miag - tüm tanımları (4. sayfa)
1.
we need to talk about kevin
çocuk sahibi olmak isteyenlerin, hamilelerin uzak durması gereken sert film.
devamını gör...
2.
çocukluk fotoğrafları
çekildiği anda o anın büyüsünün farkında olmadığımızı hatırlarmakla görevli fotoğraflardır. o gün alelade birşeydi belki ama şimdi bize neleri unuttuğumuzu, neleri öğrendiğimizi, nasıl değişimler olmuşu gösterir.
devamını gör...
5.
ripley
görüntü yönetmenini ayakta alkışladığım dizi. harikulade, tablo gibi kadrajlara sahip dizi. müthiş kontrastlı siyah beyaz filmin ışık gölge dengesinin verdiği hazla görüntü yönetmeninin caravaggio tablolarına bakarken aldığı hazla aunı olduğunu söyleyebilirim çünkü yaşadığını bize güzelcene aktarmış, helal olsun be dedirtmiştir.
öte yandan daha önce fleabag, sherlock holmes gibi yapımlarda sevdiğim andrew reyiz yine güzel iş çıkarmıştır. 8/10
öte yandan daha önce fleabag, sherlock holmes gibi yapımlarda sevdiğim andrew reyiz yine güzel iş çıkarmıştır. 8/10
devamını gör...
6.
the banshees of inisherin
22 yıllık dostumla temelli kırgınlığımızın üzerine izleyince bana çok koyan film. hislerimi film yapmışlar adeta. üstüne de oscar adaylığı filan.
spoyler
hani colm doherty dostluğunu kestiği pádraic súilleabháin'a 50 yıl sonra unutulacak olduğunu, hatırlanmak üzere mozartı örnek verdiği sahne var ya, işte orda o bencil colm'a ağız dolusu sövdüm. neydi abi seni neydi seni sayan seven adamın yüreğine sığamamazlık neydi? neydi o ben unutulmak istemiyorum kibri? aşağılık kompleksinin kolaya kaçan tezahürü işte.
spoyler
hani colm doherty dostluğunu kestiği pádraic súilleabháin'a 50 yıl sonra unutulacak olduğunu, hatırlanmak üzere mozartı örnek verdiği sahne var ya, işte orda o bencil colm'a ağız dolusu sövdüm. neydi abi seni neydi seni sayan seven adamın yüreğine sığamamazlık neydi? neydi o ben unutulmak istemiyorum kibri? aşağılık kompleksinin kolaya kaçan tezahürü işte.
devamını gör...
7.
kız düşürmek için şiir kitabıyla dolaşan erkek
karakterine güvenmeyen kolpacıdır.
devamını gör...
8.
gün olur asra bedel
kırgızistanın yaşar kemali cengiz aytmatovun harika kitabı. bozkırı öyle güzel tasvir ediyor ki ayazıyla donuyorsun, güneşiyle yanıyorsun. muhayyilemde harikulade resimler çizdirmiştir.
devamını gör...
16.
geniş aile
çapsız ulvi gibi özgün karakteri başka bir yerde bulamayacağınız dizi.
devamını gör...
17.
yazmak bile istememek
sürekli acıtan olaylar silsilesi akabinde anlatılası hiç güzel şey kalmayışın verdiği kaleme küsme hali...
hiç olmasa içimi dökerdim saklı defterime. (o zamanlar var olan) ümitlerimi anlatırdım. şimdilerde ne düş, ne hayal, ne ümit... tükenmişliğin yorgunluğunu ağır bir yorgan gibi üzerime çekip irkilerek kalkıyorum karanlığa. huzursuzluk tuz basılmış yara gibi sürekli hatırlatıyor kendini. dinginliği özlüyorum.
hiç olmasa içimi dökerdim saklı defterime. (o zamanlar var olan) ümitlerimi anlatırdım. şimdilerde ne düş, ne hayal, ne ümit... tükenmişliğin yorgunluğunu ağır bir yorgan gibi üzerime çekip irkilerek kalkıyorum karanlığa. huzursuzluk tuz basılmış yara gibi sürekli hatırlatıyor kendini. dinginliği özlüyorum.
devamını gör...
20.
one day
spoylerli yazdım. sonra saydırman bana guzum.
demincek bitirdiğim dizi. senaryosu çok hoşuma gitti ki kitaptan uyarlama imiş. oyunculuklar göze batmıyor ama sayın prodüksiyon ne iş yaptınız abi dizinin ilk bölümü ile final bölümü arası ~15 sene var. sadece etraf değişmesin, oyunculara da yıllar azıcık sirayet etsin be adam. aynı saç, sinek kaydı tıraş, sıfır yağ bedenli jönümüzün yanı sıra saçı uzamayan, ağırmayan ve asla kırışıklıkları artmaya hanfendiler filan. kıyafete göre yaş tayin edilmez. azıcık içimde yılların yorgunluğu var hissini yüzlere de veriver be. tek eleştirim bu kadardır.
öte yandan tahmin edilebilir olayların içerdiği hikayede * kendimden bir sürü şeyler buldum. pişmanlıklarım, 20li yaşlar özlemi, o yaşların artık sadece hatıra olan coşkusu, ilişkilerdeki devamsızlık, geleceğime dair belirsizlikliğin verdiği endişe, kararsızlık krampları ... neler neler.
uzun lafın kısası 7/10.
eyyorlamam bu kadar.
demincek bitirdiğim dizi. senaryosu çok hoşuma gitti ki kitaptan uyarlama imiş. oyunculuklar göze batmıyor ama sayın prodüksiyon ne iş yaptınız abi dizinin ilk bölümü ile final bölümü arası ~15 sene var. sadece etraf değişmesin, oyunculara da yıllar azıcık sirayet etsin be adam. aynı saç, sinek kaydı tıraş, sıfır yağ bedenli jönümüzün yanı sıra saçı uzamayan, ağırmayan ve asla kırışıklıkları artmaya hanfendiler filan. kıyafete göre yaş tayin edilmez. azıcık içimde yılların yorgunluğu var hissini yüzlere de veriver be. tek eleştirim bu kadardır.
öte yandan tahmin edilebilir olayların içerdiği hikayede * kendimden bir sürü şeyler buldum. pişmanlıklarım, 20li yaşlar özlemi, o yaşların artık sadece hatıra olan coşkusu, ilişkilerdeki devamsızlık, geleceğime dair belirsizlikliğin verdiği endişe, kararsızlık krampları ... neler neler.
uzun lafın kısası 7/10.
eyyorlamam bu kadar.
devamını gör...