uzun boylu zebra yazar profili

buradanburay senin yüzünden

yollar uzak geçit yok
gelemem ben
kapandım dört duvara
yasakları delemem ben

tembel gelin hastalığı da denirmiş. tam da budur. bütün enerjiniz biter, kilo alırsınız uyuşmuş gibi yaşarsınız. belirtileri depresyon ile çok benzer. metabolizmanız çok yavaşladığı için olur bunlar. 3 yıldır hashimotoyum. yani benim bildiğim 3 yıl evveliyatı kimbilir? hafta içi 100 mg hafta sonu 150 mg ilaç kullanıyorum. bir fark var mı derseniz ya doğuştan tembel, uyuşuk , enerjisiz bir insanım ya da dozu az geliyor ilacın. doktora gitmeye de çok üşeniyorum.

kadın doktor kadın öğretmen kadın ebe istiyorsun ama dingil. anasının karnında mı öğrenecek de olacak bunlar? ne kadar kadın düşmanı yobaz varsa hepsi kadınlara muhtaç olarak ölsünler

kazım koyuncu

bekaret nişanı çarşaf
kızları okutmamak
kızlarına miras kalmasın derdine düşmek
sevincini silah sıkarak göstermek
aa şimdi bunları yazarken gördüm ki bunların tek sebebi erkek evlat düşkünlüğü...

ben tutmuyorum. ilk gençliğimde sigara yüzünden bozdum 1 kere ve tutamayacağımı anlamış oldum. öyle iftarlık gazoz hesabı triplere girmedim fakat içimize işlediler günah diye diye. şimdi bozup daha günaha gireceğime hiç tutmuyorum. hem sanmıyorum oruç ile günaha sevaba girildiğini.

henüz acı görmemiş, dünyayı tanımamış insandır.
ergenligim her gün kavga dövüş ile gećti. evlendim komşularla ev sahipleriyle kavgalarım oldu. mahkemelik olduğum oldu. ta ki cezaevine girinceye dek. orada öğrendim kavga edersem ailemi eşimi çocuklarımı göremeyeceğimi, hakliysam bile kimseye el kaldıramayacağı mı hatta sözlü olarak ta kavga edemeyecegimi. edersen hücreye koyulup görüş cezası alırsın ve anlarsın kimse için değmeyeceğini. şimdi biliyorum kimse çocugumdan kıymetli değil. ya bana diş bileyip benden hırsını alamayıp çocuğuma sararsa. kavga medeni olmayanların tercihidir. uzak durmakta fayda var.

varsa bilmek istiyorum. boşa mı kürek çekicem yoksa gerçekten faydası olacak mı?

(bkz: sv werder bremen)

sanırım bende de var. insanlarla münasebetim selamlaşma kısmında kalsın istiyorum. konuştuklarında sıkılıyorum, kapının zili çalsa tedirgin oluyorum,kimsenin evine gitmek istemiyorum. hiç komşuluk ilişkim olmadı hoşlanmıyorum. bir yere gidilecekse sürekli erteliyorum,evden çıkmayı geciktiriyorum. kendi kendimle olmaktan inanılmaz zevk alıyorum.

bir ara nette öyle çok geyiği döndü ki kitaptan nefret ettim desem yeridir. olriç aşağı, olriç yukarı. hiç merak etmediğim, okumak istemediğim bir kitap.

eğer geride sana muhtaç engelli bir evlat bırakmıyorsan kötü bir yanı yoktur. hayat devam edecektir. dünyanın düzeni budur.

en sevilesi insan modeli. kimseyi sıkmaz, darlamaz, sohbeti güzel.
etrafımdaki herkes ve ben bu özellikte olduğumu söyler. aynı zamanda tembelimdir. "keşke senin gibi olup rahat edebilsek " derler. fakat psikiyatristim deli gibi anksiyete ve takıntılı olduğumu söyledi. ilacımı yazdı,hiç bir şeyi derin düşünme dedi. özetle bu gamsız sandığınız kişiler kendi içinde öyle şeylerle savaş verip yoruluyorlar ki sizin basit gündelik dertlerinize kafa yormak istemiyorlar.

ben denedim kaç kez pekala mesajlaşabiliyoruz. şu an için nasıldır bilemiycem fakat eskiden kendi numarama sms atardım 1 - 2 saniye sonra telefonuma gelirdi. aynı numaradan yanlış anlaşılmasın şuan deneyemiyorum sms hakkım yok deneyin bakalım gelecek mi
bu da işsizliğin kaçıncı seviyesiyse...

olması gerekendir. ve takibi mutlaka yapılmalıdır. örnek vereyim benim eşim tır şoförü. yıllarca bu meslekte emek verdi bir sürü belge aldı ve bunlarda azımsanacak rakamlarda değildi. çeşitli sınavlar verilen paralarla şu an kalifiye bir eleman. fakat burası türkiye. pandemide çalışan bir iş kolu lojistik. ve şu an ülkenin %70i şoför. adam evde oturup ölecek mi. herkes şoförlüğe soyundu. piyasa düştü iki yıl önce 7000tl ye adam bulamayanlar asgari ücretle adam çalıştırmaya başladı. sen gitmezsen arkanda hurra diyecek bin tane adam var. sinirim bozuldu eşimin bir akrabası pandemi yüzünden cezaevinden çıkarıldı ehliyet falan orda duruyor fakat bu adam sıfır belge ile başkasının ehliyeti ile tır kamyon kullanıyor. yazarken 3 sigara bitirdim sinirden neyse bunlar olumlu gelişmeler fakat takip edilmezse sadece milletin cebindeki paraya göz dikmek oluyor

bizim belediye öte mahalleye bile bakmazken adamlar almanya ya eğitime göndermiş. çok kıskandım gidenleri. fırsat eşitliği istiyorum

olmayan şeydir.
bizi okulda 2 gruba ayırır 1 konu verir tartışmamız istenirdi. bunu bile yapamazdık kavga çıkardı. elit kesimi geçersek bizde 2 kültür revaçtadır.
1 dedikodu kültürü (insanımız hep elalem ne der diyerek yaşar)
2 hastaneye gittiğinizde test için istenen kültür.

okumayı tercih ederim. kitabın kokusunu almadan odaklananileceğimi sanmıyorum. bazı insanlar okumayı sevmez. onlarda dinlesinler. ikisi de çok güzel bir eylem.

2002 doğumlu biriside bir bireydir. tabiki de ciddiye almalısınız. yoksa siz 30 yaşındayken 55 yaşındaki babanız da sizi ciddiye almaz. özellikle ergenlikte ki bireyler ciddiye alınmalı ki hayata daha sıkı bağlansınlar.

bunu başarabilmek için ya depresyonda ya da aşırı görmüş geçirmiş olmak gerekir.