the ballad of buster scruggs

coen kardeşlerin yazıp yönettiği western/dram tarzı film. film antoloji filmidir ve 6 bölümden oluşmaktadır.

her bir bölüm kendi içinde derin anlamlara sahip, son bölüm olan "the mortal remains" başlı başına gotik bir eserdir.
beni en çok etkileyen ikinci bölüm "meal ticket". liam neeson ve harry melling oynuyor. ve şunu söyleyebilirim ki sanki bir tolstoy romanı okudum. tolstoy'a yaklaşamadılar elbette, yine de çok dokunaklı bir hikayesi vardı. spoiler veremeyeceğim ama bazı alıntıları spoiler adı altında paylaşacağım, ilki the mortal remains'de geçiyor:
--! spoiler !--

"bizden bahsedilmesine de bayılırız, öyküdeki kişiler biz olduğu ama bir yandan da olmadığı sürece. özellikle de en sonda. gece misafiri onu yakalar, beni asla yakalamaz. ben sonsuza dek yaşayacağım."

--! spoiler !--

diğer bir alıntı da meal ticket'ın openingi:

--! spoiler !--

"merhamet zorla gösterilmez, gökten düşen yağmur damlası gibi gelir."

--! spoiler !--

açıkçası okuduğum yorumlardan sonra heyecanla açtığım ancak hayal kırıklığına uğradığım bir film oldu.
film dedim ancak dizi şeklinde olacakmış sonradan değiştirilmiş sanırım, kişisel olarak bence dizi olsaydı daha efektif olurdu.

ilk kısım bana red kit'i canlandırmıştı dedim ki güzel bir şey çıkacak ancak sonradan hiç bir bağlantı olmayan kısa filmler arasında dikkatin çok dağıldığını düşünüyorum.

tabi ki kişiden kişiye değişebilse de ben hiç keyif almadığımı üzülerek dile getirmek istiyorum ancak kızılderili, film eski wild amerikan havasının hakim olması eski stili sevenler için ilgi çekici olacaktır.

ara ara canım sıkıldıkça açıp izlediğim film. özellikle ilk 2 hikaye favorim.

----------sıpoyler----------

birinci asılma girişiminden şans eseri kurtulan, ikinci kez asılacak olan james franco yanında ağlayan adama döner ve : 'first time?'

ahahahahahaha

coen kardeşler imzalı bir film.kurgusal hikayelerini,oyuncu performanslarını ve senaryosunu çok beğendim.görüntü yönetmeni muazzam bir iş çıkarmış.normalin dışında bir western türü olmuş.

altı bölümden oluşan bir filmdir.
her bölüm ölümle alakalıdır.

1) her zaman sizden daha iyi biri vardır.
2) ölüm adildir. ondan kaçılamaz.
3) hayat acımasızdır.
4) şans çalışandan yanadır.
5) ümidini kaybeden ölür.
6) zamanı ve dolayısıyla ölümü durduramazsınız.

tek kelime ile trajikomik bir film. hikaye kitabinin sayfaları arasında geziyorsunuz gibi gösterilmesi bence bölümleri ayırmak için iyi bir yöntem olmuş. klasik bir western filmi izlemek isteyenlerin hayalkırıklığı yasayacağını soyleyebilirim. bazı bölümler tam "acaba şimdi ne olacak ?" diye düşünürken bir anda "haydaaa !!!" diyerek hızlı sonlarla bitiyor. bazı bölümler ise daha ilk sahnede sonunu bize anlatmış oluyor ve hüzünlü bitiyor. ava gidenin avlandığı, bazı insanların hep av olduğu, doğanın verdiğini mutlaka aldığı, ne kadar kafaya taksak da mutlaka ölümün bizi gelip bulacağı, bazı ölümlerin çok geç bazılarının çok erken olduğu ve kaderden kacilamayacagi ama insanın son nefesine kadar mücadeleye devam etmesi gerektiğini düşünmeme sebep olan bir filmdi. kamera açıları, dekorları, sahneleri, gerçekten uzaklaşan fantastik sahneleri ile bence iyi bir tv filmiydi. ilk iki bölüm biraz abartılı ve hatta western filmleri ile dalga geçen tarzda ancak diğer bölümler daha felsefik, hatta son bölüm arabanın aydınlık bir günde başladığı yolculuğu karanlıkta bitirmesi ile gotik bir hal almış. boş bir anınızda beklentisiz izleyip eğlenebilirsiniz.

izlemedim lakin weird western film kuşağından etkilendiğini biliyorum. yakın zamanda öğrendim böyle bir tür olduğunu ve bayağı ilginç bir tür. filmin yönetmenleri coen kardeşlermiş o yüzden listeme alıyorum bende. ilgilenenler için yakın zamanda çıkmış power of the dog ve bonetomehawk önerebilirim. çok daha fazlasını isteyenler el topo izleyebilir. bu saydıklarım başlıktaki film ile benzer filmlerdir.

bir ethan coen ve joel coen filmidir.

filmin senaryosunu da yönetmenler ethan coen ve joel coen yazmıştır. senaryo içinde büyük yazar jack london ve stewart edward white'tan uyarlanan öyküler vardır. film en iyi uyarlama senaryo dalında oscar adayı olmuş ancak ödülü spike lee'nin blackkklansman filmi kazanmıştır.

filmde tim blake nelson, willie watson, clancy brown, david krumholtz, tim dezarn, tom proctor, james franco ve stephen root rol almıştır.

coen kardeşlerin filmlerini genel olarak severim. bu film de istisna olmadı. bu iki senarist ve yönetmenin mizah anlayışı benim mizah anlayışımla örtüşüyor ve bu da onların filmlerinden keyif almamı sağlıyor.

iç savaş sonrasının amerikasından altı farklı öykü var bu filmde. bu öyküler birbirinden oldukça farklı olsa da hepsi aynı noktaya varıyor. hepimizin varacağı o nihai noktaya.

ben şahsen en çok trende geçen hikaye ile gezgin şarkıcının hikayesini beğendim. ama diğer hikayeler de çok etkileyici idi.

kesinlikle izlenmeye değer, kısa öykü tadında eğlenceli hikayelerden oluşan güzel bir film.