bir tarafının fazla olgunlaşmaması için bazı şartların arada sırada ters çevrilmesini gerektiren bekleyiş.

eşit olgunlaşmalılar ki yıllar sonra dönüp bakıldığında sonuçlarına layığıyla katlanılabilsin.
devamını gör...

şahsım adına 2025 olmasından şüphelendiğim sene.

ocak ayı ortalamama göre çok fazla insanla tanıştığım bir ay geçiriyorum. şu ana kadar ne hiçbirine dair ağız tadıyla olumsuz bir yargı geliştirebildim, ne de tanışır tanışmaz çok seveceğime dair sinyaller yakaladım.

düz, iyisiz kötüsüz insancıklar. keyifsiz.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

şöyle sakin bir çöküşün hazırlayıcısı.
devamını gör...

kieran culkin'in buram buram roman roy kokmasına rağmen popüler tabirle "aurası" ile kurtardığı oyunculuğunun ön plana çıktığı, jesse eisenberg'in güzel yazıp fena da yönetmediği hoş film.
devamını gör...

bu aralar dini bir ritüeli yerine getirir gibi kulaklığı takar takmaz açıp dinlemeye başladığım dehşet şarkı.

touch me i'm going to scream pt. 2'de de böyle bir bağımlılık yaşadığımı hatırlıyorum. bu müziğin içine ne koyuyorsunuz be kardeşim. roofielendik resmen. ayıp.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

geçenlerde 'çok yaşa'nın daha tercih edilesi olduğunu iddia eden birinin videosunu görünce savunmaya karar verdiğim güzel temenni.

videodaki beyefendi "sen bana hapşırınca 'çok yaşa' de, nasıl yaşayacağıma ben karar vereyim" gibisinden bir açıklama getiriyordu. hayır efendim, o iş öyle değil. biraz düşünme becerisi olan herkes bu çıkarımda bulunabilir aslında ama yine de içinde olduğum cepheyi (bir "iyi yaşa"cı olarak) açıklamak isterim.

öncelikle "iyi yaşa" dileğindeki "iyi", bir fonksiyon değil. bunu anlamak lazım. "sabahları erken kalk. güneşi selamla. 7 litre kahve iç. güne enerjik başla ve yatağa girene kadar her saniyen dolu dolu geçsin" gibi bir tavsiye niteliği taşımıyor. orada kastedilen, ve kastedilmesi gereken, hapşıran bireyin kalan hayatının güzel geçmesi, onu mutlu etmesi. nitelik olarak iyi olması yani. doğru olan da bu, zira hayatının nasıl ilerleyeceği konusunda hiç kimse tam kontrole sahip değil.

bir insana çok yaşaması söylendiğinde ve bu gerçekleştiğinde, örneğin bir kaza sonucu felç kalan birini yatalak halde geçireceği 80-90 seneye mahkum etmiş oluyorsunuz "çok yaşa"cı bireyler. çok zor şartlarda geçmeye mecbur bir hayatın uzun sürmesi nasıl daha tercih edilesi bir temenni olabilir anlamıyorum. keşke herkesin hayatı güzel olsa ve o güzellik uzun sürse elbette ama içinde yaşadığımız gerçeklik buna pek izin vermiyor. dolayısıyla "iyi yaşa"cılar olarak aslında 'madem zamanımız kısıtlı, bari o zaman güzelliklerle dolu olsun" demek istiyoruz, ancak buna bile saçmasapan açıklamalar getirerek niceliği niteliğin önüne koyuyorsunuz.

böyle ince düşünülmüş bir temennide bulunuyoruz, onu da beğenmiyor insanlar. çok enteresan. tamam çok yaşayın hadi. en çok siz yaşayın.
devamını gör...

özlemle...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

suçun bir kısmının dijital platformlarda, bir kısmının da insanları o platformlara yönelten kısıtlamalarda olduğu, gerçeği yansıtmayan çaresizlik.

oysa bir akşam oturup internette var olan tüm filmleri izlemeye karar veren birinin bu hedefe hayatı boyunca ulaşamayacağı kadar çok film çekildi bu gezegende.

biraz korsancı ruh, biraz aramaya inanmak yeterli her akşamın bir film akşamına dönüşmesi için. netflix, amazon, disney gibi platformlarda 20 dakika gezinip göze hoş gelen bir film görememek, o filmlerin izlenmek üzere bir kenarda sessizce beklediği gerçeğini değiştirmiyor.

biraz sabır. biraz dirayet.
devamını gör...

kanal d'de yayınlanma sıklığı anlamında bir zamanlar ana haber bülteniyle kapışan film(di).

sonra kaybetti o mücadeleyi.
devamını gör...

• hayat pahalılığı
• yeşillik
• yağmur
oslo 31 ağustos
• daha fazla yeşillik
devamını gör...

izleyenlerin dağarcığına


we accept the love we think we deserve.


gibi şahane bir tespiti ve sarı ışıklı bir tünele girildiğinde ayağa kalkıp kollarını açarak çılgınlar gibi bağıran bir emma watson imgesini kazandırmış film. çok iyi film.
devamını gör...

sözlük algoritmasının üç yıl önce açılmış başlıkları sol tarafa rastgele serpiştirmesiyle adeta yazarların eline kalem kağıt tutuşturup zorla imzalatarak dahil etmeye çalıştığı dernek.
devamını gör...

bizzat tanıdığımız neredeyse bütün evcil hayvanların ölümüne şahitlik etmek mecburiyetindeyiz.
devamını gör...

i) ing. ağla(mak)
ii) çok hoş bir zinayı müteakip cigaralar şarkısı.
devamını gör...

açılışını 74. berlin film festivalinde yapmış, claire keegan'ın aynı adlı romanından uyarlanan ve başrolünde cillian murphy'nin şov yaptığı, irlanda'da magdalene laundries yapısı* altında uygulanan dini sömürüyü bir asmr videosu tadında sunan yaralayıcı ama bir o kadar da güzel film.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

- çizme isteğim uyansın diye yeni bir çizim defteri aldım. kalem de alırdım ama ihtiyacım olandan çok daha fazla kalemim olduğu için kendimi sınırlandırdığım bir dönemdeyim. şakasız söylüyorum, ciddi bir bağımlılık bu. azaltmaya çalışıyorum 2 yıldır.

- yazma isteğim uyansın diye yeni klavye aldım. tuşlara basınca o kadar tatlı, o kadar yumuşak tıkırdıyor ki mutlu oluyorum.

- yine yazma (kağıt üstüne) isteğim uyansın diye ihtiyacımdan fazla sayıda sahip olduğum kalemlerden birine mürekkep aldım. kağıt üstündeki çiziktirme sesi terapi gibi.

- işe gidiş geliş yolculuğu, aynı aracı paylaştığım insanlarca yusuf tekin'in astral seyahatlerinin tartışıldığı sıkıcı bir süreç. bunu daha az sıkıcı hale getirmek için müzik zevkine güvendiğim birkaç arkadaşımla ortak çalma listesi oluşturup aşırı tatlı bir kapak görseli tasarladım, düzenleme linkini de attım. nefis şarkılar eklemeye başladılar bile. sadece o listeden dinliyorum birkaç gündür.

- özetle sevdiğim şeyleri daha az sevmeye başladığım bir dönemde yeniden eskisi kadar sevmek için bir şeyler yaptım.

- neredeyse hiçbiri işe yaramadı. bu sonuçsuz çabanın tek mutlu olduğum tarafı materyal varlığa olan düşkünlüğümün azaldığını fark etmek oldu. her insan ruhen aydınlandığı bir dönem yaşıyorsa eğer, onu yaşamaya yakın hissediyorum. bekliyorum o yüzden.

- öylece bekliyorum. zombi gibi.

itirafımı burada bitirecektim normalde ama klavyeden çıkan sese bayılıyorum. o yüzden biraz daha yazacağım. biraz daha şimdi de. utanmadan bunu da yazıyorum bak. hatta daha-
devamını gör...

ölümün normalleştiği, ıvır zıvır bir detay gibi gösterildiği filmlere bayılanlar için (belki 1-2 sahnesi hariç) mükemmel film.

çok sevdiğim mark duplass hem yazmış hem oynamış. ona eşlik eden ray romano da harika bir iş çıkarmış.

bromance kelimesinin ne anlama geldiğini idrak etmekte güçlük çekenler için de adeta sözlük tanımı gibi bir film olmuş.

7.6/10
devamını gör...

dünyanın neresine, ne kadar uzun süreliğine gidersem gideyim aynı kalması. öylece durması.

hiç değişmiyor. güvenli. ölmediğim sürece aynı insan olarak kalacakmışım gibi hissettiriyor.

bu, aynı zamanda odamın en sevmediğim özelliği. farklı insanlar aynı odaya sıkışmış, dosyalar birbirinin üstüne yazılmış gibi hissettiriyor bazen. bunalıp çıkıp gidiyorum.

sonra dönüyorum, yine aynı.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim