electra heart yazar profili

çekinik genle taşınan, bu nedenle nadir görülen bir göz rengi. iriste bulunan melanin adlı pigmentin azlığı sonucu iris arkasındaki yapının yansıması sonucunda oluşur. yani aslında mavi bir pigmentasyon sonucu değil, pigmentasyonun az olması durumunda görülen bir göz rengidir. bu göz renginin çok eski bir tarihi yoktur, bu nedenle mavi gözlü insanların atalarının ortak olduğu söylenir.

nam-ı diğer scarlet witch. pietro maximoff'un ikizi, çizgi romanlarda magneto'nun kızı. kendisi gibi büyücü olan annesi marya maximoff, ikizlerini korumaya çalışırken ölmüştür, bunlar olurken magneto zaten ortalarda yoktur.
doğumundan sonra wanda kaos tanrısı olan chthon'un yanına götürülür ve ona kaos büyüsü verilir. nexus varlıklardan biri olan wanda, evrenler ve boyutlar arası geçiş sağlayabilir. house of m çizgi romanında en güçlü hali görülebilir.
wanda maximoff, vision adlı android ile evlidir, billy ve tommy adlı iki oğlu vardır. bu çocuklar sonrasında karşımıza sırasıyla wiccan ve speed olarak çıkar.

çok hızlı konuşan karakterlerin yer aldığı yedi sezonluk dizi. bir iş yaparken "arkada açayım, ses olsun" diye açarsanız kendinizi bölüm sonunda ekranın karşısında oturup izliyor olarak bulabilirsiniz. anne lorelai ve yavru lorelai (anne-kız karışmasın diye rory derler bu yavruya) arasında geçen atıf savaşları esnasında bir oraya bir buraya savrulursunuz izlerken.

ne olursa olsun rory gilmore'un arkasında annesi, büyükannesi, büyükbabası tabi ki de zekası oldukça çözemeyeceği sorun olmadığına inanmaktayım.

cambridge düşesi, tam adıyla catherine elizabeth middleton. 2. elizabethin torunu ve veliaht galler prensi charles'ın oğlu olan cambridge dükü william'ın eşi. rahmetli prenses diana'nın gelini. asaletiyle gerçek royallerden daha royal duran kişi. adı sürekli meghan markle'ın açıklamalarında geçmektedir ve aralarındaki gerilimi kilometrelerce uzaktan bizler bile biliriz ;)
edit:bkz düzeltildi

demleyip içine birkaç dilim limon atılınca boğaz ağrısına iyi gelen baharat. tabi ki toz halini demlemenizi önermem.

önce frank lopez'in sevgilisi, frank'in ölümünden sonra tony montana'nın eşi. zannımca michelle pfeiffer'in altın çağında canlandırdığı -gerçi bu kadın hala parıldıyor (bkz: white gold)- karakterdir elvira hancock. baltimoreludur. güldüğü pek az görülmüştür. o anlardan biri belki de tek güldüğü an olan bu sahnedir.
edit: bir küçük noktalama işareti eklemesi.

şarkıcı olmasından ötürü "yalnızca kulağımıza hitap ediyor görüntüsü önemli değil" diyenlerden olmasam da bir insanla görüntüsünden ötürü alay etmek, "dana del rey" gibi yakıştırmalar yapmak uygun değildir. eleştirmek bu değildir.
tanım: tarzını ve şarkılarını sevdiğim bu nedenle görüntüsünün değişmesine çok da takılmadığım şarkıcı.

ismini yunan mitolojisindeki echo'nun biricik aşkı narcissos'tan alan, güzel mi güzel kokulu bir çiçektir.
mitini de anlatıvereyim.
echo sesiyle herkesi büyüleyen bir peridir. bir gün yine şarkılar söylerken zeusun karısı hera echonun sesini duyar. tabi kıskançlığı ile tanınan hera bunu echonun yanına bırakır mı, bırakmaz. sesini alır echonun, bundan böyle yalnızca ona söylenen sözün son hecesini söyleyebilecektir echo. üzüntüsünden kendini ormanlara atan echo mest edici görüntüsüyle narcissosu görür ormanda. oracıkta narcissosa aşık olur. sonrasında narcissosla konuşmak ister ama echo lanetinden ötürü narcissosun dediklerinin son hecesinden başka bir şey diyemediği için narcissos echonun alay ettiğini sanır. echo üzüntüyle ah eder yaşattığın yaşa minvalinde. tanrılar da echonun lanetini bozmak yerine narcissosu da lanetlerler. narcissos kendisine aşık olacaktır amansızca.
narcissos susadığı için bir su kaynağı arar. berrak mı berrak bir suyu olan bir nehir ile karşılaşır. su içmek için başını eğdiğinde suda bir suret görür. sudaki suret öyle güzeldir ki narcissos ona aşık olur. narcissos yansımasına bakıp aşk acısı çekerken echo da narcissosa bakıp ızdırap çeker. sonrasında narcissos açlıktan ölür, echo da ölümsüz olduğu için ölmese de öyle küçülür ki göze görünmez. kederiyle kendini dağlara vurur.

öncelerde marina and the diamonds sahne ismini kullanan, şimdilerde yalnızca marina olarak tanınan yunan asıllı ingiliz şarkıcı.

insanlar yüz yüze iletişimde önce yüze bakar, yüzün de tam ortasında burnumuz vardır. bu nedenle burnun şekli insanın iletişimdeki özgüvenini de etkiler. insanın fark edilme ve beğenilme dürtüsünden kaynaklandığını düşündüğüm olaydır.

insan hep en çok sevdiği şeyi en sona bırakmaz mı? kokteyl çerezde en sevdiğin yemişi sona bırakırsın, ev işinde önce sevmediğin işleri halledersin; sevdiğin şeyin tadını çıkartmak için.
tanım: en sevdiğin kişiyle doya doya vedalaşmak için en son o kişiyle vedalaşma durumu.

beni kafa sözlükle tanıştıran, kitap incelemeleri, gündem yorumları yapan bir youtuber/fenomen.
edit: bkz düzeltildi.