1.
biraz sanki gözüm doldu
güzel, hoş, canlı bir tempo kalabalığın içinden seslenip gülümsüyorum bizlere… iyi hissedecek çok neden bulabiliyorum. karamsar hissedebileceğim gerçeklerin de derinlemesinde.. aslında hepimiz karamsar hissedeceğimiz gerçekleri bulabiliriz ama bazen bulmamayı da biz seçebiliriz. gülmeyi seçebiliriz
ağladığımız kadar gülebiliriz de
ağlamamayı veya kalkmayı
o masalardan kalkabilmeyi seçebiliriz artık
ben seçtim
hiçbir negatif loş masada durmuyorum
hiçbir engebede beklemiyorum
engebeyi ya çıkacağım ya da geri dönüp duracağım
ben o engebeyi hep çıktım, çıkmaya da devam edeceğim. benim durduğum günlere ve durduğum benlere baktığımda biraz sanki gözüm doldu.
ne çok toy ne çok kırık ne de çok savunmasızca bi’ yerlerden.. inancımı hep kendime kadar tutabildiğimde bulabildim gibi veya bulmaya yaklaştım kendime yaklaşabildiğim kadar.. ben hep inanmak istedim, hep şüphe duydum, hep kusur aradım veya o sıralarda kusur bendim.. ne mükemmel olabilirdi ki vardı mükemmel olan şeyler de
şahsen tüm bu dalgalar, denizler, yeşiller maviler, ağaçlar bir vâr oluşun nizami oluşun mükemmeliyetiydi. ne kadar güzel oluşumlar var diye düşündüm şu ağaçlara bakarken..
kendini çok mükemmel sanan insanlara diyesim gelir bazen.. şu ovaya, göle, denize bak diye
şu kuşa, balığa, canlıya bak diye
veya bakmasın ama görebilsin isterim
insanlar hiç görmüyor gibi bazen dimi
kimsenin sarfetmediği anlamadığı her detayı görebilmek isterim
uzanmak isterim ama bazen tutunmak istemem
dokunmak isterim ama duradabilirim
yaşamak isterim ama çoğu zaman yaşayamam gibi gelir
bütünlemedeki anlam arayışlarımı bi aydınlığa vurabildiğimde yaşadığımı hissedebilirim
kaçırdığım her zaman dilimlerini geriye döndüremem ama artık bi’ yerlere gitmeyi, bi yerlere de hazır buralardayken gitmemeyi
bazen umudu bazen umutsuzluğu yetişme çabasını salmayı denediğimde daha iyi yaşayabilirim gördüğümde bu oldu zaten.. bunu yaşadım yani sanki ya da bazen
ağladığımız kadar gülebiliriz de
ağlamamayı veya kalkmayı
o masalardan kalkabilmeyi seçebiliriz artık
ben seçtim
hiçbir negatif loş masada durmuyorum
hiçbir engebede beklemiyorum
engebeyi ya çıkacağım ya da geri dönüp duracağım
ben o engebeyi hep çıktım, çıkmaya da devam edeceğim. benim durduğum günlere ve durduğum benlere baktığımda biraz sanki gözüm doldu.
ne çok toy ne çok kırık ne de çok savunmasızca bi’ yerlerden.. inancımı hep kendime kadar tutabildiğimde bulabildim gibi veya bulmaya yaklaştım kendime yaklaşabildiğim kadar.. ben hep inanmak istedim, hep şüphe duydum, hep kusur aradım veya o sıralarda kusur bendim.. ne mükemmel olabilirdi ki vardı mükemmel olan şeyler de
şahsen tüm bu dalgalar, denizler, yeşiller maviler, ağaçlar bir vâr oluşun nizami oluşun mükemmeliyetiydi. ne kadar güzel oluşumlar var diye düşündüm şu ağaçlara bakarken..
kendini çok mükemmel sanan insanlara diyesim gelir bazen.. şu ovaya, göle, denize bak diye
şu kuşa, balığa, canlıya bak diye
veya bakmasın ama görebilsin isterim
insanlar hiç görmüyor gibi bazen dimi
kimsenin sarfetmediği anlamadığı her detayı görebilmek isterim
uzanmak isterim ama bazen tutunmak istemem
dokunmak isterim ama duradabilirim
yaşamak isterim ama çoğu zaman yaşayamam gibi gelir
bütünlemedeki anlam arayışlarımı bi aydınlığa vurabildiğimde yaşadığımı hissedebilirim
kaçırdığım her zaman dilimlerini geriye döndüremem ama artık bi’ yerlere gitmeyi, bi yerlere de hazır buralardayken gitmemeyi
bazen umudu bazen umutsuzluğu yetişme çabasını salmayı denediğimde daha iyi yaşayabilirim gördüğümde bu oldu zaten.. bunu yaşadım yani sanki ya da bazen
devamını gör...