seden yazar profili

kar küresidir, yaklaşık 40 50 tane olması lazım. kaçını kendim aldım diye sorarsanız bir elin parmağını geçmez. tatile giden ya da ziyarete gelen eş dosttan hep isterim. biriktirdikçe dört duvar ve kitap sayfaları arasından çıkıp gezip görmek de gerektiğini hatırlıyorum.

kumandalı araba, hala istemekte olduğum tek oyuncaktır.

koca dünya, bende yeri ayrıdır.

tarih demek istediğim bölümdür. üniversiteye göre değiştiği görüşüne de katılıyorum.

güvenirdim, rastgele denk geldiğim herhangi birine bunca zaman biriktirdiğim ne varsa anlatacak kadar güvenirdim.

karabağlar tarafında hissedilmeyen deprem.

rüzgâr,
yıldızlar
ve su.
bir afrika rüyasının uykusu
düşmüş dalgalara.
ışıltılı, kara
bir yelken gibi ince
direğinde geminin.
geçmekteyiz içinden
bir sayısız
bir uçsuz bucaksız yıldızlar âleminin.

yıldızlar
rüzgâr
ve su.
başüstünde bir gemici korosu
su gibi, rüzgâr gibi, yıldızlar gibi bir türkü söylüyor,
yıldızlar gibi
rüzgâr gibi
su gibi bir türkü.
bu türkü diyor ki, «korkumuz yok!
inmedi bir gün bile gözlerimize
bir kış akşamı gibi karanlığı korkunun.»
bu türkü
diyor ki,
«bir gülüşün ateşiyle yakmasını biliriz
ölümün önünde sigaramızı.»
bu türkü
diyor ki,
«çizmişiz rotamızı
dostların alkışlarıyla değil
gıcırtısıyla düşmanın
dişlerinin.»
bu türkü diyor ki, «dövüşmek..»
bu türkü diyor ki, «ışıklı büyük
ışıklı geniş ve sınırsız bir limana
dümen suyumuzda sürüklemek denizi..»
bu türkü diyor ki, «yıldızlar
rüzgâr
ve su...»

başüstünde bir gemici korosu
bir türkü söylüyor;
yıldızlar gibi
rüzgâr gibi,
su gibi bir türkü..

iki tanedir. ilki jack ve fasulye ağacı'nın üç boyutlu kitabıdır. okuma düşüncesine ısınmamı sağlamıştır bu kitap. ikincisi yanlış hatırlamıyorsam david copperfield idi. bu ikinci kitapla ilgili hatırladığım tek şey 129 sayfa olmasıdır. sanırsam ilkokul 2. sınıfta herkes daha 30-40 sayfalık kitaplar okurken ben bu kitabı bitirdiğimde kendime bir güven gelmişti. demek ki kitap okuyabilirmişim diye düşünmüştüm.

hayatın belli dönemlerinde tekrar okunması gerektiğini düşündüğüm sabredip bitirdiğinizde artık başka türlü düşünmeye başlayacağınız bir şaheseridir.

fazla dizi izleyemeyen biri olarak 2 günde bitirmiştim. standart bir izleyici tek günde de bitirebilir. çoğu tahmininizin yanlış çıkacağı sadece çok ince detayları görebilen izleyicilerin sonunu tahmin edebileceği netflix'te bulunan bir dizi.

uzun uzun yazdıktan sonra "neyse yaa" denilerek tanım atmaktan vazgeçme durumudur.

genelde yaraları temizlemek için kullanılır. pek bilinmeyen ayrıca bir kullanım alanı da sivrisinek ısırıklarıdır. kaşıntıyı anında alır.

çocuk sahibi olmanın getireceği büyük sorumluluğu düşünen insanın alacağı karardır. kedi köpeği sahiplendirirsiniz ama çocuğunuzu başkasına veremezsiniz (yasal olarak). dolayısıyla ben sıkıldım istemiyorum diyemeyeceğiniz geri dönüşü olmayan bu yola girmeden önce düşünülmesi gereken karardır.

buaraya yazılabilecek en açıklayıcı entry bence "hahahahahhaha" dır.

iyi bir üniversitede okunduğunda eminim çok zevkli bir bölümdür. eğer ortalamanın altında bir üniversitedeyseniz ve öğretim üyelerinin çoğu ilahiyat mezunuysa tarih ile ilgili pek bir şey öğrenemezsiniz. bölümü seçecek arkadaşların tercih yaparlarken mutlaka ama mutlaka öğretim üyelerini de araştırmaları önerilir.

bir üniversitede yrd. doç. imiş öğrencilerine çok üzülüyorum.

film, izlendikten sonraki 5 gün daha korkutabiliyorsa benim için kaliteli kategorisine girer. (bkz: it follows)

anneannemin babası. neden bilmiyorum ne zaman tanrıdan bahsetseler vitrinde duran fotoğrafı gelirdi gözümün önüne.

ortaokulda ödev olarak verilip bitirdikten sonra sahaflar çarşısında takas ettiğim, yıllar sonra tekrar aldığımda birisine doğum günü hediyesi olarak verdiğim, şu an ise bu kararımdan pişmanlık duyduğum kitaptır. son kez alıp kütüphaneme koyacağım artık.

okumayı yeni yeni öğrendiğim zamanlar annem bir seminere ankaraya gitmişti küçük şehirde yaşıyoruz o zamanlar çok çeşit yok yani. gider girmez 3 boyutlu kitap aramış baya bir aradıktan sonra bulmuş eve gelip hevesle bana verdiğindeki yüzünü hiç unutmam. jack ve fasulye ağacıydı benimki bütün sayfaları noktasına virgülüne ezberlemiştim.