kendimde olduğunu düşünüyorum. günlük hayatımda bile çokça sefer kendini hissettiriyor. en basitinden odamda bir dombra var (bu başka bir hikaye) ve yatağımı toplamam gerekiyor, çarşafı elime aldığımda dombramı görüyorum ve yatağı unutup onu çalmaya başlıyorum, sonra telefonuma bir mesaj geliyor ve dombramı bırakıp telefonuma gidiyorum. telefonumun dili almanca, almanca yazılar gördüğüm için canım bir anda almanca çalışmak istiyor ve almanca defterimi açıyorum. boş bir sayfa ararken yazdığım tonla rusça cümle karşıma çıkıyor ve rusçamı geliştirmek için rusya'dan edindiğim bir mektup arkadaşıma mesaj yazma kararı alıyorum.
peki sonuç n'oldu? ne yatağımı toplayabilmişim, ne dombramı adam akıllı çalmışım, ne telefonuma gelen mesaja yanıt vermişim, ne almanca çalışmışım, ne de rusça konuşan arkadaşıma mesaj atmışım. en yakın zamanda psikiyatriste gitmeyi planlıyorum ve bugün yolda yürürken psikiyatriste derdimi nasıl anlatacağım, beni anlayabilecek mi, gerçekten bir sıkıntı mı var bende diye düşünürken etraftan o kadar koptum ki yanlış minibüse binmişim.
düşüncelerime boğulup marmarayda'da iki kere yanlış istasyonda indiğim de çok oldu. hem de sınava giderken, evet baya baya iki kere yanlış istasyonda indim.
aslında oldukça kuvvetli bir hafızam vardır benim, arkadaşlarım bu özelliğimi çok dile getirir. ama işte böyle değişik hareketler de yapabiliyorum.
mesela benim şu anda başka bir şey yapmam lazımdı ama ben buraya geldim ve bunu yazıyorum çünkü artık içimi dökmem gerek.
şimdi işimin başına dönüyorum
işim bitti ve geri geldim. devam edelim.
ben kendimdeki bu durumu şu hikayeyle özetleyebilirim.
üç kişi var ve bu üç kişi bir yarış yapıyorlar. her birinin altında bir araç var ve bitiş çizgisine altlarındaki araç ile ulaşmak zorundalar.
altın kural bu! kendisine verilen araç olmadan yarışı tamamlarlarsa olmaz!
birisinin altında bir kaykay, diğerinde bisiklet, diğerinde ise bir araba var.
normalde sıralamanın arabalı, bisikletli, ve kaykaylı olarak olmasını beklersiniz değil mi?
ama benim hikayemde işte durum böyle değil.
kaykaylı arkadaş bitiş çizgisine ilk ulaşıyor! bisikletli arkadaş ise bisikletini kullanmayı bilmiyor bu yüzden onu ittirerek bitiş çizgisine varmak zorunda kalıyor.
arabalı arkadaş ise hem arabayı kullanamıyor hem de çok ağır olduğu için onu itemiyor da! ağırlığı çok fazla çünkü. arabanın ağırlığı onu yerinden oynatmaya bile engelliyor. işte ben çoğu zaman hep bu arabalı arkadaş oldum. arabama atlayıp gaza basmayı beceremedim.
bende gerçekten dehb var sanırım
komünizm, sosyalizm gibi ağır devletçi fikirlerin yardakçısı olanların ekmeğine yağ süren saçma ideoloji. hala eşitlik eşitlik yok kardeşim eşit falan değiliz ya olamayız mümkün değil! bu sadece kadın erkek eşitliği değil hiçbir insan birbirinden eşit değil. kadınlara çoğu alanda pozitif ayrımcılık yapması isteniyor niye kardeşim? bu kadının toplumda daha "aşağı" olduğunu daha da tasdikleyen bir davranış değil midir arkadaş soruyorum size? aşağı ki fazladan alttan bir iteklemeye gereksinim duyuyor ki ancak o şekilde bir yerlere gelebiliyor. olmaz arkadaş olmaz pozitif ayrımcılık da eşitlik da komünizm de feminizm de insan doğasına aykırı
komünist olanını değil de sosyalist olanını gördüm. aslında varlıkları paylaşma ve dağıtma açısından sosyalizm ve islam birbiriyle uyuşuyor gibi geliyor bana da
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.