kınıyorum. korucu denen paramiliter çetelere ne toprak ne de hayvan emanet edilir. 90'ların faili meçhullerini hatırlıyorsunuz değil mi? "cumhuriyet aydınlarını" öldürenleri hatırlıyorsunuz değil mi?
yani tamam faşist olacaksınız anladık da, korucuları savunacak kadar düşmez be bir insan.
türkiye'nin iradesini kim temsil eder? tbmm ve cumhurbaşkanı
pkk'nın iradesini kim temsil eder? kongre ve önderlik (serekatî)
taraflar çatışmayı bitirmek konusunda anlaşmış. savaşa devam etmek isteyen varsa kendisi ve çocukları en ön safta olmak üzere buyursun. biz kana doyduk.
kamu personelinin giyim usulünü düzenleyen yönetmelikte 2013 yılında yapılan değişikliklerle kadınların giyimine ilişkin olan a bendinden "başı daima açık" ibaresi kaldırılmıştı. ancak b bendinde erkeklerin başlarını daima açık bulunduracakları hükmü değiştirilmemişti. açıkça eşitlik ilkesine aykırı bu durumu dava ettim. türbanlı erkeklere yönelik 28 şubat zulmü yakında son bulacak!
özgür başkanın yakında faşistlere kapıyı göstereceği parti. ey faşistler anlayın artık, tbmm'nin en büyük dört partisi de çözümü ve barışı destekliyor. sanal ortamda kendinizi ne kadar "over-represent" etmeye çalışsanız da siyaset sahnesinde bir hiçsiniz.
kobani belediyesi, kentteki tüm dükkân ve lokanta tabelalarının arapçanın yanı sıra kürtçe de yazılması yönünde karar aldı.
-rûdaw, 09/05/2025
bölgenin iki resmi dilinin tabelalarda yazılması zorunluluğunu getiren uygulama. türkiye'nin de doğu ve güneydoğusunda çift dilli yol tabelalarına rastlanmaktadır.
aristokrasinin sermayesi soyluluktur. soyluluk biterse aristokrasi de biter. tiranlığın sermayesi korkudur. halk korkmamaya başlarsa tiranlık son bulur. demokrasinin sermayesi eğitimdir. eğitimsizlik demokrasinin sonunu hazırlar. bunu ben demiyorum, platon diyor.
eğitimli olması gereken kişiler siyasi gücü elinde tutanlardır. monarşide bir kişi, oligarşide birkaç kişi eğitimli olsun yeter. demokraside ise siyasi güç tüm yurttaşlar arasında paylaştırıldığından hepsinin eğitimli olması lazım gelir. tabi eğitimli olmak ne demek o apayrı bir konu. okulluluk anlamına gelmediği kesin. hem cahilliğin hem eşekliğin baki kaldığı yerli ve milli eğitim sistemimiz ideal demokratik yurttaş tipini yetiştiremiyor. o zaman iş başa düştü! yaşasın kendisini yetiştirmiş özgür yurttaşlar!
tayyipçilik-fetullahçılık-liberal demokratlık ittifakı bir hayli ilginçti. bu ittifakın tüm gücüyle hüküm sürdüğü 2007-2012 yılları arasında zenginleşme ve demokratikleşme yaşanmışsa aslan payı liberal demokratlara aittir. diğer iki ideoloji ekonomi yönetiminin yahut reformların ne olduğu anlayabilecek entelektüel altyapıdan yoksundu. o dönem için varsa yoksa taraf gazetesi varsa yoksa ahmet altan. fetullahçılık ve tayyipçilik özünde islami fikir akımlarıdır. mezhebi geniş adamları çok sevmezler. sevan nişanyan islam aleyhine yazı yazınca hemen taraf'a baskı yapıp kovdurmuşlardı adamı gazeteden.
yani sonuç olarak bu ittifak türkiye'ye en ufak bir şey bile katmışsa sebebi liberallerdir. bunların birbirine düştüğü dönem ise türkiye için tam bir felaket olmuştur. filler tepişti çimenler ezildi. ortaya yepyeni bir kabus çıktı: tayyipçilik-ülkücülük-ulusalcılık ittifakı!
değer kaybettirmek. türkiye'nin milli sporu. sadece türk lirası devalüe olsa eyvallah. türk akademisi, türk entelektüeli, türk yargısı, türk sanatı, türk lokumu ve başında "türk" olan daha pek çok şey devalüe oldu. toplum olarak değer kaybettik. aydınlarımız gavur parasıyla beş para etmiyor artık. dinlediklerimize, konuştuklarımıza, güldüklerimize, düşündüklerimize bir bak hele... peh. bir gün televizyonu açtığımda odtülü, boğaziçili profesörlerin "dünya öküzün boynuzları arasında mı durur, yoksa balığın sırtında mı" diye tartıştığını görmekten çok korkuyorum.
hani hep denir ya köşe yazılarının edebi değeri olmaz, o gün okursun ertesi gün unutursun diye. öyle bir adam düşünün ki, yüz yirmi yıl önce günlük gazetelerde yazdığı köşe yazıları bugün hâlâ hatırlanıyor ve okunuyor olsun. refik halit muhteşem bir romancıydı, muhteşem bir hikayeciydi. ama aynı zamanda siyasi hicvin türkiye'deki en büyük temsilcisi idi. siyaset ve edebiyatı bu denli birbirine uzlaştırabilen ikinci bir isim maalesef yoktur. bazı siyasi yazılarının derlemesinin yapıldığı "kirpinin dedikleri" kitabını hararetle tavsiye ederim.
nizam-ı cedit kavramının genel bir reform hareketi anlamında kullanılması yanlıştır. burda geçen nizam aslında fransızcada alay, ordu birliği anlamına gelen "regiment" karşılığı olup nizam-ı ceditle kastedilen yeni tip askerî alaylardır.
47 yıllık mücadelesi önümüzdeki günlerde tamamlanacak örgüt. kurulduğu yıllarda toplumsal ve siyasi olarak reddedilen bir halk iradesi, bugün, türkiye büyük millet meclisinin iktidar ve ana muhalefet grubundan sonra en büyük üçüncü partisi olmuştur. ve hayır, türkiye bölünmemiştir. "dağdaki kürt, meclisteki kürtten evladır" diyerek; seçim barajları koyan, partileri kapatan, kandan ve kaostan beslenen "(derin) devlet aklı" sonuç olarak iflas etmiştir.
yahu şutlanmasınlar boşver. faşist toramanlar içini anca böyle yan sanayi sözlüklerde dökebiliyor. sandıkta da meydanda da bir hiçler sonuçta. bırak kendi nefretlerinde boğulsunlar.
cumhurbaşkanının yargılanabilmesi için önce 301 vekil soruşturma açılmasına dair teklif verir. bu teklif 1 ay boyunca görüşülür ve 360 vekilin kabulüyle soruşturma başlar. soruşturma komisyon raporu bir suç işlendiği bulgusunu içerirse 400 vekilin oyuyla cumhurbaşkanı yüce divana sevk edilir. yüce divan anayasa mahkemesi üyeleridir. bu üyeler bilindiği gibi 12 yıl boyunca görevde kalmak üzere cumhurbaşkanınca atanmışlardır.
velhasıl kelam recep tayyip erdoğan'ın yargılanabilmesi için en az 400 vekile ve yandaş aym üyelerinin görev sürelerinin bitmesine ihtiyaç bulunmaktadır. bu da kısa vadede yargılamayı imkansız hale getirmektedir.
ey iktidara güvenip hukuksuzluğa bulaşan kamu görevlileri! güvendiğiniz reisinizin kapı gibi bir dokunulmazlığı var ama sizin yok... reisinize güvenerek hukuksuzluklara bulaşanlar!.. reisiniz yargıdan muaf olmanın keyfini sürerken, sizler ensenizden tutulup türk milleti adına karar vermeye yetkili tarafsız ve bağımsız genel mahkemeler önüne getirileceksiniz. haberiniz ola.
bir zamanlar etö'nün ergenekon terör örgütü daha sonra fetö'nün fethullahçı terör örgütü bugün de rteö'nün recep tayyip erdoğan etkisi altında olduğu söylenen türk ordusu.
harflere, kısaltmalara çok da şe yapmayın yani, onlar derin devletin isteğine göre arada değişir.
marco polo'nun anlattığı surları altınlarla çevrili, herkesin bolluk içinde yaşadığı efsanevi çin ve hint şehirlerine ulaşmayı beklerken; edep yerlerini yapraklarla örten ve taş mızraklardan başka silahı olmayan karayip yerlileriyle karşılaşınca "nereye geldik biz aq" diye düşünmüş ama bozuntuya vermemiş kaşif. ispanya kralı kendisinden altın dolu gemiler yollamasını beklerken, kolomb bulduğu her otu boku gemilere yükleyip ispanya'ya yollamıştır. ispanya kralının sonunda kızıp "bu adamın bize altın bulacağı falan yok, kovun gitsin!" demesiyle kendisine verilen ödenekler son bulmuş ve ömrünün son yıllarını sefalet içinde geçirmiştir.
seyahat notlarını yazdığı "seyir defterleri" kitabını okumanızı tavsiye ederim.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.