stephen byerley yazar profili

anketi leffe olarak cevaplamış olayım.

her ne kadar çoğu zaman "şaka" yapıyor olsak da, insanın insanı tanıması için bilinen diğer sosyal medya ve paylaşım şeylerinden daha güvenilir bir tanıma şeyi sözlükler.

insanı nasıl sinir eder, kötü espiri anlayışı nedir, cinsel fantazileri nedir, gelir buraya çatır çatır yazar. bakarsın keyifler ve zevkler uyuyor, bal gibi tanış, görüş hatta ve hatta ne istersen onu yap.

önce şuna karar vermek gerekir. mercimek çorbası mı, salçalı mercimekli sebze çorbası mı. ikisi de güzeldir, afiyetle içilir.

zaten karar verdikten sonra, sorunun cevabı da ortaya çıkıyor.

bu işin sonunun çok uzaklardan gelen seks tanrıçalarına kadar uzanacağını bilenler için, arrakis'e gidiş ve "birkaç gün" sonrasını kapsayan bu "sıkıcı" hikaye, ancak bu kadar iyi film olabilirdi. film ilk açıklandığında, kitabın aha şurasında biter dediğim yerde film bitti.

filmi izlemeden önce yapılan birkaç yoruma bakmıştım. geneli pek tatmin olmamış yorumlardı. dune nedir bilmesem, ben de hiç tatmin olmazdım, o derece iyi film yani.

an itibariyle, kadınlar ordusu işbirlikçi hain çukur yönetimine karşı gerilla savaşı başlattılar.

böyle diyince sanki billur geçer gibi olduk ama yok ya baya ciddi ciddi olan şey bu.

öldüğümde yanımda vera olsun isterdim.

nazım ne yapmışsa güzel yapmış.

şu hayatta en önemli şey huzur. affetmezsen huzur da zor. yol da versen, geri de alsan affetmek şart. yoksa intikamdı, suratına vurmaktı, hatırlamaktı, oydu, buydu dert bitmez. zaten zor olan sana yapılanı değil, kendi yaptığını affetmek bu hayatta.

iyi insan.

deli olabilir, kendini isa sanan bir şizofren olabilir, bir sahtekar olabilir. her şey olabilir ama kötü bir insan olamaz. biraz daha abartırsam eğer, keşke hasan mezarının itikatı tüm coğrafyamıza hakim olsa, her şey daha güzel olurdu.

filtre kahveleri de ikiye ayırmak gerekiyor. bu iş baya zengin hobisi haline geldi. hani tavuğu eti bimden alıyoruz ya o hesap bir öneri bırakayım. kurukahveci mehmet bey hazretlerinin filtre kahveleri fiyat performans açısından gayet iyi, üzmüyor insanı. mahalle bakkalında falan da mevcut. hani jakops olur neskafe olur o tarz bilindik piyasa kahvelerin para vermektense tercih edilir. fiyatları da hemen hemen aynı bunlarla. özellikle jakops'un filtre kahvesini oldukça kötü buluyorum ama zorunda kalınca içiliyor yani.

filtre kahve makinesi de artık çok lüks oldu, dünya para hepsi. altı üstü suyu ısıtıp yavaş yavaş akıtıcan bu kadar basit bir mantık ama ekonomi çokomelli olduğu için her şey pahalı. french press i ben tercih ediyorum, kahvenin lezzeti açısından da bence daha doğru bir tercih. gerçi o da olmuş 100 lira ama al a101den kullan yani, ne kadar fark edecek. ( azıcık ediyor yani, çok değil)

maçı izlerken ve hemen sonrasında sinir haliyle kovun bu takımdan, bir daha forma giymesin demek istemedim.

saatler geçti, sakinleşti ve diyorum ki bir daha bu takımda forma giyerse galatasay taraftarlığımı askıya alıyorum. takımda tutan hoca, yönetim her kim olursa olsun görevden ayrılana kadar da takım falan tutmam. bu onurlu formaya, böyle hakaret eden her kim olursa olsun gereği acilen yapılmalıdır. aklıma belhanda olayı da geldi, marcao olsa, muslera olsa bu karar verilir miydi diye eleştirdik eski yönetimi. bakalım şimdi bunun cevabını da almış olacağız.

bu forma onur formasıdır. herkesin onurunu masaya koyma vakti gelmiştir.

hypatia bilim

evrim teorisi üzerine güzel bir video olmuş. üzücü yanı ise yıl olmuş 2023, hala teori ve kanun farkı anlatılmak zorunda.

özellikle son zamanlarda, hedef kitlesini iyice bilal yaptılar. burada sorunu yeterlilik olarak görüyorum ben. bir şeyi çok basit anlatmak, çok bilale anlatmak, karmaşık formülleri açıklamaktan daha çok hakimiyet istiyor. popüler bilim anlatısının temelinde de bu var. sadece evrim ağacı için değil, donanımcı baba için de geçerli. birçok bilim anlatıcısı kanal aynı şekilde, basit olacak, eğlenceli olacak, herkes bir şey alacak diye birçoklarının ne diyon la değişik tepkisine yol açıyor.

yine de iyi ki var dediğim kanallardan biri, en başlarda gelir. bu kanalları takip eden kitle, azıcık bu konuda fikir sahibi kitle. öyle bilal falan bu kanalları takip etmiyor yani. bilal şu an, maymunlar insan olduysa şimdi ki maymunlar neden insan olmuyor diyor, bilal şu an bir kağıt ve kalem koysak bir milyon sonra kitap olur mu diyor. evrim ağacının takipçileri ise, çağrı beycim, lütfen şakalarınıza dikkat edin, basit olucam da deyşik olmayın, biraz daha az şaşırtma ironisi yapın, ben sıkıldım ya sürekli gerçek olmayan yanılsama bilgileri önce doğruymuş gibi anlatmandan.

iyi ki var demiştik di mi?

türklerin tarih boyunca bir askeri geleneği oldu. askerler, sosyal ve siyasi hayatın merkezinde oldu. bir askeri kişilik ortalaması da yarattık. bizim askerimiz tarih boyunca çapsız olmadı. mustafa kemal bir askeri, türkiye'yi kuran ihtilalci yapı, askeriydi. osmanlı'nın tüm atılımlarında askerler vardı. tarih bilenler daha net anlatır, onlarca türk devleti içinde bu durum geçerlidir. 60 ihtilalini askerler yaptı, olumsuz siyasi örnekler de mevcut. 80 amerikancı darbesini yapanlar yine askerdi. bu bir toplum için ne kadar iyi tartışılır, günümüz dünyasında askerin yeri böyle olmamalı, tabi olmamalı ama türk geleneğinde ya maalesef ya çok şükür bu durum mevcut.

peki neden asker övdük bu başlıkta, bilmiyorum. ulusalcı damarım kabardı sanırım. sonuç olarak hulusi akar türk askeri ortalamasının dısında bir abimiz, artık devlet adamı diyelim biz ona. o ortalama bugün, amerikancı fethullahçı itler, türk askeri kılığında yurtsever subaylarımızı darbeci ilan ederken, sırlarımızı peşkeş çekerken ne kadar ses çıkardığınla alakalıdır. hulusi akar da son tahlilde bu itlerle bir şekilde yan yana gelmeyecek noktada durdu. zamanında herkes kandırıldı, onun da hakkı var.

neyse, övemedik de yeremedik de. allah uzun ömür versin.

birileri ülkeye turist getirmek için tüm ihmalleri kendine hak sayar, birileri yağa sürülecek baldan yoksun akılları ile aşı karşıtlığı anlatır. ay sen aşı mı oldun, yazık neyse diyen embesil sesi duydu bu kulaklar.

ha gerekirse bu beyinsizler ekmeksiz de kalsın yani ama çözüm bu değil. sahi, fırıncılara kaldıysa ülkenin geleceği vay helimize. olması gereken ise şu, aşı hakkı tanımlanan ve bu haktan faydalanmayanlar ile onlarla aynı çatı altında yaşamak zorunda kalanları tüm sosyal ve ekonomik hayatın dısında bırakmak bir çözüm örneği mesela. maalesef aşı olmamak anayasal bir hak engellemek çok mümkün değil ama çıkar oradan bir kararname, bol kanun hükmü taşısın. yap bunu reis, ben yine sana oy vermem ama yap bunu, tebrik edeyim.

ben yaşam şartları olarak böyle şeyleri bilmem. son 7 yılımı medeniyetten uzak geçirdim, benim getirim anayola çıkıp benzin istasyonuna gitmekten ibarettir. eh bu durum 10 gündür değişti. mağaramdan çıkıp ateşi de bulunca medeniyet kaçınılmaz oldu. 10 gün önce getir'e dahil oldum zaten vole kanalından bildiğim bir şeydi, reklamın gücü. 3 market alışverişi yaptım ve an itibariyle de 4. yemek siparişimi verdim. hepsi birbirinden ucuza geldi. her defasında 20-30 lira az para vermiş oldum. az önce de 9 tl'ye butik bir hamburgerciden sipariş geçtim. normal şartlar altında bir hamburger menüsüne 39 tl veren adama gülerdim, 39 mu ben o paraya 4 kişi doyururum der girerdim mutfağa. simit olmuş 2.5 tl. allah senden razı olsun getir, götür ama indirimlere devam et.

evde hiç büyümeyen bir çocukla yaşamak derler ya, aynen öyledirler.

vaka şöyle vuku buluyor 3 gündür. bir mama değişikliğine gittik. kendi sağlığı ve iyiliği için tabi yeni mamaya kademeli geçiş yapmaya çalışıyoruz. gayet severek yediği eski mamasını 3-1 oranında yeni maması ile karışık veriyorum. yer mi ulan bu numarayı anadolu tekiri diyerek içinden yeni mamayı seçip yiyor. konuşkan ve anlaşması kolay bir hanımefendi olduğundan gelip tekrar yenisinden versene hacı diyor. şu an aç ve kabında mama olmasına rağmen bıdı bıdı yapıp mama istiyor ve üç gündür böyle. çocuk demiştik, aynen çocuk.

barış alper yılmaz

21 yaşındaki kanat oyuncusu. bugün itibariyle resmen galatasaray forması giymeye başlamıştır. hayırlı uğurlu olsun aslan parçası.

türk de biziz kürt de biziz hepimiz türk milletiyiz.

vallaha da bu billaha da bu. mantıksal çıkarım şu şekilde.
türk + kürt = türk.

son zamanlarda takip etmeye başladığım spor yorumcusu. spor gecesi dijital youtube kanalından tanıdım kendisini, öncesi bende yok.

son olarak taylan antalyalı üzerinden dönen homofobik saldılara karşı durarak "adamlık" dersi vermiştir. biraz saf, iyi niyetli biri sanırım. "bu ülkede böyle insanlar olduğuna inanamıyorum" cümlesini kurdu. nasıl bir ülkede yaşadığını sanıyor merak konusu.

yayının başlığını da bırakayım.
"ahlak satan ahlaksızdır"

bir yıl boyunca bizim altı numaramız taylan dedik, taylan varsa sorun yok dedik. gurur duyduk aslan parçası ile.

aslan parçası her zaman asla parçasıdır. aslanlığını yine yapmış, homofobik insanlık düşmanlarını piyasaya servis etmiştir. milli takım formasını ile kaptanlık bandı ile daha çok gurur duyacağız seninle.