şişko kedi - öne çıkan tanımları (1. sayfa)
1.
tenet
zamanla oynamayı bor hayli seven christopher nolan filmi. filmi ilk izlediğinizde eğer nolan değilseniz anlamıyorsunuz. ben izlerken sanki üç gündür bu filmi izliyormuşum hissine kapılmıştım. resmen zamanı büktü film... film elbette kaliteli lâkin dediğim gibi ilk izleyişte anlamıyorsunuz. şahsen ben youtube'da "filmler&filimler" kanalının eleştirel parodisi ile oturmuştum bir şeyleri yerine.
devamını gör...
2.
saygı
ercüment çözer karakteri tüm berbatlıklarına rağmen behzat ç'den beri farklı bulduğum ve favori karakterlerimden birisiydi. saygı dizisini ilk izlediğimde de "vay be madem böyle farklı ve kaliteli diziler yapabiliyoruz neden hâlâ holding patronu erkek ve fakir kız ilişkili dizileri bırakmıyoruz?" dediğim türk dizilerinden birisi olmuştur.
devamını gör...
3.
alacakaranlık
kimileri için harry potter, kimileri için lotr serisi ne ise benim için de alacakaranlık serisi odur. çok özeldir. evet dünyanın en iyi serisi değildir kimilerine göre farkındayım ama seksen yaşıma da gelsem bende yeri hep ayrı olacaktır.
kitaplarını ne kadar çok seviyorsam filmlerini bir o kadar sevmiyorum. oyunculuklar, kitaplarındaki bilgilerin çoğunun aktarılmamış olması, kitapta kendini sevdiren bella'nın filmde tam bir sersem olması... resmen cringe oluyorum izlerken lâkin her sene bir kez baştan sona izlemeden de edemiyorum.
sürekli bu seriyle dalga geçen ve nefret eden bir kitle var. onlara karşı alacakaranlık avukatlığı yapmaktan asla bıkmayacağım. kim ne derse desin, insan sevdiği şeyi savunmalı ve başka fikirlerle hareket etmemeli, değer verdiği şeyleri korumayı bilmeli.
kitaplarını ne kadar çok seviyorsam filmlerini bir o kadar sevmiyorum. oyunculuklar, kitaplarındaki bilgilerin çoğunun aktarılmamış olması, kitapta kendini sevdiren bella'nın filmde tam bir sersem olması... resmen cringe oluyorum izlerken lâkin her sene bir kez baştan sona izlemeden de edemiyorum.
sürekli bu seriyle dalga geçen ve nefret eden bir kitle var. onlara karşı alacakaranlık avukatlığı yapmaktan asla bıkmayacağım. kim ne derse desin, insan sevdiği şeyi savunmalı ve başka fikirlerle hareket etmemeli, değer verdiği şeyleri korumayı bilmeli.
devamını gör...
4.
bilinmeyen bir kadının mektubu
tek bir oturuşta bitirilen, duygu yüklü, kendine çeken, yer yer ise kederle iç çektiren oldukça etkileyici bir stefan zweig kitabıdır. ayrıca kitabı okumadan önce adını zweig'ın diğer bir eseri olan bir kadının yaşamından yirmi dört saat ile karıştırırdım sürekli.
etkileyici olması bir yana, ana karaktere "neden kendini tanıtmadın, neden kendini hatırlatmadın, neden çocuğunun olduğunu haber vermedin, neden onunla daha önce iletişime geçmedin?" diye yer yer kızdığım bir kitap oldu.
etkileyici olması bir yana, ana karaktere "neden kendini tanıtmadın, neden kendini hatırlatmadın, neden çocuğunun olduğunu haber vermedin, neden onunla daha önce iletişime geçmedin?" diye yer yer kızdığım bir kitap oldu.
devamını gör...
5.
dorian gray'in portresi
hasan ali yücel klasiklerinden okuduğum ilk kitaptır. ilk kez dünya klasiği okumak isteyen birisi benden tavsiye istediğinde de önerdiğim ilk klasiklerden birisi bu kitap olur. çünkü konusu ile oldukça merak uyandıran ve anlatım dili ile de hemen kendine çeken bir kitap. fakat konusundan ziyade yazar oscar wilde'ın hayatı beni çok etkilemişti. eşcinsellik kavramı 21. yüzyılda bile çoğu insan için bir tabu olduğunu ve lgbt bireylerin günümüzde bile yaşadıkları sıkıntıları göz önüne alırsak oscar wilde yaşadığı yıllara göre oldukça cesur bir iş yapmış. hatta kendi yöneliminden dolayı hapse girmiş, terk edilmiş, yoksulluğa ve yalnızlığa mahkum edilmiş. bu yüzden de dorian gray'in portesi yayımlayabildiği tek romanı olmuş. keşke varoluşundan ve eserlerinden dolayı bu kadar kötü bir hayata mahkum edilmese ve bizlere dorian gray'in portresi gibi birçok muazzam eser bırakabilseydi yazar demekten başka bir şey gelmiyor elimden...
devamını gör...
6.
kanıt
tam da sözlüğe kayıt olurken izlediğim dizi olduğundan ilk tanımımı kanıt'tan yana kullanmak istedim.
kendisini gereksiz dramaların, vıcık aşk ilişkilerinin olmadığından günümüzde tv'de görmeye hasret kaldığımız dizilerden birisidir. her bölümde farklı bir cinayetin çözümlenmesi, farklı konulara değinmesi ve prof. dr. sevil atasoy'un aralarda yaptığı anlatımlarla gayet başarılı ve kaliteli bir dizidir. ben hâlâ arada bir geceleri tv açıp tekrarına bakıyorum.
kendisini gereksiz dramaların, vıcık aşk ilişkilerinin olmadığından günümüzde tv'de görmeye hasret kaldığımız dizilerden birisidir. her bölümde farklı bir cinayetin çözümlenmesi, farklı konulara değinmesi ve prof. dr. sevil atasoy'un aralarda yaptığı anlatımlarla gayet başarılı ve kaliteli bir dizidir. ben hâlâ arada bir geceleri tv açıp tekrarına bakıyorum.
devamını gör...