düşünedurayazdım yazar profili

düşünedurayazdım kapak fotoğrafı
düşünedurayazdım profil fotoğrafı
rozet
kafa izninde
karma: 6136 tanım: 262 başlık: 5 takipçi: 84

son tanımları


seviyeli olmaya davet etmek

ya sus ya da sus demek.

seviyeli olmaya davet diye bir şeyin söz konusu olmadığını bilmek ancak seviyeli bir şekilde,
"hadi canım, hadi gülüm, hadi yavrum" demektir.
bir insan seviyesini düşürmez, zaten o seviyededir ve bunu açık etmiştir diye yorumlarım.

seviyeli bir şekilde kalbini kıracağım demektir.
devamını gör...

cahil olduğunu anlamak

her gün anladığımdır.

bugün, dün ne kadar cahil olduğumu anlarım,
yarın da bugünümün cehaletini kavrarım.
günler böyle akıp giderken bir bakmışım ki ne çok sevmişim cehaletimi. cehaletimle karşı karşıya gelmek için gün sayarım adeta.

ne kadar cahilsem bir konuda, o kadar öğreneceğim şey var demektir. hayat çok sıkıcı olurdu her şeyin uzmanı olsaydık.
bu biten bir hayat demektir bana göre.

susadım cehaletime
cehaletim bana miğfer
sordum işin ehline
dedi ki,
ne miğfer gerek,
ne lider.
merak kuşan
heves kuşan
sor yeter.
devamını gör...

sözlük yazarlarının kendilerine ait sözleri

sözlerim bana ait,
söylediklerim sana;
armağan, emanet, delalet.
devamını gör...

düşün ki uzaylılar bunu okuyor

pek bulaşmayın bize.
ben diyeyim de, yine de siz bilirsiniz.

-yok edilmek mi istiyorsunuz? bizden birini alın.
-kaos mu arzu ettiniz? iki kişiyi alın, fazla bile.
-keyfiniz tıkırında mı? biz dünyalılar, bunu yıkmak için hizmetinizde.
-kaynaklarınızı daha iyi nasıl değerlendireceğiniz konusunda çabalamak mı istiyorsunuz? biz tüm kaynaklarınızı yok eder, sizi bu yükten de kurtarırız.

dünyalılar, kaosun tek adresi.
dünyalılar, huzursuzluk yanı başınızda.
bizi tercih edin, biz yok edelim.
her türlü taşkınlıkta yanınızda, hizmetinizdeyiz.
dünyalılar.
devamını gör...

iyi bir insanı hiçbir güç ve olayın kötü yapamayacağı gerçeği

bir güç vardı beni kötü yapan
hiçbir insan bu denli güçlü değil
ve hiçbir olay bu denli yıkıcı.
iyiydim, çok iyi.
ama ne zaman karşılaşsam o güçle
bana hayır diyor,
sen özünde ne iyisin ne de kötü
ve bil ki,
ne sandığın kadar iyisin,
ne sandığın kadar kötü.
ne sandığınsın işin özü ama,
sanrılar yansıtmaz iyiyi, kötüyü.
hayır! her kötülüğümün bir sebebi var!
bile isteye benim kötülüklerim,
kötülüklerimin hepsi bir cevap.
o güç soruyor bana yeniden,
kötü, kötü müdür?
bu kadar mı korkuyorsun kötüden?
kötü sandığım kötüdür.
kötüye cevabım gereklidir.
korkuyorum kötüden
sanrıların hepsi korkutur beni.
ama iyiyi sanmam hiç, iyiden eminim.
o yüzden korkmadım iyiden
tüm cehaletimle emin oldum,
iyi, iyidir.
niyetim onun en büyük destekçisidir!
ama artık çıkma karşıma deli güç,
serbest bırak beni.
yıkma inançlarımı,
yıkma emin olduğum iyiyi.
söyleyip durma artık sus!
iyinin de bir sanrı olabileceğini.
hem öyle iyilikler var ki herkesi sevindirir
sevindirir de bir beni mutsuz eder,
bir beni hiçe sayar.
es geçtiğim kendime kötülük etsem ne yazar?
sus artık, sus güç!
bırak beni sanrılarımın en kuytu cehaletine
bırak da inanayım salt iyiliğe
ışıkları kapatsam, örtsem üstünü
sana kötülük eder miyim güç?
parıldayan gerçekliğini gizlesem
hiç almasam tozunu, seni karartsam
ne ben görsem kendimi sende
ne sen izlesen beni
sana kötülük eder miyim güç?
sırrını çözsem ve kazıyıp atsam
alsam elinden seni sen yapanı
her şeyi yansıtan o eşsiz gücünü
adını söylemesem hiç
paramparça etsem seni
hepsini kırıp döksem
ucu sivri parçalara dönüşünce sen
toplayıp her zerreni atsam çöpe
ne ben görürüm seni
ne de benden başka biri
bakınca yüreği yakan güç!
dokunanı kanatırsın artık
tüm keskinliğinle,
kırık cam parçalarısın artık
kimse benden bilmez bu halini
kimse hesap sormaz bana
kimse de dokunmaz bir daha
kimse seslenemez artık sana
güçlü, gerçek, ışıltılı ayna!
yok edebilirim seni
ben ki sanrılarımın esiri.
hazırlan, bu gece kırmaya geliyorum
seni, beni ve tüm gerçekliği.
devamını gör...

yavrum ben cahilim beni dinleme demenin alternatif yolları

biliyorum. onu da biliyorum. evet, biliyorum. ben biliyorum.

her şeyi ben biliyorum.
devamını gör...

bazı insanların bazı durumlarda bazı davranışlar sergilemesi

bazı manipülatif tutumlar nedeniyle uyanan insanın bunun sonucunda bazı davranışlar sergilemesidir.

bunu bilinçli yapmıyor olsa dahi manipülasyon
manipülasyondur.
"ben öyle uygun gördüm."
"ben öyle olsun istiyorum."
"benim gibi ol."
"benim sanrılarım, benim kararım." diye devam eden, "ben" ile başlayan ancak asla sen ve biz diye bitmeyen bir bencillik sergiliyorsa muhatabımız, bizim de bazı davranışlar sergilememiz gerekir.

insanlar birbirlerinde değiştirmek istediği tutumları iyi analiz etmelidir.
bu isteklerin hakaret sayılabileceğini de unutmamaları gerekir.

önce sizden, sizi tanıyıp bildiği halinizden ufak değişiklikler yapmanızı ister. başlarda bunu sempatik bile bulabilirsiniz, bu ciddi bir yanılgıdır. ince ince işler zihninize, sizi siz yapan davranışları küçümser, sizi suçlu hissettirir. siz, bu davranışlarınızda eğer bir yılgınlık hissediyorsanız yani zaten bir miktar yorulmuşsanız karşıdaki kişiye de sevgi, saygı besliyorsanız onu da mutlu etmek adına ufak değişiklikler yapmayı kabul edersiniz. "tamam" dersiniz özetle.

burada bitti sandınız değil mi? bitmedi.
daha yeni başlıyor...
şimdi biraz daha dozu artırılmış diğer istek geliyor. bu süreçte siz de daha fazla iletişim kurdunuz, bir anlamda samimiyetiniz de arttı. bu samimiyetin ışığında isteklerini dayatmak üzere bir takım suçlamalarda bulunacak, sizi yanlış bir şey yaptığınıza ikna etmek için tüm zaaflarınızı kullanacak, size "ben suçluyum" dedirtene kadar, yeni bir "tamam" duyana kadar da bu durumu büyük bir sebatla sürdürecek.
her tamam kelimesiyle bu durumun dozu daha da artarak katlanacak ve sonunda sizden geriye hiçbir şey kalmayana dek sürdürülecek.

isteklerini yapmadınız mı?
duyacaklarınıza veya size ima edilecek olanlara hazır olun;
ahlaksızsınız, yalancısınız, göründüğünüz gibi değilsiniz, aslında her şeyi yapabilme potansiyeline sahipsiniz. iyilik dediğizin bile altında kötülük barındıran bir bencilsiniz.
ne kadar hoş sohbet olduğunuzu, onu en iyi anlayan, kendini en iyi anlatabildiği kişinin siz olduğunuzu vurguladığı tüm sözler de artık tersine döner. "tamam" diyene kadar da dünyanın en anlayışsız, en iletişimsiz kişisi ilan edilirsiniz bir anda. hem de öylece apansızın, aniden.

çünkü o "haklıdır." siz kimsiniz ki onun gözünde ondan daha haklı olasınız?
haklı olmak da gereksizdir bu gibi konularda.
sen, sen olacakmışsın. ne hacet! bir an önce değiş, tam sana uygun bir kalıp var zihnimde. bu kalıp en ahlaklısı, en doğrusudur.
sen kim olasın ki kendin olmaya cüret edesin? benim çömlek çamurumsun sen. istersem yüzüne gözüne bile ben bulaştırım. kim oluyorsun da kendi kendine tecrübe edinmeye çalışıyorsun?

senin masum olarak gördüğün düşüncelerin ki toplum nezdinde de kabul gören düşünceler dahi olsa ancak benim zihnimde masum ise uygulayabilirsin. aksi halde senin düşüncelerinin, mutluluğunun önemi de yok masumiyeti de yok.
haddini bil, kır dizini!

neyi neden yaptığınızı çok iyi bilir bu kişi. sizi tanımıştır. sizi neyin üzeceğini de iyi analiz etmiştir. kalıba girmeyi reddettiğiniz anda, sizi üzecek hamlelerini yapmak için kollarını sıvamış beklemektedir ve yapacaktır da.
canı sağ olsun der, ona yine de güzellikler dileriz.

yalnız her şeyin bir ölçüsü var, hatırlatmak isteriz. fikirlerini kendisine saklamasını, kendini tutamayacaksa yüzümüze söylemesini isteriz. haklı olduğunu düşünmekle haklı olmak arasında ince bir çizgi vardır, belirtmek isteriz.

kendimizi biliriz, onay beklemeyiz.
yerilmekle tükenmez,
övülmekle yücelmeyiz.

sadece,
kalıba girmeyi reddederiz ve tüm bu davranışları bundan sebep sergileriz.
devamını gör...

zaman acıları iyileştirmez onunla yaşamayı öğretir

zaman ilaç mıdır? bazen.
bazen de merhemdir zaman.
merhem de ilaçtır zaten.
zaman bir öğretmen midir? her zaman.

her ilaç iyileştirir mi, tedavi edebilir mi? bazen.
komplikasyonları hafifletebilir ilaç ama bir ilaç da komplikasyon yaratabilir.
bir ilaç tansiyonunu dengeleyebilir ancak kaybolan uzvunu yerine koyamaz. geri getirmese bile yine de merhem olur yarana.
bazı merhemleri de bilirsiniz, yakar sürdüğünüz yeri, fayda vermek adına. hiç geçmeyecek sanılır yangısı, kim üflese daha da çok yakar, mentol öyledir biraz.

zaman gelir, yangı diner ama uzvun özlemi dinmez. yeri geldiğinde refleks olarak kullanmak ister beyin kayıp uzvu. işte hep o anlarda bir daha, bir daha hatırlanır yokluğu, yinelenir yokluğun acısı, yine özlenir ve yine özlenir.
sonra hem kendisi unutabilsin diye hem de ondan kaybolanı kimse görmesin diye elinden geldiğince örter kaybını. yok olanı görmeleri hiç mühim değildir. mühim olan yokluğun acısını yaşarken kimsenin görmemesidir çünkü gören her bir kişi için zihin türlü sorular yöneltir kendine. zaten hep sorduğu soruları hatırlar ki bunu örtmek için çabalamıştır insan aslında.
ne oldu?
neden kaybettin?
orada olmasaydın kaybetmez miydin?
bu gibi soruları onu gören herkes soracaktır. sormasalar bile öyle düşünecektir kaybeden zihninde. keşkelere sürükler bu sorular kaybedeni fakat hiçbir keşke geri getirmez yitirileni.

sonunda zamanın işlemesiyle kabullenir insan kaybını. ama gizlemeyi kabul eder ama özgürce kaybını haykırır. sonuçta kabullenir. bu kabulleniş onda başka meziyetler ortaya çıkarır. kayıp süresince eksik olanın yerine var olanlar daha fazla kullanılmıştır. eksiği kapatmak adına kapasitesinin zirvesiyle kullanılmıştır var olanlar. artık her şeyi tamam olandan bile daha yetenekli döner hayata.
işte burada zaman, acılarla yaşamayı öğretmiştir insana. onun verdiği dersi hiçbir insan, hiçbir sistem veremeyecektir.

özlemek komplikasyonsa kabullenmek ilaçtır.
kabullenmek de özlemek de zaman dahilinde vuku bulur.

kayıpların ilacı yoktur.
kayıplar, zamanın yolcusudur.
zaman, kayıpların ilacı değil, sağ koludur.

böylece zaman, bazı acıların ilacı, bazı kayıpların ise rehberi, öğretmeni ve yol göstericisidir.

ve zaman, bazı acıların sebebi, bazı acıların sonucudur. derdi de dermanı da sunandır.
zaman hem zehir hem panzehirdir.
zaman, ayak uydurulması gereken, huyuna gidilmesi gereken tek şeydir çünkü zaman şakaya gelmez. zamanla alay edilmez.
zaman boyun eğdirendir.

o nedenle zaman ilaçtır, dermandır, acılarla yaşamayı öğretendir.
zaman her şeydir,
zaman hayattır.

hayat şaka yapar ancak şakaya gelmez.
devamını gör...

milkşeyh

öncelikle mahlası dikkatimi çekti, güldüm.
daha sonra o samimi tanımlarını gördüm;
güldüm, beğendim, düşündüm, hak verdim.

#2978190 şu tanım sanıyorum her şeyi özetler nitelikte.
bir de yükünü paylaşıyor bu tanım, siz durun, ben hallederim diyor paragrafını bitirirken.
bu söz, şimdilerde duymaya hiç alışık olmadığımız bir söz. bu sözü kim, nerede söylerse söylesin, onun kıymeti bilinmeli. bu ifadenin altında neler yattığını görebilmeli insan.
bu düşünce yapısındaki bir insanı hayat büyütür, ehlileştirir ancak asla ve asla eksiltemez.

asıl ben tüm kalbimle teşekkür ediyorum böyle güzel üsluba, böyle muhteşem bir ruha.
kupalara sığmayan, sözlüklerden taşan bir milkşeyh görüyorum ufukta.

sevgilerimi sunuyorum sayın yazar,
yükünüzü paylaşmayı diliyorum.
devamını gör...

bazı insanların neden böyle olması

bazen böyledir insan.
bazen de şöyle böyle.

bazı insalar da vardır ki öyle böyle değil,
hem öyle hem böyle.
ne öyle ne de böyle olan bazıları da vardır ki
ne öyledir tam, ne de böyle tamam.
nedir böyle yarım kalan?
şöyle bir han, böyle bir hanedan.
hanedanın eseridir han, ne arar orada handan?

sorarsın insana:
-bu hep mi böyle?
+öyle.

hangi cevap tatmin eder ki insanı?
insan zaten çoğu zaman,
bir öyledir, bir böyle.

gerçek bir cevap arıyorsa insan sorsun kendine,
böyle başa böyle tarak mı?
kel başa şimşir tarak mı?

kel başa şimşir tarak mı? deme öyle.
böyle başa böyle tarak. bu işte hep böyle.

işte bazı insanlar bu yüzden böyle.
devamını gör...

şu an seni anlatan şarkı sözü

mfö - sude
ya da;
sezen aksu - sude
devamını gör...

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

#2976797
söyleyeceklerim bu kadar.
devamını gör...

yazarların korunma ihtiyacı duyduğu şeyler

karanlık.

insan, korktuğu şeyden uzak durarak kendini koruyabilir. hem daha özenle bakılırsa aslında korkulan her ne ise insana bir çözüm sunar, içinde barındırır ondan nasıl korunulabileceğini.

karanlık, kör eder gözlerini ilk başta. yeterince uzun kalırsan alışır gözlerin, karanlıkta da görmeye başlarsın kısa bir süre sonra. bir yandan iyidir, bir yandan kötüdür bu aslında ama karanlıkta göremeyen biri korkar karanlıktan ve kaçar çünkü yeterince vakit geçirmemiştir orada. oysaki onun bilmediği, göremediği şeydir onu korkutup kaçıran. sanrılarıdır ürküten.

masum bir bebek sesi bile olsa ürkütür insanı karanlıkta, onu hayal eder zihin ve zihin mutlak suretle kötüyü hayal eder hayatta kalmak uğruna, korumak uğruna bedeni. görmeye başladıkça korkmak yerine, sararsın karanlıktaki her şeyi, kucaklarsın istemsizce ancak kötü yanı da vardır demiştik, o da şudur aslında, hayat karanlıkta da değişmez. hayatın kötülükleri de mevcuttur karanlıkta ve gözlerin alışırsa, kötülüklere de alışır, bir bakarsın kötülükleri de sarıp sarmalamış, benimsemişsin çoktan.

bir diğer kötü yanı ise, biliriz ki aydınlık bize hiç zorlanmadan iyiyi de kötüyü de apaçık görme imkanı sunar ancak karanlığa alışan gözler, aydınlığa kavuştuğu an, bir anda acı içine kalır. böylesi net bir gerçekliği görmek, hazmetmek adeta güneşe çıplak gözle bakmak kadar acıtır gözlerini ve zihnine ulaşır, sen de travma, ben diyeyim inkar...

korksam da karanlıktan, karanlıktaki masumiyete kulak verir, onu sarar sarmalarım ki yitip gitmesin, kavuşsun aydınlığa.

kararında kalırım karanlıkta, isterim ki gözlerim acımasın hiç, çıkabildiğim zaman aydınlığa.
devamını gör...

z kuşağı pimi çekilmiş el bombası gibidir

pimini kim çekti diye sorarım.

üst kuşakları fazla yakında gezmese iyi olur öyleyse. (sakin ol, ben dostum.)

herkes kendi kuşağının patlayıcı nitelikleriyle ilgilense sanırım ortada bir patlama söz konusu olmayacak. her nesil içerisinde ağır hasar bırakacaklar mevcut. bireysel sıkıntılarımızı karşılıklı çözüp kişisel yanlışlardan koca bir kuşağı sorumlu tutmadığımızda sanırım elimizde patlamayacaktır.
devamını gör...

yazarların gördüğü son absürt düş

genelde düşlerim absürttür. birbirinden absürt olan düşlerimin içinde en normali ama en normal absürtü mü desem ne desem.
özetle uyanınca hayli güldürdü ve düşündürdü. neden?

rüyamda halı yıkıyormuşum. balkonda, yeşil bahçe hortumuyla. halı yıkama deneyimim çocuklukta kaldı. ne halı yıkadım ne de aklımın ucundan halı yıkamak geçti çocukluğumdan beri. bilinçaltı desek bu nasıl bilinçaltıdır, bu nasıl bilincin dibini sıyırmaktır derim.
nihayetinde yoruldum rüyamda ve dedim ki,
"brad" gel, al şu fırçayı köpürt iyice sonra ben su tutayım, sen çekpasla durula ama iyi durula. paçaları da iyice kıvır yukarı heh oldu.

"brad pitt"
evet, bildiğimiz brad pitt.
paçaları sıyrılmış, elinde fırçasıyla iki büklüm olmuş, canhıraş halı yıkattırdım adama.
her şeyi geçtim, adamın yaşına da mı saygın yok be rüya gören?

ayıptır,
brad pitt'tir...
devamını gör...

köylü yazardan ironiler

malhasını gördüğüm an yüzümde tebessümler oluşturan yazar.

köylü yazar oluşunuza mı özeneyim, ironilerinize mi gülmekten öleyim inanın karar veremedim.
bu kararsızlıkla, bütünüyle sevmeye karar verdim.

tanımları sıcacık, toprak kokuyor.
ters köşe tanımlarıyla da memleket gibi düşündürüp güldürüyor.

profili anne evi gibi kucaklayıcı, muzip bir arkadaş gibi de neşe saçıyor.
devamını gör...

gotcha

bir arkadaş edindim sandım bir baktım ki o da ne? kendisiyle beraber bana bir arkadaş daha hediye geldi. çok da memnunum bu hediyeden.

nazar boncukları arkadaşlığımıza yaraşır,
hayat hep güzellikler getirsin hepimize.
devamını gör...

seyyahlabincevelan (yazar)

güzel düşünceleriniz ve beğenileriniz için ben de size teşekkürlerimi sunuyorum.

sizi yeni fark etmiş olmamla beraber, düşüncelerinizi aktarış biçiminizi samimi bulduğumu, özgür bir ifade tarzınızın olmasını da ayrıca beğendiğimi belirtmek isterim. yazılarınızın devamını dilerim çünkü okuyor olacağım.
devamını gör...

entelektüel tartışma yaparken fonda ankaralı turgut çalması

ankaralı turgut bazı entelektüel konularda modern bile kalabilir.

düşünün ki evrimden bahsediyorsunuz. konuşmayı bile bilmediğimiz hallerimizden.
ilk insandan bahsederken modern çağın müziğiyle entelektüel kuyuya inilmez.
yani dinlemeyeceksek  bundan dinlemeyelim. yoksa herkes hangi konuda konuşursa konuşsun istediği müziği dinlesin.

ankara müzikleriyle aram hiç yok ama elvan dalton benim için önemli.
elvan dalton fonda çalarken epistemolojik kopuşu tartışmak isterim şahsen.

gel habilis koş! senin program başladı yine.
bak nasıl da gözleri ışıldıyor... tamamlayacak evrimini ablası. bırak sevinsin.
devamını gör...

halychtidae

sayesinde birçok kitap not aldım daha sonra okumak üzere. kitapları öyle ilgi çekici ve gerçekçi yorumluyor ki, insanın koşup alası geliyor.

hani yemek tarifi verirler de karnınız açken canınız çeker ya, heh işte yazarımız da insanın canını kitap çektiriyor. bu büyük bir başarı, bir yetenek.

kapak fotoğrafımdaki kırık kapıyı, önünden geçip de hiç fark edemeyen insanlara, kapıya o uyumsuz tahtaları ve o çivileri çakıp da terk edip giden insanlara hiç göremeyecekleri bir mesaj vermek adına çektim. o kapının ardında belki de pembe çiçekler vardır içimizi açan, belki de bulutların üstünde bir hayal.görebilen çok azdı. çok mutlu oldum o kapının fark edildiğine.

ve gerçekten hoş buldum.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim