knowledge yazar profili

knowledge kapak fotoğrafı
knowledge profil fotoğrafı
rozet
karma: 2213 tanım: 297 başlık: 60 takipçi: 61

son tanımları


güne bir şiir bırak

ayaklarının altında görmedim cenneti,
merhametinde gizli.
şefkatle örülmüş bir hırka gibi
sarıyor şimdi beni.
senin evinde gurbetteyim.
korkudan umuda hicretteyim.
sen öğrettin bana vazgeçmemeyi.
sabıra sarıldım bekliyorum
bu dünyadaki ilk öğretmenimi.
devamını gör...

kuran'a göre nebi resul farkı

âl-i imran 81. ayette açıkça belirtilen fark.
resul; kendisine kutsal kitap verilsin verilmesin elçilik, peygamberlik yapan. nebi ise; kendisine kutsal kitap verilen elçi.
"hani, allah peygamberlerden (nebilerden) , “andolsun, size vereceğim her kitap ve hikmetten sonra, elinizdekini doğrulayan bir peygamber (resul) geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz” diye söz almış ve, “bunu kabul ettiniz mi; verdiğim bu ağır görevi üstlendiniz mi?” demişti. onlar, “kabul ettik” demişlerdi. allah da, “öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım” demişti."
âl-i imran suresi 81. ayet
devamını gör...

güne bir söz bırak

eğer ışığa doğru gitmiyorsanız karanlığa doğru gidiyorsunuzdur.
devamını gör...

din düşmanlarının o. e. olması

yanlış olan söylem.
dün akşam, normal sözlükte, din düşmanı birinin peygamberlere inananlara koyun gibi dediğine şahit oldum ve durumu mod'lara şikayet ettim. kişisel görüş dediler. ben de o anki sinirle din düşmanlarını ve islam düşmanlarını hedef alan başlıklar açıp bu başlıklarda onlara o. e. dedim ve bunun kişisel görüşüm olduğunu belirttim. amacım kimsenin annesine hakaret etmek değildi. neye, kime inanırsa inansın ya da inanmasın, kimsenin kendisi yahut annesi böyle bir hakareti hak etmez ancak öyle değilse. bilinçsizce, nereye varacağı hesaplanmamış bir kısaltmayı kullandım, özür dilerim.
devamını gör...

normal sözlük

bu bir özür mesajıdır.
dün akşam, normal sözlükte, din düşmanı birinin peygamberlere inananlara koyun gibi dediğine şahit oldum ve durumu mod'lara şikayet ettim. kişisel görüş dediler. ben de o anki sinirle din düşmanlarını ve islam düşmanlarını hedef alan başlıklar açıp bu başlıklarda onlara o. e. dedim ve bunun kişisel görüşüm olduğunu belirttim. amacım kimsenin annesine hakaret etmek değildi. neye, kime inanırsa inansın ya da inanmasın, kimsenin kendisi yahut annesi böyle bir hakareti hak etmez ancak öyle değilse. bilinçsizce, nereye varacağı hesaplanmamış bir kısaltmayı kullandım, özür dilerim.
devamını gör...

iyiliğin dinler açısından ikincil bir mesele olduğu gerçeği

kur'an'dan bihaber olan, cahil kimse söylemi.

www.kuranvemeali.com/hayir-...
devamını gör...

cuma namazı

"ey iman edenler! cuma günü namaz için çağrı yapıldığında allah’ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın. bilirseniz, bu sizin için çok hayırlıdır." cuma-9

"ey iman edenler!" hitabından da anlaşılacağı üzere, sadece erkeklere değil, tüm iman edenlere farz olan ibadet.
devamını gör...

orucun asıl amacı

tüm diğer ibadetler gibi, allah'ın rızasını kazanmaktır.
oruç tutan mü'min; sahurda allah için yer, gündüz allah için aç kalır, iftarda allah için yer. en temel ihtiyaçlarını bile allah için yapan bir mü'min kurtuluşa ermiştir.
devamını gör...

epistemik

bilgisel, bilgiye dair.
devamını gör...

epistemolojik

bilgi bilimsel. bilgi felsefesi ile ilgili.
devamını gör...

felsefe

var olanı anlama uğraşı.
devamını gör...

islam'da şehitlik kavramı ve şartları

allah'tan başka ilah olmadığına adaletle şahitlik edenler, şehittirler.
"allah, melekler ve ilim sahipleri, ondan başka ilâh olmadığına adaletle şâhitlik ettiler. ondan başka ilâh yoktur. o, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir." al-i imran, 18
devamını gör...

sıdk

doğruluk.
islamda, nebilikten sonra gelen makam.
"kim allah’a ve peygambere itaat ederse işte onlar, allah’ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddıklar, şehidler ve sâlih kişilerle beraberdirler; bunlar ne güzel arkadaşlardır!" nisa-69

edit: ayet eklendi.
devamını gör...

islam

kelime-i şehadetle; allah'ın varlığı ve tekliği, elçi muhammedin peygamberliği kabul edilerek girilen din.
elbette kelime-i şehadetle girilecek, allah'ın varlığını ve tekliğini, elçi muhammed'in peygamberliğini kabul etmeden diğer ibadetleri yapması saçma olurdu. düşünün, oruç tutuyor ama allah'ın varlığını ve tekliğini kabul etmemiş. böyle müslüman mı olur?! kelime-i şehadet, islama atılan ilk adımdır. bu, islamın kelime-i şehadetten ibaret olduğu anlamına gelmez.
devamını gör...

şirk koşmak

zandan ibarettir.
"atalarım ibrahim, ishak ve yakub´un dinine uydum. bizim, allah´a hiçbir şeyi ortak tutmamız olmaz. bu, bize ve insanlara allah´ın bir lutfudur. fakat insanların çoğu şükretmezler." yusuf-38
devamını gör...

hz ibrahim

"inanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır." sözünün sahibi.
devamını gör...

inanç ile ilgili sözler

düşünürlerin inanç ile ilgili sözleridir.

"inanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır." en'am-82, elçi ibrahim

"bir şeye yetersiz delile dayanarak inanmak herkes için her zaman ve her yerde yanlıştır." inanç ahlakı, clifford
devamını gör...

varlık

varlık nedir? düşünürler, binlerce yıldır, varlığın tam olarak ne olduğunu öğrenmeye çalışıyorlar. bir şeyin ne olduğunu öğrenmek için o şeyin ne olduğunu bilmek gerekir. dolayısıyla; sorulması gereken ilk soru; bilmenin ne demek olduğu ile ilgilidir. "bilgi nedir?" sorusunu doğru cevaplamadan "varlık nedir?" sorusunu doğru cevaplamak mümkün değildir. bu bağlamda; epistemoloji, her zaman için ontoloji'den öncedir.

olgularla aramızdaki zihinsel ilişki inançlarla kurulur. birimiz üçgenlerin üç kenarı olduğuna inanırken, birimiz dört kenarlı bir üçgenin var olduğuna inanabilir. normal olarak, ikimizin de haklı olması mümkün değildir. peki haklı olanı haklı yapan gerekçe nedir? üçgenlerin üç kenarı olduğuna inanan niye haklıdır? çünkü üçgenlerin üç kenarı olması bir olgudur. inanç-olgu ilişkisi doğru kurulduğunda olgu ile ilgili inancımızda haklı oluruz. inanç ahlakı tam da burada devreye girer, o olmadan olgularla ilişkimizde haklı olamayız. clifford'un, inanç ahlakı isimli eserindeki "bir şeye yetersiz delile dayanarak inanmak herkes için her zaman ve her yerde yanlıştır." ifadesine bu açıdan yaklaşmak ufuk açıcı olacaktır. biz, herhangi bir şeye, yeterli kanıta dayanarak inandığımızda o şey ile ilgili haklı oluruz. o şey ile ilgili haklı olmamız, bizim o şeyin doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmamız demektir. bunun adı da bilmektir. demek ki bilmek, doğru inanmak demektir. böylelikle bilginin doğru inanç olduğu sonucuna varırız.

bilgi tanımından sonra aklımıza gelebilecek sorulardan biri; bilginin bir inanç türü olmasından dolayı bize bağımlı olup olmadığı konusudur. doğru inancın varlığını inceleyerek bu konudaki merakımızı giderebiliriz. "doğru inanç vardır." önermesinin zıttına, yani; "doğru inanç yoktur." önermesine baktığımızda bu önermenin hiçbir zaman doğru inanç olamayacağını görürüz. bu da "doğru inanç vardır." önermesinin her zaman doğru inanç olduğunu gösterir. o halde; bilgi, her zaman var olmadığımızı kabul ettiğimizde; biz insanlardan bağımsız olarak vardır. doğru inancın bizden bağımsız olarak var olduğunu kabul ettik. ancak; doğru inanç, doğası gereği, doğru inanana muhtaçtır. doğru inancın sürekli var olduğunu ispatladığımızdan, onu sürekli var eden en azından bir doğru inananın varlığı zorunludur.

her zaman doğru inanan, tek midir, yoksa birden fazla mıdır? her zaman doğru inanan, hiç yanılmayacağından ve bu da ancak her zaman doğru inananın her şeyi bilmesi ile mümkün olacağından; doğru inanan, her şeyi bilendir. her şeyi bilen, zaman ve mekan içindeki her olayı bilir. sadece zamanı ve mekanı her tarafından kuşatıp gözeten zamanın ve mekanın içindeki tüm olayları bilebilir. yani; mutlak bilen, mekanı her tarafından kuşattığından tektir. bilen, doğru inancı sürekli var ettiğinden, aynı zamanda var edendir. var eden; her zaman doğru inanan ve her şeyi bilendir. evet, artık "varlık nedir?" sorusu ile ilgili konuşma ehliyetine sahibiz. var olan; var eden ve var edilenlerdir.
devamını gör...

varlık nedir sorunsalı

varlık nedir? düşünürler, binlerce yıldır, varlığın tam olarak ne olduğunu öğrenmeye çalışıyorlar. bir şeyin ne olduğunu öğrenmek için o şeyin ne olduğunu bilmek gerekir. dolayısıyla; sorulması gereken ilk soru; bilmenin ne demek olduğu ile ilgilidir. "bilgi nedir?" sorusunu doğru cevaplamadan "varlık nedir?" sorusunu doğru cevaplamak mümkün değildir. bu bağlamda; epistemoloji, her zaman için ontoloji'den öncedir.

olgularla aramızdaki zihinsel ilişki inançlarla kurulur. birimiz üçgenlerin üç kenarı olduğuna inanırken, birimiz dört kenarlı bir üçgenin var olduğuna inanabilir. normal olarak, ikimizin de haklı olması mümkün değildir. peki haklı olanı haklı yapan gerekçe nedir? üçgenlerin üç kenarı olduğuna inanan niye haklıdır? çünkü üçgenlerin üç kenarı olması bir olgudur. inanç-olgu ilişkisi doğru kurulduğunda olgu ile ilgili inancımızda haklı oluruz. inanç ahlakı tam da burada devreye girer, o olmadan olgularla ilişkimizde haklı olamayız. clifford'un, inanç ahlakı isimli eserindeki "bir şeye yetersiz delile dayanarak inanmak herkes için her zaman ve her yerde yanlıştır." ifadesine bu açıdan yaklaşmak ufuk açıcı olacaktır. biz, herhangi bir şeye, yeterli kanıta dayanarak inandığımızda o şey ile ilgili haklı oluruz. o şey ile ilgili haklı olmamız, bizim o şeyin doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmamız demektir. bunun adı da bilmektir. demek ki bilmek, doğru inanmak demektir. böylelikle bilginin doğru inanç olduğu sonucuna varırız.

bilgi tanımından sonra aklımıza gelebilecek sorulardan biri; bilginin bir inanç türü olmasından dolayı bize bağımlı olup olmadığı konusudur. doğru inancın varlığını inceleyerek bu konudaki merakımızı giderebiliriz. "doğru inanç vardır." önermesinin zıttına, yani; "doğru inanç yoktur." önermesine baktığımızda bu önermenin hiçbir zaman doğru inanç olamayacağını görürüz. bu da "doğru inanç vardır." önermesinin her zaman doğru inanç olduğunu gösterir. o halde; bilgi, her zaman var olmadığımızı kabul ettiğimizde; biz insanlardan bağımsız olarak vardır.

doğru inancın bizden bağımsız olarak var olduğunu kabul ettik. ancak; doğru inanç, doğası gereği, doğru inanana muhtaçtır. doğru inancın sürekli var olduğunu ispatladığımızdan, onu sürekli var eden en azından bir doğru inananın varlığı zorunludur. her zaman doğru inanan, tek midir, yoksa birden fazla mıdır? her zaman doğru inanan, hiç yanılmayacağından ve bu da ancak her zaman doğru inananın her şeyi bilmesi ile mümkün olacağından; doğru inanan, her şeyi bilendir. her şeyi bilen, zaman ve mekan içindeki her olayı bilir. sadece zamanı ve mekanı her tarafından kuşatıp gözeten zamanın ve mekanın içindeki tüm olayları bilebilir. yani; mutlak bilen, mekanı her tarafından kuşattığından tektir. bilen, doğru inancı sürekli var ettiğinden, aynı zamanda var edendir. var eden; her zaman doğru inanan ve her şeyi bilendir. evet, artık "varlık nedir?" sorusu ile ilgili konuşma ehliyetine sahibiz. var olan; var eden ve var edilenlerdir.
devamını gör...

kur'an'ın en beğenilen ayeti

en'am suresi 82. ayet:
"inanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır."
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim