kaytsz yazar profili

kaytsz kapak fotoğrafı
kaytsz profil fotoğrafı
rozet
karma: 93110 tanım: 12525 başlık: 1242 apolet: 8 takipçi: 328
𝚢𝚊𝚣𝚖𝚊𝚢𝚊 𝚐𝚎𝚕𝚍𝚒𝚖 𝚍𝚞̈𝚗𝚢𝚊𝚢𝚊, ----------------------------------------------------------------------------------------- 𝚊𝚖𝚊 𝚒𝚣𝚕𝚎𝚖𝚎𝚔 𝚒𝚕𝚎 𝚖𝚎𝚜̧𝚐𝚞𝚕𝚞̈𝚖. ----------------------------------------------------------------------------------- 𝚍𝚊𝚕𝚖ı𝚜̧ı𝚖 𝚋𝚒𝚕𝚒𝚗𝚖𝚎𝚣 𝚛𝚞̈𝚢𝚊𝚢𝚊, ---------------------------------------------------------------------------------------- 𝚋𝚊𝚜̧ı 𝚍𝚊 𝚜𝚘𝚗𝚞 𝚍𝚊 𝚜𝚊𝚗𝚔𝚒 𝚘̈𝚕𝚞̈𝚖.

son tanımları | başucu eserleri


organize işler

güzel bir film olduğunu belirtmek ile birlikte burada tanım yazmadığım için kendimi kınıyorum. bir çok izlediğim filmi yazmayı unutuyorum aslında. bazılarına girip tanım okuduğumda görüyorum ve kendime kızmadan edemiyorum. bu filminde aynı konumda olması üzücü açıkçası.

her bir oyuncusunun artık tek başına film çektiğini düşünürsek aslında filmin kalitesinin kaçınılmazlığını anlıyoruz. bir çok kez izlesem de buraya yazma fırsatını bulamadım daha ama bir gün tam anlamıyla size çok iyi bildiğiniz bu filmi aktaracağım.
devamını gör...

north country

türkçe adı ile tek başına. gerçi tek başına yazınca bu film hariç en az üç film gördüm ama bunu bulamadım.

2005 yapımı dram türündeki filmin yönetmenliğini ise niki caro yapmıştır.

gerçek hayattan uyarlanması filme bakışımı değiştirdi açıkçası çünkü sahneler gerçeğe en yakın şekilde çekilmeye çalışılmış.

filmi izlediğimde şunu fark ettim insanlar diğer insanlara karşı tavırlarına dışardan bakamıyor sanırım ki çirkinleştiklerini işler iyice çirkinleştiğinde anlıyorlar ama o anlarda bile daha da çirkinleşiyorlar.

bir kadının çalıştığı yerdeki sorunları mahkemeye taşıması üzerine kendi çalışma arkadaşları tarafından çok daha fazla dışlanmasına sebep olur, hatta kendisine yapılanlara karşı birleşip onu iftiracı olarak damgalamayı bile kendilerine hak olarak görmeye başlıyorlar. mahkemeye taşındıktan sonra geçmişinden sorunlarda karşısına çıkar ve öğretmeninin kendisine yaptığı tecavüz onu yıksa da daha sonra avukatının biraz sıkıştırması ile olayı gören yalancı gerçeği itiraf eder ve kadına destek artar. böylelikle mahkemeden şirkete ve çalışanlara yönelik emsal bir karar ortaya çıkar. film boyunca yaşanan zorluklar aşırı gösteriliyor ve oldukça etkileyici olduğunu söylemek gerek.
ilk tanımı yapan arkadaşın aksine ben filmi beğendim. tlc biraz sık reklam atan bir kanal olduğu için yükseldiğim yerlerde reklam olunca isyan bile ettim, burada reklam koyulur mu diye. filmi beğendim ve izleme tavsiyem var.

bu arada sözlüğümüzde biraz bu filmin içinde olanlara benziyor. erkekler çok rahat ve burada olan kadınlara aşırı derecede tacize varan başlıklarla benzer bir işe imza atıyorlar. çözümü var mı bilmiyorum ama ayarsızlara ayar tuşumuz olsa keşke.
devamını gör...

yürüyen evler

orijinal adı ile moving houses.

clarke gayford sunumu ile evlerini taşımak isteyen insanlara hem yardım ediyorlar hem de bize ilginç bir program ortaya koyuyorlar.

türkiye için yayın kanalı: dmax türkiye bilgiler net olmasa da 2025'de karşımıza çıkan bir program ki ben de ilk kez bugün görüp izledim. yeni zelanda'da çekilen bir program.

bugün izlediğim kadarı ile çok uzun mesafelere ev taşıyorlar. yani öyle üç yüz beş yüz metre değil, iki üç kilometre hiç değil, denk gelip izlediğim bölümde altmış kilometre gittiler ve yollarda koca evi bir o yana bir bu yana büke büke gittiler.

bir çift yıkılacak bir evi bedavaya alıp kendi arazilerine taşımak istediler ve bölüm boyunca programın asıl sunucusu yoktu. sürekli ona laf atılıyordu belki bana ondan eğlenceli ve ilginç geldi bilemiyorum. çok uzun yolları geçtikten sonra manzaralı arazilerine evlerini yerleştiriyorlar ama yol boyunca sürekli ağaçlara falan takıldılar bazılarını kestiler bazılarını ustalıkla geçtiler ama sonuç olarak ev yerine bir pencere hasarı ile vardı. bölümün sonunda bir yıl aranın ardından tekrar misafir oldu programın asıl sunucusu da bu sefer oradaydı ve tekrar çifte yardım ettiler. hatta aradan geçen zamanda bir felaket bile atlatmıştı aile. bölgedeki insanlar ortak çalışarak birbirlerine yardım ederek toparlanmaya çalışıyordu.

ilk izlenim olarak beğendiğim bir program oldu. gerçi ben zaten bu kanalın abonesiyim reklamlarını bile izliyorum çünkü çok uzun değiller. tavsiye edilir iyi okumalar ve iyi seyirler.
devamını gör...

günaydın sözlük

güzel sabahlar sözlük ahalisi.

kaç gündür radyo gariban kaldı. nerde bu cemaat.
devamını gör...

günaydın sözlük

güzel sabahlar sözlük.

sabahlar güzelse daha güzel olsun.
devamını gör...

babıls ile büklüm gemisi radyo yayını

teşekkürler. sohbet güzeldi.

burada olmanız dileğiyle her zaman.
devamını gör...

babıls ile büklüm gemisi radyo yayını

#3555555
girdiğin tanımın koduna bak. kirpi sayıların büyüsü vardır. neyse konumuz o değil.

iç dünyalar birbirine uyum sağlarsa haklısın uykular kaçar. çünkü şakalar bile aynı anda yapılmaya başlar.

yayını niye bitiriyorsun kardeşim. koltuğa ve mikrofona bağlamaya gelelim mi. glck. kirpicim ipin ucunu tut.
devamını gör...

babıls ile büklüm gemisi radyo yayını

ilk etapta dış görünüşe bakılsa da daha sonra sahip olduğu düşüncelerde belirleyici oluyor. eğer amaç sadece o gün yaşayıp atlamak değilse iç dünyalar da birbirine uyum sağlamalıdır.
devamını gör...

babıls ile büklüm gemisi radyo yayını

mantık evliliği çocuğu ile sevgi çocuğu arasındaki farkı düşünebilirsin.
devamını gör...

babıls ile büklüm gemisi radyo yayını

sevgi ile olan çocuk ile sevgi olmadan olan çocuklar arasında bile dağlar kadar fark olur.
devamını gör...

babıls ile büklüm gemisi radyo yayını

sözlül yazarlarının hepsinin aşık olması lazım onda çok zor. glck.

ekleme: seviyorum öyleyse varım da diyebiliriz.
devamını gör...

babıls ile büklüm gemisi radyo yayını

sevgi bulaşıcıdır mı diyor yani. kalpten akciğere oradan mideye ve karaciğere ne duygu varsa hepsini alıp sevgi ile mi süslüyor.
devamını gör...

babıls ile büklüm gemisi radyo yayını

saçmalamak doğal çekimle gelen resim gibidir. saçmalarsın ve düşününce o en mantıklı şeyden daha mantıklı gelir.
devamını gör...

babıls ile büklüm gemisi radyo yayını

saçmalamak güzeldir.

sevgi saçmalamaktır.
devamını gör...

babıls ile büklüm gemisi radyo yayını

sevgi felsefesi yapıyoruz demek. neresinden tutuyoruz.
devamını gör...

babıls ile büklüm gemisi radyo yayını

iyi yayınlar.
bu kadar erken yayın olacağını beklemiyor insan. bir şaşırdım.
devamını gör...

bildirim alma meraklısı olanlara tavsiye

kendi fikrinizi değil ortamın fikrini benimserseniz bildirim çanı patlar. kıpıs.

ekleme: nereden biliyorsun diye sormayın. glck.
devamını gör...

the bourne supremacy

orijinal adı ile the bourne supremacy.

2004 yapımı aksiyon/gerilim türündeki filmin yönetmenliğini ise paul greengrass yapmıştır.

jason bourne izlemesi oldukça güzel bir seri ancak nedense hepsini bir seferde izleyip hakim olamadım bir türlü seriye. hep bir önünü bir arkasını bir ortasını izliyorum. özellikle matt damon ile olan seriyi bir çok kez izledim ve hiç pişman olmadım ama nedense baştan sona izleme konusunda pek kendime bir zorlama ya da imkan sağlamadım. zaten bu seri de öyle çok sevilen peşinde çok koşulan bir seri değil fakat kendi açımdan bakınca oldukça iyi benim için.

jason bourne hikayesinin devamı ya da ortası hiç hangi kısım acaba diyerek izlemedim zaten filmin içinde de çok anlaşılmıyor ama düz mantık bakarsan ilk macera değil bu belki son kısımdır. kahramanımız peşinde olanlardan kurtulup bir kızı bulmaya gider ama orada onu bulurlar ve kovalamaca başlayınca jason bourne zekasını görüyoruz kaçış zekası çok gelişmiş adamın. araba sahnelerinde arabası çok iyi olmamasına rağmen çok güzel peşinde olan ajanı bertaraf ediyor. yaralı olmasına rağmen yaptığı işleri görmek çok zevkli film olduğunu biliyorum ama sahneler çok etkileyici geliyor izlerken. hikaye aradığı kızı bulması ile bitiyor ama bitti mi acaba diye düşündürmedi değil.
bu hikayeyi bir ara sıfırdan temiz kafa ile izleme imkanı sağlayacağım kendime çünkü her izlediğimde sadece o filmi izliyorum ötesini berisini pek umursamadan izledim. matt damon olmadığı jason bourne hikayesi de var onları da içine katarak bakacağım bir ara. size de hikayeye hakim olma açısından hepsini izlemenizi tavsiye ediyorum. iyi seyirler.
devamını gör...

self/less

türkçe adı ile ölümsüzlük oyunu.

2015 yapımı bilim kurgu/gerilim türündeki filmin yönetmenliğini ise tarsem singh yapmıştır.

filmin fikrini çok beğendim ve böyle şeylerin olabileceği üzerine düşünmek bile insanı çok düşündürüyor. tabii imkansız lakin ne kadar imkansız onu bilmek zor.

duygusal yönüyle oldukça ağır bir film. adamın her şeye rağmen bedenin gerçek sahibine hayatını teslim etmesi kolay bir durum değil yani insanı değerler açısından ne kadar güzel gözükse de kendimizi onun yerine koyduğumuzda kararım zorluğunu anlayabiliyoruz. bilim kurguyu bu sebepten seviyorum insana olmadık sorunlar ve olmadık problemler üzerinden etik sorgulatabiliyor. bir çok şeyi sorgulatıyor ama bu filmde bu var en azından ve bunu bize öyle ağır sorgulatıyor ki ben olsam yapabilir miydim sorusunu sertçe sorduruyor.

kahramanımızın kandırılması bir kenara yine paraya ihtiyacı olan insanların kötü emellere alet edilmesi de filmin bilim kurgu dışında etiğe olan vurgusu ortaya çıkıyor.

belki herkesin beğenmeyeceği bir film ama ben çok beğendim ve eminim ilerde bir çok kez izleyeceğim ve izlediğim her seferde de pişman olmayacağım.
ryan reynolds izlemeyi ayrı seviyorum. onu gördüğümde kötü film izlemeyeceğim hissi geliyor ve yanılmadığım her seferde de bu katlanarak gidiyor. size de tavsiye ederim bu adamın filmlerini açın izleyin çok az pişman olursunuz. iyi seyirler.
devamını gör...

out for justice

türkçe adı ile intikam yemini.

1991 yapımı aksiyon/gerilim türündeki filmin yönetmenliğini ise john flynn yapmıştır.

film her zamanki senaryolardan birini bize izletiyor, kendisine yapılan yanlışa karşı gidip herkesi kesip biçmesi üzerinde duruyor genel olarak. bir yerden sonra herkes çekirdek misali ölmeye başlıyor. özellikle bu filmlerde kötüler başta ölümsüz gösterilmeye çalışılır ve sonrasında çekirdekten daha kolay dökülmeye başlarlar. bir sahnede başrol gidip bir mekanı basıyor herkesi öldürdükten sonra bir adam ile teke tek dövüşmek istiyor ve silahları yere atıp adamı alıp mekanda sağa sola fırlatıyor. güldür güldür'de tarkan filmine gönderme yapılan skeçler vardır aynı onun gibi mekanda her tarafı yıkmadan öldürmüyor adamı. kırmadık bir şey bırakmıyorlar çok ilginç bir şekilde. bazı filmleri bu gözle izliyorum gerçekten intikam alıyor tamam ama ben o filme komedi gözüyle bakmaya başladıktan sonra geçmiş olsun, gözüme her şey komik gelmeye başlıyor.
eski film olduğu için çok gömmek istemiyorum fakat yerli film olsa yerden yere vururdum kesin. gerçi yerden yere vurmuş olabilirim sadece yermeye doymadım sanırım. neyse izleyenler anlamıştır ne demek istediğimi izlemeyenler de uzak dursun işte söylemeye gerek var mı. bom boş film.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim