1.
insan zihni ve evrimle kafayı bozmuş bir bilişsel psikolog, doktora öğrencisi.
son tanımları
2.
intihal
akademik günahların en büyüğü. ayrıca suçtur da ama ne hikmetse tezleri, makaleleri intihalden geçilmeyen insanlar türkiye akademisinde baş üstünde taşınıyor.
devamını gör...
3.
11 temmuz 2021 küba'da komünizme hayır yürüyüşü
küba'yı, yürüyüşü bilmem de kapitalizmin insan doğasına en uygun sistem olduğunu iddia etmek nereden baksan mesnetsiz atmaktır. insan doğası temelli yapılan iddiaların neredeyse tümü böyledir esasen.
rica edeceğim kanlı ideolojilerinize biyolojik temeller atfetmekten vazgeçin. neden vazgeçmeniz gerektiğini merak ediyorsanız da richard c. lewontin'in bir ideoloji olarak biyoloji kitabında bunun ne denli tehlikeli bir şey olduğuna dair birçok argüman bulabilirsiniz.
t: birtakım insanın devletin resmi ideolojisini protesto ettiği yürüyüştür.
rica edeceğim kanlı ideolojilerinize biyolojik temeller atfetmekten vazgeçin. neden vazgeçmeniz gerektiğini merak ediyorsanız da richard c. lewontin'in bir ideoloji olarak biyoloji kitabında bunun ne denli tehlikeli bir şey olduğuna dair birçok argüman bulabilirsiniz.
t: birtakım insanın devletin resmi ideolojisini protesto ettiği yürüyüştür.
devamını gör...
4.
oral seks
evrimsel açıdan oldukça önemli olduğu düşünülen bir davranıştır. aşağıdaki çalışmaları (hepsi heteroseksüel katılımcılarla yapılmış) önemli eksikleri olduklarını düşündüğüm notuyla paylaşıyorum.
buradan ve buradan örneklerini görebileceğiniz çalışmalara göre oral seks her iki cinsiyet için de uzun süreli ilişkide bir eşi elde tutma (mate retention) mekanizması olarak işlev görüyor. buna göre eşlerini kaybedecekleri tehdidini daha çok hisseden (sperm competition) erkekler eşlerini oral seks yoluyla orgazma ulaştırmak konusunda daha istekliler ve bunun için daha fazla zaman harcadıklarını raporluyorlar. erkekler gibi kadınların da oral seksi bir eşlerini elde tutma (mate retention) ve eşlerinin ilişki doyumunu (relationship satisfaction) arttırma hedefiyle bir taktik olarak kullandıkları bulunmuş.
buradan ve buradan örneklerini görebileceğiniz çalışmalara göre oral seks her iki cinsiyet için de uzun süreli ilişkide bir eşi elde tutma (mate retention) mekanizması olarak işlev görüyor. buna göre eşlerini kaybedecekleri tehdidini daha çok hisseden (sperm competition) erkekler eşlerini oral seks yoluyla orgazma ulaştırmak konusunda daha istekliler ve bunun için daha fazla zaman harcadıklarını raporluyorlar. erkekler gibi kadınların da oral seksi bir eşlerini elde tutma (mate retention) ve eşlerinin ilişki doyumunu (relationship satisfaction) arttırma hedefiyle bir taktik olarak kullandıkları bulunmuş.
devamını gör...
6.
sokak kedilerine bir damla su vermeyin
alternatif bir evrende "imamlara bir damla su vermeyin" çağrısıyla cevaplanabilecek mal beyânıdır.
zira belki de o evrende* imamlar çeteleşip insanlara zarar veriyordur kim bilir.
zira belki de o evrende* imamlar çeteleşip insanlara zarar veriyordur kim bilir.
devamını gör...
8.
hayvanları koruma yasası meclise sunuldu
hiçbir caydırıcılığı olmayan, beklentileri karşılamayan yasanın meclisimize sunulmasıdır. yasa birçok şeyi değiştirmiş gibi görünse de aslında statükoyu korumaktan başka bir işe yaramayacaktır.
şu anda canlı yayında konuşan haytap başkanı av. ahmet şenpolat'tan aktarıyorum: cmk'da fiili tutuklama için gereken minimum hapis cezası 2 yıl 1 ay ve bu yasanın maksimum 6 ay hapis cezası öngördüğü görülüyor. dolayısıyla hayvanları öldüren, onlara eziyet eden kimse yine hapse girmeyecek. aynı eskiden olduğu gibi adli para cezası ödeyerek paçayı kurtaracak.
ek olarak başkan yasanın petshoplarda hayvan satışını yasakladığını ama online ortamda satışı yasaklamadığını, bunun da hayvan satan insanların lobicilik faaliyetleri sonucunda olduğunu vurguladı.
böyle bir fırsat varken, bunun için emek ve zaman ayrılmışken neden hiçbir işe yaramayan bir yasa çıkartmak isterler inanın anlamıyorum.
şu anda canlı yayında konuşan haytap başkanı av. ahmet şenpolat'tan aktarıyorum: cmk'da fiili tutuklama için gereken minimum hapis cezası 2 yıl 1 ay ve bu yasanın maksimum 6 ay hapis cezası öngördüğü görülüyor. dolayısıyla hayvanları öldüren, onlara eziyet eden kimse yine hapse girmeyecek. aynı eskiden olduğu gibi adli para cezası ödeyerek paçayı kurtaracak.
ek olarak başkan yasanın petshoplarda hayvan satışını yasakladığını ama online ortamda satışı yasaklamadığını, bunun da hayvan satan insanların lobicilik faaliyetleri sonucunda olduğunu vurguladı.
böyle bir fırsat varken, bunun için emek ve zaman ayrılmışken neden hiçbir işe yaramayan bir yasa çıkartmak isterler inanın anlamıyorum.
devamını gör...
9.
yök
demokrasimizin meyvesi, özerk olması gereken üniversitelerimizin üzerinde sallanan bir kılıç gibi parıl parıl parlayan nadide kurumdur. hızımı alamayarak devam ediyorum; bu kurumun her bir çalışanı herhangi bir franz kafka romanında bir yan karakter olarak işlenmiş bile olabilir.
bugün bu kuruma diploma denklik işlemleri vesilesiyle uğradım, şimdiden okuma-yazmayı öğrendiğime pişman oldum. önümde de öyle uzun öyle yıpratıcı bir süreç var gibi görünüyor ki, anamdan doğduğuma pişman olacağımdan korkmaktayım.
bugün bu kuruma diploma denklik işlemleri vesilesiyle uğradım, şimdiden okuma-yazmayı öğrendiğime pişman oldum. önümde de öyle uzun öyle yıpratıcı bir süreç var gibi görünüyor ki, anamdan doğduğuma pişman olacağımdan korkmaktayım.
devamını gör...
10.
savaşmak vs teslim olmak
hayattaki 26. yılımı tamamlamaya günler sayarken oyumu "savaşmaktan" yana kullandığım versus. yaşımı özellikle belirtmek istedim çünkü er ya da geç "teslim olmaya" meyletme ihtimalim olduğunu düşünüyorum.
belki de yanlış değerlendiriyorum ama bu karşılaştırma "eylemek" ve "eylememek" arasındaymış gibi geliyor bana. teslim olmak en basit tanımıyla "eylememe" halidir kanımca. öte yandan biliyorum ki savaşmak "eylemenin" tek yolu değildir. bana böyle düşündüren kişisel geçmişim belki de. ben şimdiye dek hayatımda memnun olmadığım şeylerle ilgili eylemde bulunmayı seçtim. e haliyle bu, çoğunlukla birileriyle veya bir şeylerle savaşmama yol açtı. bazen başıma işler açtı bazense "ne iyi yaptım" dedirtti bana.
ancak günler, yıllar geçip daha çok şey gördükçe de yorulmaya başladığımı fark ediyorum. belki de en iyisi teslim olup huzur bulmaktır. ama yorgun düşene kadar savaşılacak.
belki de yanlış değerlendiriyorum ama bu karşılaştırma "eylemek" ve "eylememek" arasındaymış gibi geliyor bana. teslim olmak en basit tanımıyla "eylememe" halidir kanımca. öte yandan biliyorum ki savaşmak "eylemenin" tek yolu değildir. bana böyle düşündüren kişisel geçmişim belki de. ben şimdiye dek hayatımda memnun olmadığım şeylerle ilgili eylemde bulunmayı seçtim. e haliyle bu, çoğunlukla birileriyle veya bir şeylerle savaşmama yol açtı. bazen başıma işler açtı bazense "ne iyi yaptım" dedirtti bana.
ancak günler, yıllar geçip daha çok şey gördükçe de yorulmaya başladığımı fark ediyorum. belki de en iyisi teslim olup huzur bulmaktır. ama yorgun düşene kadar savaşılacak.
devamını gör...
11.
roland garros
2021 edisyonunda görüldüğü üzere finalde rafael nadal'ın kazanmadığı turnuvadır. yaşasın yeni kral!
(bkz: novak djokovic)
(bkz: novak djokovic)
devamını gör...
12.
novak djokovic
2021 roland garros şampiyonu olan tenis oyuncusu.
yarı finalde rafael nadal'ı, finalde ise stefanos tsitsipas'ı eleyerek şampiyonluğa uzanmıştır.
bu galibiyetle modern zamanlarda her grand slami birden fazla kez kazanan ilk oyuncu olmuştur.
ingilizlerin dediği gibi: "the king is dead, long live the king!"
yarı finalde rafael nadal'ı, finalde ise stefanos tsitsipas'ı eleyerek şampiyonluğa uzanmıştır.
bu galibiyetle modern zamanlarda her grand slami birden fazla kez kazanan ilk oyuncu olmuştur.
ingilizlerin dediği gibi: "the king is dead, long live the king!"
devamını gör...
14.
boğaziçi üniversitesi
bu sıralar kültüründen ve değerlerinden uzağa götürülmeye çalışılan türkiye'nin sayılı üniversitelerinden.
ben bu can sıkıcı olaylar üzerine yazmak yerine hâlihazırda içinde olduğum doktora başvurusu sürecinden bahsetmek istiyorum. belki birilerinin işine yarar. efenim ben psikoloji bölümü özelinde yazacağım. en baştan belirtmeliyim ki yurt dışında top tier üniversitelere yapacağınız başvuruların neredeyse hiçbiri boün'e başvururken harcadığınız eforun yarısı kadar efor gerektirmiyor. bu durum başta çok saçma gelse de bunun oldukça iyi tarafları olduğunu düşünüyorum. gelelim sürece:
birçok üniversitenin lisansüstü başvurusunda standart olarak istediği motivasyon mektubu, referans mektupları, transkriptler, diplomalar, yabancı dil ve ales/gre sınav sonucu gibi belgelerin yanı sıra bir de araştırma önerisi istiyorlar. bu araştırma önerisinin elbette özgün ve yapılabilir olması gerektiğini özellikle belirtiyorlar. buna ek olarak muazzam bir bilim sınavı yapıyorlar. benim girdiğim sınavda üç buçuk saat içerisinde bir makale okuyup 4'ü makalenin metodolojisi ile ilgili olan 5 soruya cevap vermemiz gerekmekteydi. rahatlıkla, hayatımda girdiğim en zor ve en kaliteli sınavdı diyebilirim. günün sonunda bu bilim sınavını geçmeyi başarırsanız sözlü sınava davet edilmeye hak kazanıyorsunuz. sözlü sınav aşamasına geçebilirsem buraya da bir edit sözüm olsun.
sözlü sınav editi: eveeet, sözlü sınava da girmiş bulunmaktayım. sınav zoom üzerindendi ve yalnızca 10 dakika sürdü. baştaki bir merhaba haricinde sınavın tümü ingilizceydi. bölümde başvurduğum alandan olan tüm hocaların karşısına çıkıp hızlı, kısa ve net biçimde bana sorulan 4-5 soruyu cevaplamaya çalıştım. ardından benim de hocalara bir soru yöneltme fırsatım oldu. hayatımın en stresli anlarıydı sanırım, bu biraz benim karakterimle de ilgili bir durum elbette. alana dair epey kazık olan bir soruda çok bocalayıp ingilizceyi bile unuttum ama sonrasında çok gergin olduğumu belirterek ilerleyen sorularda toparladım diye düşünüyorum. bu bahsettiğim soru haricindeki sorular ne çalışmak istiyorsun, başka üniversitelere başvuru yaptın mı, doktora sürecinde çalışman gerekecek mi gibi beklendik sorulardı. yakın zamanda sonucu da öğrenip mutlu bir haberle son bir edit yapmayı diliyorum.
bu aşamaların sonunda size dair o kadar çok bilgiye ve veriye sahip oluyorlar ki boün'e kabul edilen bir öğrencinin * kötü bir öğrenci olmasının neredeyse ihtimali kalmıyor. en azından, bir adım uzaktan baktığımda bana görünenler böyle. dilerim en yakın zamanda üzerindeki kara bulutlar dağılır da üniversitenin gerçek potansiyelini göstermesinin önü açılır. dayanışmayla!
son edit: evet sevgili kafacı dostlarım. bugün itibariyle boğaziçi üniversitesi'nde doktora programına kabul edilmiş bulunmaktayım! darısı isteyen dostların başına.
ben bu can sıkıcı olaylar üzerine yazmak yerine hâlihazırda içinde olduğum doktora başvurusu sürecinden bahsetmek istiyorum. belki birilerinin işine yarar. efenim ben psikoloji bölümü özelinde yazacağım. en baştan belirtmeliyim ki yurt dışında top tier üniversitelere yapacağınız başvuruların neredeyse hiçbiri boün'e başvururken harcadığınız eforun yarısı kadar efor gerektirmiyor. bu durum başta çok saçma gelse de bunun oldukça iyi tarafları olduğunu düşünüyorum. gelelim sürece:
birçok üniversitenin lisansüstü başvurusunda standart olarak istediği motivasyon mektubu, referans mektupları, transkriptler, diplomalar, yabancı dil ve ales/gre sınav sonucu gibi belgelerin yanı sıra bir de araştırma önerisi istiyorlar. bu araştırma önerisinin elbette özgün ve yapılabilir olması gerektiğini özellikle belirtiyorlar. buna ek olarak muazzam bir bilim sınavı yapıyorlar. benim girdiğim sınavda üç buçuk saat içerisinde bir makale okuyup 4'ü makalenin metodolojisi ile ilgili olan 5 soruya cevap vermemiz gerekmekteydi. rahatlıkla, hayatımda girdiğim en zor ve en kaliteli sınavdı diyebilirim. günün sonunda bu bilim sınavını geçmeyi başarırsanız sözlü sınava davet edilmeye hak kazanıyorsunuz. sözlü sınav aşamasına geçebilirsem buraya da bir edit sözüm olsun.
sözlü sınav editi: eveeet, sözlü sınava da girmiş bulunmaktayım. sınav zoom üzerindendi ve yalnızca 10 dakika sürdü. baştaki bir merhaba haricinde sınavın tümü ingilizceydi. bölümde başvurduğum alandan olan tüm hocaların karşısına çıkıp hızlı, kısa ve net biçimde bana sorulan 4-5 soruyu cevaplamaya çalıştım. ardından benim de hocalara bir soru yöneltme fırsatım oldu. hayatımın en stresli anlarıydı sanırım, bu biraz benim karakterimle de ilgili bir durum elbette. alana dair epey kazık olan bir soruda çok bocalayıp ingilizceyi bile unuttum ama sonrasında çok gergin olduğumu belirterek ilerleyen sorularda toparladım diye düşünüyorum. bu bahsettiğim soru haricindeki sorular ne çalışmak istiyorsun, başka üniversitelere başvuru yaptın mı, doktora sürecinde çalışman gerekecek mi gibi beklendik sorulardı. yakın zamanda sonucu da öğrenip mutlu bir haberle son bir edit yapmayı diliyorum.
bu aşamaların sonunda size dair o kadar çok bilgiye ve veriye sahip oluyorlar ki boün'e kabul edilen bir öğrencinin * kötü bir öğrenci olmasının neredeyse ihtimali kalmıyor. en azından, bir adım uzaktan baktığımda bana görünenler böyle. dilerim en yakın zamanda üzerindeki kara bulutlar dağılır da üniversitenin gerçek potansiyelini göstermesinin önü açılır. dayanışmayla!
son edit: evet sevgili kafacı dostlarım. bugün itibariyle boğaziçi üniversitesi'nde doktora programına kabul edilmiş bulunmaktayım! darısı isteyen dostların başına.
devamını gör...
16.
ihsan doğramacı bilkent üniversitesi
yıllarımı ankara'da geçirmeme rağmen hakkında hiç bilgim olmadığını fark ettiğim üniversitedir. demek ki hakikaten türkiye'de avrupa*
aramızda şu anda veya geçmişte bilkent'te lisansüstü öğrenci olanlar varsa mesajlarını almaktan pek memnun olurum.
aramızda şu anda veya geçmişte bilkent'te lisansüstü öğrenci olanlar varsa mesajlarını almaktan pek memnun olurum.
devamını gör...
19.
steven pinker'ın psikolojiye giriş dersleri
not: işbu başlığı açmak sami gülgöz hocamın attığı bir tweet ile aklıma gelmiştir. tweetleri korumalı olduğu için buraya ekleyemiyorum ne yazık ki.
buradan ders ders kayıtlara ulaşabilirsiniz.*
harvard üniversitesi psikoloji bölümü öğretim üyesi steven pinker'ın 2021 yılı için verdiği psikolojie giriş dersleridir. kendisi alanda inanılmaz popüler, bunun iyi yanları olduğu gibi kötü yanları da var elbette. pek büyük bir hayranı olmasam da evde boş zamanımda böyle şeylere bakmayı sevdiğimden bir ara birkaç dersini dinlemiştim. buralarda psikoloji ile ilgilenip de ne yapar bu psikologlar diyenler varsa öğrenmenin en iyi yolu olduğundan paylaşmak istedim.
dersler sırasıyla şöyle:
lecture 01: introduction
lecture 02: psychoanalysis & behaviorism
lecture 03: the multilevel cognitive-biological approach
lecture 04: evolution
lecture 05: nature and nurture
lecture 06: the brain
lecture 07: neuron and networks
lecture 08: 3d structure from 2d
lecture 09: visual and auditory scene analysis
lecture 10: attention and consciousness
lecture 11: memory and mental representation
lecture 12: concepts and reasoning
lecture 13: language
lecture 14: development
lecture 15: emotion
lecture 16: social and moral emotions
lecture 17: kinship & socialization
lecture 18: psychopathology
lecture 19: love and sex, part 1
lecture 20: love and sex, part 2
lecture 21: aggression
lecture 22: obedience & conformity
lecture 23: the self
ilgilenip dersleri izleyen, ben yine de biriyle konuşmak istiyorum diyen olursa (özellikle 6-11 arasındaki derslerle ilgili) mesaj kutum açık efendim. dersler harvard üniversitesi için hazırlandığından elbette ingilizce ama pinker zaten tane tane anlatıyor ve ingilizce altyazı seçeneği de mevcut. ayrıca sitede pinker'ın verdiği diğer dersler ve başka materyaller de mevcut.
buradan ders ders kayıtlara ulaşabilirsiniz.*
harvard üniversitesi psikoloji bölümü öğretim üyesi steven pinker'ın 2021 yılı için verdiği psikolojie giriş dersleridir. kendisi alanda inanılmaz popüler, bunun iyi yanları olduğu gibi kötü yanları da var elbette. pek büyük bir hayranı olmasam da evde boş zamanımda böyle şeylere bakmayı sevdiğimden bir ara birkaç dersini dinlemiştim. buralarda psikoloji ile ilgilenip de ne yapar bu psikologlar diyenler varsa öğrenmenin en iyi yolu olduğundan paylaşmak istedim.
dersler sırasıyla şöyle:
lecture 01: introduction
lecture 02: psychoanalysis & behaviorism
lecture 03: the multilevel cognitive-biological approach
lecture 04: evolution
lecture 05: nature and nurture
lecture 06: the brain
lecture 07: neuron and networks
lecture 08: 3d structure from 2d
lecture 09: visual and auditory scene analysis
lecture 10: attention and consciousness
lecture 11: memory and mental representation
lecture 12: concepts and reasoning
lecture 13: language
lecture 14: development
lecture 15: emotion
lecture 16: social and moral emotions
lecture 17: kinship & socialization
lecture 18: psychopathology
lecture 19: love and sex, part 1
lecture 20: love and sex, part 2
lecture 21: aggression
lecture 22: obedience & conformity
lecture 23: the self
ilgilenip dersleri izleyen, ben yine de biriyle konuşmak istiyorum diyen olursa (özellikle 6-11 arasındaki derslerle ilgili) mesaj kutum açık efendim. dersler harvard üniversitesi için hazırlandığından elbette ingilizce ama pinker zaten tane tane anlatıyor ve ingilizce altyazı seçeneği de mevcut. ayrıca sitede pinker'ın verdiği diğer dersler ve başka materyaller de mevcut.
devamını gör...
20.
elon musk
neden bu kadar övüldüğüne akıl sır erdiremediğim zengin bir teknoloji simsarı. elini attığı her alanda tekel olmak istiyor. insanlarla açık açık dalga geçiyor. barış özcan gibi tipler öve öve bitiremediği için mi bilmiyorum ama resmen kamuoyu yaratmış durumda.
herkes çok seviyor ama ben korkuyorum bu adamdan. otokratik bir devletten daha çok korktuğum bir şey varsa o da bir şirket tarafından yönetilmektir. dünyadaki interneti, ulaşım yöntemlerini, enerjiyi, günü gelince bir başka gezegeni, faaliyet gösterdiği tüm alanlarda her şeyi tek başına ele geçirmeye çalışıyor. uzay sevdası, ilerigörüşlülük diye pazarladığı şey uzayda bir başka gezegende madencilik faaliyeti yapma amacından çok daha fazlasını taşımıyor. nat geo'nun mars dizisinde işlediği konu çok uzağımızda değil.
örneğin starlink projesi yakın gelecekte dünyadan baktığımız gökyüzünü tamamen değiştirebilecek bir proje. milyarlarca yıldır aynı olan, her gün uyandığımızda gözümüzü çevirdiğimiz göğün bu halini belki bizim çocuklarımız bilemeyecek. uzayın derinliklerini keşfetmek için yıllardır çalışan birçok dünya teleskobunun sonunu getirecek. bu küçük örnek bile bilimsel gelişmelerin önünü açan mükemmel insan portresinin ne kadar yanıltıcı olduğunu anlatıyor bence.
kendisi resmen filmin sonuna kadar iyi sanılan ama sonra aslında dünyayı yok etmek için uzaylılarla işbirliği yaptığı ortaya çıkan adi bir hollywood filmi villainı.
herkes çok seviyor ama ben korkuyorum bu adamdan. otokratik bir devletten daha çok korktuğum bir şey varsa o da bir şirket tarafından yönetilmektir. dünyadaki interneti, ulaşım yöntemlerini, enerjiyi, günü gelince bir başka gezegeni, faaliyet gösterdiği tüm alanlarda her şeyi tek başına ele geçirmeye çalışıyor. uzay sevdası, ilerigörüşlülük diye pazarladığı şey uzayda bir başka gezegende madencilik faaliyeti yapma amacından çok daha fazlasını taşımıyor. nat geo'nun mars dizisinde işlediği konu çok uzağımızda değil.
örneğin starlink projesi yakın gelecekte dünyadan baktığımız gökyüzünü tamamen değiştirebilecek bir proje. milyarlarca yıldır aynı olan, her gün uyandığımızda gözümüzü çevirdiğimiz göğün bu halini belki bizim çocuklarımız bilemeyecek. uzayın derinliklerini keşfetmek için yıllardır çalışan birçok dünya teleskobunun sonunu getirecek. bu küçük örnek bile bilimsel gelişmelerin önünü açan mükemmel insan portresinin ne kadar yanıltıcı olduğunu anlatıyor bence.
kendisi resmen filmin sonuna kadar iyi sanılan ama sonra aslında dünyayı yok etmek için uzaylılarla işbirliği yaptığı ortaya çıkan adi bir hollywood filmi villainı.
devamını gör...