kaderini kendin mi çizersin sorunsalı

kadere inanmak bir seçimdir fakat kader bir seçim değildir.
yattığın yerden hiçbi şey yapmadan "benim de kaderim buymuş" demek çok kolay ve zahmetsiz. genelde başarısız insanlar yapar bunu. çünkü zaten kıçlarını kaldıramadıkları için başarısızdırlar. suçlayacak birini arar ve bulamayınca kaderi suçlarlar. sonuçta kaderlerini kontrol edemediklerini, hayatın onlara belirli bi yol çizdiğini ve bundan dışarı çıkamayacaklarını savunurlar.

siz böyle olmayın. hayat cesurlara her zaman torpil geçer. elinizden geleni ardınıza koymayın ama kimsenin nasibinde de gözünüz olmasın. her şey yaratan'ın takdiri, bunu bilin. gerisi hallolur.

üşengecim çizemiyorum.

kendin çizebilseydin adı kader olmazdı diye düşünüldüğünde çözülen sorun.

sanılandan daha tesadüfen yaşıyoruz, insan durmaksızın arayışının içinde kendini bulduğu şeye ulaşınca bunun kader olduğuna, mucize olduğuna inanmak istiyor sadece çünkü o mutluluk, aidiyet hissi tesadüf olamayacak kadar güzel ve naif bir durumdur. bu özeldir, nadirdir ve bu kesinlikle kaderdir.

kendim hariç herkes çiziyor. bi ben çizemiyorum maalesef.

doğduğun ev kaderindir önermesi doğru kabul edilebilir. şöyle ki bireyin kendi seçimleri de etkilidir ancak hayat bir maratonsa ayni maratona biri sıfırdan birisi 100. metreden başlıyor ikisi de 100 m kostugunda sonuç aynı olmuyor haliyle işte bu yüzden doğduğun ev kaderini etkiliyor.

en ufak seçiminizde bile bizim elimizde olmayan sayısız değişken vardır. en önemlisi de kişiliğinizin hatrı sayılır bir kısmı çocukluğumuzda yaşadığımız elimizde olmayan olayların üzerimizde bıraktığı etkiler tarafından şekillenir. şu durumda kaderimizin elimizde olması mümkün müdür?

yaklaşık iki buçuk sene önce inadım inat geri adım atmam diyerek kendi ellerimle hayatıma şey yaptıktan sonra, kaderimi kendim çizdiğime karar verdiğim sorunsal.

aslında evet. ama kaderimiz başka insanlarla iç içe olduğu ve onlarda kendi kaderlerini çizdiği için. her şey tam istediğimiz gibi gitmiyor. sağa doğru giderken soldan tanıdık birini görmek gibi yani

kadere inanmak imanın şartlarından biridir. kader allah'ın yaşanmış yaşanan ve yaşanacak olan herşeyi bilmesidir. kader kavramını bu şekilde açarsak eğer değiştiremeyeceğimiz malumdur. zira allah yanılmaz.

kader diye bir şey yoktur.

valla ben çizsem eminim böyle olmazdı dediğim sorunsal.

coğrafya kaderdir, doğduğun ev kaderdir, ebeveynlerin kaderdir. bu üçünde şanslıysan evet gerisi kişinin kendisine kalmış.

öncelikle külli irade allahın evrende olup olacak tüm işlerden haberdar olması ve insanın müdahale edemediği doğum ölüm vs gibi etmenlerdir. (bkz: )her şeyin hazineleri sadece bizim katımızdadır ve biz oradan indirdiğimizi belirli bir ölçüye göre indiririz.” (hicr suresi, 21. ayet)
cüzi irade ise insana verilmiş olan düşünce ve akıl gücüyle kendi tercihlerini yapmasıdır. kişi kendi kaderine müdahale etmek istediği sürece ilahi iradenin kudretiyle bunu yapabilir. fakat şu bilinir ki önceden yazılmış kesin buyruklara müdahale yoktur.

lisede bi öğretmenimiz sürekli herşeye kader dememize kızıp
kader bi nehir gibidir akışına engel olamazsınız ama onu yönlendirebilirsiniz,demişti.
o zamanda beri her kader dediğim de aklıma gelir.
yani nehrin akışına engel olamazsınız ama denize mi bataklığa mı varacağını kendimiz belirleriz.

doğduğun coğrafya hatta ev senin yolunu çizmende etkileyici faktörlerdir deriz ama sanki öyle değil. misal ablam okumayı sevdi doktor oldu. ben yani kucağında büyüttüğü kardeşi aynı anadan babadan doğma kardeşi okumayı sevmedi, gezmek tozmak sosyalleşmek daha çok ön planda oldu. anam babam ona ayrı bana ayrı mı yaklaştı? sanmıyorum. aslında burda asıl soru kader deyince ne anladığımız ile ilgili olmalı.... doğduğun andan öleceğin ana kadar ki olacak tüm eylemler mi yoksa islami jargon da gerçekleşen takdir olunmuş eylemler mi?...

kaderimi t.c. çizmektedir.

- kadere inanır mısın neo?
- hayır.
- neden?
- hayatımı kotrol edememe fikrinden hoşlanmıyorum.
- ne demek istediğini kesinlikle anlıyorum. sana burda olma sebebini açıklayayım. burdasın çünkü bir şey biliyorsun. bildiğin şeyi açılayamıyorsun. fakat hissediyorsun. bütün hayatın boyunca hissettin. bir şeylerin yanlış olduğu hissi.. onun ne olduğunu bilmiyorsun, fakat beyninin içinde kıvrımlarına takılmış bir kıymık gibi seni çılgına çeviriyor. neden bahsettiğimi biliyor musun?
- matrix?
- onun ne olduğunu biliyor musun? matrix her yerdedir. bütün çevremizde, şimdi, tam bu odada. pencereden dışarı baktığında veya televizyonu açtığında onu görebilirsin. işe, kiliseye gittiğinde, vergilerini ödediğinde hissedebilirsin. seni gerçeğe kör etmek için gözlerine çekilmiş perdedir o.

bu sorunun tek bir cevabı vardır gençler;

başınıza gelecekleri seçemezsiniz, ama onlara nasıl reaksiyon gösterebileceğinizi seçebilirsiniz.

yani inisiyatif kullanabilirsiniz.

kendim çizdim ama tanrı silgiyi saklamış beğenmedim silemiyorum