et voila yazar profili

et voila kapak fotoğrafı
et voila profil fotoğrafı
rozet
kalbimiz seninle
karma: 8190 tanım: 289 başlık: 87 takipçi: 88
... Yıldızlar ve senin kafan kainatın en mükemmel şeyidir... Delikanlım, iyi bak yıldızlara

son tanımları


sigarayı bırakmak

13 kasımda gerçekleştirdiğim muazzam hadise. ilk bilmem kaç gün, günleri sayıyorsunuz ve bu gün saymayı sonsuza kadar sürdüreceğinizi zannediyorsunuz ama sonra bi bakıyorsunuz ki bunu yapmak çok manasız çünkü artık bi önemi kalmıyor. çünkü sigara artık cezbetmiyor. aksine kokusu ve dumanı bir nefret objesine dönüşüyor.!attention! bu, sigarayı istemediğiniz anlamına gelmemeli. istek krizleri -zannedersem- sonsuza kadar ara ara sürecek ama telaş yapmayın maksimum üç dakika sürüyor üç dakika sonra unutuyorsunuz.!attention!

bu sigara nefreti öyle bi hal alıyor ki sigara içenler gözünüze salak gibi görünmeye başlıyor. çünkü sigarayı bıraktığınızı söylediğinizde herkesten olumlu tepkiler almak, özgüveninizi katlanarak arttırıyor. fakat unutmayın, siz normale döndünüz yani normal olan sigarasızlıktı. siz ev iş bok püsür ortamlarınızı düşündüğünüzde sigarasız bir yaşam size çok absürt görünecek. aldanmayın, sigarasız yaşam herkes için çok mümkün. bu konuda tamamen öngörüsüzsünüz, zincirleri kırmanız gerekli. kıyafetleriniz, odanız, arabanız artık leş gibi kokmayacak, bir zamanlar leş gibi koktuğunu fark ettiğinizde utanacaksınız. utanın. ama sonra hafif bi gururlanıyor musunuz? demek ki siz sigarayı bırakmışsınız, tebrikler.
devamını gör...

yıllar sonra yanlışlığı anlaşılacak olan hatalar


yıllar geçmeden anlaşılmaz.
devamını gör...

hiçliği var eden şey

bilgidir. hiçliğin var olup olmadığını bilmektir. dolayısıyla hiçlik diye bir kavram yoktur ama aslında hiçlik, hiçliğin olduğunu bildiğiniz andan itibaren başlar.

messelası: 2000 yılında doğdunuz ve bugün, 1999 yılının sizin için hiçlik olduğunu biliyorsunuz çünkü 1999 yılında yoktunuz.
pekiii, bu bilgiye doğmadan önce vakıf mıydınız? peki ya 1 yaşındayken? 2 veya 3??
bilme eylemi beyninize oturduğunda yani bilinciniz oluştuğunda yani takribi 4-5 yaşlarında bu olaya hakim oldunuz. 1999 yılı sizin için hiçliktir çünkü siz bir hiçtiniz. lakin o yıl hiç olduğunuz bilgisi size verilmeseydi, bunu bilmeyecektiniz. neyseki doğdunuz ve bunu biliyorsunuz.


dolayısıyla hiçliğin varlığı hiçlik bilgisi ile başlar.
ahiret yerine hiçliğe inanmak da bu yüzden basittir. ancak basit olduğu kadar kolay değildir. hatta tam olarak cehennem tasviri gibidir.

messelası: 2030 yılında öldünüz. 2031 yılı ve/veya ölümden sonra yaşam sizin için hiçliktir.
pekii bunu nasıl bilebilirsiniz ki? tabii ki bu bilgi size verilirse bilirsiniz. neyseki tıpkı doğum gibi ölüm de var ve ölünce bu bilgi size verilecek.

velhasıl,
ahiret yoktur. cennet cehennem yoktur. insanlar ikiye ayrılır; ölüler ve dirilenler.
ölülerin vakıf olacağı tek bilgi dirilerin varlığıdır. keçbiş olsun, nurtopu gibi bir hiçliğe sahip oldunuz!
devamını gör...

sirius

bu gece çoğu zaman olduğu gibi yine muhteşem parlayan canımız yıldız. bakıp bakıp hayallere dalmalık bi yıldız isteyen varsa bize olan uzaklığı 8,5 ışık yılı olan bu yıldız(lar)a bakabilir.
sirius yukarıda denildiği gibi ikili bir yıldız sistemidir fakat ikinci yıldızı(sirius b) dünya büyüklüğünde ve güneş kütlesinde olduğu için iyi bir teleskobunuz yoksa gözükmez. bu yüzden 19. yüzyılda keşfedilmiştir. sirius a ise 25 güneş kütlesindedir. bu yüzden sirius'a baktığımızda sirius a'yı gördüğümüz iddia edilir fakat bu pek de doğru bi tespit değildir. nitekim sirius'a baktığınızda* a'nın kendisini değil koronasını görürsünüz ve bu korona atmosferimizde kırılıp gözümüze 5 köşeli gözükür. sirius b ise a'ya o kadar yakındır ki bu korona tabakasının içinde kaldığı için zaten onun ışığı da bi şekilde gözünüze gelmiş olur.


bu yıldız sisteminde enteresan bi anomali vardır. bu anomaliyi açıklayan bir teori ise ay büyüklüğünde bir üçüncü yıldızın sistemde olmasıdır. fakat hubble ile bu yıldız tespit edilememiştir. şimdi ise elimizde jwst var. jwst, mevcut konumunda güneşe yakın olduğu için sirius yıldızlarını yeterince verimli göremiyor ve zaten öncelik başka araştırma konularında. fakat çok değil, bu yıl bitmeden teleskop yüzünü sirius'a çevirecektir. sirius yıldızları kadim anlatılarda çok fazla yer edinir. şamanlardan tutun sümerlere ve hatta kuran'a kadar birçok hikayede sirius'da üstakıl bir toplum yaşadığı anlatılır. incil'de de tanrının isa'ya verdiği krallığın gökte bir yerlerde olduğu yazılıdır fakat yıldız ismi geçmez. jwst, sirius c'yi tespit edebilir mi bilemeyiz(ki büyük ihtimalle böyle bir şey yok) ama sistemin etrafındaki «varsa»gezegenlerin tekno-imzalarını tespit edebilir, bu enstrümanlar teleskopta mevcut.
yani eğer gelişmiş uzaylılar varsa bu yıldız sisteminden çıkabilir ama maalesef elimizdeki tek örnek olan güneş sistemine kıyasla mantıklı durmuyor çünkü sirius yıldız sistemi 300-350 milyon yıllık olduğu bilinen bir yıldızdır. güneş ise 9 milyar yıldır var.
devamını gör...

tuğçe kazaz

üç izmden uzak duracaksın;
siyonizm
evanjelizm
cihadizm

bu kadının islam'a döndüğünü düşünen, hele hele akpli olduğunu zanneden varsa tertemiz salaktır. küçük ama doğru bir google aramasıyla* evanjelist olduğunu görebilirsiniz. evanjelistler mesihin dönüş alametlerini gerçekleştirerek«kaos, salgın, karışıklık» mesihin gelişini hızlandıracaklarına inanan dünyanın en büyük cemaatidir.
halihazırda bekleyen paramiliter örgütler, son yıllarda amip gibi çoğalan cemaatler, sadat gibi devlet kurumları ve daha nice oluşum evanjelistlerin piyonu olduğu gibi tuğçe kazaz da bu misyona hizmet etmektedir.


ifade şekli ve yetersiz delil sebebiyle tüm bu anlatılar komplo teorisi gibi durmaktadır fakat çok değil yalnızca google kullanarak* bu saçmalıklar zincirini teyit edebilirsiniz.


dikkat edilmesi gereken nokta ise bu olayın türkiye ile sınırlı olmaması. kimse türkiyeyi umursamıyor. daha general bi misyon. suudi reformlar*, iran ayaklanmaları, ab'nin birleşmeye çalışması ama tam tersine içsavaşa doğru sürüklenmesi, israil'de sivil darbe gerçekleşmesi(normalde bu olayın 1 numaralı gündem olması gerekirdi), kuzeyde suni rusya sorunu, doğuda suni çin sorunu, ha geldi ha gelecek denilen uzaylı yalanı, deli gibi gösterilen abd başkanı, devletlerin toplumun mikro alışkanlıklarını bozacak derecede attığı radikal adımlar ve toplumun bu radikal kararlara karşı eylem ve greve gitmesi, sosyal medyayı aids gibi saran alfa erkek sigma erkek saldırgan erkek güzellemeleri, militarist propaganda kanalları, kraldan çok kralcıların olduğu sjw ve anti sjw saçmalıkları,
kısaca toplumu politize eden, militare eden, kutuplaştıran her türlü eylem, iş, oluş, hareket bu evanjelist&siyonist zihinden çıkmaktadır.


esasında tüm bunlar çok alışıldıktır. gelenekseldir. matematikseldir. insan tarihi her zaman inişli çıkışlıdır çünkü çıkmak için inmeye muhtaçtır. tıpkı iyinin kötüye muhtaç olması gibi... nuh tufanından tutun haçlı seferlerine, veba salgınından ekonomik krizlere kadar insanlık tarihi her zaman ivmeli bir çıkışın ardından devasa bir çöküşe maruz kalmıştır çünkü insanın gelişimi için çöküş şarttır. çöküş döneminde ayakta kalan, cebini veya beynini dolduran her zaman bu sıkıntılı dönemin ardından önceki ath'sini zikip atacak kadar hızlı bir yükselişe geçmiştir.
insanlık tarihi milenyumdan bu yana tarihte eşi benzeri görülmemiş şekilde yükselişe geçmiştir. neticesinde tabii ki batacaktı, ya ne olacağıdı?
önümüzdeki on veya yirmi yıl karanlık dönemdir. sonrası yine saadet. sonra yine çöküş. sonra yine saadet. bu zincir sizden önce de aynıydı, sizden sonra da aynı devam edecek. ister evrim deyin, ister tanrının sözü, gerçek şu ki sıradan bi dönemde doğup ölecek sıradan bi insansınız. kendinizi ne kötülüğe ne de iyiliğe alet edin. kendinizi karakterize edin. eşsiz ve benzersiz olduğunuzu unutmayın, bu benzersiz yapıyı daima geliştirmeye ve büyütmeye yönelin. ha bir de normal sözlükteki yazarlardan tavsiye almayın ahshshs.
devamını gör...

james webb uzay teleskobu

son verilerin tam da beklenildiği gibi sonuçlandığı teleskop.
#1752563
bu soruların beklendiğini zaten bu entryde yazmıştık, entryden 12 ay sonra bahsi geçen anomali tespit edilmiş. ilkel kara delikler, klasik hesaplamalardan 100 kat daha fazla kütleye sahip. peki maddenin bu kadar az olduğu evrenin ilk çağlarında bu kara delikler bu kadar çok maddeyi nereden bulup yuttu? üstelik karadeliklerin girdabındaki galaksiler de tıpkı içinde bulunduğumuz samanyolu gibi gelişimini tamamlayıp son evresine ulaşmış galaksiler. yani evrenin ilk 600 milyon yılı, sanki «minimum»2 milyar yıldır varmış gibi davranıyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

görselde görülen galaksiler evrenin ilk 600 milyon yılına ait. normalde bu galaksiler mavi görünmeli idi. çünkü bu galaksideki yıldızların genç ve sıcak olması lazım-dı çünkü henüz az önce oluştular. genç ve sıcak yıldızlar ise mavi renktedirler. yaşlandıkça kırmızılaşırlar. görüntüdeki galaksi kıpkırmızı. yani bu galaksiler yap yaşlı yıldızlar ile dolu... ne kadar da korkunç bi görüntü, dimi?

bu durum bugünkü görece daha yakın olan ultra super kütleli karadeliklere bakıldığında tahmin edilebiliyordu, dün itibarıyla jwst gözlemiyle kanıtlanmış oldu. bu da daha iyi ve daha yeni soruların önünü açmış oldu. (bkz: evrenin yaşı) (bkz: big bang teorisi) (bkz: big bang'in uzaklığı)
(bkz: kara delik)
devamını gör...

yardımların suriye'ye ulaşması için sınırı açtık

sizden bi parça yemek isteyen birinin yanında yemek yiyorsanız, "dur önce ben doyayım sonra sana veririm" demezsiniz. yediğinizden küçük bi parça verirsiniz...
yazık yazık başlığın altı leş gibi ırkçılık kokuyor. suriyedeki bölgeye ancak türkiye yardım gönderebilirdi türkiye bile ilk iki gün bunu yapmadı. onlar da öldü, onlar da ölü topladı, onlar da buz gibi enkazın altında acaba biri gelir mi umuduyla son dakikalarını geçirdiler. çok yazık, bu başlığın altında tamamen mide bulandırıcı bi ikiyüzlülük var. serdar akar filmleri gibi bi grup acımasız doluşmuş.
ps. merhametin ama'sı olmaz.
devamını gör...

cübbeli ahmet'in deccal açıklaması

ben demiştim demeyi sevmiyorum ama ben demiştim shdhdh #2329816 bu entryden bir ay sonra tarafsız bölge yayınında cübbeli adam, aynı deccal tasvirinin arapça versiyonunu anlatmış ve bunun sahih hadis olduğunu belirtmiş. beyaz götlü müslümanlar islamın ne olduğunu unuttuğu için dalga geçmişler ama gerçek islam evet tam olarak bu.


deccalin şu an yaşıyor olduğu bilgisi, ahmet hakanın israliyat dediği, cübbelinin kuran ve hadis kaynaklarıyla islami literatürünü anlattığı, ibrahimi dinlerdeki antichrist profili tanımıdır. islam terminolojisinde eğer ehli sünnetçiyseniz(ki bunun ne olduğunu bilmiyorsanız muhtemelen ehli sünnetçisinizdir) hadis kaynaklarına inanmak zorundasınızdır. esasında ehli sünnet ile batı hıristiyanlığı arasında hiçbir fark yoktur. kaderci toplumdur, başına ne gelirse allah'tan gelmiştir, ne halt yersen ye tövbe ettiğinde<<günah çıkardığında>> tüm sorunlar çözülür.

inanmak isteyen buna inanabilir, hikaye olduğunu düşünenler ise kendilerini bu saçmalığa alet etmemelidir. nitekim her kıtlık döneminde olduğu gibi önümüzdeki kıtlık döneminde de mesih geldi geliyor yalanı ortaya çıkmaktadır, neye inandığından bihaber bu toplumların önüne yüz tane mehdi/mesih koyacaklar, herkes kendi özgür iradesiyle kendi mesihinin gerçek 'kurtarıcı' olduğunu zannedip körü körüne bi bağlılık içerisine girecek. bu durum ise, sahte bir deccal&mesih kurmacasıyla semavi dinlerin yekten ortadan kaldırılmasına vesile olacak. ayakta kalanlar, sağ çıkanlar, hiçbir saçmalığa kendini alet etmeyenler mesihin de deccalin de yalan olduğunu fark edip yeni bir aydınlanma dönemine girecektir. yani umulan böyledir. hakikat ise şu ki; gerizekalı insan kendi kendini yok etmeden duramaz. :d
devamını gör...

raclette

isviçre'nin geleneksel tekerlek peyniri. aynı zamanda partilerin vazgeçilmez barbeküsü. peynir fondü.
haşlanmış patatesin üzerine elektrikli barbeküde ağır ağır eriyen raclette peyniri dökülür ve soğuk beyaz şarapla beraber afiyetle yenir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
iki katlı barbekünün altında peynir pişer. üstü ise hayal dünyanıza kalmış. genelde mantar, sebze, envai çeşit jambon, salam, pepperoni pişirebilirsiniz. bunun olayı parti gibi ortamlarda tercih edilmesi. sohbet ve müzik eşliğinde ağır ağır yenir. saatler sürer. pişirilen peynirden ötürü ortamda çok ağır bi koku olur. damağınızda iğrenç bir tuz tadı bırakır. o yüzden finalde soda içmek gayet iyi gider.
devamını gör...

sevilmek için yalan söylemek

üniversitede ev arkadaşım vardı. muharrem. sevdiği kızı bi saat görebilmek için 600 kilometre giderdi(izmir'e). bi saat görürdü çünkü kızın işten çıkıp sakat annesinin yanına gitmesi için bi saati vardı. cebinde bi yirmi lirası varsa bi gün daha kalır, ertesi sabah kız işe giderken bi saat daha görür, sonra akşama kadar istasyonda trenin gelmesini beklerdi.
aşıktı muharrem ama aşkına pek anlam veremezdim. taşradan büyük şehre yeni taşınmış, mutassıp bir ailenin arada kalmış oğluydu muharrem. babası inşaat işçisi, annesi yok. bi kardeşi askeri okulda intihar etmiş, diğeri henüz 5 yaşındaydı o zamanlar.

muharrem muhafazakar yetiştirilmiş, tertemiz bi insan. üniversite hayatı onu da değiştirdi. yeni yeni kitaplar okuyup yeni insanlarla tanışınca inandığı dinden soğudu. dinsiz olmaya karar verdiğini söyledi bi gün. tavrı, dürüstlüğü, saf kalbi hiç değişmedi ama. aşık olduğu kız da değişmedi. bi gün geç vakitte kız arkadaşımla beraber eve geldik. muharrem salonda, her zaman dizinde bilgisayar ile oturduğu koltukta bilgisayarsız oturuyordu. dizlerini karnına çekmiş, kafasını dizlerinin arasına gömmüş şekilde ağlıyordu sessiz sessiz. kız arkadaşım ağladığını anlamadı ama ben anladım. kızı odama gönderdim, oturdum muharrem'in yanına. anlat dedim anlattı.


aşık olduğu hatun kansere yakalanmış. çok konuşamadı zaten. sonra kız arkadaşımı evine bırakıp geri döndüm. yarım rakı vardı evde. dönerken de çiğköfte almıştım. muharrem o gün ilk defa alkol aldı, rakı içtik beraber.

mide kanseriymiş kız. kızın babası da yıllar önce terk etmiş aileyi. bi sakat anası var, bi ablası, bir de kız kardeşi. ablasıyla beraber çalışıp evi geçindiriyorlar. kız ailesine
söylememiş kanser olduğunu. zaten hemşireyim, kendim tedavi olurum hastanede demiş.

sana niye söyledi dedim, bilmiyorum dedi. ama desteğe ihtiyacı var, destek olmam lazım dedi. hak verdim.
kızcağız muharrem'i seviyor. ama aşık değil. aslında muharrem'i sevmiyor. muharrem'in ona olan sevgisini ve ilgisini seviyor. kız mertmiş ama. açık açık söylemişti bunu muharrem'e. gerçekten çok da güzel severdi bizim oğlan. gidip gelmeleri sıklaştırdı. kaçak sigara içmeye başladı, ev masrafını azalttı, okula yürüyerek gidip gelmeye başladı kısaca tırnağından arttırdığı paralarla izmir'e gitmeye başladı.
her gittiğinde daha kötü bi moralle dönüyordu muharrem.

kız günden güne eriyor dedi. zayıflamış biraz. psikolojisi bozulmuş. muharrem'i sürekli azarlıyormuş. e bizimki de perişan, babasından kardeşinden gizli gizli haftasonları çekip gidiyor bilmediği şehre. okulu da ara sıra asıyor, dersleri de kötü bu yüzden.
muharrem ile abi kardeş gibiydik. çok işini gördüm onun. keza o da benim. bi gün tertemiz elbiselerle asker gibi dikildi karşıma. aga dedi ben gidiyorum izmir'e. iyi git dedim. gözüyle valizi işaret etti. kocaman valiz hazırlamış. temelli gidiyorum dedi. zaten bu dönem bütün derslerden kalıcam, vizeler bombok. seneye tekrar okurum bu dönemi, belli. en iyisi kızın yanında olayım beş altı ay dedi. giderse dönmez biliyorum. altı ay diyo ama güzel iş bulsa temelli kalır veya tekrar sınava girer izmir'de boktan bi bölüm okur. ciğerini biliyorum muharrem'in.
dedim tren biletine bakiyim bi saat kaçta tren. bileti uzattığı gibi aldım yırttım. o gün küstü bana. ertesi sabah bütün ortak arkadaşlarımızı eve topladım. babamı aradım, muharremi çok severdi babam. para etmedi. üç gün kaldı, dördüncü gün gizli gizli gitmiş pezevenk.
ben de kızdım ona, bir ay aramadım sormadım. bi ay sonra izmir'e gittim ben de. aradım piçi dedim nerdesin. sesindeki özlemi çok iyi hissettim. alsancak garında kıbrıs şehitleri caddesine sora sora yürü dedi.
bi restoranda çalışıyordu. beyaz gömlek giymiş kısa kollu. antre izni istedi, yolun karşısında sigara içtik beraber.
geldiği zaman ikinci gün burayı bulmuş, komi olarak başlamış işe. bir hafta boyunca sadece bardak kurulayıp tuvalet temizlemiş. şimdi komiyim dedi.
ilk üç gün basmane'deki bok kokan hostellerde kalmış. o zamanlar suriyeliler yok oralarda ama ne kadar ayyaş varsa basmane'de takılır, biliyorum az çok.
parası bitince bi gün sokakta kalmış. sonra patrondan restoranda uyumak için izin istemiş. patron yok demiş. şef garsonu kafalamış, anahtarı kopyalatmış, restoranda kalmaya başlamış. ikinci gün patron kameradan görmüş bunu. acımış haline bi bekar evine yerleştirmiş, ilk ayın kirasını da maaşından düşmüş.
keyfin yerinde mi dedim.
keyfim yerinde. bir de o'nu görebilsem iyiydi dedi.
nasıl yani niye göremiyorsun dedim. sallamıyormuş kız bunu. günde otuz kere arıyorum, iki defa açıyor. onda da yok işim var yok anneme bakıyorum yok arkadaşım şehir dışından geldi.
bi yığın bahane dedi. iki günde bir gelirmiş restorana, muharrem de antre izni alır, onbeş dakika sigara içerken ayaküstü görüşürlermiş.
haftada 1 gün izni var o izin günlerinde de hastaneye gidermiş kızın yanına.
allah'tan bi gün iznim var dedi sigarasından bi nefes çekmeden önce. sonra dumanı üfledi. allah yok ki dedi gülerek. neyse uzatmayalım.
ben bir hafta kalacaktım izmir'de, kuzenim 9 eylül'de tıp okuyordu. muharrem'i de yanıma aldırdım, bir hafta kuzenimin evinde kaldık. sabah 11de işe gider, akşam 1de dönerdi.
beşinci gün mü ne muharrem'in izin günüydü, hastaneye gitti yine. ben de urla'da takılıyorum o gün. gam yok keder yok. muharrem'e de üzülüyorum ama kendimi yerden yere vuracak değilim, anam değil babam değil neticede.
akşamüstü pat bi telefon. aga nolur gel diyo ağlaya zırlaya. küfür ede ede kuzenle ben gittik bunun yanına. kordon'da banka oturmuş, o gün onu evde bulduğum pozisyonda ağlıyor. dedim karı öldü mü noldu lan.
bizimki, hemşirelerin odasında otururken birden şeytana uymuş. kızın çantasını karıştırmış. bak bu kullandığım ilaçlar dediği ilaçların ismini googlelatmış. ilacın kanserle falan alakası yok. sonra biyopsi raporu falan diye gösterdiği evrakların, hepsini almış. telefondan kuzenime gösteriyor doğru mu değil mi diye. neyse uzatmayalım. kuzenimin hocalarına falan gittik, kızın çalıştığı hastaneye gittik vs kuzenim sayesinde her şeyi öğrendik. kız hasta falan değil, bizim kerizi yiyor. bir de tesadüfen o şehir dışından çocukluk arkadaşım geldi dediği kişi yeni flört etmeye başladığı oğlanmış, onu öğrendik. şehir dışından falan da gelmemiş.
ilgi çekmek için, daha çok ilgisini görmek için kandırmış muharrem'i. muharrem bizle vedalaştı, valizini aldı kuzenimin evinden de ayrıldı. utanıyordu çünkü, onu ayıpladığımızı, dalga geçtiğimizi falan düşünüyordu.
sonra kızla ne konuştu ne etti hiç anlatmadı. boşver abi deyip durdu her zaman. muharrem bi daha kimseye güvenmedi. hiç yeni arkadaşı bile olmadı, sadece bizle takıldı. kene gibi yapıştım size derdi gülerek. ne bi arkadaş, ne bi sevgili, ne bi tek gecelik ilişki. hiçbir şey ya. sıfır... zaten becermesi de zordu zira karşı cinsle konuşmayı da unutmuştu. beceremiyordu muhabbet etmeyi.
okulum bitmeden ben başka bi yere gittim. arkamdan muharrem de bırakmış okulu. sekiz yıl hiç görüşmedik. geçenlerde tekrar iletişim kurduk. kız evlenmiş dedi. dedim olm napalım onu amg kaç senelik mesele. sende bi gelişme var mı dedim. nişanlanıyorum ben de bu hafta dedi. artık bilmiyorum doğru mu değil mi ama görücü usulü birini bulmuş halası. sosyal medya hesabı da yok, takip edemiyorum. umarım doğrudur.
mutluluğu en çok hak eden insandı. olmadı. yolu açık olsun.

velhasıl, sevilmek için yalan söyleyenin bacağına tüküreyim. iki yakası bi araya gelmesin.
devamını gör...

yahudi'nin yehova'sı

ibrahimin tanrısıdır. haliyle aynı zamanda yukarıda denildiği gibi arapların allahı ile aynıdır. yehova ismi kutsal metinlerde 7000 kez geçmesine karşın kuranda ısrarla geçmez. kuranda sık sık "ibrahimin tanrısı", "musanın tanrısı" denmesine rağmen yalnızca bu isim kullanılmaz. hatta rivayet odur ki allahın 99 ismi aslında 100dür ancak 100. isim gizlidir.
gizli olan isim evet, yehova'dır.

yehova kutsal metinlerde tamı tamına 7000 defa geçer dedik hatta birçok kilisede dahi bu isim vardır lakin ne yahudiler ne hıristiyanlar bu ismi kullanmaz. élohim veya rab denir. kimisi inkar eder kimisi bu ismin yasaklı olduğunu iddia eder. nitekim on emirden üçüncüsü der ki "adımı boş yere anmayacaksın" sahte dinler bu emrin arkasına sığınıp tanrı yehova'nın adını gizler. sahte dinler derken; yahudilik, islamiyet, katolik, ortodoks ve birçok protestan mezhebi... yehova'nın ismini kullanan yalnızca birkaç mezhep vardır ve kendilerine gerçek hıristiyanlık derler.



yehova, olmasını sağlar demektir. o olmasını sağlar. her şeyin olmasının sebebidir. varız, çünkü yehova sayesindedir. isa ise melektir. yaratılanların ilkidir. tanrı yehova yalnızlığını gidermek için isa'yı yaratmıştır ve onu oğlu gibi sevmiştir. insandan, evrenden, yani maddeden önce isa yaratılmıştır ve adı mikaildir. daha sonra meryem'in rahmine girip insanları uyarmak için insan suretinde yeryüzüne inmiştir. bedel ödeyerek tekrar göğe yükselmiştir.
isa şu an göktedir ve tanrı yehovanın gökteki krallığının kralıdır. son geldiğinde 144bin kişilik melekler ordusuyla beraber tekrar yeryüzüne inecek<<bu sefer insan suretinde değil>>, iblis ve iblisin cinni ordusuyla savaşacak, iblisi bin yıllığına yerin altına hapsedecek ve bin yıl boyunca yeryüzünde mutluluk, saadet, barış ve huzur yaşanacaktır.

bin yıl sonra iblis serbest kalacak ve büyük bir öfkeyle insanlığı kıyamete götürecek, magog'taki gogları insanların üzerine salacak ve kıyamet kopacaktır. kıyametten sonra yehova'ya inanmayanlar ve inkar edenler hiçliğe karışacak, inançlılar ise sonsuza dek bu evrende isa önderliğinde mutlu bir şekilde yaşayacaklar.


ben demiyorum kutsal kitaplar diyo...
edit: toplam 66 adet olan kutsal kitapların(kuranı da sayarsanız 67), yeni dünya çevirisinin düzenlenmiş hali yehova'yı bu şekilde anlatır. itirazı olan varsa gitsin yeni din kursun bana kızmasın.
devamını gör...

türkiye'nin gelişememe sebepleri

türklerdir. türkler vandaldır. vikinglerin deniz görmemiş halidir. işgal etmeyi sever, hazzı burada arar. misyon çok basittir; yürü, yeni yerler keşfet, yeni yerlerdeki 'rakip'leri yok et, güzellikleri sahiplen. son derece primitif bi görev. türklerin ilk kaydı çin tarihinde mevcut o yüzden hikayeye oradan başlayabilirsiniz. önce çin kaynaklarını yok edip sahiplenmeye çalışmışlar. ama çin denen ırk türkün mavisi. haliyle yememiş bunu. türkün içine kızlarını yollamış. yetmemiş, duvar örerek türkten korunmaya çalışmış. yetmemiş, türkü kovmuş. türk aynı anda dört bir yana dağılmış. bu dağılma o kadar büyük göç dalgalarına sebep olmuş ki bütün coğrafyalarda çağ açıp çağ kapamış. (bkz: kavimler göçü)
doğuya gidenler çin'in esareti altına girmiş. çinden sıyrılanlar okyanus kıyısına erişmiş orada konaklayan nadir insanlar okyanusun donduğunu gördüğünde karşı kıyıya yürümüş. hikaye burada bitmiş.
kuzeye yürüyenler bugünkü fin topraklarına kadar ilerlemiş, orada viking görmüş, hikaye burada bitmiş.
batıya yürüyenler üçyüz yıl boyunca durmadan yürümüş, hazar gölü etrafında ikiye bölünmüş,
gölün üstünden geçenler avrupaya kadar işgal etmiş. macar bölgesi etrafına yoğunlaşımış, modernite sonrası asimile olmuş. hikaye burada bitmiş.
gölün etrafında konaklayanlar en akıllılar olmuş, hala varlığını sürdürmüş.
gölün güneyinden ilerleyenler kendilerinden daha kadim milletlere esir olmuş,
güneybatıya gidenler şanslarını zorlamış. şansını zorlayanlar dört nehir arasını keşfetmiş yani yeryüzünün cennetini. persian, kürt veya romalı; türk için rakibin kim olduğu neye benzediği önemli olmaksızın savaşmış ancak kaybetmiş derken yeniden savaşıp kazanmış ve üç tarafı deniz olan dört mevsimli kara parçası türk'e kalmış. ve evet, başlıktaki sorun tam olarak burada başlamış. hikayesi bitmemiş, devam ediyor. türkü dört duvar arasına kıstıramazsın. türke şurada yaşa diyemezsin, yaşamaz. türk vandaldır. yakıp yıkmayı sever, korumayı beceremez. zaten dönem dönem avrupa kapılarını da zorlamış ama becerememiş. sudan anlamaz mesela gemicilik tarihi yoktur, deniz teröristlerini himayesi altına alarak akdenizi keşfetmiş, 19. yüzyılda yeniden kaybetmiştir.
so bu hikayede olan anadolu'daki insana oldu. dağdaki çoban dağda kaldı, dışarıdan gelen türk ev sahibi oldu. yine iyi kötü biraz merhamet nedir onu öğrendi bu topraklarda. ama yetersiz. eğitimsiz ve eğitimsizliği yücelten bi toplum. asya avrupa arasına köprü olan topraklarda herkesi 'düşman' gördüğü için kendini izole bırakmıştır. izole kalınca cehaletini atamamıştır. batılılar türkle tanışınca niçin misafirperver dediğini dışarı çıkınca anlıyor insan. bi marifet görememiş ki, spesifik bi özellik bulamamış, türk de bizi hoş karşıladı deyip geçmişler.



türk yatsın kalksın mustafa kemal atatürk'e dua etsin. önce balkan harbinde canına okumuşlar, iki sene sonra onbir cephenin yalnızca biri kazanılmış. totalde 3 milyon ölü. türkler hala anadoludaysa tek sebebi atatürktür. ya atası'nın emanetlerini sahip çıksınlar ya da yallah babam sürüldüğün topraklara dön. bugün afganlara gidin diyolar. olur türko, sen git o da gitsin. bin yıllık hasret sona ersin, türkler kovulduğu köylerine geri dönsün ha?
devamını gör...

yubal

ibrahimi dinlerde ilk müzisyen, tüm müzik çalanların babası. bu yönüyle feci şekilde yunan mitinde apollon'a benzer. kabil'in torunu, lir ve flut ustası. ismi yalnızca başlangıç(4:21)'de geçer.

apollon, lir, flut ve genel anlamda müzik hakkında ilk anlatıların, mö 9. yüzyıllara dayandığı iddia edilir. ancak lir hakkında ilk yazılı kaynaklar mö 3-1. yüzyıllardaki helenistik döneme aittir. hatta bu dönem çıkan edebi akımda lirik şiiirler de doğmuştur. (bkz: lyricos)

başlangıç<<veya yaratılış veya genesis>> kitabında ise yubal yazılı olarak ilk kez mö 7-5 yüzyılları arasına tarihlenir fakat yahudi ve hıristiyan anlatılarda bu kitap mö 1513' dolaylarında musa tarafından kaleme alındığı, yubal'ın ise 5000 yıl önce yaşadığı iddia edilir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

nar ayıklayan sevgili

hanımını gönder gelsin benim narımı da ayıklasın bi zahmet. bir ay önce canım çekti bir adet aldım, o gün bugündür bakışıyoruz. önce beceremem her yer kan kırmızı olur dedim erteledim. sonra önlük alayım dexter morgan gibi önlükle girişirim dedim, haftalardır önlük almayı da erteliyorum. nar biraz yumuşadı ama hala çürümedi. bence hala yenir. yarın seni yicem nar adam.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kemal kılıçdaroğlu

bir gün ekrem imamoğlu ve selahattin demirtaş ile beraber tayyip'in bahçesinden erik çalmaya gitmiş. yakalanmış tabii, eli uzun adamdan kurtulmak kolay mı?

tayyip önce kürde dönmüş; hadi kılıştar ve ekrem türk sen kürtsün nasıl benim bahçemi soyarsın deyip selo başkanı dövmüş.
sonra dönmüş ekreme; hadi kılıçdar benim eski rakibim, sen nasıl benim bahçemi soyarsın demiş ekrem imamoğlunu dövmüş.
sonra kılıçdar'a dönmüş, hadi bunlar bilmiyor sen nasıl benim bahçemi soyarsın demiş kemal kılıçdaroğlunu dövmüş.


dayak yiyen üç birader oturup kara kara düşünürken eko demiş ki yaw bu adam üçümüzü birden nasıl dövdü?
kemal bey demiş ki; biz başta kürdü dövdürmeyecektik.



bu, sırrı süreyya önder'in fıkrasının değişik versiyonu. bugün bu fıkra birebir gerçekleşiyor.
seloyu içeri attırdı,
ekonun içeri girmesine göz yumuyor,
yarın ibre kendisine dönecek, çok bariz.
yapma.
yaşlısın, tontişsin. dürüstsün. koltuk aşkı galip gelmesin.
seloya ihanet ettin, ekoya etme.
defol git.
devamını gör...

normal sözlük bug'ları

daha önce açılmamış bir başlığa bir şeyler karalayıp taslaklara kaydetmişseniz tebrikler, fişlenmiş olabilirsiniz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

taslağa kaydettiğiniz entry başlığını sözlükte aratınca “başlık daha önce açılmış fakat girilen tüm tanımlar silinmiş” diyor. verdiği tarih ise entryi taslaklara kaydettiğiniz tarih.
bu ne kaybettirir? hiçbir şey. sadece, sanki daha önce yazıp silmişsiniz yanılgısı kazandırır.
ha bir de deneme yanılma yoluyla kimin taslağında açılmamış başlıklar var bulabilirsiniz. sherlock mod off.

dahası, bıraktığınız ukdeleri bir yazar doldurmak istedi diyelim, bişiler yazdı ama göndermedi taslaklara kaydetti. şakkadanak ukdeyi bırakan yazara bildirim gidiyor sjsjdj. denemesi keyifli. bunu bana sevgili @kaşkolnikov öğretti.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


ee bütün bunlar ne işimize yarayacak? hiiç. kime ne zararı var? bence kimseye bi zararı yok ama düzeltilse fena olmaz.

edi: gerçi daha önce yazdığımız da düzeltilmemiş. #1686122
devamını gör...

chatgpt

dördüncü nesili, üçüncüden kabaca 1000 kat daha çok veriyi inceleyecekmiş. üçüncüsü ise ikinciden yalnızca 2 kat fazla veriyi incelemiş. yani chatgpt4 çığır açıcı bi oyuncak olabilir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


bu cihaz, yapay zekanın geleceğinden ziyade insanın geleceğini ve geçmişini daha çok sorgulamaya yarıyor. neydik ne olduk ha? sahi neydik yaw. avcı toplayıcıyken çiftçi olduk şimdi ise işçiyiz. toplumun bir kısmı işçilerin inşa ettiklerini yemek istiyorken toplumun geri kalanının bu durumu değiştirmeye yönelik hiçbir çalışması yok. neye dönüşeceğimiz konusunda hiçbir fikrimiz yok. zira biraz salaklaştık. turing testini çözemeyecek insanlarla bir arada yaşıyoruz ve çabamız, bu duruma saygı göstermek olduğunu insanlara anlatmak. buna da kısaca ahlak yasaları diyoruz halbuki hepsi kıçımızdan uydurma bilgiler.


yapay zeka düşünmeyi teslim ettiğimiz bir form. böylece basitçe sanat edebiyat sinema yapmaya gerek kalmayacak. mesela chatgpt3 yazdığı hikayesine göre gelecekte yazarlar homeless olacakmış. sadece sanat değil mühendislik mimarlık yazılım veya aklınıza gelen her inşa.

bugüne değin hileyle rekabet etmiş, hilenin verdiği haz yüzünden türdaşını dahi yok etmiş bir türün önüne yalnızca tüketmeye yarayan, hiç üretmeye gerek kalmayan bir alet koyarsanız bu tür xxx yıl sonra transhumanist bilge'ye değil, oturduğu yerde boku dahil her şeyi yiyen bir domuza evrilir.
bu, öngörmesi zor bir çıkarım değil. bu yüzden chatgpt4 geldiğinde kendini bilirkişi addetmiş zenginler veya devlet adamları toplumun mikro alışkanlıklarını bozmak isteyebilir. buna karşın bir içsavaş çıkması hiç uzak ihtimal değil. hatta benim için temennidir. yiyin birbirinizi transistöre para vermeyin.
devamını gör...

30 aralık 2022 normal sözlük yılbaşı çekiliş etkinliği

arkadaşlar inanmayın mail adreslerinizi toplayıp reklam açanslarına satacaklar oyuna gelmeyelim hediye isteyenleri şu başlığa alalım - --> (bkz: normal sözlük 3. yılbaşı hediyeleşmesi)
devamını gör...

yalnız çok yalnız yapayalnız biri olmak

efsaneye göre bu kişi deccaldir. veya diğer adıyla kabil. tanrı, ademi ve havvayı yeryüzünde terk ettikten sonra onlara ne yapmaları gerektiğine dair brifing verir. iblis ise onları görevlerinden saptırmaya çalışır. yeryüzünde görevinden saptırdığı ilk kişi ademoğlu çiftçi kabil'dir. tanrı düzenli olarak ademoğullarından hediye ister. çiftçi kabil, babası olan tanrıya güttüğü tarlanın mahsüllerini hediye eder. fakat mahsulleri seçerken iyi olmayan meyve sebzeleri özellikle seçer. habil ise hayvancılıkla uğraşır, güttüğü hayvanlardan en besili olanını tanrıya hediye eder. haliyle tanrı habili daha çok sever ancak kabil, kıskançlık vesvesesi yüzünden kardeşi habili öldürür. hikayeye göre yeryüzünde akıtılan ilk insan kanı bu şekilde dökülür. tanrı, kabile çok öfkelenir ve onun canını almaz. ona yaşatarak ısdırap vereceğini söyler. kabili bedenen oradan alır ve hiç kimsenin bulamayacağı kuzeyde bi yerlerde olan bir diyarda zindan eder. bi rivayete göre kuzey olarak tanımlanan bu yer göktedir. iblis ise düzenli olarak kabili ziyaret eder, onu manevi oğlu ilan eder. ona düzenli olarak bilgi aktarır, günü geldiğinde tanrının oğullarından mesih ile savaşması için bolca besler.
devamını gör...

geceye bir görsel bırak

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
*

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
*


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
*


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
*


(bkz: taklitçilik)
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim