beynimiz dünyaya ve yaşadığımız her şeye anlam üretmeye çalışır. ama bazen kısa devre yapar ve anlam üretemez. ve o anda can sıkıntısı başlar. can sıkıntısı yaşadığımızda yapılacak iki şey vardır. ilki birşeylerle uğraşıp can sıkıntısının geçmesini beklemektir. ikinci şey ise hayata yüklenen eski anlamları silip yeni bir anlam üretme çabasıdır. ikincisi daha sancılı ve zordur. o yüzden çoğumuz ilk yöntemi seçeriz. ikinci yöntemi seçenler genelde dünyanın tarihini değiştirmiş ve devrim yapmış insanlardır.
ayrıca can sıkıntısı için iki şey gereklidir. birincisi bolca düşünecek zaman ikincisi ekonomik bir kaygınızın olmaması ( tok olmanız) bu yüzdendir ki çok çalışan ve düşünecek zamanı olmayan insanların canı sıkılmaz. buna geçmişten bir örnek verelim: ortaçağda soylular, rahipler ve karın tokluğuna çalışan fakir bir halk vardı( burjuvalar gibi daha kompleks sınıfların ortaya çıkmadığı dönemden bahsediyorum). halkın canı sıkılmazdı. çünkü onlar için hayatın anlamı kilise tarafından belirlenmişti. bütün gününü çalışarak geçirdiği için düşünecek zamanı da olmazdı. ama rahiplerin ve soyluların canı fena halde sıkılırdı. o yüzden eğlenecek yeni şeyler üretirlerdi. örnegin kralların soytarı oynatması, olimpiyatlar, tiyatrolar... yada ikinci yöntem olan hayata yeni anlamlar üretmek. örneğin savaşlar, devrimler...
dünyanın gidişatını değiştiren tarihi olayların asil nedeni can sıkıntısı olabilir. kısaca böyle. eğer bu videoyu izlerseniz ufkunuz açılacak bence.
yalın alpay: can sıkıntısı
devamını gör...