ayan beyan ortada olan bir gerçektir. ben daha çok sağlık sorunları sebebiyle çocuk sahibi olamadım ama makro düzeyde düşününce ilk sebep gelecek kaygısı diye düşünüyorum. gelecek kaygısı olmasaydı da çocuk sahibi olmamayı tercih edecek çok insan var bu arada bence. çünkü ebeveyn olmanın çok farklı alternatifleri var artık. ebeveyn olma duygusunu farklı şekilde tatmin edebiliyor insanlar. akla ilk gören örnek tabii ki evcil hayvanlar.
tükenmiştir. kendimden yola çıkarak yorumladım. bütün hafta kafa patlattım akşamları eve baş ağrısıyla döndüm. bugün evdeyim yatayım dinleneyim derken deprem olunca huzursuz oldum kalktım biraz oyalanacak bir şeyler yapayım dedim. özellikle ev işi gibi işler yaparken susmayan bir iç sese sahibim maalesef. kendimi dinlememek için podcast açtım. bi iki dinledim. daha belki 10 15 dk olmuşken ya sen ne anlatıyosun acaba diye bi hışım kapattım. tahammülsüzlüğü bünyeden atmanın çeşitli yolları var tabii. yok demiyorum da bulmak lazım. aramaya da tahammülüm kalmamış.
üzerine çok düşünce gerçekten hayatınızı kabusa çevirebilecek güçtedir. çok canım yandı bu sebeple. özellikle iş hayatında. özel/sosyal hayatında biraz daha iyi tanınıyorsun o yüzden çok fazla yanlış anlaşılma durumu olmuyor. ama çalışma ortamında sizi pek iyi tanımadıkları için yanlış anlaşılmalar daha çok oluyor. işte tam da bu sebeple yazdığınız bir maili göndermeden önce 38 kere okuma ihtiyacı hissediyorsunuz.
ağırlıklı olarak mühendislerin çalıştığı bir firmada çalışıyorum. 1 mayıs sebebiyle şirket vatsap gruplarında çok otantik mesajlara maruz kaldım dün. kendisi de mühendis olan iş verenimiz "arkadaşlar biz bu bayramı hak ettik hepimize kutlu olsun" dedi mesela. mühendislerin böyle duygusal olduğunu bilmiyordum şahsen.
okuru rahatsız edecek konulara girmekten çekinmeyen yazar. bazen bile isteye rahatsız edici temalar seçiyor olabilir mi diye düşünüyorum. mesela ben misafiri okurken yer yer çok rahatsız oldum. bu bazen hikayeden kopmama bile sebep oldu ama nermin hanımcım satır aralarını çok güzel doldurduğu için başladığım hiçbir kitabını yarım bırakmadım şimdiye kadar.
bazı bölümleri sıkıcı denebilecek kadar durağan olsa da total değerlendirmede başarılı bir dizidir. bazı diyaloglar gülümsetir bazı diyaloglar gözlerinizi yaşartır. her bölüm farklı bir hissiyata girersiniz izlerken. finalini gereksiz duygusal bulanlar olmuş ama bana kalırsa tadında bir finaldi.
playlistten çıkarılması gereken, radyolarda çalınması yasaklanası şarkılardır. malesef ankete katkı sağlayamıyorum zira hatırladığım tek eski sevgilim şimdiki eşim asdfg.
ilk defa kumar oynamış da ufak ufak kazanmaya başlamışsın gibi. daha fazlasını deli gibi istiyor olsan da daha fazlası bundan daha güzel olmayacak onu da biliyorsun.
kar yağar kar üstüne'yi dinledikten sonra sevdiğiniz her şarkıyı/türküyü dil tengi yorumuyla dinlemek istiyorsunuz. tertemiz bir ses tertemiz bir yorum.
can sıkıntısı bastırdığında yapılacaklar tükenince çare gibi görünendir.
2007 yılından beri çeşitli sözlüklerde yazarım. ne kadar uzun süre sonra dönersem o kadar saçma geliyor sözlük yazarlığı. ama ne hikmetse yine de buralarda buluyorum kendimi.
evlendiğimiz ilk zamanlarda kayınvalidem görümcemi eleştiriyordu ne gerek var çift soyadına diye. ben de saf saf dinliyorum. meğerse bana gönderme yapıyormuş sonradan anladımdı.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.