pas de sens yazar profili

pas de sens kapak fotoğrafı
pas de sens profil fotoğrafı
rozet
karma: 1625 tanım: 80 başlık: 0 takipçi: 28

son tanımları


kadınları itici yapan detaylar

kolay manipüle edilebiliyor oluşu. insan yerine koyup uzun bir şekilde zaman ayırarak bir şeyi anlatıyorsunuz, anlattığınız sırada her şeyi kabul ediyor, anlıyor, karşıt söylemlerine de yanıt alıyor ve artık o konu kapandı zannediyorsunuz. sonrasında laf olsun diye konuşan arkadaşları tarafından dolduruşa getirilip, kapandı sanılan konu tekrar açılıyor. yeni bir girdi olsa tekrar açılmasında bir sorun görmüyorum ama eski verdiğim cevaplar zaten o yeni diye anılan şeyi de gayet açıklayan bir yerde.

uzun lafın kısası kendi görüşü olmayan, bir tavrı prensibi duruşu bulunmayan ve rüzgara göre karar değiştirip başkalarının fikirlerine aşırı önem veren birisi (kadın olmak zorunda değil bu arada ama başlık öyle) aşırı itici.

yine aynı minvalde bir tartışma konusunda gereken cevabı veriyorsunuz ve kapanıyor. çoook sonradan o konu açılıyor ve siz hatırlamadığınız ve olayın esasında sizin suçlu olmadığınız o kilit noktayı tekrar söyleyemediğiniz için suçlu durumuna düşüyorsunuz. mesela zamanında karşıdan gelen bir kadının göğüs kısmında bir dövme dikkatimi çekti toplasan 3 saniye baktım. işte niye baktın tartışması döndü, memesine baktın denildi diyelim. o an dövmenin ne olduğunu merak edip 3 saniye ona baktım, dövmede de şu vardı diye açıklama yapıyorsunuz. evet gerçekten dövme öyle, memeye bakan kişi o dövmedekini anlayamaz o kadar kısa sürede diye son karar olarak suçsuz olduğunuz bulunuyor diyelim. 6 ay sonra bu konu açıldığında biz gariban erkekler o kurtulma kısmını hatırlayamadığımız için ağzımıza sıçılabiliyor. öyle durumlarda eminim iyi bir cevabım vardır, o zaman söylemişimdir yoksa o konu kapanmazdı şu an hatırlamıyorum diyip geçiyorum. daha iyi bir tavsiye, böylelerinden uzak durmak.
devamını gör...

çok iyi vücut yapınca kadınların bakışlarının değişmesi

bu sadece vücut için de geçerli değil, herhangi bir şeyde çok iyi olan bir insan ister istemez bir kendine saygı, öz güven geliştiriyor. bunun sonucu olarak da hal ve hareketleri, konuşması, ortama uyum sağlama, yürürken kafası yerde gezmek yerine dik bir şekilde etrafının farkında olarak yürüme gibi pek çok şey yapıyor. belki de bakışların değişme sebebi sadece vücut değil, kendinize gelen güvenle beraber etrafa bakabilmenizdir kim bilir?
devamını gör...

platonik aşk

platonik aşk, adı üstünde filozof olan platon'dan gelir. platon'un felsefesinde varlığa gelen her şey idealar aleminden pay alır ve bu payı oranında o şey güzele, iyiye , hakikate yakındır. örneğin tamamen pürüzsüz ve mükemmel bir daire hayal edebiliriz ancak gerçekte ne kadar pürüzsüz yapmaya çabalasak bile, sonsuz açılı bir daire yapmak mümkün değildir mutlaka mikro düzeyde bile olsa pürüzler olur. platonik aşk ise, aşık olan kişiyi gerçekte olmadığı şekilde zihnimizde aşırı derecede idealleştirmeye vurgu yapar. yani beğendiğimiz bedene gerçekte asla öyle biri olmamasına rağmen her türlü güzelliği atfeder ve sonra aşık oluruz. ciddi anlamda platonik aşık bir kişi, olur da aşkı ortaya çıkar ve karşılık bulursa çok sandığı gibi mükemmel bir ilişki yaşamayacaktır ya da bu kısa bir süreliğine illüzyon geçene kadar sürecektir.

bu illa bir insana aşık olmakla da ilgili değil, çok arzuladığınız bir eşyayı sonrasında ona sahip olduğunuz bir anı düşünün. ergenlikte o uğruna öldüğünüz telefon iki ay sonra normal bir şeye dönüşmüştür. oysa ona sahip olmadan önce kafanızda kura kura o telefonu tek hayat amacınız ve her şeyin çözümü olarak görüyordunuz. uzun lafın kısası platonik aşk çocukluk etmektir, kendini kandırmaktır. yapılmamalıdır.
devamını gör...

chatgpt

#3644894

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kim ne derse desin iyi yağ çekiyor, parasını hak ediyor ahahaaa.
devamını gör...

ilişkilerden edinilen tecrübe

birbirlerine nefes alma alanı tanımayan hiçbir ilişki uzun süreli olmuyor maalesef. her anı beraber yaşamak zorunda değilsiniz, tüm etkinlikleri yan yana yapmak, onun attığı her adımı bilmek gibi bir yükümlülüğünüz yok. bırakın kendi başına geçireceği bir vakti olsun, sizle gerçekleştirmediği hobileri olsun. böylece konuşabilecek bir şeyiniz olsun. öteki türlü yapışık ikiz gibi gezmeyi gerçek sevmek sananlar, bir sene geçmeden sıkılıp başka zevkler arayışına giriyorlar çok yanlış.
devamını gör...

saklama kaplarına zaafı olan erkek

büyük ihtimalle spor yapan erkektir. kendi yemeğini taşımanın ağırlığını bilemezsiniz, dışarda sağlığa zararsız herhangi bir yiyecek yok gibi bir şeydir. allah'ın tavuk pilavını bile beceremezler yağ içinde yaparlar. ek olarak bir de cam saklama kaplarına zaafı varsa daha da iyidir.
devamını gör...

erkeklerin genel olarak iletişim özürlü olması

tam tersi erkeklerin isteklerini direkt olarak dile getirme konusunda daha iyi olduğunu düşünüyorum. iskender yemek isteyen biri varsa eğer bunu doğrudan söylüyor. bu kişi kadınsa eğer öncesinde aç olup olunmadığını sorguluyor. sonra ne yesek diye bir tartışma döndürüyor. bu olaylar esnasında eğer onun iskender yemek istediğini anlamadıysan trip yiyorsun, sonra anlayıp aaa bunu mu demek istiyordun tamam hadi yiyelim dediğinde de artık geçti gibi salakça cevaplar alabiliyorsun. tabi her kadın öyle değil ancak genel olarak iletişimde bir karşıdan direkt anlaşılma beklentisi içerisinde oluyorlar nedense. erkek öyle değil belki süslü kelimelerle meramını dile getiremiyor olabilir ancak ne istediğini anlamama gibi bir şey pek söz konusu olmuyor.
devamını gör...

güvenmek

bu güven mevzusunu tek başına koca bir kalıp gibi almamak gerekiyor. mesela ben arkadaşlarıma güvenirim, severim sayarım ancak finansal bir konuda akıl alacaksam onların sözlerine zerre itibar etmem. bu onlara güvenmediğim ya da sevmediğim anlamına gelmiyor. mesela bir arkadaşım var kesinlikle elinde olan bir şey değil, herhangi bir sır verildiğinde tamamını söylemese bile bir kısmını dolaylı yoldan anlatmadan rahat edemiyor. ben bu kişinin kötü niyetli olmadığını biliyorum ancak saklanması gereken bir şey olduğunda ona asla söylemem. aynı kişi borç konusunda aşırı sadıktır ya da bir yerde buluşacağımızda çok dakiktir, 5-10 dakika erken gelir geç kalmamak adına o konuda güvenirim.

demek istediğim kimse her yönden tamamlanmış ulvi bir varlık değil, kişileri tanıyıp hangi alanları güçlü anlamak gerekiyor, bu bir kere çözüldüğünde herkese güvenebiliyorsunuz tabi kendi alanlarına sadık kalarak.
devamını gör...

trip atan kadın

seven kadındır çünkü bir kadın susuyorsa işte o zaman sjdasdja şaka şaka. insanın sevdiğine nazı geçer orasını anlıyorum ancak iletişimin temellerinden yoksun oluşunu, bu tarz triplerle kapatmaya çalışıyorsa kaçılması gereken kadındır hatta bireydir çünkü trip kadınlara has bir şey değil. erkeklerde de epey görüyorum herif bana sevgilisi gibi trip atabiliyor.
devamını gör...

analitik söylemleri vajina avcılığıyla itham eden ezik

ben bizzat akademinin içerisinde kendi alanım hakkında rahatça konuşamamışken (bu salak da sürekli iş konuşuyor diye dışlandım .s.s), bir kafe köşesinde bulduğunuz birkaç kişiyle derin muhabbetler çevirmeye çalışmak ve karşıdakiler ilgilenmediği halde konuyu sürekli oralara taşımaya çabalamak direkt kadınlar için olmasa da kişinin bir şey kanıtlama peşinde olduğunu gösterir. karşı cins avcılığı için bu tarz şeylerle ilgilenen insanları ayıklamak için, bu tarz konularda bilgi sahibi olmanız yeterli. çünkü kimse birini etkilemek için zizek okumaz, postmodernizmin derinliklerine dalıp derrida'nın öldürücü anlaşılmazlığıyla boğulmaz. bu niyette biri büyük bir ihtimalle yüzeyseldir, biraz deşildiğinde direkt kendisini ele verir ve çirkefleşmeye başlar. hakikati arayan, karşıdakine fikirlerini dayatma ve kabullendirme amacı gütmez ancak bir şey kanıtlamaya çalışan yırtınır. sadece buradan bile birinin niyeti kolayca açığa çıkar.

çok az bir kesim büyük bir samimiyetle entelektüel konulara ilgilidir hatta biraz zorlarsak, her canlının amacı hayatta kalmak ve çoğalmaksa, aslında bu az kesimin de dolaylı bile olsa gerçek gayesi budur denilebilir. güzel bir tartışma konusu.

son olarak başlık aşırı kötü ama konu sardığı için yazma gereği hissettim. analitik söylem ne? asdaseaw
devamını gör...

yalnızlığını bir görselle özetle

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yazma diyince yazmayan erkek

genelde yazma dedikten sonra engelleniyorsunuz ancak yazma dediği için yazmayan erkek bu gerçeği hiçbir zaman öğrenemiyor. sonradan engelleyen kişi merak edip size "bir şey yazdıysan görmedim engelliydin" gibi saçma bir mesaj atınca ayıkıyorsunuz. bence yazma dedirtecek konuma bile gelinmemesi gerekiyor ben şimdiye kadar iki kere yaşadım bu durumu, birincide tahminimce ciddi düşündüğü birinin yanına giderken ansızın benden mesaj gelmesini istemediği için birisi böyle bir istekte bulunmuştu. ikincisinde de bir konuda açıklamamı bile dinlemeden kadın düşmanı biri sanılmıştım.

bu tarz hızlı şeyleri seviyorum, vakit harcamaya değmeyen insanlar anında belli oluyor keşke hayatın her alanı böyle keskin işlese.
devamını gör...

saat takmayan erkek

etrafımdan biriyse hemen güzel bir saat alarak bu yanlıştan döndürdüğüm erkektir. bazıları gerçekten sevmiyor yapacak bir şey yok ama deneyeme değer.
devamını gör...

psikolog vs yapay zeka

dil modelleri her türden anlamı değiştiren, anlam içeren kelimeyi (ki bunlara yapay zeka terimi olarak token deniyor) bir vektörel tabanlı matrise sayı atayarak sıralayıp, başka kelimelerle anlam ilişkilerine göre bulut oluşturuyor. bazı not uygulamalarında ya da çok terim karmaşası olan işlerde kavram haritası diye adlandırılan sisteme benzer şekilde işliyor tek farkı matematiğe dökülmüş hali. girdi olarak yazdığınız şey aşırı derecede önemli. çünkü sizin girdileriniz önce tokenlara ayrılıyor ardından kendi veri bulutu içerisinde tekabül ettiği ve ilişkili gördüğü diğer tokenlarla eşleştiriliyor, en yüksek puanlı olanları ise sıralamaya başlıyor. böyle anlatınca hiçbir türlü zihne sahip olmayan boş bir iş gibi gelse de, bu sıralama ve tokenlar arası ilişkilere sayısal değer verme işini, bizim dünyamızda bizim konuşmalarımızda, bizim söylemlerimize bakarak yaptığı için gayet anlamlı ve yararlı işler çıkıyor.

tarihi bir şey sorduğunuzda eğer üslubunuz biraz kahve ağzıysa kendi kavram dünyasında bu tarz bir konuşmaya tekabül eden haritayı baz alıyor ve size kahve ağzıyla zamanında konuşulmuş ve belli bağlar kurulmuş tokenlardan bir cümle çıkartıyor. bir psikolog, verdiği hizmeti daha iyi hale getirebilmek ve gözünden bir şeyi kaçırmamak için bir dil modeli kullanabilir ve bu çok işe yarar ancak psikolog ihtiyacı olan alelade birinin dil modeli kullanması, nasıl konuşacağını ne isteyeceğini bilmemesi ve bir de üstüne üslubunda kanki gibi şeyler kullanıyorsa o dil modelinin size yararı psikolog gibi değil, internetin art deliğinde yapılmış forum yazışmalarından hallice öğütlerden öteye geçmeyecektir. haa ben iyi prompt yazarım, derdiğimi çok iyi anlatırım diyorsanız evet türkiye'de bulacağınız çoğu psikologdan çok daha iyi bir yardım alırsınız. bu da oldukça zor o yüzden bırakın işin profesyonelleri daha da kaliteli hizmet için kullansınlar.
devamını gör...

herkesin bildiği ama konuşulmayan şeyler

türkiye'de kazıklanmamak, aptal yerine konmamak için her şeyin uzmanı olmanız gerekir. bu da artık toplumca baya içselleştirilmiş olacak ki kimse de çıkıp ses etmiyor. ahlaksızlık diz boyu olduğu için her şeye önlemi sizin almanız gerekiyor.

pazardan meyve sebze mi aldın? pestisit nedir bileceksin, onun ölçümünü yapıp yenilebilir olup olmadığına bakacaksın. bakmazsan bolca zehir içeren yiyecekleri tüketmeye devam eder ve sonrasında benin niye böbrekler gitti ya da kanser oldum der, onu da kadere bağlarsın.

arabadan ses geliyor ve sanayi yolu mu göründü? bu sesin ne olduğunu az çok bilmeli ve motor indirmeye kalkan ustaya "şu sorun için ne motor inmesi şunu yapacaksın bitecek" diye bildiğini göstermen gerekir. zaten usta ağzını yoklar ne kadar bilgin var diye. bilmiyorsan bir ton para bayılır, küçük bir vida sıkılmasıyla uğurlanırsın.

araba mı alacaksın? tarafsız bir ekspertiz bulman gerekir çünkü artık arabanın ne sorunu var diye baktırmaya bile tanıdığa götürüp, ne kadar kusuru varsa saklıyorlar. sherlock olman lazım, şu vidada boya atması var demek ki bu vida açılmış diye çıkarımlar yapıp, satan kişinin sakladığı o kazayı bulabiliyor olman gerek.

evine parke mi yaptıracaksın? hemen araştırman ve işin nasıl olduğunu görmen, başka ağızlardan duyman gerekiyor. ilk ustayla konuşup onun işi yapmasını beklersen mutlaka bir yerde kazıklanacaksın. normalde iki parmak şilte atlıyorsa mesela parke altına sana ince olanı getirecek, maliyeti daha az amam senden iki parmaklık para alacak vs. aldığı malların fiyatını ve işçilik ücretini iyice sorman gerekiyor. söylediği malları bizzat kendin aratıp, piyasada ne kadar bakman falan gerekiyor. insan gibi kazıklanmadan bir hizmet almak öyle kolay değil.

ulan marketten aldığın paketli ürünler bile bu ülkede aşırı kötü bir halde. bilinçli tüketici olmak ayrı bir şey, artık zararlı maddelerin kodlarını ezberleyip var mı yok mu diye bakmak ayrı bir şey. devletin yapması gereken işi, piyasaya dahi sürülmemesi gereken ağır zararlı ürünler marketlerde cirit atıyor. kullanma tarihine bakmak yeterliydi eskiden bilinçli tüketici diye anılmak için. şimdi baksan bile faydası yok, arkada etiketini değiştiriyorlar. üstüne parmağını basıp çekmen, parmak izin kalıyor mu diye bakman gerekiyor mesela bazı peynirlerde. beyaz peynir alacaksan kabı şişmiş olmaması gerekiyor.

bu örnekler epey çoğaltılır ama esas çoğaltılması gerekenler başka.
devamını gör...

yazarların nelere saygı duyup nelere duymadığı

söylemlerinin ve eylemlerinin dayanağı, kendi akıl yürütmesi olan ve bunlar kötü sonuçlansa dahi bahane üretmeyip sorumluluğu almayı bilen kişilere saygı duyarım. kısaca toplumun yüzde ikisine falan.

başına gelen her şeyde, hiçbir şekilde kendisinde hata görmeyen, bulduğu her fırsatta ağlamayı fırsat bilen kişilere ise saygı duymam. başkalarının yönlendirmeleriyle yaşarlar çünkü kötü bir şey başlarına geldiğinde suçlayacak birileri olsun isterler.
devamını gör...

saygı duymak zorunlu mudur sorunsalı

sınırsız saygı duymak diye bir şey kesinlikle yok, çok yanlış anlaşılan bir yerde saygı konusu. bir inanç başkalarını küçümsüyor, dışlıyor ve onları ikinci dereceden insan sınıfına koyarak üzerlerinde tahakküm oluşturuyorsa örneğin herhangi bir saygı duymayı gerektirecek bir şey yok ortada. naziler ya da faşistler gibi oluşumlara tanık olan insanlık, her şeyde özgürlüğün çok da matah bir şey olmadığını görmüş. gücü eline alanlar ve medyayı ele geçirenler bir yalanı tekrar tekrar söyleyerek büyük topluluklara inandırabildikleri ortaya çıktı. bu sebeple de aşırı uç gibi gelen düşünceler dahi bir yerden sonra normalimiz olabiliyor. o nedenle faşizm gibi uç düşüncelere kesinlikle saygı duyulmaması ve konuşturulmaması dahi gerekli.
devamını gör...

kendini çok öven insan vs kendi ile dalga geçebilen insan

bizim milletimiz aşırı alçakgönüllülüğü çok büyük bir erdem olarak saydığı için bir işte iyiyim demek bile kendini çok övmek olarak görülebiliyor. bu aşırılık bir tarafa bırakıldığında ve gerçekten kendini çok öven insan denildiğinde bu anlama gelen kişi kafamızda canlandığı bir durumda kesinlikle versus'u kendi ile dalga geçebilen insan alır. çünkü övmek, başka bir zihne muhtaçlıktan doğar, dışarıdan alınan onayın ihtiyacından dolayı bu övme gerçekleşir ki bu da şu anlama gelir, kendini öven kişinin gerçekten de bu övdüğü konuda içsel olarak bir iknası yoktur. sürekli tasdiklemek için başka zihinlere ihtiyaç duyar. kendisi ile dalga geçebilen kişi de bunu samimiyetle yapıyorsa kendi içinde pek çok şeyi çözdüğünü gösterir. bu insan, kendini sürekli övene göre daha sarsılmaz bir konumdadır.
devamını gör...

kişisel gelişim

aşırı derecede ele ayağa düştüğü için çok hor görülen ancak herkes için gerekli olduğunu düşündüğüm alan. her şeyde olduğu gibi bunun da seviyeleri var. ilgilenen kişinin kapasitesiyle doğru orantılı olarak kalitesi de artıyor ya da aşırı derecede yerlere düşebiliyor. bir savaş sanatı kitabını okuyan ya da schopenhauer'ın eristik diyalektiğini adım adım takip ederek bitiren biriyle, elif gibi dimdik ol tarzı sen süpersin sen başarırsın gazı veren bir kitabın aynı kişisel gelişim maksadıyla okunması arasında dağlar kadar fark olsa da kategori olarak aynı minvalde değerlendirildiği için ve toplumun çoğunluğunun ortalama altı olduğu da düşünüldüğünde, kişisel gelişimin kötü bir şöhretinin olması pek şaşırtıcı değil. ona rağmen ne zaman kişisel gelişimle dalga geçildiğini görsem biraz bozulurum ve gerçek kişisel gelişim bu değil demek isterim.

en kötü ve gazlayıcı kitap dahi olsa, kişinin kendisine bir şeyler katma yolunda uğraşması da özünde bence taktiri hak eden bir davranış gibi geliyor. tabi bu alanı mistik saçmalıklarla bezeyip din vari çok farklı alanlara taşıyanlar da fazlasıyla mevcut. işin özü yüzde 90'ı çöp olan bu alanda o yararlı 10'luk kısmı bulmanız sizi çok iyi yerlere getirebiliyor. bu uğraş arada çok saçma şeyler tüketme riskini de taşıyor ancak komple sırt çevirmek yerine bir şans verilmeli diyorum.
devamını gör...

kişide kaçma isteği uyandıran muhabbetler

aşırı boş ve bir hafta bile gündemde kalmayacağı belli olan muhabbetler. iş yerinde muhasebeci abladan bir şey istedim gözünü devirerek gitti ben de durur muyum hemen ötekine gittim o da ona şunu yaptı aldı cevabını gibi bomboş şeyler. iki hafta sonra da muhasebeci ablasıyla aşırı kanka olup bu sefer de başkasına kurulmuşlar falan. kalıcılığı yok yani muhabbetin neresinden tutarsan tut elinde kalıyor. gerçek ve derin dertler dinlemeyi severim ama bu tarz yüzeysel muhabbetlere artık dayanamıyorum.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim