biraz mistik, biraz ruhani ögeler ve hakikilik ile diğerlerine benzemeyen bu yolculukta kendini bulmak çok güzel.

ülke standartlarının çok üzerinde kaliteli işler çıkaran yerli bir progressive rock grubu.

tüm zamanlarda benim favorim;
gods of the mountain
devamını gör...

zamanla kaybettiğimiz öz
büyüdükçe küçülen kalp
daracık anlara sıkışmak
büyütmeyi unuttuğumuz ruh
nova norda tek bir şarkısıyla anlatabiliyor tüm bunları.

"bırak ayak basılmamış yerler görsün gözün
dehlizlerine kadar inelim özümüzün
alaşağı edelim yeryüzünü
dökülsün milletin ceplerinden yüzsüzlüğü
yağsın yalanları hüzün hüzün
öyle bi günde bulalım özgürlüğümüzü."
devamını gör...

nüzhet bana yalan söyledi.


"yalan bana suçların en ağırı gibi geliyordu; ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşıyordum. yalana her şey isyan etmelidir. eşya bile; damlardan kiremitler uçmalıdır, ağaçlar köklerinden sökülüp havada bir saniye içinde toz duman olmalıdır, camlar kırılmalıdır, hatta yıldızlar düşüp gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır."


dürüstlüğe ve hakikate olan inançla!


"dünyanın hiçbir nüzhet'i yalan söylememeli."
devamını gör...

kendi kararıyla kendi yaşamına son vermeyi isteyen birine neden üzülürüz hiç anlamam.
bazı insanlara ağır geliyor bazı şeyler. sana göre anlamsız olan şeylerin altında bazı insanlar eziliyor.
hep diyoruz ya "kendi hayatı kendi tercihi" diye.
konu kendini öldürmek olunca nedense bu cümleleri pek akla getirmiyoruz.

doğmak tercihimiz değil anladık da konu ölmek olunca niye bunca yaygara?
ötenazi hakkı niye yok mesela ülkede? insan hayatı bu kadar ucuzken, birbirimize hayatlarımızı zindan ederken, ülkede her geçen gün nefes almak zorlaşırken niye kimsenin çıtı çıkmıyor da konu ölme kararı olunca, aman ha!

belki tehlikeli bir eşik, belki aydınlanmanın kendisi.
devamını gör...

bir labirentin içindesin, çıkış var ama doğru yolu bilmiyorsun. inatla gitmemen gereken yöne gidiyor sonunda olmaman gereken yerlerde soluğu alıyorsun.
içinde biriktirdiğin derin yalnızlık, gün aydı ama her yer karanlık.
devamını gör...


"insanlar birbirlerini ne kadar iyi anlıyorlardı. bir de ben bu halimle kalkıp başka bir insanın kafasının içini tahlil etmek, onun düz veya karışık ruhunu görmek istiyordum. dünyanın en basit, en zavallı hatta en ahmak adamı bile insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha mâliktir.
niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahlûku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?
niçin ilk gördüğümüz peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçındığımız halde ilk rastgeldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatlığıyla öteye geçebiliyoruz?"


bize kalan kısacık zamanlarda sorulan cevapları zor sorular ve bu soruları takip eden sessizliklerin kitabı.
bir sabahattin ali kitabı.
devamını gör...

"uzun hazırlıklardan geçtik biz
uzak diyarlara uçtuk
başka çaremiz yoktu."

neden ben, neden biz diye düşünürken sorudan sonrası ya gözyaşı olur akar, ya öfke olur birikir.

-babamız bizi sevmedi-

perihan mağden'in okuyucuyu sarsan kitabı ve aynı isimli psychedelic bir baba zula şarkısı.
devamını gör...

farklı bir grup, dinlerken uyandırdığı hisler tarifsiz.
kaf dağlarının tepesinden, 7 vadiyi aşıp gelen simurg efsanesinden, mitolojinin cezbedici hikayelerinden çıkıp gelmiş gibi...
öyle masalsı, öyle sıradışı.
bu topraklarda var olmuş en güzel şeylerden.
devamını gör...

bu şarkı benim jorge luis borges ve demirhan baylan'ı sevme nedenim oldu.

yeniden başlayamadıysam hayata bir gün yeniden başlayabilirim belki.

başlığı ben açtığıma göre henüz dinlemeyenler var ki, link:
borges olsaydım
devamını gör...

bazen öyle olur. başıboş, altüst, etkisiz kalabiliriz. sesimiz çıkmaz bazen, kendimize bile kayıtsız kalabiliriz. küçüktür belki, büyük görürüz, devasa da olabilir.
boyumuza da yaşımıza da ekstra büyük gelebilir. altta kalabiliriz, canımız çıkabilir, ezilmekten korkabiliriz.
ağırdır, ağrılıdır ancak bilemeyiz belki de asıl hikayenin başlayacağı filizlenip kök salacağımız yerdeyiz.
bir ihtimal, bilemeyiz.

"unutmayın ki dip, psişenin yaşayan köklerinin bulunduğu yerdir.
yeni bir şeyi tekrar etmek ve büyütmek için en iyi topraktır dip. bu anlamda dibe vurmak, son derece acı verici olsa da, aynı zamanda tohum ekmenin zeminidir."*
devamını gör...

bir şeyleri ya da birilerini güçlü/zayıf, güzel/çirkin, iyi/kötü şeklinde kalıplara sokmayı doğru bulmuyorum.

her insanın hikayesi ve yürüdüğü yol bambaşka. birinin yürüdüğü o çetin yollardan biz yürümediysek onun ahvalini anlamamız mümkün değil.

herkes bir şekilde direniyor ve hayat yolculuğuna devam ediyor. kimi maske takarak, kimi yok sayarak, kimi yüzleşerek, kimi düşerek, kabul ederek...

kimileri herhangi bir olayda alçakgönüllü bir tavır sergilerken kimine göre bu, zayıflık göstergesi.
kimi utanmayı bilir, kimi açık ve bağımsız olmayı.
utanmak veya alçakgönüllü olmak güçsüz olmak demek değil ama kendimiz olmayı becerebilmek bence önemli ve yalnızca kendimizle ilgilenebilmek. başka kadınları, başka hayatları ve insanları yargılamamak, hor görmemek, dinlemek ve hayatlarına müdahil olmadan kendi çizgimizi çizebilmek.

çünkü karakterimiz, içgüdülerimiz, hayallerimiz, zaaflarımız hepsi bize özel. diğerimizden herhangi bir üstünlüğümüzün olmadığını kavrayabilecek kadar çok özel.

zaman zaman yaşamlarımız güçsüzleşir ancak varoluşumuz ve içimizdeki tutku, bence hepimizi beslemeye yeter.
devamını gör...

özellikle mutsuz zamanlarda en çok kendimle uğraşıyorum "kendini sevme" safsafatısıyla. reva gördüğüm hayatı kendim seçmiş olsam da bazı seçimlerin sonuçlarını değiştiremiyorum ve hep kendimi yiyip bitirirken buluyorum. aslında akli melekelerimi korumak istediğim için kendime "sen de bir ananın evladısın" şeklinde telkinler versem de gerçekten de bir ananın evladı olduğumu hatırlayınca gözyaşlarına boğuluyorum. annemi hatırlayınca kendini sevme işi sandığımdan da önemli hale geliyor. ben ondan bir parçaysam en çok kendime sarılmalıyım, annem için, kendim için.

sonra da kendi mutsuzluğum uğruna başkalarını mutlu ettiğim zamanları hatırladıkça yüzüm kızarıyor. başkaları için süslü cümlelerin caka sattığı günlerde madalya beklemedik elbette ama hiçbir değer de görmedik. bilakis o içimizdeki çocuksu heves soldu gitti.

damdan düşünce insan ölmese sakat kalıyor. en iyisi balıklama atlamak daha şık duruyor. düşüp kalktığında bile kendinlesin, o yüzden şekil önemli. ittirilmek ayrı, dengeyi kaybedip düşmek ayrı.

çocukken bize öğretildiği gibi davranmayalım, başkalarının suratsız ve nezaketsiz ifadelerine karşı kendimizin hafif, neşeli ve eğlenceli hallerine dalalım.

insan ne denli kalabalık olsa da günün sonunda kendine kalıyor.

önce kendini sev, çünkü sana sen lazım oluyor.
devamını gör...

eteklerimdeki taşlardan gözlerime uyku girmiyor, dökmem lazım. belki ihtiyacım olan yer tam da burasıdır, bi yazayım bakalım.
insanın kendini engelleyememesi biraz da kendi elinde, hele acıdan beslenen tuhaf bi arabesk hallerde ise...
gün gibi gece gibi, ay gibi yıl gibi insan değişir dönüşür, böyle gelip böyle gitmez, bazen bazı şeyler elindedir.
kısır bir döngünün içine hapsolmak, geçmişi tekrarlamak sağlıklı değil, sancılar çekilsin ki var oluşumuz anlam bulsun. acıdan korkma yüzleş, büyük değil, büyütme geç.
eğer istersen döngüleri kırarsın, engelleri söker atarsın. özünü bulup kendi başının güzelliğine kendin bakarsan yaparsın. insanlar değil de, şarkılar ve kitaplar, sevgi ve hoşgörü... bunların hepsi tek sığınağın olursa dilediğin her şeyi yaparsın.
devamını gör...

tanıştığımız günden beri, beraber olmaya ant içmiş gibi birbirimizi hiç bırakmadık. rengarenk çiçek kokulu günlerden de geçtik, birlikte zor zamanlar da atlattık, uzaktık ve hep yakın, şimdi de burda buluştuk.
hep hoş gelir, geldiği yerlere sefalar getirir kalbimin kuşu, canım kardeşim.
devamını gör...

sour times iyi uçuşlar diledi ve pek çok yazar için bir devrin sonuna geldi.
imajı bozulalı çok olmuştu ama bu kadar vahim bir seviyeye hiç ulaşamadı.

görüyorum ki normal sözlük birçok ekşici'nin sığınağı olmuş. dün bir mezbele diye nitelendirsem de bugünden itibaren hayatıma kattığı tüm güzel dostluklar adına orayı kötü anmaktan imtina edeceğim.
yine de geçmişe ve bugününe bakınca gözlerim dolmuyor değil.
arkama ve sana bakmayı bırakacağım,
elveda ekşi sözlük!
devamını gör...

son zamanlarda hayatımda birtakım radikal değişikler yaptım. istikrarlı olmak ve bu tavrımı sürdürmek için direniyorum. tutunacak bir dal olmasa da insan hayatını idame ettirebilmeli aslında ama inatla tutunacak bir dal arayıp kendimi içinden çıkılması zor durumlara sokuyorum. yurtsuz hissediyorum kendimi, köksüz. herkes gibi hayatın bana da sunduğu roller var ve hangi kostümün içinde iyi, hangi kaftan bana tam biçilmiş bilmiyorum.
perde açılalı çok olmuş, herkes ezberini yapmış oynuyor. bir ben geride kalmışım gibi hissediyorum, bazen ezberlediklerimden, şimdiye kadar oynadığım oyunun kendisinden ve içinde kaybolduğum gerçeklerden nefret ediyorum.
bilmiyorum en mutlu olanlar, yüzleşmeyi hep bir kenara bırakanlar mı? kavramlara anlam yüklemeye gerek yok, hepsi beynin sadistçe bir oyunu. hayat anlamsız ve kısa.
dün iyiydi, bugün kötü, yarın iyi hep bir devir daim.
kendi kaderini belirlerken insan neden en büyük kötülüğü ısrarla kendine yapar ki?
bundan asla emin değilim.
devamını gör...

hayat bu ya, bazen bazı şeyler yolunda gitmeyebiliyor. acı şeyleri tecrübe ederek yaşamaktansa insan hiç doğmamış olmayı dileyebiliyor.
başlıkla hayata dair tüm bu olumsuz çıkarımlar arasında ne tür bir bağlantı kurmuş olabildiğim konusuna gelince; bu grup yeni değil, hatrı sayılır zamandan beri her bunaldığımda bana eşlik edip adeta nefes oluyor. birçok şarkısının hayatımda imzası var.
yarının ne getireceğini bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki; hiçbir şey için olmasa bile metallica şarkıları için dünyada yaşamak, bennce yaşamış olmaya çok değer.
devamını gör...

zevklerimiz, beğenilerimiz ne kadar farklı olursa olsun birçoğumuzu en derinden yakalayan avaz avaz eşlik edilesi, zamanın ötesinde kült şarkı.
devamını gör...

farklı alemlere kapı aralayarak gerçek dünyadan soyutlama yetisini bünyesinde taşır.
dinlerken ruhu hafiflettiği için bir şarkıdan daha fazlasıdır.
devamını gör...

dinlediğim tüm zamanlarda, tüm şarkılarında mana aradığım, tam o 'an'ların içinde kaybolurken büyükçe düşler kurduğum grup.
fena hastasıyım.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim