iç fışkırtma başlığı.
ben de bir köşe tuttum,başlıyorum.
pek başlayamadım aslında..
(bkz:
nereden başlasam sorunsalı nedeniyle başlayamama sendromuna tutulan yazarlar veritabanı)
neyse kısa keseyim;
!!bu entry büyümekle ilgili ciddi pişmanlıklar içerir!!
kendimle ilgili hayret ettiğim ve hayal kırıklığına uğradığım şeyler var,nasıl başardım dediğim şeyler de elbette.
öncelikle çocukluğuma bakıyorum,bunu mu hayal etmiştim? böyle bir yetişkin mi olacaktım mesela? hiç sanmıyorum.aslında çocukken her şey önemsiz oluyor,üzerine düşünmemişimdir.bir kere hayranlık duymazdım,100 yetişkinden 98,9(küsüratlı olmasının nedenini bilen bilir)'unun aynı olduğunu varsayarsak ilgimi çekmezdim.çocuklar farklı ve güzel olanı görmekte bizden daha iyiler bir şekilde.
nerede kaybettim tüm bunları diyorum,nerede? en çok sustuğum yerde,en çok kabullendiğim zamanlarda.kendin olmak,sevdiklerim,sevmediklerim tüm bu kesin ayrımlar ergenliğimde kaldı.bugün biliyorum ki kınadığımı yapabilir,nefret ettiğimi sevebilir,sevdiğimi bir gün hor görebilirim.
büyümek gerçekten "gri" olmak demekmiş.ama hiç mutlu etmiyor,o kadar sıradan ve o kadar tatsız ki.kan kırmızısını görüyorsan eğer gri duvarında,boku yemişsin demektir.tutku,yetişkinliğe katılırcasına gülen bir şey çünkü.bana güldü,aldım grileri kapadım üzerini,izlerinin çirkinliği ile yaşıyorum şimdi.
o kırmızı sendin,çocuk olsak oyun arkadaşım olurdun,yetişkinliğime ve bu denli sıradan halime denk gelmeyecektin.sen ebe oldun,hava karardı,ben evime koştum.
devamını gör...