nergis

ismini narsisizmden alan, mis kokulu çiçek.
su birikintisi yakınında yetişenler suyun yansımasına bakıp kendilerini izlemeye bayılırmış.

mitolojide bir hikayesi vardır. şu şekildedir:

kendine aşık olanlara aldırmayıp, onları karşılıksız bırakan ve çok güzel bir peri kızı olan ekho, bir gün avlanan bir avcı görür. narkissos adındaki bu avcı çok yakışıklıdır. ekho bu genç avcıya ilk görüşte aşık olur. ancak narkissos bu sevgiye karşılık vermeyerek, peri kızının yanından uzaklaşır. ekho bu durum karşısında günden güne eriyerek, kara sevda ile içine kapanarak ölür. bütün vücudundan arta kalan kemikleri kayalara, sesi ise bu kayalarda ‘eko’ dedigimiz yankılara dönüşür. olimpos dağında yaşayan tanrılar bu duruma cok kızar ve narkissos’u cezalandırmaya karar verirler. günlerden bir gün av izindeki narkissos susar ve bitkin bir şekilde bir nehir kenarına gelir. buradan su içmek için eğildiğinde, sudan yansıyan kendi yüzü ve vücudunun güzelliğini görür. o da daha önce fark edemediği bu güzellik karşısında adeta büyülenir. yerinden kalkamaz, kendine aşık olmuştur. o ana dek kimseyi sevmediği kadar, sevmiştir kendi görüntüsünü. o şekilde orada ne su içebilir, ne de yemek yiyebilir, aynı ekho gibi narkissos da günden güne erimeye başlar ve orada sadece kendini seyrederek ömrünü tüketir. öldükten sonra da vücudu nergis çiçeklerine dönüşür. narsis (ya da narkissos) , adını narsizme, narkoza, bir çiçek familyasına (nergisgiller) ve bir çiçeğe vermiştir.

kokusu güzel olduğu kadar kuvvetli de olan kış çiçeği, en güzel çiçek. kız çocuklarına çiçeği kadar mis koksun diye verilen bir isim ayrıca.

ege ve akdeniz bölgesinin gözde çiçeği. ağustos ve eylül aylarında söküm ve dikimi yapılır. o zaman soğanı toprak altında kuru olur. kasım başı gibi topraktan çıkar, aralık ayında da hasadı yapılır.
saksıya dikildiği zaman da ilk yıl verim alınırken, ikinci yıl da mutlaka toprağı değiştirmek gerekiyor. aksi halde çiçek açmıyor. fazla suya ihtiyacı olmadığı için de iki hafta da bir sulamak yeterli. iç mekandan çok kapalı balkonda yetiştirilmesi tavsiye olunur.

oldukça hoş kokulu bir çiçektir. soğanlı şekilde yetişen bir çiçektir. soğanı oldukça zehirlidir.

bir deste duruyor suda.
yarın bir arkadaşıma kargolayacağım.

kokusu cennetvari.
bilinmezin güzelliği, merakı, heyecanı...

"narkisos kusursuz bir fiziksel güzelliğe sahip bir genç. bu nedenle su perileri ona büyük ilgi duyar, ama hiçbiri karşılık alamaz. narkisos'a tutkun olan eko adlı bir su perisi bir gün ona yaklaşmayı dener ve sert bir biçimde reddedilir. eko kederinden ve utancından eriyip yok olur, ama geride narkisos'un sözlerini yankılayan kendi sesini bırakır. bunun üzerine intikam alınmasını isteyen su perilerinin bu talebine uyan tanrılar, narkisos'un da karşılıksız bir aşk yaşayarak cezalandırılmasına karar verirler.

bir gün dağdaki berrak bir su birikintisine bakan narkisos, kendisinin sudaki yansımasını görür ve suda yaşayan çok güzel bir varlıkla karşı karşıya olduğu sanısıyla yansımasına ânında aşık olur. ama ne bu görüntüden ayrılabilir, ne de sarılmak istediğinde kaybolan bu yansımadan bir karşılık alabilir. sonunda suya düşüp ölür. su perileri narkisos'u gömmek için geldiklerinde onun da yok olup gittiğini ve yerine bir çiçek bırakmış olduğunu görürler. sonradan "nergis" diye anılacak bir çiçek..."

(bkz: narsisizm)

kokusu cok guzel olan beyaz renkli bir cicektir. vazoya koyuldugunda tum oda mis gibi kokar gunlerce.

ismini yunan mitolojisindeki echo'nun biricik aşkı narcissos'tan alan, güzel mi güzel kokulu bir çiçektir.
mitini de anlatıvereyim.
echo sesiyle herkesi büyüleyen bir peridir. bir gün yine şarkılar söylerken zeusun karısı hera echonun sesini duyar. tabi kıskançlığı ile tanınan hera bunu echonun yanına bırakır mı, bırakmaz. sesini alır echonun, bundan böyle yalnızca ona söylenen sözün son hecesini söyleyebilecektir echo. üzüntüsünden kendini ormanlara atan echo mest edici görüntüsüyle narcissosu görür ormanda. oracıkta narcissosa aşık olur. sonrasında narcissosla konuşmak ister ama echo lanetinden ötürü narcissosun dediklerinin son hecesinden başka bir şey diyemediği için narcissos echonun alay ettiğini sanır. echo üzüntüyle ah eder yaşattığın yaşa minvalinde. tanrılar da echonun lanetini bozmak yerine narcissosu da lanetlerler. narcissos kendisine aşık olacaktır amansızca.
narcissos susadığı için bir su kaynağı arar. berrak mı berrak bir suyu olan bir nehir ile karşılaşır. su içmek için başını eğdiğinde suda bir suret görür. sudaki suret öyle güzeldir ki narcissos ona aşık olur. narcissos yansımasına bakıp aşk acısı çekerken echo da narcissosa bakıp ızdırap çeker. sonrasında narcissos açlıktan ölür, echo da ölümsüz olduğu için ölmese de öyle küçülür ki göze görünmez. kederiyle kendini dağlara vurur.

ah ne güzel çiçektir nergis, ne güzel kokar, koklarsın da nergis çiçeğini, yârin kokusu mu, bebek kokusu mu? ikisinin karışımı gibi kokar nergis.

yaşama sevincinin bir kokusu olsaydı nergis gibi kokardı.

soğuk sevmeyen bünyem hayli gerginken berbat bir yüz ifadesiyle evden çıktım. varıp üç beş şey alayım dedim semt pazarından. çıldıran fiyatları incelerken bir doz daha arttı yüzümdeki hoşnutsuzluk. bu olumsuz ruh halimi kasten, adeta sapıkça kışkırta kışkırta yürüyordum pazar yerinde. lahanalar, pırasalar, kerevizler arasında çenemde maskem ve maskemin altında sıktığım dişlerimle tam ben bu dünyaya niye geldim aşamasına varmıştım ki...bir pet şişeye konulmuş büyükçe bir demet nergisi gördüm bir tezgahta. sapları öylesine kesilmiş. çiçekçilerdeki gibi tekdüzen olmayan bir demet nergis.

belli ki kadın, bir köyden getirmişti tezgahındaki ürünü. sabah onca koşturmacasının arasında eline geçen bir plastik şişeyi kesip içine kondurmuştu güzelim nergisleri. o ayazda, hayli yorgun ve ekmeğinin peşindeyken nergisin kokusundan alıyordu belki de yaşama sevincini.

tezgaha yaklaşıp sıyırdım maskemi. eğilip çektim nergisin kokusunu ciğerlerime. gülümsedim sanki güzel bir haber almış gibi. gevşettiğim dişlerim göründü ışıldayan gözlerimin biraz altında...kadın, o pet şişeden çıkarttığı bir dalını bana verdi nergisin. özen, süslü vazolar mı? insanın insana verebileceği, tekdüzen kesilmiş kokusuz güller mi? yoksa başka başka hayatları olan iki yabancının, hiç akla gelmedik bir yerde bir nergis dalıyla içe dolan bu yaşama sevincini paylaşması mı?

kokusu çok güzel olan bir çiçek. ah ne güzeldir birine nergis almak sümbül almak. ben her gördüğümde en azından kendime alırım. kokulardan hazetmeyen ben, çok severim nergisi. rengi sarı olur değişik bir formu vardır. narin durur, sanki tutarken ellerinden dökülür. genelde seyyar çiçekçi tezgahlarında bulursun. suya koyarsın eve gelince seni mutlu etmeye devam eder. keşke her an her mevsim olsa.

fulya ve aşk çiçeği olarak da bilinen ,çiçekler arasında en narin bir yapıya sahip olan çiçek türüdür.
sarı ve beyaz renkte çiçeklere sahiptir renk olarak aynı olsalar da farklı görünümde olanları da vardır. ilkbahar aylarında çiçek açar.*soğanlı bir köke sahiptir ancak soğan kısmı zehirlidir.nergis çiçeğinin yaprakları soğan kısmından çıkar.
nergis'i görmeden önce kokusunu alırsınız. aşk çiçeği denilmesinin sebebi görünüm ile etkileyici bir yapıya sahip olup bir yandan da çok hassastır ve çabucak solmasındandır.
bir tanımımda #2143030 demişim . çok güzel bir görüntüye ve anlama sahip bu çiçeğin bir çok faydası ve rivayete göre efsanevi bir mitolojik hikayesi var.

nergis çiçeği faydaları;

gelelim hikayesine ;


nergis çiçeği peygamber efendimizin bu çiçek ile ilgili söylediği sözler ise şöyledir;
“nergis çiçeğini koklayınız; o sizi delilikten, barastan ve cüzzamdan korur”

ee tabi resimlerini koymazsak olmaz keşke kokusunu da ekleyebilsek de mis gibi koksa sözlük .






oyyyş güzelliklere baksanıza yahuu nasıl sevilmez.*

(bkz: fulya)

fulya olarak da bilinir.

en sevdiğim çiçektir. kolonyası başucumda durur, kokusunu özledikce dağıtırım etrafa. ne güzel bir çiçek bu ya. iyi ki var.

çok güzel bir eleşkirt türküsünün konusudur. zzzzzz!

dün güzel bir sürprizle aldığım, başucuma koyup sabaha kadar mis kokusunun burnumda gezinişiyle harika bir uyku çekmeme sebep olan harika çiçek. #2309819 daha önce bu tanımda hayranlığımı dile getirmiştim zaten.

çok güzel kokuyor mübarek. çok güzel bir çiçek.

#1741103

sonra yine bir şubat idi. nergisler açmıştı, getirip koymuştuk salondaki vazoya. ama bu narin çiçekler, tek hamlede yıkılmış yuvalarımızda sevdiklerimizle kalmıştı. o pazarcı kadını bir daha görme imkanım ebediyen yok olmuştu. hiçbir yerde yaşama dair, sevince dair tek bir şey kalmamıştı.