kanıt (dizi)

2010-2013 tarihleri arasında kanal d'de yayınlanan polisiye dizisidir.
hep gece vakti yayınlanırdı ve çocuk olmama rağmen pür dikkat izler, bazen ürker bazen de merakla kanıtların nasıl değerlendirildiğini incelerdim. o dönem benim için ilgi çekici bir diziydi.

basit bir yapım gibidir fakat olay akışını sürükleyici bir şekilde el alır, kendini izlettirir. ülkemiz televizyonuna göre kalitelidir. bölümler eski bile olsa çöplük ortamda izlenir.
yalnız şu delillerin incelenmesi, yasal süreçler, raporlar vs. 3-5-25 ayı bulacak çalışmaların dizide 1 hafta içinde gerçekleşiyor olması polis milletini kesinlikle deli ediyordur.

hala tv2 de 23.45 yayinlanmakta olan dizi. türklerin yaptığı en iyi yapımlardan biridir. çoğu zaman oturup izlerim. bütün bölümlerini izlemiş olmama rağmen kendini izlettiren başarılı bir dizi.

nerdeyse her yıl baştan sona bitirdiğim dizi . 8 yerinden vurulup ölmeyen , olay yerine hep yakın olan , tüm cinayetleri doğru düzgün kanıt aramadan hemen çözen tüm polisiye klişelerine karşı gerçekçi ve beklenmedik ters köşeleri olan bir dizidir.

olay örgüsü ve realite açısından en iyi türk polisiye dizisidir. deliller üzerinden olayların gelişmesi, ters köşeleriyle hala tekrarları izlenir ki şu anda teve 2'de oynuyor ve izliyorum.

arka sokaklar gibi çöp bir dizinin hala bitmeyip bu dizinin bitmesi, türkiye 'deki izleyici kalitesini de gözler önüne seriyor.

türkiye'de yapılmış en kaliteli dizilerden birisidir diye düşünüyorum. merakın her zaman en üst seviyede olduğu bir diziydi. özellikle de kibritçi kız/nalbur cinayetleri bölümleri beni çok etkilemişti.

güzel bir diziydi fakat yinede cinayetlerin çözülme aşamasının çok sönük bırakıldığı görüşündeyim.
dizinin en vurgulu noktası katilin detaylarının ortaya çıkarılmaya başlamasıyla devreye giriyor.
cinayetlerin işleniş şekillerinin ve katilin seyirciye açıklanmasının yer aldığı bölümler daha yaratıcı ve etkileyici tasarlanabilirdi bana sorarsanız.

arka sokaklar gibi bir diziyi 10-11 belki daha fazla sezondur ekranda görmektense, bu diziyi izlemeyi tercih ederdim.keşke 30 sezonu çekilseydi.

en azından öğretici.

tam da sözlüğe kayıt olurken izlediğim dizi olduğundan ilk tanımımı kanıt'tan yana kullanmak istedim.
kendisini gereksiz dramaların, vıcık aşk ilişkilerinin olmadığından günümüzde tv'de görmeye hasret kaldığımız dizilerden birisidir. her bölümde farklı bir cinayetin çözümlenmesi, farklı konulara değinmesi ve prof. dr. sevil atasoy'un aralarda yaptığı anlatımlarla gayet başarılı ve kaliteli bir dizidir. ben hâlâ arada bir geceleri tv açıp tekrarına bakıyorum.

televizyonda denk gelsem her defasında izlerim. tüm bölümlerini de 2 kez bitirmişliğim var. ilk bölümleri fazla acemi olsa da sonradan sarıyo. ve cinayet , suç , katil , delil sevenler için iyi bi seçenek.

dizi bittikten yıllar sonra dahi, keyifle izlenir. sevil atasoy'un da anlatıcı olarak yer aldığı dizi, oldukça büyük bir izleyici kitlesine sahipti zamanında. halen denk gelsem oturur izlerim.

bazı açılardan iyi bir dizi olması bir kenara, çok gerçekçi bir dizi değil malesef. adli tıp alanında çalışmış çok saygı duyduğum bir hocam bunu kendi ağzıyla söylemişti daha öncesinde. fakat bunu haricinde konsept olarak sahiden de beğendiğim, biraz daha iyi çekilse çok daha iyi olabileceğini düşündüğüm bir dizi

özellikle yazın gece yarısına kadar izlediğim bir diziydi.
her bölümde farklı bir olay geliyor ve polisler katili bulmaya çalışıyor.
2010`lu yıllarda çekilmiş fakat hâla belirli zamanlarda yayınlanan, 90 küsür bölümlük türk yapımı polisiye dizidir.

kriminolojiye, suç kavramına ve insan psikolojisine meraklı kişilerin severek izlediği/ izleyebileceği teve2'de yayınlanan suç dizisidir, yönetmeni abdullah oğuz olan dizide sevil atasoy engin benli ve deniz celiloğlu yer alır. diğer oyuncular her bölüm değişir. çünkü maktüller 1 kere ölür.
dizi her suça bir kanıt arar.

2010 yazında bu diziyi severek izlerdik annemle. ankara'ya gelmiştik rahmetli dedemin ve babaannemin evine, orada her hafta izliyorduk. güzel ve konusu bakımından özgün bir diziydi. hikâyeler çok ilgimi çekerdi her bölümde. sonradan eskisi gibi izlemedim. ama hatıralarımda güzel kalan şeylerden biridir.

başrollerde engin benli'nin ve deniz celiloğlu'nun oynadığı bir polisiye dizisidir. cinayet,otopsi, laboratuvar incelemeleri,olay örgüsü gibi detaylar sevil atasoy tarafından aktarılır ve dizi içinde verilen bilgileri daha da zenginleştirerek bize sunar. çoğu cinayet gerçek hayattan alınmıştır ki alınmaması mümkün değil. yayınlanma yılı nedeniyle arada sırada gördüğümüz fiyatlar çok şuana göre çok düşüktür fakat bundan da önemlisi selim ve zeynep'in ilişkisi. çok ön planda değildir genellikle görev bittikten sonra -yani bölüm sonu- masaya yatırılır. gece geç saatlerde çıkmasına rağmen çocukluğumu süsleyen ve merakımı arttıran bir dizi, ikinciye başlayacağım.

diziye (muhtemelen çoğu izleyicisi gibi) televizyonda rastgele bir bölümünü görerek başlamıştım ve oldukça da beğenmiştim. bu senenin yazında başladım ilk bölümden ve 100. bölüme kadar izleme kararı aldım. yazın 80. bölüme kadar geldikten sonra okulların açılmasıyla beraber biraz yavaş da olsa geçen hafta 100. bölümü bitirdim.

ilk bölümlerinde komiserlerin karakterlerinin neredeyse son hallerinden tamamen farklı olması çok ilginç gelmişti. bunun dışında ilk bölümleri izlemesi oldukça keyifliydi. her bölümde sevil atasoy'un bilgilendirmeleri, cinayetlerin çözümlenmesiyle beraber bir sürü yeni şey öğretilmesini çok beğenmiştim. hatta bazı bölümleri özellikle not aldım, olur da polisiye kitabımda kullanmak istersem diye. cinayet falan için değil yani.

bunun dışında ise maalesef son bölümlerinde, özellikle yalın mıydı yaman mıydı adı her neyse, geldiğinde zorla izlemiştim. bana hitap edemiyordu, gizem ve polisiyeden çok aksiyona dönmüş gibime geliyordu. üstelik karakter değişimlerini beğenmede zorlanıyordum, olay yeri inceleme ekibine gelen son kişiyi hiç ama hiç umursamadım izlerken maalesef. gerçi o dışında diğer karakterlere alışabilmiştim. her neyse, son bölümlere bakıldığında dizinin bence daha da devam etmesinin planlandığı çok açık.

nihayetinde ise keyifli bir diziydi. ikinci sezonunu eskisi kadar beğenemedim. sadece şu şekerli bir katil vardı, o biraz eh işte bir bölümdü. kim bilir, belki bir umut ileride yine aynı kadroyla devam eder, önceki sezonlardaki gizemlerini teker teker açıklar? belki.

keşke ikinci defa başka bir versiyonla çekilmek yerine olduğu gibi kalıp devam edilseydi. çok güzel bir işti ve bence pek de muadili kalmadı. hala denk geldikçe izliyorum ve türk televizyon tarihinde neden kaliteli işler tutmuyor diye kendime soruyorum.

türk dizi tarihinin en değeri bilinmemiş olan kaliteli yapımı. döşü kıllı, kaslı bir adet kıvanç tatlıgiller familyasından esas oğlanı, bütün kaportası plastik cerrahiden geçmiş ama oyunculuk yeteneği olmayan bir senelay sarıkaya familyasından dişi karakter olmadığı için yeteri kadar övülmedi, izlenmedi.