ekrem imamov yazar profili

(bkz: covidiot)

günümüzde hayatta kalabilmek için önemli olduğunu düşündüğüm hede. her tür duygudan arınmadan, zihni boşaltıp iyi düşünmek zor görünüyor. kimse için üzülmemek, aldırmazlık, umursamazlıkla birleşen bir bencillik ile çıkarlar ve toplumsal gereklilik için insanlarla yaşayıp onlardan faydalanmak kişinin hayatını daha kaliteli yapar.

ak parti'nin gündem değiştirme amacı olarak kullandığı uefa'dan şike yüzünden ceza almış futbol kulübü. maçlara ara verilen arada program yaparak, insanların odak noktasını tekrar futbola çekiyorlar. liste yapıp buraya bir ara koyacağım, ama bu sezon nedense ak parti ile ne zaman sıkıntılar ortaya çıksın, fenerbahçe insanları kutuplaştırıcı şekilde açıklamalar yapıyor. mesut özil'i fenerbahçe'ye getiren recep tayyip erdoğan yeni bir kukla bulmuş. bu kukla da mustafa kemal atatürk üzerinden sömürü yapıyor. kardeşimiz, dayımız fenerbahçeli, onların hatrına şu kulübün başına bir tane iyi başkan geçmez mi ya? yazık gerçekten.

boşanma davasında suçlama olarak porno film çektiği yöneltilince 'hangisi?' diye karşılık verebilen bir sapık bir patron. aksanına kurban olduğum herif.

(bkz: the it crowd)

ingiliz yapımı the it crowd dizisindeki favori karakterim. alman yamyamların elinden kurtulmuş, memeleri sarıp sarmalayan sütyen icat etmiş, holigan ingilizlerle futbol muhabbeti yapabilmek için konuşmalara "did you see that ludicrous display last night?" diye girmeyi öğrenmiştir. oysa tüm derdi sütünü yudumlayıp bir kelime bir işlem yarışmasında rekor kırabilmek ve çiki çiki gameboard kanalını geliştirebilmektir.

"if you type "google" into google, you can break the internet. so please, no one try it; even for a joke.." gibi muhteşem esprilerin olduğu dizi.

'have you tried turning it off and on again ?'

julian casablancas (vokal), nick valensi (gitar, geri vokal), albert hammond jr. (gitar, geri vokal), nikolai fraiture (bas gitar) ve fabrizio moretti (bateri, perküsyon)'den oluşan new yorklu amerikan bağımsız rock grubudur.

grup, ilk albümleri ıs this ıt'in yayınlanmasından sonra birçok olumlu eleştiri aldı. bu albümden sonra özellikle abd, birleşik krallık, kanada, brezilya ve avustralya'da olmak üzere tüm dünyada büyük bir hayran kitlesi oluştu. grup 21. yüzyılda abd'de garaj rock kültürünü canlandırmaya çalışan önemli gruplardan birisidir. ilk albümleri ıs this ıt'le, rolling stone dergisinin tüm zamanların en büyük 500 albümü listesi'nde 199. olarak önemli bir başarı yakalamışlardır.

herhangi bir merkez bankası, resmi kuruluş ile ilişiği olmayan elektronik bir para birimidir. virgülden sonra 100-milyonuncu basamağa kadar birimlere ayrılabilir. ayrıca derin ağ'da en çok kullanılan para birimidir.

ani antik kenti, mö 3000’den ms 16. yüzyıla kadar yaklaşık 3600 yıl boyunca ipek yolu üzerinde yer alan en önemli ticaret merkezlerinden biri. tarih meraklılarının bayılacağı dünyadaki en eski tarihi yerlerini görmek için bağlantıya tıklayın. bargatlı, bizans, selçuklu, gürcü, harzemşah, moğol, ilhanlı, karakoyunlu, akkoyunlu, afşar türkleri hakimiyetinde kalan ani, osmanlı imparatorluğu’na bağlı olarak geçirdiği son döneminde yavaş yavaş güç kaybetti ve düşüşe geçti. 1878-1918 döneminde rus kontrolü altında kalan kentin yerine kars merkez olarak tercih edilince, bir zamanlar 100 bin kişiye ev sahipliği yapan ani terk edildi. bugün türkiye’nin en önemli ve gizemli cazibe noktaları arasında yer alıyor.

beğeniyle karşılanan ilk romanı insancıklar'dan sonra yazdığı öteki ve ev sahibesi ile olumsuz yorumlar aldıgi icin depresyona giren yazar. ancak yazar, kendisini ruhsal çöküntüye götüren düşüncelerden uzaklaşmayı bildi. dış dünyadan kopan zihninin parçalanışını kendi çözen yazarın eserlerindeki ruhbilimsel açıdan en zengin tema da çift kişilik temasıdır. kendini ortadan kaldırmaya çalışan benzeriyle sürekli çatışma hali içerisinde bulunan bir memuru anlattığı öteki adlı yapıtında daha sonra da işleyeceği bir tema olan çift kişilik temasını işlemişti.

enfes bir yapım. rahatsız eden tek tarafı amerika'ya daha yakın olması. amerika da eleştirilerden nasibini almıyor değil ama bir taraf iyi bir taraf kötü imajı çok açık. amerika'nın büyükelçiliği, cia, ajanlarıyla bir ülkenin içişlerine nasıl da rahat karışabildiğini, ülkede operasyonları rahatça yapabildiğini gösteriyor. gösteriyor ama hani altını da kalın çizmiyor. ortada beceriksiz bir devlet ve yüzlerce masumu, bir o kadar düşmanını öldüren katil escobar dururken biz izleyiciler tabii ki "klasik amerikan kahramanı"yla (steve. espriler yapan, işinde iyi, tek amacı "kötü"yü haklamak olan, arada hatalı kararlar verse bile özünde iyi birisi. yani klasik amerikan kahramanı) özdeşleşiyoruz. gerçekte bu adamlar ülkeleri karıştırıp -doğal olarak- abd lehine çalışırken biz bu yapımları izlerken onlar için, aileleri için endişeleniyoruz. neyse. dizinin amerikan tarafı bazen rahatsız ediyor ama öyle kaliteli bir iş ki bunu pek takmadım bu kez.

ısrarlı küfür ve taciz üzerine bir yazarı şikayet ettiğim için olduğum yazardır. sümsüğün teki çıktı ve yalvarmaları sonucu dava açmama engel olmuştu. en azından dersini aldığını düşünüyorum, ara sıra gizlice takip ediyorum ve yazdıklarına çok dikkat ediyor.

ekşi sözlük denen çöplüğün yansıması olan sorunsal. bu gibi başlıkların burada açılması aslında türkiye'nin ne kadar gerici olduğu hakkında bilgi veriyor. bu başlıklarda saçma sapan yapan kişiler uçurulacaksa, iyi bir süzgeç olarak kullanılır ama bu başlıklar cidden sıkıntılı. ben ev işi yapmam diyen eşini dövecek manyaklar çok bu ülkede.

çomar olduğunu iyice onaylatan futbolcu.

(bkz: logo değişimi yaparak hata eden markalar)

hakkında en güzel tanımı cem yılmaz'ın yaptığı kişi. birini programa uçacak diye çağırıyorsun, o da böyle uçar demişti.

koç ailesinin yaş olarak ve kafa olarak en küçüğü olan biri. ailesi bunu abd'ye iyi eğitim alsın diye yolladıktan sonra, geri dönünce türkiye'de çalışmaya başlamıştı. fakat ali koç liyakattan o kadar uzak biriydi ki, amerika'da takıldığı arkadaşlarını şirkette yüksek yerlere getirdi. dolayısıyla şirkette çalışanlar memnun değildi ve şirketi ayakta tutanlar bir bir istifa etti. ali koç'un amerika'da karı kız peşinden koşan biri olduğunu eleştirmeyeceğim, ama bir yönetici açısından rezil olabileceği hakkında bilgi veriyor.

kafasının dikine giden biriydi. yetersiz olduğunun farkında bile değildi ve işi bilenlerin tavsiyelerini bile dinlemiyordu. sonucunda babası bunu amerika'ya geri yolladı. ailedekilerin baskısıyla baası geri getirdi ve şirketlerdeki rolünü kısıtlı tutma şartını koydu. aziz yıldırım'ın yanına da çırak olarak yolladı. yıldırım demirören gibi bir işe yaramayacağı belli olduğu için futbol gibi türkiye'de en boş sektöre yolladılar. fiziki görüntüsü dışında yıldırım demirören'den bir farkı yoktur. çapsızlıkları, beceriksizlikleri yarışır.

şimdi de fenerbahçe'ye musallat oldu. koca kulübü galatasaray kompleksi ile yönetiyor. fatih terim gibi maganda tiplere laf yetiştiriyordu. kardeşi ömer koç ise sanat, müzik, eğitimle uğraşıyor. fenerbahçe'den sepetlendikten sonra ne yapacak bilmiyorum. iki gün önce rte'yi ziyaret edip, bugün telefonunda izmir marşı çalarak kendince boş mesajlar vermeye çalışıyor.

yazık kimin çocuğuysa diyemiyorum, ailesindeki çoğu kişi ne yaptığını bilen kişiler. yazık hangi hastanede karıştıysa diyebiliriz.

tanrı varlığına dair apathetic tutumdur. "bir tanrı varsa bile benle neden ilgilensin ki? çok anlamsız, gereksiz. bu yüzden ben de onunla ilgilenmiyorum" diye düşünürler.