“du” iki demektir. ve bu kavram ikicilik olarak çevirilebilir. iki karşıt düşüncenin (bkz: materyalizm) (bkz: idealizm) karması diyebiliriz. bunlar der ki; evet varlık vardır, fakat varlık tek başına değildir. varlıkta soyut şeylerde olmalıdır. yine insandan bakalım; insan bedenen vardır ve bedeni ile eylemler yapar, güç, kuvvet vs harcar. fakat insan düşünür, iradesini kullanır bunlar için de ruhu vardır der. ruh madde değildir ama varlıktır der. en önemli savunucularından biri descartes’dır. descartes tanrıya dair düşünceleri sanki zihnin koruması altına alıyordu. ama bilime göre bu tamamen mantıksızdı. çünkü sen’den başka bir sen olması mümkün olamaz.

ayrıca, ruhun dışa dönüklüğünden bahseden herkes, sanki ruh ona ait değilmiş gibi konuşuyor. aslında dünya ile her zaman bağlantılı olan ruh, bence sadece bizim içimizde olabilir. bizden bir parça olmalıdır. aslında buna neden ruh denme ihtiyacı hissediliyor bunu da anlamıyorum. sanırım dinden kaynaklı. fakat biz zaten beynimizden bahsederken bile, sanki bizden farklı bir şeyi anlatıyor gibi davranıyoruz.
devamını gör...

en sığ haliyle; maddecilik ve soyut olanı reddetme denilebilir. bundan yola çıkarak tanrı inancına sahip olmadıklarını söyleyebiliriz. ve nerede okuduğumu tam hatırlamıyorum; maddenin asla yok edilemeyeceğini, yoktan var etmek ya da var olanı yok etmek gibi şeylerin mümkün olmadığını söyler. bu ifade bana göre de doğrudur biz bir şeyleri yok edemeyiz, şeklini, yapısını değiştiririz o kadar. bir kağıdı yaksak mesela, duman havaya karışır ve yine elimizde küller kalır. aslında bir bakıma haklı olabilir. ama şöyle bir şeyde var; diyelim birisi öldü. bedeni aynı şekilde duruyor fakat, hareket, düşünme vs hiçbirini artık yapamıyor. biz bu insan için “ruhu gitti” deriz. belki başka şeylerde dersiniz ama onlar beni ilgilendirmiyor. materyalizm ve idealizm sağ ve sol kol gibi aslında. ama ikiside bir bedene bağlı. onların ortaklığına da dualizm diyoruz.
devamını gör...

insanın sadece boş bir bedenden oluştuğunu düşünmek aptalık olur. spiritüel şeyler aslında daha anlaşılır. bilimsel basit şeyler bile daha karışık sırf göremiyoruz kanıtlayamıyoruz diye insanların karışık ve anlamsız görmesini anlamıyorum. daha fazlasını görmek, algılamak isteyen kişilerle, piyasanın getirdiği popüler mistisizmi yaşayan kişiler çok farklı. gerçekten yapabilenler bunu pazarlamaz zaten.
devamını gör...

hayattaki yerini öğretmesidir. çevremizde oğullarını paşam prensim diye seven neler var mesela. böyle yetiştirilenler karşısındaki kişiden de aynısını bekliyor. herkes ona prens gibi davransın ama o karşısındakine üstten baksın. böyle erkeklerle ilişki de yaşanmaz. çünkü sizi “araç” olarak görür. onu mutlu etmesi gereken, ona ilgi vermesi gereken bir araç. ama bunu alamazsa da hayal kırıklığına uğrar. o yüzden reddedilmeyi, hayırı bilmeli çocuk, şımartılmamalı.
devamını gör...

son sezonda bozulduğunu söyleyenler için, finali bence gayet yeterliydi sizin tahmin etmediğiniz gibi olması kötü yapmaz. her karakterin süreç içindeki gelişimini, hislerini gördük, sadece görmedik yaşadık.
james ford(sawyer) gibi bir karakterin nasıl birine bağlanabileceğini gördük her şeyden önce. bir doktorun nasıl kendi hayatından vazgeçtiğini. bir babanın oğlu için her şeyi yapabileceğini. lost bize hayattan kesitler sundu, insanların ne kadar değişebileceğini, kimsenin aynı kalmayacağını gösterdi. desmond hume gibi eşsiz bir karakter vardı dizinin kilit adamlarından. benim de favorim kendisi. izledikçe izlettirdi yani lost. ayrıca jacob ve black smoke, habil ve kabil ikilisine benziyor.
devamını gör...

başıma bela olan özellik. küçüklüğümden beri planlı ilerlediğim için şuan her konuda bunu yapmaya ve her şeyi iyileştirmeye çalışıyorum. kötü durumlar karşısında öfkeleniyorum ve çevremdekileri, kendimi yetersiz görüyorum. iyi gitmeyen her şey beni biraz daha kendimden uzaklaştırıyor.

enneagram tip 1 genel özellik
devamını gör...

göresin geliyor, ağlasan da zırlasan da yok! göremiyorsun. görüntülü arasan, kokusunu yanında istiyorsun bu sefer. ellerini tutmak, nefes alış verişini duymak istiyorsun. ama o uzakta. her gördüğün çifte kıskançlıkla bakıyorsun, özeniyorsun. telefonunu elinden bırakmıyorsun. telefonun şarjı bitiyor, aranızdaki iletişim de bitiyor. zor.
devamını gör...

2+1 evin 2 milyon olması.
devamını gör...

ben. veririm ya okuduktan sonra, diyip bir bahane bulup asla vermem. insan gibi okuyamıyorlar, yırtıyorlar, boyuyolar. hiç gerek yok. parası olan gidip alsın. eğer kitabı geri vereceğine eminsem veririm. verdikten sonra ben de unutuyorum sonra 1 yıl geçince aklıma geliyor. isteyemiyorum da.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim