olasılıksız yazar profili

kader konusu bin yılların insanlık adına en kritik konularından birisidir, eski yunan'dan rönesana dönemin düşünürlerine kadar tüm dünya insanlığı bu konuya kafa yormuştur ki neden cevap verebilmek esasında çok mümkün değildir.

konuyla ilgili yazılmış mukadderat ve icabat kitabi mukadderat ve icabat konuya bu açıdan ilginç bir yaklaşım sunar.

genel görüşün aksine kaderin hem var hem de yok olduğunu savunan bir bakış açısına sahiptir ki konuyu şöyle özetler: varlığın nihai hedefi olan kamil insana dönüşmek varlık için mukadderdir yani nihai hedeftir fakat bu nihai hedefe ulaşmak için geçilecek tüm yolların seçimleri varlığın kendisine aittir ve de ömrünü geçirirken vereceği tüm kararlar dünyadaki bedenine bağlı kısıtlı bilinci ve özgür iradesi ile vereceği kararlara göre şekillenecektir. o sebeple de kader statik değil akışkan bir yapıya sahiptir ve de madde evreninde deneyimlerine devam eden tüm varlıklar için bu şekilde ilerler...

bir de konunun karmik boyutu var ki ona bu yazıda değinmeyeceğim..

vahdeti vücut *yaklaşımı ile evrene yaklaşırsanız mantıklı bir paradokstur ve de büyük patlama ile meydana gelmiş evrenin sonunun olması da bu anlamda zaruridir ve de bitmesi gerekir.
fakat yaratıcının yaratılandan bağımsız olduğu ve de yaratıcı olanın * olanın yaratılandan bağımsız olduğu fikrine biraz kendimizi adapte edebilirsek evrenler üstü bir yaratımda ölüm kavramının biz yaratılan varlıklar için geçerli ve de uygulanabilir olduğunu biraz sezinleyebiliriz..
gelişerek ve de anlamlandırarak ilerleyebilmemiz ümidi ile..

6 haziran 2023 itibariyle türkiye genelinde ortalama kiraların 8-10 bin tl civarında olduğu bir ortamda insanların bu tür bir alternatifi sorgulama şansı maalesef kalmamıştır..
elden geldiğince tüm ülke batmış titanik'ten suya dökülen insanlar gibi kafalarını suyun üzerinde tutmaya çalışıyor, ötesi şu anda görünmüyor..

neden bilmiyorum ama zihnim takılı kaldı aynı noktaya, hala olmayacak acabalar peşinde koşan duygu durumunu dengeleyemen bir mantık merkezi.

başta olmaz olmamalı diyen bendim halbuki neden hala olmayacak olanın peşinden ısrarla koşuyor zihnim onu çözemiyorum. işin ilginç tarafı ise algımı dağıtmak için yeni birileri ile tanışmaya çalıştığımda ise anlamsız bir karşılaştırma durumuna giriyorum zihnim ve de kendimi izmir'de buluyorum tekrar ve tekrar..

umuyorum ümit ettiğin gibi hayatına ilerleyebilirsin, bana tekrar hissetmeyi öğrettiğin için teşekkür ederim..

olmuyor maalesef, eğer bu sarmala girdiyseniz ilişki her şekilde çıkmaza giriyor. biriniz affetmeye çabalasanız diğer tarafın içi içini yiyecek ve de ya affedemeyecek ya da o da kendini daha iyi hissetmek için aldatmaya çalışacak. sonra diğer taraf bunu fark edince ilişkiniz daha da büyük sarmalara girecek. o noktadan itibaren artık ilişkinizdeki saygı unsuru da yok olacağı için sadece alışkanlık sebebiyle o durumdaki bir ilişkiye tutunmayın.
ayrılık zor görünüyor olsa da kendinize eziyet etmeyin..

mesafeler dolayısı ile gelen mecburi ayrılık ...

28 mayıs 2023 tarihinde hindistan'da tartıştığı kız arkadaşını 40 yerinden bıçaklayan sonra bununla da yetinmeyip kafasını taşla ezen bir ruh hastasını barındıran olaydır.
işin daha da trajik yanı video görüntülerine göre o esnada yanından geçen insanlar sanki iki insan sözlü tartışma yapıyormuş gibi anlamsızca bakışlar atarak geçip gitmektedir..
hayatın zorluğu ve acımasızlığının bu kadar sert olduğu bir dünyada daha neler görmeye devam edeceğz..

olayı içeren video görüntüsü

bunu değerlendiren kadınların bulunduğu yaş grubu sosyoekonomik seviye ve hatta çevresel faktörlere dahi bağlı olan olgu..
20'lerinin içindeki bir kadının yapacağı değerlendirme ile aynı kadının 30 hatta 40 yaş versiyonları için bambaşka olabilir ..
efendilik olarak sessiz sakin ve de kendi halinde diye bir algı oluşuyorsa zihinlerde evet kadınlar durağan profillerden hoşlanmaz, anlamak, bilmeye çalışma, keşfetmek ve arada farklılıklar iniş çıkışlar görmek ister. fakat bu iniş çıkışlar belli seviyelerde kalmalı abartı olursa (bkz: piç erkek durumu) o zamanda uzak durmaya çalışırlar...

o sebeple beyler kendinizi geliştirin ve çok yönlü olarak yaşamanızı idame ettirin...

ısrarla direniyoruz, öğrenmemek, ders almamak, sorgulamamak ve de eşit şekilde paylaşmamak için..
ve de hep beraber yaşayacağız öğrenmeden yaşamayı, ders almadan tekrar aynı hataları yapmayı, sorgulamadan insanların yaptığı yolsuzluklara sessizce isyan etmeyi ve de adaletsizce dağılan ülkenin zenginliklerini..

ta ki öğrenene kadar..

insanların beyinleri ile düşünebileceği günlerin gelmesi ümidi ile..
yanlış bilgi

iyilik & kötülük dualitesi neredeyse insanın düşünen bir varlık olarak dünya üzerine var olmasından beri tartışılan bir konu. iyi - kötü, melek - şeytan, ying - yang hepsi benzer altyapıya dayanan anlatımlar..
genelde iyi olmayı tersi ile anlatmak daha kolay geliyor çünkü kötü olmayan iyidir yaklaşımı iyiliğin kapsamını belirtmek için daha kullanışlı.
işin zor tarafı ise kötü kavramı da dünya üzerinde yaşadığınız döneme, bulunduğunuz coğrafyaya göre değişebilen bir kavram.

aşağıdaki görseldeki örnek durumu özetlemek için kullanılabilir..


prehistorik dönemde yaşayan bu mağara adamının kadını saçından tutup sürükleyerek götürmesi belki o dönemdeki insanlık için doğal ve kötü sayılmayan bir olgu iken bugün bu hareket insan haklarına aykırı ve çok kötü bir ifade biçimi..

bu noktadan hareketle iyi olabilmek için gösterilen çabalar dönemsel farklıklar içermektedir ve insanın ruhsal ve tarihsel gelişimini de ortaya koymaktadır...

varlıksal olarak beşer insanı ortalama 20bin yıldır dünya üzerinde deneyimler yaşarken madde dünyasındaki öğrendikleri ve deneyimledikleri ile iyilik tanımını da bu süreç içinde geliştirmiştir ve vicdan (bkz: vicdan) etkisini daha da gelişmiş bir tesir seviyesine çıkarmıştır.

o sebeple bugün karşıdan karşıya geçerken bir insana yardım etmenin iyilik olduğunu düşünen beşer insanına karşı 500 yıl sonra yaşayacak varlıklar için bu davranış biçimi belki iyilik standartlarında bile sayılmayacaktır...

vicdanı gelişen insanoğlunun iyilik adına öğrenmesi gereken yegane konu ise elden geldiğince beklentisiz bir sevgi ve vicdan realitesine doğru kendisini geliştirebilmesidir..

bu değerleri öğrenebilmemiz ümidi ile..

insanların varlıklarını diğer bir insanın varlığı ile eşkoşma durumu. çok sevdiğimiz ve bağlandığımız insanlara karşı hissedilen yoğun özlem ve tekrar paylaşım yapamama duygusunun getirdiği yakıcı his.
bazı insanlar duygularını daha rahat dengeleyip bu yokluk durumuna karşı bir süre acıyı çekip sonra hayatlarına devam edebilirken kimisi bu durumda tüm hayat amaçlarını unutarak o noktada kilitlenip kalıyor ve ilerleme sağlayamıyor, bu durum kroniktir ve yardım alınması gereken bir durumdur..

esasında okuyabileceğin yeri biliyorum ve oraya yazarsam okuyacağını da biliyorum o sebeple de oraya yazamıyorum.
zordu haklısın ama alternatifi neydi ki , bu şekilde daha mı hayatımızı ileriye taşıyabiliyoruz senin deyiminle, ikimizde sudan çıkmış balık gibi şaşkın olduk kaldık ortada, ne ileri ne geri tam bir sıkışıklık hali..
umarım dilediğin ilerleme hissine kavuşabilirsin ve de olmasını umut ettiğin nihai hedefine bu hayatta kavuşabilme fırsatın olur..

nereden geçirdiğimizden ziyade nasıl geçirdiğimiz daha önemlidir, hepimiz dünyanın farklı yerlerinde deneyimler elde ediyoruz ve zorlanıyoruz fakat çoğu zaman herhangi bir ilerleme kaydedemeden yerimizde sayarak yılları heba ediyoruz..

open.spotify.com/track/5xk7...

vahiyleri ifade eden kişinin madde dünyasındaki zihin dünyası kelimeleri ifade ediş biçimini şekillendirir o sebeple genel bir ifade dahi kelimelere dökülürken doğru ifadeyi veremiyor olabilir..
burada ilginç olan ise kadınlara hiç mi vahiy ya da tebliğ gelmediği eğer geldi ise dinlenmedi mi ya da dinlendi ama dikkate mi alınmadı ..
tabi bu noktada o dönemin toplumunda kadınların toplum içindeki yerini de değerlendirip o şekilde yorum yapmak daha sağlıklı olacaktır..

duygularımızı harekete geçiren herhangi bir olgu bu etkiyi yaratabiliyor..
bazen dışarıda soğukta kalmış bir insan, bir savaşın içinden fotoğraf, birbirlerine saldıran insanlar ya da ansızın gelen bir ayrılık gibi örneklerle çoğaltılabilir..

düşündüm, düşündüm hatta öğleden sonra toplantılar bittikten sonra da bu konuyu düşünmeye devam ettim ve bulamadım..
bugün mutlu olabilecek bir neden bulamadım..
yoğun bir özlem hissi ile karışık karmaşık yarı hasta yarı yorgun bir gün oluyor..

o sebeple bu akşam anlamsız bir yazma ihtiyacı içindeyim, yazarak içimdeki mutsuzluk ve özlem hissini bastırmaya çalışıyorum sanırım ..

ah bu arada sanırım 500. sefer bu şarkıyım dinliyorum...
döneceksin diye söz ver..

göztepe istasyon caddesinin hemen sağ sokağının içindeki eski pastanede satılan alman pastası..

doğru kişi kavramı döneme, hayata bakış açınıza, bulunduğunuz yaş dönemine ve hatta edindiğiniz deneyimlerin üzerinizde bıraktığı etkilere kadar bir sürü etkene bağlı olarak değişkenlik gösterecektir..
insan 20'lerinde beraber eğlenip beraber zaman geçirip mutlu olduğu birisinin doğru kişi olduğunu düşünürken 30'larında bu hayatı benzer bakış açısı ile paylaşabilmeye evrilebilir..
o sebeple esasında doğru kişi kavramı da kendimiz kadar değişkenlik içerir..