bu diziyi seyredenler şanslı. son zamanlarda çekilmiş en gerçekçi dizi. her amerikan dizisi gibi kalenin önündeki topu kaleye yuvarlayamıyor ama ülkede yaşamanın cehennem gibi olduğunu ifade eden düşüncelerle dolu olduğu için dizi sınıfı geçmeyi hak ediyor. tavsiye
bir jiim jarmush filmi. katil de olsa soyguncu da olsa prensiplerden taviz vermeyen bir tetikçinin öyküsü. film müzikleri ile de sanırım the wire dizisine ilham olmuş. minik the wire demek yanlış olmaz.
david lynchin gotik karanlık koridorlardan ve bilinmez kabuslardan sıyrılıp pastörel bir doğaya dönüşünün göstergesi olan film. filmn ilk senaryosunu gördüğü zaman lynch filmi çok beğenmiş ve bilindik klişelerden uzak lynch filmi olacağını öngörmüş. film uzak bir kasabada yaşayan kavgalı bir kardeşin diğer kardeşini görmesi çabası üzerine kurulu bir film. bir çim biçme makinesi ile onca yolu göze alan richrad farnsworthun (alvin) in yolda yaşadıkları onu yolundan alıkoymuyor ve alvin bu kardeşlerin birbirine ne kadar bağlı olduğunu gösterircesine yola devam ediyor. işin trajik yanı başrol oyuncusunun kanser hhastası olması ve film çekimlerinin bitiminden dört ay sonra ölmesi ve filmi görememesi. acımasızlık mıdır bilmem ama bu filmde farnsworthun dertli bakışları ve sıkıntılı hali çok belli oluyor.
dört dörtlük bir adanmışlık ve yakınlık filmi. filmin değişiyle kardeş kardeştir.
bana göre bir karakter gurubudur. maymunsal davranışlar gösteren bir çeşit üst tür tanımı gibidir. atasal olarak benzerliğimiz ise insansı bir maymun takımının üyeleri olarak bu kardeş türümüzün bütün davranışlarını incelemek ve neden hala insan olamadıkları konusundaki anlamsız itirazımsı laflarla dalga geçmek. hepimiz maymunuz.
lenin'in materyalizme koşut olarak değerlendirdiği duyumculuk felsefesinin öncüllerindendir. nitekim materyalizm ve ampriyokritizm kitabında mah'ı kıyasıya eleştirmiştir.
"kant’ı yaşlanmış bazı materyalistlerden çok daha tutarlı ve kararlı bir biçimde eleştirdiklerini ileri süren bizim mahçıların iddialarını ne zaman okusam, hep sanki purişkeviç aramıza girmiş de şöyle bağırıyormuş gibi gelir bana: “kadetleri siz marksist baylardan çok daha tutarlı ve kararlı bir biçimde eleştirdim!”
put ararken mutlak surette tarihi heykel seçiniz...
altına dinamit yerleştirdikten sonra heykeli uzun uzun inceleyin...
patlatma anında koruyucu yelek giyin...
islamiyetten uzak durun, çünkü putperest bir dindir...
putun ne olduğunu anlamak için hristiyanlığı okuyun..islamiyet hristiyan özentisi bir dindir..
pirinci geceden yağda kavur...şaka lan devlet bahçeliyi anlamaya çalışıyorum...nasıl bir dünyası var...sizce yağ, un, salça ve soğan olmadan kaç türlü türk yemeği yapabilirsiniz? adamın kafası mantıksız açıklamalarla dolu, bu halkla dalga geçmek değil midir? bütün gün soğanı yağda kavurup içine mercimekle yapan ev kadınları ne düşünür acaba? yağ demek yemeğin yapıldığı şey değil, yemek ve tencereye ilk atılan şeydir yağ. soğan yada salça zaten yemeğin temel malzemesidir. bu üçü olmadan nasıl yemek yiyeceğiz. politikacılar halkla dalga geçmeyi bırakın...lan salatayı bile yağsız yiyemezsiniz...
köleliği onaylayan bir kitaptır. köleler savaşta esir alınıp satılan bir dönemde geçen anlamsız olaylar dizisi. kötü bir kitaptır...okuyan hep yarım bırakır.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.