cin düğünü

cinlere inanmakla kalmayıp bir de cin düğünü diye bir şey uydurmuşlar. insanların nereden aklına geliyor böyle saçma sapan şeyler bilmiyorum.

inananlar cahil köylülerdir. olmayan düğünlerdir. inananlarlar kapkara cahildir.

varlığına inanmak salakça olsa da (bkz: mehmet berk yaltırık) hocadan dinlemek çok keyifli lan.

cin, hayali bir arkadaş edinmek kapsamına giren bir şizofrenliktir. şuna bak, şimdi bir de başımıza cin düğünü çıktı. olmayan şeyin düğünü mü olurmuş? bir bitmedi şu eskilerin masalları...

şimdi anlatsam kimse inanmaz.
ama cesaretine güvenen ve oluşacak her türlü olumsuz sonuçların kendi iradesi çerçevesinde olduğunu teyit edecek olan varsa, buyursun gelsin.
sizi sözü geçen arkadaşların bölgesine/adresine bırakırım, ertesi sabaha sağlam kalırsa gider aynı yerden alırım.

kendi aralarında altın takıyorlar mı diye şuursuzca merak ediyorum kaç senedir. varsa aydınlatacak bi kabile reisi cin kardeşim beklerim.

(bkz: cinlerdeki kır düğünü şımarıklığı)

herkesin göremediği gizemli düğünlerdir. üçüncü gözü açık insanlar gorebilirmis. doğu ekspresi gibi uzun tren yolculuklarında dikkatlice dağları izlemekte fayda var diye düşünüyorum.
ben kına gecesine denk gelmiştim fazla şaşalı değildi.

ayakları ters olduğu için davetlisi olarak dans ve halayda zorluk çekebilirsiniz.
ayrıca yemekli ve içkili olur.

gece banyoda mı yapıyorlar acaba düğünü , merak ettim.

çocukken kövümüzde, evet köv, elektrik yoktu. haliyle hava karardıktan sonra, gökyüzündeki yıldızlar ve ay dışında görebildiğimiz yegane ışık kaynakları, karşı tepelerdeki tek tük evlerin aydınlatılan odalarından yansıyanlar olurdu. öyle bir ruh haliydi ki, gündüzleri bizim olan köy, geceleri cinlerin mekanıydı. bazen farklı oynak bir ışık kaynağı belirirdi ve o çocuk halimizle, bunu cin düğünü sanırdık. sonra sonra öğrendik ki, aslında bu farklı ışık kaynakları cin düğünü değil, define peşinde gezinen gömücülermiş. rahmetli dedem bir iki tanesini iş üzerindeyken tüfeng ile yaralamış olmasa, bu bilimsizlikle geçecekti ömrüm. iyi ki dedem vardı ve gaddar bir adamdı da, bilimden nasibimi aldım.

korkarim. dur 1 gazoz icip de kendime geliyim. evet.

(bkz: cin düğününde halay başı olmak)

yaşlı kadının biri evinin avlusunda sesler duymuş. kapıyı bir açmış ve görmüş ki evinin önünde düğün oluyor. düğün yapanlar kadını da aralarına almışlar. asker uğurlaması gibi kadını havaya zıplatmışlar. kadın havadayken bir anda yok olmuşlar ve kadın yere düşmüş. sabahleyin de yakınları kadını avluda yerde uzanırken bulmuşlar. inanılsa da inanılmasa da, hayal ürünü olsa da veya da yaşayanlar yeminler ederek şahit olduklarını iddia etse de paranormal hikayelerin hep cezbedici bir özelliği olmuştur.

sakın efenim bu rürden davetiyelere, davetlere itibar etmeyin..sakın.. gerçekte ne evlenecek cin vardır, nede düğün.. cinlikle geçinen dolandırıcı bir taife, allem kullemle sizi buna inandırıp ceplerinizi boşaltırlar.
çok düğün maraklısı iseniz, sizin iki sokak ötede 'yiğidim3 düğün salonu' var. gidin oynayın gülün halaya katılın efenim. kimseyi rahatsız etmedikten sonra kim ne diyor. dimi..

bunun bir de filmiş varmış. şöyleli bir şey:

www.instagram.com/reel/DF-s...

bizim köylerde de çok anlatılır. önceden gece vakti 3-4 gibi davul zurna sesi duyarlarmış. evin önünden sanki bir düğün alayı geçiyor gibi sesler gelirmiş. ama çıkıp baktıklarında kimseyi göremezlermiş ses de uzaklaşmış olurmuş. işin tuhafı bunu bir çok kişi duyduğunu söylüyor.