fonetik doğruculuk yazar profili

fonetik doğruculuk kapak fotoğrafı
fonetik doğruculuk profil fotoğrafı
rozet
karma: 873 tanım: 65 başlık: 11 takipçi: 7

son tanımları


koleksiyoncu

fowles'un ilk romanı.
37 yaşında bir yazarın henüz ilk romanında böyle bir anlatım gücüne ulaşması olağanüstü bir şey.
roman üç bölümden oluşuyor. bu bölümlerin ilki ve sonuncusu belirli bir zaman aralığını birlikte yaşayan başkişi tarafından birinci tekil anlatılıyor. ikinci bölüm ise aynı zaman aralığını yaşan diğer başkişinin anlattıklarından oluşuyor. ilk bölüm edebi açıdan yavan, tek düze cümlelerden oluşurken ikinci bölüme geçtiğimizde fowles sihrini ortaya çıkarıyor. roman karakterleri öyle incelikle düşünülmüş ki kendi ait oldukları çevrenin, psiko-sosyal durumun birer temsili şeklinde konuşuyorlar. kitabın bölümleri arasında öylesi bir dil, biçem ve anlatım farkı var ki, aynı yazarın elidnen çıktığına inanmak güç. karakterler arasındaki bu uçurumu dile böyle ustalıkla yansıtabildiği için bir usta fowles. psikolojik romanlarla ilgili en çekici yan da bu sanırım, derinleşen arızaların yazın içinde bulunması. kendi çerçevesini bize nakış gibi işleyerek suanan, ikna eden çılgınlar - ki kendilerini de sürekli ikna etmekle meşgul olduklarından bu konuda çok mahirlerdir- ve onlar karşında diğerleri. bu iki uç arasında gerilimi bir baştan öteki başa sürekli gidip gelen bir roman koleksiyoncu.
devamını gör...

şarkılarda sorulan en zor soru

did you ever go clear?

famous blue raincoat - leonard cohen
devamını gör...

yangında hayatını kaybedenlerin ailesini arayıp küfretmek

sosyal çürüme, psikopataloji bilmem ne.
burada tanımlamaya uğraşsak boş. linç ediyoruz, boş. öfkeleniyoruz boş. kocaman boşluklar. bu kadar çok, böyle sık aşırı yüksek duygular yaşayıp, sönen, sonra tekrar yükselen bir toplum nasıl mümkün oldu? sürekli kaynar sudan buzlu suya sonra tekrar kaynar suya sokularak şoklanıyoruz. bu kadar çok duygulanım aslında günün sonunda hiç duygulanım oluyor. empati yapamaz oluyoruz, psikopat oluyoruz yani.
bu kadar duyguya lüzum yok aslında. ihtiyacımız olan rasyonel olabilmek. kvkk düzenlemeleri bitirilir, cezası belirlenir, her şey yasayla tartışmaya açık bırakılmayacak şekilde çerçevelendirilir. hiç ah vah edip, linç etmeden sorumluları bulur cezasını verirsin. devlet denen yapı duygulanmadan, linç etmeden, huu çekmeden, ense yapmadan, kayırmadan, içlenmeden, öfkelenmeden, nefret etmeden, aşık olmadan çalışır. paralel evrende öyle olur herhalde.
sabaha kadar öfke kussam burada ne düzelir? hiç.
devamını gör...

so far away

bir avenged sevenfold eseri. *
şarkının içine düştüm çıkamıyorum. aranızda aynı şarkıyı iki ay dinleyenler varsa bilirler, bu şarkı onlardan. uzaklaşa uzaklaşa başladığı yere dönüyor insan oradan da tekrar uzaklaşmaya başlıyor. kendi kısır döngümün şarkısı. hep ricky gibi hissedecek olan yanımın playlistinin değişmezi.
devamını gör...

18 and life

eşsiz bir vokal performanstır.

gelelim öznel tanıma; 18 yaşımda tanıştığım şarkıdır.
ricky olmaktan çok uzak ve fakat tam da ricky gibi hissettiğim yıllardır. 18 bir imgeciktir, gençliğin acemiliği çok önceden başlayıp daha çok uzun yıllar sürer, hatta kimimiz ölene dek ricky gibi hissederiz. şarkı da onu anlatıyor. 18 yaşındakilere o kadar yalnız değilsiniz, çoğumuz rickyiz diyor. 20, 30, 40, 50 yıl ileridekilere ise çok daha acıklı şeyler söylüyor.
devamını gör...

iron

ingilizce demir. bir de ütü. ama bence de woodkid şarkısı.
ve bir de (bkz: gelmiş geçmiş en iyi oyun müzikleri)
devamını gör...

late goodbye

(bkz: gelmiş geçmiş en iyi oyun müzikleri)

devamını gör...

büyük öteki

jacques lacan'ın teorisindeki iki ötekiden biri.
küçük öteki yani objet petit a kişinin aynadaki kendi benliğidir.
büyük öteki, dil, kültür, toplum, tanrı, devlet, yasalar gibi daha üst bir anlam örgüsünü temsil eder.
devamını gör...

kaçak dövüşçüler derneği radyo yayını

rüzgarlı bir sabah, bakkal veysel efendi gökdelenin birinden atlayıp intihar etti. bir süpermarketin önüne sürüklendi bedeni. tek bir müşteri bile açmadı o gün marketin kapısını. böylece veysel efendi almış oldu kapitalizmden intikamını.
devamını gör...

kaçak dövüşçüler derneği radyo yayını

kablolar, kablolar, her yerde kablolar, köşelerden kıvrılan, iç içe geçip birbirine dolanan, uzadıkça hangisi diğerinin devamı anlaşılmaz hale gelen, hemen toplanmalı kablolar. şimdi içeriye girip görürse kaçırır keçileri, dizginleyemez öfkesini, tutar çeker bütün prizlerden fişleri böylece sönüverir aşkın ateşi. kızdırmadan sofraya yetişmeli.
sofrada karşı karşıya oturan iki kişi, birinin lokması öfke, bezginlik diğerininki. içinden bir parantez açıyor biri, eline sağlık yazıyor içine, afiyet olsun diye ekliyor öteki, parantez kapanıyor, sofrayı kimse kaldırmıyor.
devamını gör...

öteki

psikanalizde ilki annedir.
devamını gör...

zat-ı ali

kendi çağından ötede, harika müzik icra eden canımız vega'nın pek tatlı, kıpır kıpır ve çok haklı şarkısı.

*

devamını gör...

hey jupiter

boys for pele albümünün -ki bence en iyi albümüdür tori amos'un- içinde bir saklı hazine, köşede kendi halinde bir şahanedir.
piyano usulca seslenir. tori gelir, yükselmeden, tane tane hüznünü anlatır. bağırmaz, feryat etmez, sözler öyle vurucudur ki çığlık atmaya ihtiyaç duyulmaz. bu şarkının bir dakota versiyonu var, kederi ikiye katlamak için yapıldığını düşünüyorum.




no one's picking up the phone
guess it's me and me
and this little masochist
she's ready to confess
all the things that ı never thought
that she could feel and
hey jupiter
nothing's been the same
so are you gay
are you blue
thought we both could use a friend
to run to
and ı wouldn't have to be with you
as something new
sometimes ı breathe you in
and ı know you know
and sometimes you take a swim
found your writing on my wall
ıf my heart's soaking wet
boy your boots can leave a mess
devamını gör...

tori amos

boys for pele adlı şahane albümün sahibi.
bir de o albümde aylarıma, yıllarıma damgasını vurmuş bir hey jupiter'i var.
devamını gör...

finarfin ile o zaman nasılsın radyo yayını

sözlük radyosuna ilk kez giriş yaptım. five finger death punch far from home duymuş bulundu kulaklarım. şaşkınım. müteşekkirim, gözlerim dolu.
devamını gör...

writing to reach you

şimdilerde platonik aşka düşme yaşlarını geride bırakmışların vaktiyle tatlı tatlı duygulandığı şarkıları icra eden sevgili travis'in yumuşacık, içli, yıkmadan, kırmadan derdini anlatan şahane klipli şarkısı.

devamını gör...

wonderwall

travis'in writing to reach you'da selam gönderdiği şarkı.
konserlerinde de mutlaka writing to reach you söylemeden önce oasis'i anar, onların akor dizimini tersine çevirip yeni bir şarkı yarattıklarını söylerler.
devamını gör...

tanrıçalar ve tanrıçanın dönüşümleri

orijinal adı goddesses: mysteries of the feminine divine olan, joseph campbell kitabı.

campbell'in tanrıçalar üzerine, dişi tanrısallığın sembollerini ve temalarını araştıran dersleri ve atölye çalışmalarının bir derlemesidir. safron rossi tarafından düzenlenen bu kitap, campbell'in tanrıça mitolojisine bakış açısına genel bir bakış niteliğindedir.

arkeolojik kaynaklardan çokça faydalanarak kadın bedeninin yalnızca bebek taşıma ve doğurma ile ilişkilendirildiği son binyıllara nasıl vardığımızı, tarih öncesi dönemde kadının varlığının şimdi olduğundan ne kadar farkı bir yerde olduğunu anlatıyor campbell'in bu kitabı. tek tanrılı dinlerin tarım toplumu olmanın coğrafi sebeplerden zorlaştığı topraklarda, avcı-toplayıcı bir toplumda ortaya çıkışını ve haliyle patriyarkanın da başlangıcını analiz ediyor.

dini kültürel mitlerin özellikle tek tanrılı din mitlerinin tek tanrılı dönem öncesi mitlerin üzerine inşa edildiğine ilişkin çalışmaları bu kitabında ele alıyor. örneğin kabil ile habil'in hikâyesinin, incil'in yazıldığı tarihî dönemde birbiriyle karşılaşan tarım ve hayvancılık toplumları arasındaki gerilimi konu aldığına dikkat çekiyor. çiftçi olan kabil'in tarım toplumunu, çoban olan habil'in ise çoban toplumunu temsil ettiğini söylüyor. her biri armağanlarını erkek bir tanrıya getiriyor ve o tanrı eti tahıla tercih ediyor. daha sonra kabil kıskançlıktan habil'i öldürür. campbell, tanrıçaya iki armağan sunulduğuna dair daha eski bir efsane olduğuna ve tanrıçanın et yerine tahılları seçtiğine dikkat çekiyor. campbell, eski mitin incil'de yeniden yazılmasının, çoban toplumunun erkek tanrısını üstün kılmak ve tanrıçayı tamamen ortadan kaldırmakla ilgili olduğuna dikkat çekiyor. incil'in tanrıçayı silme, rütbesini düşürme veya kötüleştirme yollarına dair daha birçok örnek var.
devamını gör...

yazarların kötü alışkanlıkları

yorum okumak.
sosyal medyada özellikle politik, siyasal paylaşımların altındaki yorumları okuyup insanlığa olan inancı sürekli kaybetmek. yeni yıl hedefi olarak artık yorum okumayacağım yazılır mı deftere? ben yazdım, kurtulabildim mi? hayır.
devamını gör...

google yerine kullanılabilecek arama motorları

bu benim sanıyorum.
etrafımda -birkaç istisna haricinde- herkes google yerine beni kullanıyor.
a: şuraya hangi toplu taşıma aracıyla gidilir fonetikcim?
fonetik: evden çıkıp ana caddeye doğru 146 adım atıp durak bekleyip şuna binip 8 durak gidip bilmemneye aktaracak, indince sola 223 adım atıp b çıkışından çıkacaksın, bilmem neyi soluna alıp 7 dakika yürüyüp sola döneceksin, dört bina ileleyince sağında. (gerekten daha da detaylı)
iki saat sonra:
a: nasıl gidecektik ya?
fonetik: yeniden tüm detaylarıyla
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim