ezzra yazar profili

ezzra kapak fotoğrafı
ezzra profil fotoğrafı
rozet
karma: 5097 tanım: 294 başlık: 26 takipçi: 57

son tanımları


sıradan bir gün

bulutlu, hafif esintili bir havada akşam üzeri sahilde yürürken yüze vuran rüzgar, dalga sesleri, yoldaki su birikintisinden hızla geçen arabanın sıçrattığı çamurlu su, acelem varmış gibi attığım kararlı adımlarım, güz ayazı, iş yerinden henüz çıkmış yüzündeki belli belirsiz gülümsemeyle haftanın son günü sevincini yaşayan komşunun oğlu, mesai bitimi, korna sesleri, eski bir arabanın içinden gelen bangır bangır arabesk eserleri, dilime dolanan 'hatıran yeter', ışıkları yanan evlere bakınca içimde uyanan tekinsiz duygu, şiddetli özlemler ve inatçı beklentiler...

bazı günler sıradan ama istisnai, alelade ama olağanüstü.
devamını gör...

paranoyak deli

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


yeni yıl bana iyi gelecek belli, umut ettiğim kadar var, ama burda 2025'in en güzel hediyesi paranoyak deli'm var.
iyi ki var.
seni çok seviyorum kız kardeşim.
devamını gör...

gökçe

bi gece bi rüya gördüm. minicik bi kız çocuğu var kucağımda, emziriyorum.

rüyadan aylar önce hekim, sağlık problemimden dolayı çocuk sahibi olma ihtimalimin olmadığını söylemişti ama ben imkansıza inanmadım ve o son gece gördüğüm rüyaya inanmayı tercih ettim. sevinçle uyandım, "anca rüyamda görürüm" demedim, karnıma dokundum "orda olduğunu biliyorum kızım." dedim.
ertesi gün olunca 3 haftadır benimle birlikte olduğunu öğrendim.

11 sene önce bugün bu saatlerde rüyam gerçekleşti. kucağıma aldım, her zerresini inceledim. rüya mı gerçek mi, hayal mi suret mi idrak edemedim. büyülenmiş gibiydim güzelliğinden başım döndü, ağlaya ağlaya emzirdim. mutluluktandı, dakikalarca ağladım. hiç deneyimlemediğim, büyüklüğünü tarif edemeyeceğim ve adını koyamadığım bir sürü duyguyla ona bağlandım.

doğumu benim için milat oldu, eskiye dair tüm olumsuzlukları o an geride bıraktım, onunla açtığım o sayfa benim için de yeniden doğmak fırsatıydı.

kucağımdayken bir an annemi düşündüm. demek ki beni bir zamanlar 'delice' seven biri vardı. düşününce çok hoşuma gitti 'delice bi sevgi' delilik bu evlat işi. tanışmalarını çok isterdim, pamuk gibi bir anneanne olurdu. kızının kızı, kulağa çok güzel geliyor.
keşke olsaydı.

bunca senede tatlı acı, güzel çirkin pek çok anı paylaştık. güldük, ağladık, sarıldık, kızdık ama hep birbirimize sığındık.

şimdiler ve sonrası için en büyük temennim güzel anılar biriktirebilmek ve geçmişe döndüğümüzde tüm zamanlarımızı huzurla yâd edebilmek.

bundan sonrası için hayattan istediklerim belli: gökçe'm hep mutlu olsun, hep sağlıklı, hep keyifli, hep neşeli, hep öz'gür...
istediği zamana kadar hep benimle olsun ve ben olsam da olmasam da hep onun yanında olduğumu bilsin. kimse yoksa annem var diyebilsin.


iyi ki doğdun.

seni çok seviyorum gökçe kızım.
devamını gör...

sıfır sıfır sıfır

mesaj atamıyorum, ne güzel bir ruha sahip olduğunu söylemek için geldim.
https://normalsozluk.com/en... etkilendim, teşekkür ederim.
sevgiler...
devamını gör...

sıfır sıfır sıfır

özleşmiştik, hoş gelmiş.
<3
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının ilk kez yaptığı son şey

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bunu geçen sene yapmıştım, bi daha mümkünatı yok yapamam.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bunlar da bu sabahın dinazorları.
mümkünatı yok tekrarını yapamam. :)
devamını gör...

bütün parçaların güzel olduğu albümler

pentagram
anatolia

en sevdiğim on the run
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının çocukluk fotoğrafları

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
sağımda dedem solumda annem.
şimdi ben onlara ve içimdeki çocuğa yaşadıklarımı, öğrendiklerimi, gördüklerimi ve geldiğim hali nasıl anlatayım?
aptal değilim, aptal değildim ama aptal gibiyim.
devamını gör...

paranoyak deli

"tatlı dillim güler yüzlüm
ey ceylan gözlüm
gönlüm hep seni arıyor
neredesin sen?"

bugün de kendisine bu dizelerle sesleniyor ve burdaki varlığını çok özlüyorum.
devamını gör...

anın fotoğrafı

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
"denizdeyim
sakin güzel."
devamını gör...

sabah sabah dinlenen şarkı

reptile sevenler, ayılmak isteyenler...
devamını gör...

bir insanın kaliteli olduğunu gösteren detaylar

'kalite' ayrımını tam olarak neye göre yapıyoruz? nasıl kaliteli oluyoruz, mesela ne yapmamız lazım kaliteli, üst düzey bir insan olabilmek için?
kimleri dinlemeliyiz? illa beethoven, bach, chopin, çaykovski, vivaldi mi?
ya da elton john, bob dylan, johnny cash ve diğerleri mi?
karaktere yatırım yapmadan, bilmiş ve üstten tavırlarla, ve kişileri kaliteli/değil şeklinde ayırmak kaliteli insan tanımı için yeter mi?
kumaş mı seçiyoruz biz? :)

insanın okuduğu kitaplar, dinlediği şarkılar hepsi kendiyle alakalı, tarzına bağlı. hayattan aldığımız zevk ve 'kalite' sadece "rafine" zevklerimizle sınırlı kalmamalı.

kalite; başkalarına yaranabilmek için olmadığımız biri gibi olmaya çalışmakta değil. sırf zevklerimiz uyuşmuyor diye büyüklük taslayıp kendimizden başkasını beğenmemekte değil. övgüyle beslenip yergide öfkelenmekte değil, belki, kendimizi bilebilmekte.

hayat, ona buna hava atmayla kendi egomaniamızda sınırsız düşlerimizde nefis bir yaşam sunmamakta.

kalite içimizde. yol arkadaşımızı zor gününde yolun yarısında bırakmamakta, kadir kıymet bilmekte, iyilik için atan bir kalpte...
kalite umudumuzda, umudumuzu gerçekleştirebilme yolunda, tebbessümde, içten gelen bir iyilikte, insan gibi insan olabilmekte, insanlığın gereğini yapabilmekte.
devamını gör...

bulunulan anı o anın içindeyken özlemek

geçen zamanın bir daha geri gelmeyeceğini kuvvetle hissettiren anlar vardır. o anları öyle güzel anlar ki insan, geçmişle gelecek arasında örülmüş bir duvardır, o duvar suret olmuştur da iliklerine kadar işler sanki. o an yaşamdan alınan tat ıstıraplıdır, henüz gelmeyen ama gelecek olan özlemenin acı tadı, özlemin yakıcılığı.
iki cepheye ayrılmış gibi hisseder insan kendini, zıt iki kutup arasında sıkışmış gibi. an'ı yaşayamaz, bu duygu bir engeldir.

geçmişe ya da geçecek olana mı takılsa, geleceğe ya da özlemine mi acısa, devam mı pes mi?
adıyla sanıyla tereddütün sancısıdır bir bakıma derdi.

dedemden pek az bahsettiğimi fark ettim. kaybettiklerimi saymazsam kendisi hayattaki en büyük özlemim.
üniversite zamanı, hevesliğinden erken kalkıp tüm ikna çabalarıma rağmen geri adım atmayan ve okulun ilk günü benimle birlikte yol alan, sabahları kahvaltımı hazırlayıp eline de gitarı alıp
"hadi bakalım
sabah oldu
okul zamanı"
diye kendince şarkılar uydurup gitar tıngırtılarıyla uykumdan uyandıran :) dumanı üstünde nefis yemekler yapan, varlığıyla huzur veren, güzel hatıralara davet eden, esprilerine ağız dolusu güldüğüm, geçmiş günlerimin en güzel neşesi, hem kışımı hem içimi ısıtan, tek benim değil tüm arkadaşlarımın biricik dedesi hepimizin pek çok, pek çok sevdiği.

en çok onunla birlikteyken oluyor bu duygu, bunca özlem. şimdi birlikte olsak da yarın yok. yaş, sağlık, vakitsiz ve ani kayıplar, bir de sıla bu duyguyu çok besleyen.

iyi yaşanmış her an kâr olsa da hayatta, zaman geçirdiğin hatıralara acımıyor. ince ince ellerinle itinayla ördüğün o ilmekler bir an gelip sökülüyor. zaman dursun istiyorsun kayıp gidiyor. şanslıysan belleğinin bir kenarında güzel günler kalıyor kalmasına da, sanki tüm sevdiklerin yola çıkıyor da uzaktan sana ve bıraktığın tüm o hatıralara bir daha gelmemek üzere yerini bambaşka anlara bırakıyor.
devamını gör...

paranoyak deli

yaşamı tutkuyla yaşayan insanlara bayılıyorum. etrafına neşe ve ışık saçıyorlar, enerjileri çok yüksek, kolay kolay yılmıyor ve başka insanlara ilham oluyorlar.

ve sen böylesin.

"sen boş ver onları
uç kendin gibi kelebek gibi
onların ruhu böyle rengarenk değil
saf ve tertemiz..."

renklerin hep daha çok parlasın.

kocaman sarılıyor, öpüyor ve gününü tekrar tekrar kutluyorum.
devamını gör...

kasım

zamanla yaşamımızdaki pek çok şey sadeleşiyor. geriye anılarımız, paylaşımlarımız, biriktirdiklerimiz, okuduklarımız ve dinlediklerimiz kalıyor.
duyabilene şarkılar çok şey söylüyor ve yağmurla gelen bu en sevdiğim aya november rain nasıl da yakışıyor.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

günün fotoğrafı

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
rock n roll sevmiyorsan çektir git!
ve günlerden gecelerden tibet ağırtan.
devamını gör...

günün fotoğrafı

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel cik cik*

henüz günü gelmeden bu üflediğim 3. pasta.
hepsi bir anı, unutulmasın burda kalsın.
şanslıyım sözlük!

edit: ekleme

edit 2: bitmiyor gözünü sevdiklerim :)

edit 3: muhtemelen son edit :)
devamını gör...

müzik zevki karmakarışık olan insanlar

herkesin hayatında bir olmazsa olmaz vardır ya benim de kendimi bildim bileli tek olmazım müzik.
müziksiz geçirdiğim bazı birkaç saatler olmuştur ama o saatlerde sadece nefes almışımdır aslında tam olarak yaşamış sayılmamdır. istisnai durumlar oluyor elbette ama ayrı parantez açmaya gerek yok. kısaca dünya hali ve internet siteleri birer insan olsaydı kendime rahatça şu ismi seçerdim: müziksizyaşayamayangiller.com

bu arada dinlediğim herhangi bir şarkıda ruhumu teslim etmek için illa sözlerini bilmeme gerek yok, hissettirdikleri yeter. dilini bilmediğim pek çok şarkı var, mesela kazım koyuncu - umay umay düeti.
"bi gün yolda yürüyordum, bi şarkı duydum, kalbim acıdı bu kadar."
lazca bilmiyorum, şarkıyı dinlerken ölüyorum. sadece bu kadar!

bazen de çoğunlukla seyahat esnasında heybetli dağlar, çorak araziler ve gördüğüm tüm müstakil manzaralar beni köklerimize ve bizi biz yapan değerlere götürür. erkan oğur, selda bağcan,zülfü livaneli, ahmet aslan, mazlum çimen az yenilerden minor empire, taksim trio ve nice nicesi.

goygoyun dibini sıyırdığımız arkadaş muhabbetlerinde ise genellikle en büyük eğlencemiz 90'lar pop. oyun havaları ve bilumum oynak şarkılar hatta birkaç arabesk de spotify listemde ekli ama şimdi onlara değinip kalan iki kuruş karizmayı çizdirmek istemiyorum.

mesela kendi klasmanının en iyisi, romantik anılarımıza ve ayrılık acılarımıza eşlik eden canımız, bebeğimiz, serçemiz `sezen aksu`'dan nasıl geçeriz?

serçe demişken edith piaf. etek uçlarını tuta tuta böyle, zarif şekilde salına salına... padam padam padammm...

ama bisiklet sürerken, araç kullanırken, yolda yürürken, yemek yaparken, derin düşünürken, hiçbir şey düşünmezken, uyumaya çalışırken, sabah gözümü açarken bana eşlik eden: klasik rock, progressive rock, soft rock, psychedelic rock kısaca rock oğlu rock.

zaman zaman; caz, blues, bluegrass...


eğer bir gün yemek yemezsem değil de müzik dinlemezsem aç kalırım. geçenlerde sait faik okurken bir cümlesinden bir etkilendim ki, sanki bu benle dinlediğim müzik arasındaki bağ dedim.
"bir insan yüzüne doğuştan gelip oturmuş gülüş, üzülüş, düşünüş gibi şeylerin hiç uçmaması lazım. uçtu muydu sanki kişi ölmüştür."

hem nefes almak hem gerçekten yaşamak için müzik benim elzemim. hepsinin gözünü, sazını, sözünü, sesini, gitarını, telini, kısaca cümlesini çok severim.
devamını gör...

anın fotoğrafı

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yaşamak

hayattan hak ettiklerini alamadığında insanın içi nasıl sızlar bilirim. bilirim sızıyı saklamayı, saklanmayı, acıyı yok saymayı. hiçbir şey kalıcı değil bilirim vedalar da yangınlar da sonsuzca değil.

bazen yürürken sokaklarda ayak bastığım her adımda bir nota duyarım. aklım beş karış asılı kalır bazen havada. bakmayın şikayetçi değilim, tadını çıkarmak lazım. zemin ne kadar kaygansa da yürümek işinde uzmanlaşmak lazım.

düşe kalka yürünür elbet, düştüğümüzde dizimizde aynı yer farklı biçimde kanar durur, ötekine benzemez, bir önceki gibi değil, her düşüş yeni bir tecrübedir.
kabuk bağlasa da yine aynı merheme gider ellerimiz, başkasını pek bilmeyiz.
her düşüşte farklı biçimde kendimize şifalar dileriz.

hep yeniden öğreniriz.
hiçbir zaman zamanı okumayı tam sökemeyiz.
iyi sandığın harf kedere çıkar bazen, kötü bildiğin mutluluğa. hayır da şer de bizim içindir ama kim doğru kim değil biz tam bilemeyiz.

güzelliği şansa, kötülüğü cezaya yormak kolay gelse de yaşam ne tesadüf ne de kefarettir.

bildiğim tek şey var ki, yaprakça savrulsak da bir an kuşça uçarız. yağmurca ağlasak da baharca güleriz.

hem hiç'iz hem çok şeyiz. buruşan duygularla bir gün bir yüreğe değsek de, önünde sonunda yürüyeceğimiz bu yolda bi tek kendimiziz.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim