adın
sonu gelmez bir tartışma
herkesin
bildiğinde direndiği bir yanılma
kutsal bir yanılma
ki çözümü
dünyanın son gecesinde
şimdilik kimsenin bilmediği..
sayrıların ve sağlıklıların
eşit olduğu son gecesinde
kayanın en büyüğünün
en küçük taşla eşit olduğu gecesinde
sevmenin yada sevmemenin
eşit olduğu gecesinde
o zaman öyle bir ses çıkarmak isterim ki
yoklukta bile kalsın…
yani ben öyle bir kediyim ki
gözlerim büyüyüp küçülmüyor
yani
sonsuzluğun acısını çekmiyorum…
turgut uyar
oslo'da bulunan norveçli sanatçı fredrik raddum yaratıcı figüratif heykeller üzerine çalışma sağlamaktadır.
tanınan enstalasyon sanatını sık sık siyasi temaları keşfetmek amacı ile kullanır.
eserlerinde trajediyi mizahla karıştırarak, izleyiciyi “ilk karşılaşmanın ötesini düşünmeye” teşvik eden gerçeküstü, distopik figürleri ile betimlemektedir.
görsel sanatçı 1973 doğumlu olup "bird" isimli eseri ile hafızalarda yer almaktadır.
yalınlık ve zariflik ile gülümseyen gözler görmeyi özlüyorum.
nezaketi özlüyorum kıymetli insan gücünün çalıştırılarak hor kullanıldığı günümüzde.
parklarda çocuk seslerini duymayi özlüyorum,
tehlikeli davranışları olan yetişkinlerin tehditi olmadan yaşamlarında.
dili dini ırkı toprağı ne olursa olsun,
sevmeyi seven
insanı seven yüreklerin varlığına inanmayı özlüyorum.
"esas mesele, acının nasıl oluştuğu değil..
onunla ne yapmayı seçtiğimdir.."
ne yaşamış olmalı ki,
o büyük büyük duvarları sıralamış önüne içi bilinmesin diye..
zor diyemedim başlığı okuyunca,
burada olan bir tercih olmalı
dünyaya evrene ama en çok insana karşı.
insan yaşamında aidiyet alanını genişleten iradedir.
inanmak bizleri ait ve sahip yapmakla birlikte
güven ortamı oluşturur.
ancak;
ruha doyum sağlayan netlik,
neye/kime inanmaman gerektiğini bilmekten geçer.
yakıcı sözlerimle inandırıp
kurtarınca düşkün ruhunu
o yanlış yolun karanlığından,
saf, derin bir azap içinde,
bükerek ellerini,lanetler ettin,
seni çembere alan kötülüğe;
unutkan vicdanını
hatıralarınla cezalandırmak için
benden önce olanın
hikayesini anlatırken
birden yüzünü kapadın ellerinle,
utanç ve dehsetle
sarsılıp, isyan duydun,
ve gözyaşlarına boğuldun..
n.a nekrasov'un bir şiirinden
yer altından notlar/ dostoyevski
ikinci bölüm
sulusepkene dair
2001 yapımı hırsızlar ordusu film de,
kasa hırsızı olan sebastian'ın kahve bardağının üzerinde yazan etkileyici göndermedir.
kendi küçük dünyacıklarımızın sempatik şifrelerini çözerken,
dünya kilidinin anahtarını henüz bulunamadığını yada hiç bir şifrenin bunu anlamaya yeterli olmadığını hatırlatır.
bir şiir değil ancak,
bir alıntının içinde takılı kalıyorum.
diyor ki;
anlaşılmaz şeyleri,mucizeleri uzakta aramaya ne gerek var,
her gün gördüğümüz şeyler arasında öyle anlaşılmaz gariplikler var ki;
mucizeler oyuncak kalır onların yanında.
günümüz teknolojisi ile kullanılan,
uzak orta yakın alana sahip olan yani çok odaklı gözlük olarak tanımladığımız organik cam çeşidine,
multifokal/progresif/bifokal denilmektedir.
benjamin franklin tarafından 1730 lu yıllarda icat edilmiş olup,
1990 lı yıllarda patent işlemi yapılmıştır.
24 kat filtreleme özelliği ile konfor alanını göz kusuru olan kişiler için geniş tutan essilor markası,
organik bifokal camı geliştirerek kullanımını daha kolay hale getirmiştir.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.