yusufbr - tüm tanımları (2. sayfa)

akıllı tasarım öğretisine tepki olarak kurulmuş, ironik bir din olan pastafaryanizm dininin simgesel tanrısıdır. ingilizce olarak fsm flying sphagetti monster şeklinde kullanılmaktadır. fsm'ye inananlara pastafaryan denilmektedir ve 2006 yılı basımı olan uçan spagetti canavarı'nın kutsal kitabı kutsal kitap olarak kabul edilmektedir. dinin kurucusu olan bobby henderson kitap satışından elde edilecek olan gelir ile korsan gemisi yaparak pastafaryanizm dinine üye toplamayı hedeflemiştir. özetle gözleri köfte, kendisi makarna olan uçan spagetti canavarı da, pastafaryanizm de tamamen tepkisel olarak ortaya atılmış, ironik ve akademik birer oluşumun parçalarıdır.

gerilim türünde 3 sezondan oluşan alman yapımı netflix dizisi. 6 ay arayla iki defa bitirdiğim diziyi her izlediğimde yeni detaylar fark ediyorum ve yakın zamanda üçüncü defa bitirmek için hazırlık yapıyorum. spoiler olmaması açısından dizi içeriği ile ilgili bilgi vermekten kaçınsam da gerilim/bilim kurgu severlerin asla pişman olmayacağını düşünüyorum. çevreme ısrarla izlemeleri konusunda baskı yaptığım bu diziyi izlemeyen varsa şiddetle öneriyorum, beğenmezseniz gelip bana kızabilirsiniz, kefilim. ayrıca atiye dizisini de izledim ve tamamen dark 'ın türk versiyonu bir çakması olduğunu düşünüyorum, izleyenler bana katılır mı bu konuda bilmem ?
(bkz: beyin yakan diziler)

hoş karşılama için teşekkür ederim. geride kalan bir haftalık yazarlık deneyimimde ve bundan sonraki süreçte elimden geldiğince ve dilim döndüğünce faydalı olmaya çalıştım/çalışacağım. bir çok kaliteli yazar ile birlikte olmaktan ve bu ailenin bir parçası olabilmekten mutlu olduğumu da ayrıca belirtmek isterim. öğrenecek çok şeyimin olduğunu düşünüyorum, herkese tekrar teşekkür ediyorum.

suç örgütü kurarak kadınları fuhuşa zorladığı iddiasıyla 248 yıla kadar hapis istemi ile yargılanan fakat müthiş yargı sisteminin kararı doğrultusunda 6 ay önce beraat eden suç makinası. gezi direnişi sırasında pala ile direnişçilere saldırması sonucu da 3 yıl hapis cezası ve 9 bin tl para cezasına çarptırılmıştır. 1 şubat 2024 gecesi beyoğlu civarında silahlı saldırıya uğrayarak ölmüştür.

(bkz: güne güzel başlamak)

düşünceden bağımsız olarak ele alındığında zaman ve mekan olgusunda yer kaplayan herşey gerçektir. gerçeklik ise olgunun gerçek olup olmadığını ele alma durumudur. gerçekliğin var olabilmesi için hiçliğinde gerçeğe eşlik etmesi gereklidir çünkü hiçlik yoksa gerçekte yoktur dolayısıyla gerçeklikte yoktur. ayrıca doğruluk ile gerçekliğin karışıtırlmaması gerekir çünkü bir bilginin doğrusu yada yanlışı vardır fakat yaygın olarak gerçek yada yalan şeklinde kategorize edilerek gerçeğin asıl anlamından uzaklaşılmaktadır. bu tanım ile geceye bir gerçek bilgi değil, doğru bilgi bırakma eylemi gerçekleşmiştir. gerçeklik ise benim bu düşüncemi somut bir eyleme dönüştürerek zaman ve mekan olgusunda yer kaplamasını sağlayarak okuyuculara ulaştırmış olma durumumdur.

göreceli bir kavramdır. kıyas yapabileceğimiz standart bir hayat zamanlama programı bulunmadığından dolayı bu sadece bireyin kendi beyninde kurguladığı, temelinde başarısızlık ve yetersiz hissetme gibi duyguları barındıran olumsuz düşünceler bütünü olarak ele alınabilir. bazen geç kalmışlık hissine kapılmış olsak dahi gerçekleşmemiş olan eylemler için en doğru zamanın ne olduğunu kesin olarak bilmemiz de çok mümkün olmayabilir çünkü eylem gerçekleşmemiştir. bu yüzden geç kalmışlık hissi yaratan eylemi hayata geçirmenin belki de şuan tam vaktidir. ancak son nefesini verdiğinde herşey için çok geç olacaktır, o güne dek hiç bir şey için geç kalmadın demektir.

izahı olmayan şeylerin mizahı olur fakat mizahın izahını yapmak gereksizdir. profesyonel yada acemi farketmeksizin mizahşör ile mizaha maruz kalan kişi veya kişiler arasında duygu geçişi olmamışsa izaha hacet yoktur. bırakın orada öylece kalsın.

son zamanlarda sık sık yaptığım eylem. bazen tepkisel olarak yazarsın sonra da "kime ne anlatıyorum ki?" diyerek silersin. bazen seni anladığına inandığın birine uzunca yazarsın sonra da aslında hiç anlamadığını farkedip yine silersin. bazen ortada hiç bir neden olmamasına rağmen konuşacak kimsen olmayınca kendi kendine yazar, okur ve geri silersin.

tek katlı, küçük bir bahçesi ve bahçesinde tatlı bir köpeği bulunan, cam tavanlı ve büyük pencereleri olan, yerlerin ahşap döşeme olduğu, salonunda şöminesi yanarken duvarlara eşyaların gölgesi vuran, loş sarı ışıklı, köşedeki masanın üzerinde yanan tütsüden sandal ağacı kokusunun evin her yerine yayıldığı, fonda lost on you çalarken koltuğa uzanıp yağan karı izlediğim bir evin bütün detayları.

kullanmaya başladığım ilk hattımın adı ve o dönemlerde galatasaray'ın forma sponsorudur. efsanelerimizden mario jardel adını duyduğumda aklımda canlanan ilk görüntü telsim yazılı çubuklu formadır.

beni hayata bağlayan tek şey bilincimin açık ve kalbimin atmaya devam etmesidir. bunların haricindeki her şeyin anlamı yine bu iki şeyin sağlıklı çalışıyor olmasına bağlıdır.

mantığa aykırılık barındıran hiç bir şeye inanmıyorum. mantık hatası varsa kendimi inandırmak için maneviyatı devreye sokarak zorla inanmam. bazen kendime bile inanmıyorum.

tanrı olgusu kişiden kişiye ve kullanım amacına göre değişiklik gösterebilir. henüz bilimsel olarak açıklanamamış olgular yada açıklanmış olsa dahi bunu tatmin edici bulmayanlar tarafından doğaüstü bir yaratıcıya atfedilerek bir acil kaçış rampası olarak kullanılabilir. insan doğası gereği psikolojik rahatlama ve zor zamanlarda yalnızlık sarmalından kurtulabilmek için görünmez, duyulmaz ama var olduğuna inanılan bir süper kahraman olarak da kullanılabilir. bunların haricinde bireyin yaşadığı coğrafyaya göre de tanrı olgusu değişiklik gösterebilir ve bu doğrultuda şekillenebilir. herkesin inanç özgürlüğü olduğu gibi inanmama özgürlüğü de vardır ve kimisine göre insanın tanrısı var olan vicdanı iken kimisinin bambaşka somut bir nesne de olabilir.

çok sevdiğim bir yazar dostumun da dediği gibi "her şey zıddıyla var olur". istediği her şeye sahip olduğunda artık sahip olmak isteyecek motivasyonunun kalmaması sebebiyle zamanla mutsuzluğa sürüklenebilir insan. var olmanın değerini anlamak için yokluğun da sürece eşlik etmesi önemlidir. ayrıca başlığı bir kaybedenler kulübü repliği ile taçlandırmak isterim.

askerliğin acemi birliğini hayraboluilçesinde yaptığım, köftesi fena olmayan ama kışı çok soğuk geçen bir ilimiz. şehir merkezi daha iyi durumda olmasına rağmen ilçeleri daha az gelişmiş bir izlenim vermektedir.

bazen bazı insanlara dümdüz sövmek istiyorum ama sonra aynı seviyeye düşmenin şahsıma vereceği kötü hissiyatı düşünüp vazgeçiyorum. son zamanlarda çok fazlaca bu duyguyu yaşamaya başladım, sanırım sözlük psikolojimi yıprattı.

aman aman, yandım amman
kurşun gibi izler
son bakıştaki o gözler
kaldı aklımızda.

erdal eren'e hasretle..

iletişim kurmanın mümkün olmadığı, mental ve ruhsal eğitimi konusunda çok eksik kalmış, taş devrinde yaşıyormuş hissiyatı veren, sadece boş muhabbet etmeye yarayan insan tipi.

özellikle bugün karşılaştığım seviyesiz, saygısız ve sadece bel altı entry peşinde olan bir veya birkaç eli boş insan (yazar diyemiyorum) hakkında yapmayı düşündüğüm eylem. biraz daha sabredebilirim diye düşünsem de profil geçmişi incelendiğinde uzun zamandır aynı çizgide devam ettiğini gördüğüm bu bir veya birkaç kişinin olmadığı bir sözlük çok daha kaliteli olacaktır şüphesiz.