1.
sevgisizlik
daha küçük yaşlarımda hayatın erkenden tattırdığı şeyler sağ olsun öfkeyle bir düşünce şekillenmişti aklımda. zaman zaman unutup, zamana kapılıp giderken öyle noktalarda yeniden karşıma çıkıp kendini hatırlatan bir düşünce olmuştu benim için. insan sevgiye tutunur yazmışlar entrylerin bir çoğunda, hem aynı fikirdeyim hem de değilim. sevgisizliğe de tutunabiliyor bazı zamanlarda. istemli olarak değil çünkü herkes sevgi görme lüksüne sahip olamıyor. sevgisizliğe nasıl tutunur diyeceksiniz? şöyle izah edeyim; hayatınızda öyle zamanlar oluyor ki tüm sevdiklerinizin bir bir sırt dönüşlerine şahit oluyorsunuz. gerçekten sevilmediğinizi anlayınca bir içinizi boşluk kaplıyor, eskiden onların sizi sevdiğini düşünerek doldurduğunuz. herkesin de tutunduğu bir inancı, daha iyisini isteyebileceği biri yok malumunuz. güvenebileceğiniz en sağlam şeyin kendiniz olduğunu fark ettiğinizde devam edebiliyorsunuz tutunup düşmemeye. bu da akıllarda bir soru belirtiyor, eğer ben kendime tutunuyorsam insanlarda kendi iyiliklerini düşünerek kendi taraflarını tutmuyorlar mıdır ilişkilerinde? çok doğru… duygusal biri olarak ve içimdeki bu insan sevgisine nazaran, ergenlik isyanlarımla kendi kendimi sevgisizliğe inandırmıştım. hala sevginin bir alışkanlık, farkında olmadan bir çıkar ilişkisi sonucu doğan bir bağımlılık olduğu görüsündeyim. eğer kendi hissettiğiniz, paylaşmayı istediğiniz bir sevgi ile dolup taşıyorsanız önce kendi bardağınıza koyun. sonra diğer bardaklarla paylaşabilirsiniz zaten. bencillik değil bu dediğim, sevgisizlik hissiyatını başkaları ile yıkmak yerine kendi kendine kaldırmak. çocukluğumuzdaki gibi safça kalbimizi açmak mümkün değil bu zamanda, iyi bir tezat ya en bencil sevenler de çocuklar.
devamını gör...