eylül33 - en beğenilen tanımları (1. sayfa)
3.
utanmadan hala kablolu kulaklık kullanan insan
utanılacak daha farklı konular olduğu için bunun için utanmak daha utanılası bir durum.. belki öyle seviyor olamaz mı bu arada ben kulaklık hiç sevmiyorum kablolu kablosuz farketmez bunun içinde utanayım..
devamını gör...
6.
yazarların profil fotoğraflarının hikayesi
memleketimin güzel yerlerinden kızkalesi:
denizin kıyısında engin akdeniz'e bakan korykos kentinde yaşayan bir kral hep bir kız çocuğu olmasını dilermiş. uzun yıllar boyunca çocuk hasreti çeken kral sonunda bir kız çocuğa sahip olunca onu kelimenin tam anlamıyla "prensesler gibi" büyütmüş. kralın kızı bütün bu ilgiye rağmen şımarmaz, yardımseverliği ve güzelliğiyle herkesin hayranlığını ve kaçınılmaz olarak da sevgisini kazanırmış.
günlerden bir gün korykos'a gelen bir "bilici" kral tarafından saraya davet edilmiş. sohbet esnasında kral, kızının geleceği hakkında biliciden bilgi almak istemiş… ancak bilici, krala açık açık söyleyemese de prensese bakınca çok korkmuş. emir demiri keser, kralın ısrarcı yaklaşımı karşısında bilici pes etmiş ve kimsenin bozamayacağını söylediği yazgıyı krala fısıldamış: "kralım, kızınızı bir yılan sokacak ve kızınız ölecek. siz de bu ölüme engel olamayacak, acıyı tam anlamıyla yaşayacaksınız."
kızının üzülmemesi için bunu ona söylemeyen kral bir müddet bu olaya nasıl engel olabileceğini düşünmüş. üzüntüsünün günden güne artmasıyla çözüme de yaklaşmış. bu çözüm, bilicinin bahsettiği kaçınılmaz ölümün de ilk adımıymış aslında…
yılanların yüzemeyeceği bilgisinden hareketle korykos kalesi'nin tam karşısındaki kıyıya yakın adacığın üzerine bir kale yaptıran kral, güzel kızını hizmetçileriyle beraber bu kaleye kapatmış. elbette gaipten gelen bu duyumdan haberi olmayan, babasının neden böyle bir şey yaptığı hakkında da hiçbir fikri olmayan prenses üzüntüyle günden güne erimeye başlamış.
bütün bu inziva hâline rağmen kızının her istediğini de yerine getiren kral, bir gün canı tarsus beyazı üzüm isteyen kızının isteğini ikiletmemiş. saraydan derhâl bir üzüm sepeti hazırlanmış ve kaleye gönderilmiş. genç kız oldukça sevinerek gece karanlık çökünce ve herkes uyuyunca yemek üzere sepetini hemen odasına çıkarmış.
ancak bu üzüm sepetinin içinde bir de yılan varmış… ve ne yazık ki kehanet orada gerçekleşmiş, güzeller güzeli prenses bir yılana kurban olmuş.
devamını gör...
7.
normal sözlük türk halk müziği sevenler kulübü
bağlama çalmaya yeni başlayanlardanim. insan özünü unutmamalı neşet babaya saygılar..
devamını gör...
9.
kitap yazmak
karar vermekte zorlandığın bir andı ama kendimden emindim bir başlasam devamının geleceğini biliyordum. ve artık benim de bir hikayem var kitap olmayı bekleyen..
devamını gör...
10.
4 ocak 2022 covid-19 vaka sayısı
vaka sayisi almış başını gitmiş.iş yerinde her gün iki üç kişi pozitif çıkıyor tablo korkunç ama kimsenin umrunda değil adam teste gidiyor geliyor çalışıyor akşam pozitif çıkıyor bütün gün temas ettikleri diğer gün teste gidiyor böyle böyle her gün iki üç gidiyoruz.
devamını gör...
11.
2-1 yendik mi
fenerbahçe diyorum aşk diyorum geçmiş olsun galatasaraylı tüm arkadaşlar
devamını gör...
13.
24 kasım öğretmenler günü
baş öğretmenimiz gazi mustafa kemal atatürk ün ve diğer tüm öğretmenlerimizin günü kutlu olsun
devamını gör...
14.
muhabbet kuşu
benim canımdir. iki yıl önce kuzenimden aldığım paşam vardı. aylar sonra öğrendim ki disi ama adını degistirmedim. evimizin bir ferdi oldu ancak talihsiz bir şekilde kaçırdım o kadar aramama rağmen bulamadım ailecek aradık sorduk ama uçtu paşam çok ağladım üzüldüm ne yapıyor diye her gece. sağolsun kuşçu bir abi yavru al bir tane daha o sana iyi gelecek dedi. aldım kırk günlüktü aldığımda adı alex canım benim çok oyuncu evin içinde bizle gezer aynı olayı yaşamamak için tel yaptırdım pencerelere. kafese canı isterse girer özgür kuş. şehir dışına da gitsek bizimle gelir telefirige binen belki de ilk muhabbet kusudur benimm canım alex'im. tüyü kadar ömürleri olsun inşallah her hayvanın güzel yaşamaya bizim olduğu kadar onlarında hakkı var .
devamını gör...
16.
kedi
17.
kuyucaklı yusuf
sabahattin ali nin en sevdiğim romanıdır okumanızı tavsiye eder saygılarımı sunarım
devamını gör...
18.
kadınların ekonomik krizi umursamaması
kadınların diyerek genelini başlık tanımı olarak girmek saçma bir düşüncedir. umursamayan kadınların çoğunun eşi ya da aile durumu çok çok iyi olanlardır. çalışan ve evi tek maaşla geçirdiren kadınlarımıza haksızlık yapmayalım bu konuda haklarını yemeyelim bence yukardaki arkadaş bu konuda genel demesek daha iyi olacak
devamını gör...
19.
sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
çok şey var söylemek istediğim hangisinden başlasam bilemedim. altın fiyatı uçtu gitti. asgari ücretle 3 tane çeyrek altın bile alamıyorsun. dolar 10 tl, maaşı dolarlamı alıyorsunuz diyenlere çok söz varda uzatmak istemiyorum.
bir de ali koç fenerbahçe den istifa et artık ya olmuyor yani denedik güzel adamsın iyisin ama olmadı olmuyor..
son olarak ileride eşim olacak kişiye sesleniyorum her nerede ne yapıyorsan bir tesadüf olsun da karşılaşalım artık.
bir de ali koç fenerbahçe den istifa et artık ya olmuyor yani denedik güzel adamsın iyisin ama olmadı olmuyor..
son olarak ileride eşim olacak kişiye sesleniyorum her nerede ne yapıyorsan bir tesadüf olsun da karşılaşalım artık.
devamını gör...
20.
düğümlere üfleyen kadınlar
düğümlere üfleyen kadınlar
ece temelkuranın en çok beğendiğim kitaplarından biridir. tavsiye üzerine okuduğum ama okuduğum kitaplar arasında en begendiklerim arasında yerini çoktan aldı. ilk olarak ismini görünce basit büyücülük fantastik bir kitap olarak düşündüm.
"kitapta geçen ‘çünkü bir erkek bir kadının nefesi kadar’ ifadesi " beni gerçekten etkilemişti. kitabı daha çok merak etmeme ve okumama neden oldu.
sonra yazarı araştırdım.hukuk fakültesi mezunu gazeteci ve yazar. bir çok köşe yazısı var.kendisi şuan hırvatistan da yaşamını psikolojik ve sosyolojik analizler yapan başarılı yazarlardan. hikaye aslında güzel bir yer olan ama gelişmesi için daha çok zaman gerektiren çoğu insanın oradan kaçtığı ortadoğu'da geçmektedir. dört kadının hikayesini birleştiren bir kitap ile gönülleri fethettigini düşünüyorum. çöl hayatı,devrimler ve hayattan farklı yaralar almış kadınlar..kitap bize yolun sonunu sizin değilde yolun belirledigini gösteriyor.biraz sabır gerektiren okurken şaşırtan şaşırttıkça içine daha çok alan elinizden düşürmeden okuyacağınız kitaplardan bir tanesidir.
tabiki zevkler tartışılmaz. beğenmeyen yazarı eleştirenler çıkacaktır. her kitabını okudum diyemem. ama bu kitabını iyiki okumuşum diyorum.
ece temelkuranın en çok beğendiğim kitaplarından biridir. tavsiye üzerine okuduğum ama okuduğum kitaplar arasında en begendiklerim arasında yerini çoktan aldı. ilk olarak ismini görünce basit büyücülük fantastik bir kitap olarak düşündüm.
"kitapta geçen ‘çünkü bir erkek bir kadının nefesi kadar’ ifadesi " beni gerçekten etkilemişti. kitabı daha çok merak etmeme ve okumama neden oldu.
sonra yazarı araştırdım.hukuk fakültesi mezunu gazeteci ve yazar. bir çok köşe yazısı var.kendisi şuan hırvatistan da yaşamını psikolojik ve sosyolojik analizler yapan başarılı yazarlardan. hikaye aslında güzel bir yer olan ama gelişmesi için daha çok zaman gerektiren çoğu insanın oradan kaçtığı ortadoğu'da geçmektedir. dört kadının hikayesini birleştiren bir kitap ile gönülleri fethettigini düşünüyorum. çöl hayatı,devrimler ve hayattan farklı yaralar almış kadınlar..kitap bize yolun sonunu sizin değilde yolun belirledigini gösteriyor.biraz sabır gerektiren okurken şaşırtan şaşırttıkça içine daha çok alan elinizden düşürmeden okuyacağınız kitaplardan bir tanesidir.
tabiki zevkler tartışılmaz. beğenmeyen yazarı eleştirenler çıkacaktır. her kitabını okudum diyemem. ama bu kitabını iyiki okumuşum diyorum.
devamını gör...