lisiminko yazar profili

lisiminko kapak fotoğrafı
lisiminko profil fotoğrafı
rozet
karma: 2218 tanım: 56 başlık: 16 takipçi: 77

son tanımları | başucu eserleri


can çıkar huy çıkmaz

bir atasözüdür.

bu atasözünün anlatmak istediği şudur, insan yaşadığı sürece bazı davranış biçimlerine sahiptir ve bunları değiştirmesi mümkün değildir. aslında bakarsanız bu atasözü gerçeği yansıtmamaktadır.

huylar, davranışlar, karakterin ana kontrol merkezi beyindeki frontal lobdur. ancak bu lobun işleyişi beyindeki birçok farklı sürece bağımlıdır. parietal loba gelip yorumlanan duyu girdileri, limbik sistemden gelen duygular, arzular, occipital lob'dan gelen görme duyusunun girdileri, temporal lob'dan gelen işitme duyu girdileri bir bütün olarak yorumlanarak frontal lob'da birçok değişikliğe sebep olur. bu değişiklikler yeni nöron parçaları (akson, dendrit) oluşumu, yeni sinapslar, ve yeni nörotransmitter maddeler demektir.

beyinde nöroplastisite denilen bir kavram vardır. bu kavram nöronların değişiklik yapma yeteneğini ifade eder.
genç bir beyinde, örneğin bebeklerde nöronların değişiklik yapma yeteneği yani, öğrenme yeteneği çok yüksektir. çünkü bebek yaşta, kişinin karakter özelliklerinin temeli atılmaktadır. ve öğrenilecek çok şey vardır. başka bir değişle, plastisite yeteneği çok iyidir.
ancak bir erişkin beyninde de plastisite yok sayılamaz. genç bir beyin kadar yüksek olmasa bile, nöronlar sürekli değişim ve gelişim halindedir.

vücutta algılanan her bir duyu, hissedilen her bir duygu, beyinde değişikliğe sebep olur. bu değişiklikler, eğer yeterli sayıda tekrarlama ile pekiştirilirse, uzun süreli potansiyalizasyon ile nöronlarda değişikliğe sebep olur. öğrenen nöron yeni aksonlar, yeni sinapslar meydana getirir ve bilgi kalıcı hale gelir. bu durum özellikle hippocampus isimli uzun süreli hafıza'nın geçiş merkezinde yapılmaktadır.
(bkz: long term potentiation)

kişinin karakteri beyindeki değişikliklere, biyokimyasal süreçlere bağlı ise, insanın karakteri, huyları, yeterince çaba sarf edildiği takdirde değişme potansiyeline sahiptir.
sanıldığı gibi, yeni nöron oluşumu'nun imkansız olmadığı, beyinde de hippocampus isimli alanda kök hücrelerin varlığı bulunmuştur. dolayısıyla, plastisite, long term potentiation ve hippocampus'taki kök hücreler insanın değişken bir varlık olabilmesine imkan tanır.

sonuç olarak, eğer yeterince çaba gösterirseniz, 'can da çıkar huy da.'


stem cells in hippocampus beyindeki kök hücreler
neuroplasticity plastisite
long term potentiation uzun süreli potansiyalizasyon
devamını gör...

veronika ölmek istiyor

çok kısa, bir solukta okunabilecek bir roman.
ölümden, delilikten ve aslında ölüm bilincinin hayatı anlamlandırışından bahseder.



veronika hayatı dışarıdan mükemmel gözüken bu kadındır. ancak bu kadın, kendi iç dünyasındaki kapana kısılmışlıkla boğuşmaktadır. ve aslında kendisinden, kendi benliğinden habersizdir. ölüm ona güzel bir seçenek sunar, bunu yapmak onu zihninden kurtaracaktır. ancak, uyandığında kendisini bir akıl hastanesinde bulur. ve kendisine, hayattaki son günleri olduğu söylenir...
bu hastanede çeşitli hikayelerle buluşulur ve bunlar, deliliğin ne demek olduğunu anlatır bize. toplumun görmek istediği bireyden farklı olmak, dışlanmışlık, delilik gerekçesidir. oysa ki, deliliğin garipsenmediği, farklılıkların normal karşılandığı bu yerde her şey mümkündür.
kimsenin söyleyemediği cümleleri 'delilik' adı altında anlatabilen soytarı buna en güzel örnektir.



(bkz: veronika decide morrer)
(bkz: veronika decides to die)
devamını gör...

iklimler (kitap)

andré maurois kaleminden çıkmış romandır.
iki iklimi anlatır bu roman, iki ayrı zihin, iki farklı aşkı anlatır. insanın ruhunun yaşadıkları ile nasıl şekillendiğini gözler önüne serer.
kitap tavsiyesidir, tekdüze bir aşk romanı değildir, konu onun üzerine binmiş olsa bile.


philippe marcenat, hayatı boyunca gençliğinde gördüğü bir kadını aramaktadır. bu kadın onun için bir hakikate dönüşmüştür. baktığı her yüz belki de o kadındır. onun ilk iklimi, odile, hayalindeki kadına o kadar yakındır ki, onunla sarhoş olur.
"işte, köleniz gibi karşınızdayım, her şeye de hazırım. çünkü kendim için hiç bir isteğim yok. her isteğim sizin için." der philippe.
ancak odile, philippe'e sığamayan bir kadındır.
"en yorgun ırmak benim dickie. ve yavaş yavaş denize doğru gidiyorum." der odile.
odile, philippe'in ilkbaharıdır ve odile bahar gibi kararsızdır, bahar gibi karmaşıktır.
ikinci iklim ısabelle de cheverny'dir. ısabelle, odile'in tam zıddı bir kadındır.
"aşkın gözü kördür, demek yanlış. doğası şu ki aşk, bir insanda, her şeyden ziyade değer verdiği, çoğu kez tanıma sığmaz şeyi bulduğuna inanırsa, kusurları ve zayıflıkları pekala görür de, yabancı kalır." der ısabelle.
devamını gör...

normal sözlük makale veri tabanı

tıbbi makalelere ulaşabileceğiniz impact factor (etki faktörü) yüksek web siteleri:

pubmed pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
nejm www.nejm.org/
lanset www.thelancet.com/
nature www.nature.com/
cell www.cell.com/
acs acsjournals.onlinelibrary.w...
asco ascopubs.org/journal/jco/
eu urology www.europeanurology.com/

(bkz: impact factor)
devamını gör...

kadifeden kesesi

bir kırım türküsüdür. çokça duygu barındırır içinde. hüzün, özlem, samimiyet, dargınlık vardır.

işte şu sözleri söyler,

"...
kadifeden kesesi bahçadan gelir sesi
oturmuş sazını çalar nazlı da civan
ciğerimin köşesi

kadife yastığım yok odana bastığım yok
ne basayım odana evvelki dostluğun yok

kadifeden kesesi ovadan gelir sesi
oturmuş kahve içer kuzucuğum
ciğerimin köşesi
..."

selma agat - kadifeden kesesi
hafız burhan - kadifeden kesesi

(bkz: türkü)
(bkz: selma agat)
(bkz: hafız burhan)
devamını gör...

notre dame de paris müzikali

victor hugo'nun notre dame'ın kamburu (the hunchback of notre-dame) isimli eserinin tiyatroya dökülmüş halidir.
bu eser çokça defa sinemaya da uyarlanmıştır.

eserin kalitesi kadar, müzikali de oldukça kaliteli ve keyiflidir. karakterleri çok güzel işlenmiştir.
hikaye ana karakter esmeralda etrafında gelişmektedir. esmeralda'nın sevdiği adam phoebus, esmeralda'yı bir günah olarak gördüğü halde ondan vazgeçemeyen frollo, esmeralda'ya hayran olan quasimodo, ve phoebus'ün nişanlısı fleur de lys.
eserin paris'teki ilk kadrosunda bulunan bruno pelletier (gringoire) ihtişamlı açılış ile seyircinin beklentisini yükseklere çıkartır, ardından esmeralda sahnede görünür ve hikayesi başlar.

(bkz: victor hugo)
devamını gör...

düşün ki sen bunu okuyorsun

düşün ki philippe,

"1909 yılının mayıs ayında, floransa'da başka bir otele indin. ömrün oldukça, odile malet'in varlığından haberin bile olmayacaktı. ama, yine de yaşayacaktın, mesut olacaktın. niçin, tam şu anda, onun var olmadığını düşünerek yeniden başlamamalı yanı? "

(bkz: andre maurois)
(bkz: iklimler (kitap))
devamını gör...

güne bir söz bırak

"...
kendimize heyecanla verdiğimiz sözler,
heyecanımız dindiğinde anlamını yitirirler.
öyle şiddetli duygulardır ki üzüntü de sevinç de.
uygulamaya koymak onları aynı şeydir yok etmekle.
sevinç çok eğleniyor, keder çok yakınıyorsa,
keder sevinecek, sevinç kederlenecektir yakında.
..."
william shakespeare - hamlet

(bkz: shakespeare)
(bkz: hamlet)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim