaten.
devamını gör...

favori cinayet silahın hangisi

profesyoneller ve kurbanla son anlarında yakın ilişki kurmayı tercih edenler (genelde saykolar) ateşli silahları tercih etmezler. işlediğiniz suçlar değil sadece, her fiili eyleminiz ardında bir iz bırakır. locard teoremine göreyse her temas bir iz bırakır, ki krimonolojinin temel ilkelerindendir. bağğzı suçlular bu yüzden delilleri ortadan kaldırmaya çalışır.

bir kişiyi öldürmek büyük bir yüktür. mevzunun hukuki, ahlaki, vicdani, dini boyutunu geçiyorum. birini gerçekten öldürmeniz için ya gerçekten de akli dengesi dış ya da iç etkilerle bozulmuş olmanız ya da gerçekten de fevkalade haklı nedenleriniz olması gerek. ikincisi konusunda emin değilim, kendim dahil.

ateşli silah yerine kesici, delici, kırıcı-parçalayıcı vb. aletleri kullananların asıl dertleri kurbanlarıyla olmaz genelde. ardında iz bırakmayan profesyonellerin de sadistlerin de ortak noktası budur.

bu arada: çoğu cinayet plansızca işkenir. katil kişisi yani fail, önceden plan yapmaz. birini öldüreceği aleti önceden tasarlamak bambaşka bir boyut.
devamını gör...

reform hareketi

martin luther ile başlayan sürecin batılı ülkeleri laikleştirdiği söylenir ki külliyen zırvadır. bu mesele, dindar hristiyanlar arasında bir iç hesaplaşmadır, güç mücadelesidir ve sonuçta ortaya yeni mezhepler ve inanışlar çıkmıştır. tek sonucu bu değil elbette.

luther sonrasında hristiyanlığın kutsal saydığı metinler latince dışındaki dillere çevrilmeye başlamıştır ve aynı süreçte avrupa ülkelerinde erken modernizm döneminde okur yazarlık da artış gösterir. genel ve zorunlu eğitimin 19. yüzyıldaki zaferiyle beraber avrupalılar dindarlığın zirvesini yaşamıştır. viktorya dönemi ile ikinci dünya savaşı bitimi arasındaki avrupa, 11. yy.'daki avrupa'ya göre çok daha dindardır, sapına kadar da hristiyandır. bin yıl önceki avrupalı köylüler bırak dindarlığı, latince bilmeyi falan, kendi anadilini bile yazamaz. bulunduğu yerleşim yerindeki dini otorite ne dayatırsa onu din bilir. eski pagan inançlarını, kendilerine dayatılan hristiyanlık ile harmayanlarak yaşamaya devam eder. iskandinav ülkeleri başta olmak üzere nordik-cermen ülkelerin metal müzikte öncü ve marka olmaları, eskiden de roma katolik kilisesine karşı çıkmaları biraz bununla alakalıdır.

hristiyanlığın hala ve hala dünya üzerindeki en yaygın din olmasının temelinde iki neden var. birincisi dini metinlerin latince boyunduruğundan kurtarılması, ikincisi de, aynı dönemde avrupalıların ayak basıp istila ettiği her yere dinlerini götürmesi.
devamını gör...

laikliğin halka sorulmadan getirilmesi

ortaya bir halkın, ulusun çıkabilmesi için bazı hamlelerin kendilerine sorulmadan yapılması gerekirdi zamanında.

türkiye cumhuriyeti, köhnemiş bir monarşinin mirasçısıdır ve sadece osmanlı ailesinden değil, diğer monarşilerden de çok çekmiştir. birisi belalımız rus çarlığı, ötekisi babasoyumun da çok çektiği avusturya macaristan imparatorluğu. bir de britanya imparatorluğu var tabi.

ülke kurulduktan sonraki modernleşme hamlelerinde bu ülkeler örnek alınmadı. alınanlar arasında ilk sırada fransa vardı. genel olarak cermen ve frenk kültürü ilham alınarak adımlar atıldı cumhuriyetin ilk yıllarında. o dönemde abd süper güç olsaydı tahminimce onlara bakılırdı.

islamcılarla ve kürtlerle uğraşılması kemalizmle değil modern ulus devleti inşaası ile ilgilidir. bugün gururla fransız olduğunu söyleyen pek çok insan aslında akitanyalı, breton, katalan, flaman, alman, afedersin k*rsikalı, italyandır ama büyük babaları kafalarına sopayı yiye yiye, zorla fransız yapılmıştır. benzer yöntemler türkiye'de denendi ama sonuç ortada.

tüm olan bitenden sonra ortada bir ulustan, bir halktan bahsetmemiz çok zor artık.
devamını gör...

batı'nın doğu'ya üstünlüğünün sebebi

günümüzdeki batı üstünlüğüne çin, kore, japonya gibi ülkelerin gelişmişliği de dahildir diye başlayarak ekleyelim: hangi dönemin hangi batısından bahsediyorsunuz?

bernard lewis, çatışan kültürler adlı eserinin sonlarında batı'nın bazı özelliklerinden bahseder. batı, her tür pis özelliğine rağmen diğer kültür ve yaşamları merak etmeye ve onları anlamaya çalışmaya devam etmektedir. günümüzde diğer dilleri öğrenmeye meraklı, diğer yaşam tarzlarını deneyimlemekten çekinmeyen, başka ülkeler ne düşünür nasıl yaşar diye dert edinen batılılardır (ne kadar da roma'ya benziyor). batılı derken batı'nın gelişmiş ülkelerini kastetmiyorum sadece, bu özelliklere sahip mısırlı vardır, iranlı vardır, türk(iyeli) vardır, hintli var, çinli, kongolu, endonezyalı, arjantinli, nikaragualı...

gelişmişliğin, üstünlüğün geçmişte ve günümüzde dayandığı basamaklar var ve bunlardan ortak olanlarına baktığımızda kozmopolitliği, çok kültürlülüğü, farklı olanların ortak kurallar oluşturarak beraber yaşayabildiği ortamlar oluşturabildiğini görürüz. islam dünyasının altın çağı böyle değil miydi mesela? gazali sonrasında düşünsel olarak içe kapanmadı mı müslümanlar?

mesela müslümanlar, diğer kültürleri gerçekten ne kadar merak ediyorlar? ön yargısız yaklaşabiliyorlar mı?
devamını gör...

garip psikolojik rahatsızlıklar

biz seksenlerde doğan kuşağın çocukluğunda ve ergenliğinde sıcağı sıcağına, teksoy görevde gibi programlar etkili olmuştur. bir de muzır neşriyat sayılabilecek yayınlar vardı ama oraya hiç girmeyelim.

bu programlarda bazen bir evde kendiliğinden çıkan esrarengiz yangınlardan bahsedilen bölümler yayınlanırdı. bu yangınların nasıl çıktığına dair bilgi verilmediğini şu olgun zihinle artık anlayabiliyorum ama o çocuk ve ergen aklımızla bunlar aklımızı rehin alırdı. neyse ki yıllar içinde rehin alınan aklımızı kurtarabildik.

macdonald üçlüsü özelliklerinden biri, şiddete uğrayan çocukların, özellikle oğlanların yangın çıkartması. türkiye değil sadece, dünyada örnekleri olan bir efsane "evde kendiliğinden çıkan yangınlar." ama aslında orada, o evde yoğun şiddete maruz kalan ve yüksek ihtimalle oğlan olan en az bir çocuk vardır. böyle bir vakada olaya müdahil olan resmi görevlilerin yapması gereken, aile üyelerinde şüphe uyandırmadan o aile üyelerini teker teker sorguya uzman yardımcılığında almak ve özellikle çocuklardan bilgi almaya çalışmaktır.

bu bahsettiğimiz çocuğun aynı zamanda hayvanlara şiddet uygulaması kuvvetle muhtemeldir. çok büyük ihtimalle de çocukluk yıllarında altını uykudayken ıslatıyordur.

son yıllarda gerçekçi başıboş köpek sorununa karşı nefret kusarak önüne gelene ittapar, köpektapar diyerek saldıranların aynı zamanda ağır homofobik, kadın düşmanı, ırkçı vs. olmaları gözlerden kaçmamaktadır.

ne yazık ki türkiye tahminen yakın gelecekte seri katillerin adından söz ettireceği bir ülke olacak.
devamını gör...

kadınları kandırmanın çok basit ve kolay olması

şu anda müesses nizamın kandırmasının, ayartmasının, kanına girmesinin en zor olduğu kesim erkekler diyebilirim.* siyasi görüşünüz, dünyaya bakışınız, dini inancınız ne olursa olsun dünyadaki mevcut düzenin artık erkeklere sunabileceği bir vaat kalmadı. elbette ki zengin olabilirsiniz, dünyayı kurtarabilirsiniz, her şeyi bırakıp sırt çantanızla gezintiye çıkabilirsiniz, evlenip aile kurabilirsiniz, hırslarınızı terbiyeli şekilde kullanıp kariyer basamaklarını çıkabilirsiniz. ama çok çok çok çok az erkek bunları gerçekleştirebilecek. aslında herkes için geçerli bu, yalnız başka gerçekler de var.

yüzlerce binlerce yıldır baskılananlar erkekler değil, biz erkekler dışında kalan herkes. "beyaz erkekler" dışında diyelim. kadınlar bu kesimlerin başında geliyor. eşcinseller de mesela... zincirlerinden kurtulması, özgürlüğe kavuşması, bunun için de sisteme dahil olmak için deliler gibi tüketmesi istenenler sadece bu kesimler değil. cebinde, cüzdanında ya da banka hesabında parası olan herkesin kandırılması, ayartılması lazım. kendilerini çok minnoş hissetmeleri için tüketime yönelmeleri gerekiyor. 12-13 yaşlarındaki kız çocukları kendilerini genç kız gibi hissetmeliler mesela. 70 yaşlarına gelmiş ihtiyarların da kendilerini genç hissetmeleri lazım ki, bunun için para harcasınlar. göç ettikleri ülkelere kendilerini kabul ettirmek isteyenler için de geçerlidir. siyahlar, latinler, uzak doğulular... saçları dökülenler de bi' zahmet saç ektirsinler. fazla kilolarınız mı var? o zaman böbreğinizi satıp o parayla midenize operasyon yaptırın.

bir erkeğin kadını kandırmasından değil, kadınlar da dahil, "beyaz erkek" olmayanların kandırılmasından bahsediyorum. kapitalizmin arzu ve fantezilerini kışkırtarak kar elde ettiği kesimlerden. yavaş yavaş bunun da sonuna geliyoruz gibi sanki... finalde büyük kapışma var. kutumda büyük hissediyorum acun bey.
devamını gör...

müslümanlara bakıp islamiyeti suçlamak

üç nokta var;

1- teori olarak islam. bu, bildiğimiz, başta kuran olmak üzere islami metinler. bunların bazılarını bazı müslümanların kabul etmesi ya da etmemesi önemli değil. tarihsel yaşanmışlıklar da dahildir. içtihat falan filan...
2- söylem olarak islam. bu da müslümanların, günümüzdeki söylemleri. yine burada bazılarının diğerlerinin söylemlerini kabul etmemesi ve inkar etmesi hiç önemli değil.
3- eylem, davranış, pratik. başta terör eylemleri olmak üzere müslümanların tüm davranışları. kafeste insan yakmak da, bıçakla kafa kesmek de, tankla insan ezmek de, eğitim sistemini islamileştirmek de, farklı kültürlere ölümcül baskı uygulamak da, çoğunluk olduğu yerdeki tüm kısıtlı kaynakları kendine aktarıp diğerlerini insandışı olarak görüp yok saymak da, psikolojik ve ekonomik şiddet uygulamak da dahil...

bu üçü, günümüzdeki müslümanlarda genellikle örtüşüyor. söylem-eylem tutarlılığı var. müslümanların çoğunun söylem-eyleminden bağımsız, bulutların üzerinde öyle minnoş ve kusursuz bir islam yok. islam ile beraber anılan iyi şeyler, düşünceler, davranışlar aslında islamla zerre ilgili değil.

ekleme: en önemlisi üçüncüsüdür, eylem ve davranış yani. her din teorik olarak günümüzün beklentilerine karşılık vermeyen ve hatta vahşice barbarca zırvalara sahiptir. ama sen bunları yok sayıp iyi sayılabilecek kısımlarıyla yola çıkıp hareket edersen diğer kesimler de sana hakkını verir.

müslümanların eylemleriyle cihada, şeriata uygun davranmaları ürkütücü, dinlerinin iyi sayılabilecek taraflarını, kimlik fark etmeksizin herkese karşı uygulaması lazım. gazze'de çocuklara çocuk felci aşısını, yetmiş bine yaklaşan sayıda uygulayan ülke israel şu anda* ama bundan bahsetmiyor insanlar batı dünyasında. sen gidip güney amerika'da, hindistan'da, müslüman olmayan afrika ülkelerinde yapacaksın mesela benzerini. amerika'da evsizler var ağbbi çok geri kalmışlar demeyeceksin. oranın yasal mevzuatına uygun örgütlenip sosyal dayanışma ile o insanları hayata katacaksın ki seni takip etsin insanlar.

hristiyanlık avrupa'da kılıç yoluyla yayılmamıştı sadece. orta çağ'ın en ortasında tarikat ve kiliseler kent ve kırsal yoksullarına, kim olduklarına bakmaksızın yardım ederek takipçi kazandı. bir zamanların manastırları sağlık sorunu olan insanları tedavi ederdi, özellikle kimsesiz yoksulları. oralardaki rahipler zamanla doktora dönüştü, rahibeler de hemşire oldu. batı dünyasında hastanelerde haç işareti olur ki kökeni buradandır.

sonra sömürge çağında benzerlerini uyguladı. günümüzdeki misyonerlik faaliyetleri tavşanın suyunun suyudur bu konuda. batı'nın hristiyanlık adına yaptığı yardımlar zamanla dinden sıyrıldı ve laikleşti. bm'nin tüm kurumlarıyla verdiği desteklerin tamamının kökeni bin yıllık hristiyanlık aslında. sen de din ayırt etmeden öyle davran. çok zor değil istersen eğer.
devamını gör...

kendini yüceltip başkasını yermeyi seven insan

(bkz: narsisistik kişilik bozukluğu)

topluca olduğunda: kolektif narsisizm

somut ve güncel örneği: israel ve türkiye, doksanlarda terörle mücadele eden, askeri ve sivil kayıplar veren ve ciddi kaos yaşayan, dışarıdan yüksek sayıda beklenmedik göç alan,* * insani ve ekonomik standartlarda neredeyse aynı olan iki ülkeydi. hatta bu durum iki binlerin ilk on yılına kadar aşağı yukarı böyleydi. ancak bu iki ülkeden türkiye olanı, son on beş yılda eline geçen tüm sermayeyi ve olanakları yandaşları semirtmek ve parayı betona gömmekle harcadı. bir yandan da kendini desteklemeyenleri bastırdı. geldiği nokta ortada. diğer ülke israel ise doksanlar kaosundan, iki binlerin başındaki intifada teröründen, 2006 lübnan savaşından, 2008-2009 gazze savaşından dersler çıkardı. o tarihte başbakan netanyahu oldu. dünyada bir kriz vardı ama aynı zamanda teknoloji de eskisine kıyasla hızla gelişiyordu. israel türkiye'ye kıyasla farklı bir yol çizdi. parayı saçma şeylere ve kişilere harcamadı, yapılan hatalar dahil tüm yaşananlardan dersler çıkardı ve düşmanlarını bu şekilde beklemeye başladı. elindeki tüm imkanları karınca gibi çalışarak kullandı ve şu anki tablo ortada.

bir taraf, türkiye, her görüşten kişisiyle somut karşılığı olmayan boş bir özgüvenle* kendini övüp yüceltiyor ve düşman gördüğü (aynı zamanda fevkalade kıskandığı) israel'i değersizleştirmeye, itibarsızlaştırmaya çalışıyor. peki diğer taraf ne yapıyor? ne bildiyse onu yapıyor, çalışmaya devam.
devamını gör...

toplumdaki mutsuzluğun sebebi

hamas terör örgütü değildir

bu söylemin, kendini sosyalist zanneden ama aslında su katılmamış nihilist olan zombiler tarafından satın alınmasının nedenleri var. nihilizm diyerek geçelim. acınası...

şunları da ekleyelim şimdilik:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kaynak şeysi biraz uzun, tamamını tavsiye ederim, güncellemesi de var aramasını bilene

hamas sadece bir terör örgütü değildir, asıl amacı soykırımdır ve buna 7 ekim 2023 tarihinde kalkışmıştır. narsisistk kişilik bozukluğuna sahip olanlar ve psikotikleri günümüzde "post-truth" zevzekliği altında meşrulaştırıp normalleştiren bir dünyada yaşıyor, ama bizim en büyük avantajımız, objektif gerçekleri görüyor olmamız. içinde bulunduğumuz savaş artık eskilerin iyi ile kötülerinin savaşı değil, doğru ile yanlışın savaşı da değil. bu, gerçek ile sahtenin savaşı.

gerçeklik kazanacak, sahte olan kaybedecek.
devamını gör...

tüm beyaz batı halklarının türk olduğu gerçeği

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim