''ben, sana aynısını evde yaparım. dışarıda yemeğe ne gerek var, evde hem ucuz hem de temiz. evde yaptığımızın içinde ne olduğunu biliyoruz en azından.'' bu cümleleri hemen hemen çoğumuz duymuştur. hadi gelin bakalım hazır ürünlere uygulanan hileler nelermiş (her restoran bunları uyguluyor diye bir iddiam yok. denk geldim ve paylaşıyorum.).
-yemeğin yanında minik kaselerin içinde soslar gelir. bu sos kaseleri her müşteri için farklı olmayabilir. bunun yerine boş tabakta kalan kasenin içindeki mayonezin üzerine yeni mayonez ilave edilir ve kase yeniden servise gönderilir.
-marullar çoğunlukla iyi yıkanmıyor ve mikroplar yeşilliklerin kat yerlerinde ve köşelerinde saklanıyor. iyi yıkanmış oldukları zaman da çok yumuşamış ve kıvamlarını kaybetmiş oluyorlar.
-her restoranın menüsünde çok satan ürünler vardır ve bu ürünlerin çok fazla tüketildiği için taze taze yapılacağını düşünürüz. halbuki çok satanlar genellikle önceden hazırlanır ve ambalajlara sarılarak bekletilir. bunun yerine menüden daha az popüler maddeleri seçin. bunlar muhtemelen siparişiniz üzerine hazırlanacaklardır.
-"şefin spesiyali" gibi süslü başlıklarla servis edilen ve menünün yıldızı gibi görünen yemekler aslında genellikle restoranın buzdolaplarında kalan artan ürünleri, pek tercih edilmediği için tazeliğini kaybetmek üzere olan malzemeleri değerlendirmenin en kolay yoludur. gerçekten tanıdığınız mekan ve şeflerin spesiyallerini tercih edin.
-özellikle fast food restoranlarında bulunan içecek çeşmeleri daha ekonomik bir seçim gibi görünse de bu çeşmelerin ve tankların içleri çok nadir temizlenir ve içinde küf oluşur.
-bir restoran bu yemekleriyle ünlü değilse, menüsündeki deniz ürünleri çeşitlerinden uzak durmanızda fayda var. çünkü çoğu zaman tazelik sorunlarıyla karşılaşır ya da menüde adı geçen balık yerine daha ucuz bir versiyonunu yersiniz.
-içeceğinizin yanında gelen fındık, fıstık, cips gibi atıştırmalıklar çoğu zaman sizden önceki müşterilerin yarım bıraktıklarıyla birleştirilir. artanlar kavanozlara geri konur, ertesi gün yeniden servis edilir. o çerezlere sizden önce kimlerin dokunduğunu asla bilemezsiniz.
-bozulmaya ramak kalan beyaz et, soslanarak ve fırınlanarak tazeymiş gibi servis edilir.
sevdiğim filmlerden biridir. bence mutlaka izleyin. film, insanı duygudan duyguya sürüklüyor bence. filmde aklımda kalan bir sahne var: fikret kuşkan ve mevlüt demiryay filmde kadeh tokuşturuyorlar. fikret kuşkan kadehini tokuştururken ilk tokuşturmada ''can cana'', ardına ikinci tokuşturmasında ''cam cama'' diyor. çok hoşuma gitmişti.
olay 1997 yılında gerçekleştiriliyor. oğuz atak renkli kişiliği ve dinine bağlılığı ile biliniyormuş. bir mekanın %5 ortağıymış ve orada barmenlik yapıyormuş. bir gün çalıştığı mekan polisler tarafından basılıyor, o sırada tgrt kameramanı da varmış ve olayı görüntülemiş. tüm gün kanallarında barmen için ''inançlarla alay ediyor'' minvalinde haberleri dönmüş. çünkü barmen ve sırtında allah yazan dövme var. ve ertesi gün bebek parkı'nda 2 kişi tarafından öldürülüyor. olayın arkasından ise bir mafya bozuntusu çıkıyor. işletmeyi haraca bağlamak istemiş ama umduğunu bulamayınca ortalığı galeyana getirip bu şekilde öcünü almış.
bu iş genelde kadınların başına kalmış durumda. ama hayat müşterek, değil mi?
1. prezervatif
2. geri çekme (en çok bu yöntem kullanılıyor. et ete değecek agacılar ile ben o hapları kullanıp sağlığıma zarar verememcilerin yöntemi.)
3. doğum kontrol hapı (evet, erkekler için de var.)
4. vazektomi yapılması. nedir bu vazektomi? kadınlardaki spiral yöntemi ile aynı. meni kanallarının (vaz deferens) kesilmesi veya kanalın tıkanık hale getirilmesine vazektomi ismi verilir. detay için *
cem karaca hayranı yazar. bir entrysinde ukdelerini herkesin kolay kolay dolduramayacağını yazmış. merak ettim. bir bakayım dedim ukdelerine. adam harbiden de doğru demiş.
çok iyisiniz ya. ama çok çok çok iyi. imrendim hepinize. ne güzel bir yeteneğiniz var öyle* dünyaya gelmeden önce yetenek dağılımı yapıldığı zaman ben sanırım uçan bir kelebeğin peşinden başka yerlere gitmişim. ben, kendimden daha düz birini hiç tanımadım.
az bir dur, soluklan hele dediğim yazar. abi aralıksız tanım girmişsin. dedim ki bu adam hiç yatmıyor mu böyle? iki saat tanım girmemişsin, yakaladım. günde sadece 2 saat mi uyuyorsun? merak ettim.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.