2 temmuz 2021 tunç soyer'in izbb asgari ücret paylaşımı

ekşi sözlük yazarlarının, izmir büyükşehir belediyesi'nin çalışanlarına yönelik belirlediği asgari ücretin yüksekliğinin adil olmadığına dair eleştirileri üzerine; sosyal medya üzerinden verilen cevaptır.


paylaşıma buradan ulaşabilirsiniz

buda görselde rahatça okunamayan paylaşım.


açıkçası tunç soyer'in bu paylaşımı beni çok rahatsız etti.

iktidarın hamasi söylemlerine çoğumuz alıştık ve bağışıklık kazandık. ama muhalefetten gelen bu hamasi yaklaşım beni daha da rahatsız etti.

evet bu paylaşımlarla iktidara eleştiri yapmaya çalışıyor ama izmir halkını ezdiğinin zerre farkında değil.

belediyede çalışan en vasıfsız adamın aldığı maaş 7.134 lira. gönül isterki daha fazla da alsın. çünkü en vasıfsız insan bile insani ihtiyaçlarını karşılayabilmeli. fakat bir şehirde çalışan mühendisler ortalama 4.000 lira kazanırken, bir market çalışanı ortalama 3.200 lira alırken, bu insanların sana ödediği vergileri bu kadar hoyratça kullanamazsın.

sen genel seçimde; memura, taşeron'a göz kırpmak için vatandaşını ezemezsin tunç soyer!

bir kamu yöneticisinin görevi kamuya hizmet etmek, onların yaşam standartlarını korumak hatta imkan varsa yükseltmektir. kamunun sırtına basıp kamu çalışanlarının yaşam standartlarını yükseltmek değildir.

lafa geldi mi millet aç muhabbeti yapanlara, bir kahveye 15-20 lirayı rahatça verenlere verilmiş bir cevap. tunç başkandan hazzetmem ama burda güzel cevap vermiş ekşici bit yavrularına. ben anlamıyorum niye rahatsız olunuyor? diplomalının maaşı düşük diye belediye çalışanının da mı maaşı düşük olmalı? maaşın düşükse sesini çıkar, patronuna git. ama yok, onlardan başkası yüksek maaş alamaz. en iyisini onlar almalı, onlar yemeli. aynısı asgari ücrette de yaptılar. bu nasıl bir ikiyüzlülük lan. bir de vasıfsız diye eziyorlar. işte bunlar hergün her yerde öldük bittik, eziliyoruz, açız diyenler.

ekleme: belediyede onbinlerce kişi çalışıyor zannedenler gelmiş. önce kaç kişi çalışıyor büyükşehir de onu öğrenin. bir de izbb nedir la. ibb o.

olaya bak :d maaş popülizmiymiş* nasıl bir cehennemin içine düştük böyle anlam veremiyorum. kendi aldığı maaşın neden düşük olduğunu değil de başkasının aldığı maaşın neden yüksek olduğunu sorguluyor. pardon, başkasının aldığı maaşın neden kendi maaşından yüksek olduğunu sorguluyor:d bir de kendisine maaş ödemeyen insana soruyor bunu:d neden benden çok maaş alıyor diye :d patronuna sor aslanım, hükümete sor.

vergilerini önemsiyormuşlar falan filan :ddd

meşhur fıkradır: cehennemde kazanlar kaynıyormuş, her kazanın başında da bir zebani duruyor ve kafasını dışarı çıkaranı tekrar suya itiyormuş.
bir tek kazanın başında zebani yokmuş, sormuşlar neden yok diye,
- o kazanda türkler var, biri kafasını çıkarınca alttan çekiyorlar, zebaniye gerek kalmıyor.
başkasına ihtiyacımız yok, biz kendimizi aşağı çekmeyi çok iyi biliriz. işçinin maaşının yüksekliğine bırak sevinmeyi, içten içe kızar, üzülürüz. emeğe saygı der, işçiden nefret ederiz.
vallahi işimiz zor bizim, işimiz zor.

izmirliler ağlıyor sonra su çok pahalı trafik çok kötü diye. hakkı 2800 lira olan insana 7000 verirsen parasını halktan çıkartmak zorundasın. sanki cebinden veriyor tunç soyer. çok istiyorsa açsın şirket 15bin versin. o param benim param vergiyle ben verdim. akp'nin vakıflara para aktarmasından hiçbir farkı yok.

salyagöz'e yerden göğe kadar hak veriyorum, gerçekten o parayı çalışarak hak eden 5 belediye işçisi yoktur, çünkü izmir ve ilçelerinde hizmet yok, kendileri çalıp , kendileri oynuyor, inanmayan veya aksini iddia eden varsa belediyelerin neler yaptıklarını yazsın , görsel atsın, yollar berbat, asfalt, alt yapı berbat, kesinlikle çalıştıkları yerler, halktan kopuk sosyete denen yerlerdir , halka hizmet yok , karşıyaka'da yaşıyorum, iş yerim kemalpaşa da iki ilçede berbat , belediyeler maalesef yandaş cafe olmuş durumda.
beni tanıyan, chp ye laf söyleyemeyeceğim i bilir, amma, doğru ya doğru , kesinlikle halk çok pişman , inşallah kendi aralarında eğlenmeyi bırakıp iş yaparlar.
kısaca o parayı izmir'de hak eden bir allah'ın kulu belediye işçisi yoktur.

ülkede iki ayrı yönetim var. biri iktidar diğeri büyükşehir belediyeleri aracılığıyla muhalif partiler.

birinde asgari ücret 5-6 bin tl, diğerinde 3 bin tl.

olan o belediyelerde çalışmayan işçilere, doktorlara, öğretmenlere falan oluyor ne yazık ki. soyer’e katılıyorum işçi maaşları yüksek değil öğretmen, doktor maaşları düşük

adam yanlış bir şey söylememiş ki asgari ücret yüksek değil sen fakirsin demiş bunu da gözünüze sokmuş ne yapacaktı başka?

arkadaşlar farkında mısınız bilmiyorum ama yıllardır devlet eli ile fakirleştiriliyorsunuz % 30 enflasyonu % 10 gösterip size % 10 zam yaptılar ilk yıllar fazla hissetmediniz ama fakirleştiğinizi şimdi kökünüze kadar hissediyorsunuz.

kısaca adam yanlış bir şey söylemiyor siz dümdüz fakirleştiniz.

herhangi bir grubun hangi sebeple olursa olsun kamuda ülke standartlarından yüksek maaş alması belirli bir kesime ayrıcalık tanınmasıdir.
onun yerine dört bin lira maaşla çalışan sayısını arttırıp hem hizmet kalitesini arttırabilir ,hem de çalışma süresini kısaltarak işçilerin verimi arttirabilirdi.

herkesin maaşı düşük,zaten burada 'onlar neden yüksek alıyor?' diyen insan aynı zamanda 'ben neden daha yüksek almıyorum?' demek de istiyor aynı zamanda.soruda hata yok yani.

ayrıca eğitim ve donanım yok sayılmamalı.

son olarak 'vasıfsız işçi' hakaret değildir bir tanımlamadır.calistigi işte eğitime ve donanıma sahip değil demektir.buradan da duyar kasmayınız.resmen twitter duyarcilari yüzünden ülkede gerçekçi tartışma yapılamıyor.

neden türkiyede doktor mühendis kalmıyor? cevabı burada. okumak bi bok etmiyor çünkü.

burada boş boş yok sen de sesini çıkar yok emekçinin hakkı diyen tiplerin ekonomiden, iktisattan zerre haberi yok. maaş zaten halkın cebinden çıkıyor isterse 10 bin lira da verir. tek kişiye 7 bin lira vereceğine 2 kişiye 3500 ver ama vermez niye? çünkü twitterda hashtag olup popülerlik elde edecek.

siyasilerin özellikle de belediye başkanlarının maaş popülizmi yapması sık sık görülen bir olay. şimdi tunç soyer çıkmış yoksulluk sınırı muhabbeti yapıyor, iyi yapsın peki aynı kişi aynı maaşları kendi şirketinde de verir mi? kendi şirketinde de vasıfsız çalışana 7,000 lira versin görelim. vergi mükelleflerinin parasıyla finanse edilen yerel yönetimde bol keseden dağıtmak kolay. yüzde yüz eminim ki "ekonomik gerekçeleri" öne sürerek aynı maaşları kendi şirketinde vermez.

bunun benzerleri geçmişte de yaşandı. nurettin sözen döneminde bol maaşlı ve kadrolu işçiler her fırsatta daha yüksek maaş için grev yapıp şehirde çöp dağları oluşmasına sebep olmuştu. rte gelince taşeron sistemini getirip hepsini temizledi. ya da güncel bir örnek vereyim, şu an pek çok ilçe belediyesinde bol keseden verilmiş seçim vaatleri yüzünden maaşlar iki katına çıktı. bu sebeple belediye bütçeleri neredeyse olduğu gibi personel giderlerine harcanıyor. bu bir süre devam ederse temel hizmetler bile aksamaya başlar. en sonunda da halkın canına tak eder ve biri gelip yine taşeron sistemiyle işçinin canına okur.

ekonomik düzeylerle uyuşmayan ücretlerin verilmesi zararlıdır. evet asgari ücret çok düşük ama bu ekonomik gerçeklerin bir sonucu. ücretleri yapay yöntemlerle artırmak sorunları daha da derinleştirmekten başka bir şeye yaramaz. ortada emek pazarıyla uyuşmayan yüksek ücretler varsa orada popülizm vardır. popülizm, demokrasinin yan ürünü olan kanserlerden biri. ekonomiye uyacaksın, ajitasyonla olmaz bu işler.

ama olsun kordona nostaljik tramvay yabdı. işçi kazansın sıkıntı yok ama 10 senedir yapılamayan selçuk tire yolu , 30 senedir çekilen su sıkıntısı var acaba diyorum işçilere gösterilen özen izmir halkına da gösterilse daha iyi mi olur? beni bilen bilir ben cahapaya da laf söylerim , mozambikteki cahapaya söylerim sadece ama söylerim yani. nostaljik trenden daha önemli sıkıntılarımız var tunco , halay çekerek kutlanan maaş zammı varsa c walk yaparak kutlayacağımız su sorununun çözümü de olsun tunco.

bundan sonra burda açız edebiyatı yapanı, işçi dostu geçinip sosyalizm naraları atanı görürsem çok fena gömeceğim. burda bunu eleştirenlerin ülkedeki ekonomik gidişattan şikayet etme hakkı yok, hele işçinin yanında muhabbeti yapmaya hiç yok.

kendi maaşlarının azlığından değil de birkaç yüz işçinin maaşının fazlalığından şikayet edenlere verilmiş bir cevap. yazılanları hayretle okudum. pes.

asgari ücreti 70.000 yapın herkes rahat etsin :d asgari ücret sefalet ve işsizlik artışı ile doğru orantılı giden bir olgudur.

bir siyasetçinin gidin kendi maaşlarınızın hesabını kendiniz sorun demesidir. pardon da siyasiler ve siyasi partiler niçin var şu durumda? muhteşem ve pek etkili muhalefetinizin bedelini ben ödüyorum lan! yani bunun senin açından bir sonucu olmayacak mı sanıyorsun ey cehapeee!

vallah böğrüne böğrüne basacam pusulada genç parti ambleminin bir sonraki seçimde. o en azından böyle kılıf aramıyordu parayı seçmenim olan senden alıp senin gibi oy verenlerin birkaçına dağıtacağım derken. (bkz: belediyelerin su faturası soygunculuğu)

bu arada soyer de ekşi gibi öğretmenlerimizi hiiççç kaale almamış lan. varsa yoksa dokhtur müyendizz vasıflı denince aklına gelen.

eh, chp izmir'de koltuğa sıçıp üzerine altı ok yapıştırsa o b*k bile başkan seçileceği için bize müstahaktır. izmir'in durumu o kadar kötü ki geçen seçimde akepe'yi desteklemeyi bile düşündüm. adamlar bizi niye iplesin ki? kazanacağından emin zaten. hakkını da yer, hırsızlıkta yapar, sabahtan akşama kadar da yatar, eş dost belediyeye doldurup en az 7bin maaş da verir. aziz kocaoğlu gideceği zaman ne ümitlenmiştim halbuki... ben maaşımın yükselmesi için savaşıyorum zaten. ama sen benim verdiğim vergiyle, işe yaramaz adamın birine 5 yıl tecrübeli akademisyen maaşı vererek benim hakkımı yiyorsun, vergimi boşa harcıyorsun ve benim ihtiyacım olan hizmetleri getirmiyorsun. izmir'i b*k götürüyor, b*k!

imdat ya, vallahi imdat!

yahu iyi güzel de ülke komple yanıyor ben kendi evimi söndürüp kurtarsam ne kurtarmasam ne!

allah için güzel rakamlar.
birileri mutlu oluyor en azından.
ordan baktım.
en son 6 yıl önce gittim izmir'e.
avmler her yaştan şortlu kadın ile doluydu.
allah için hemen hemen hepsi de hoştu.
sezarın hakkı sezar’a.
ama başka bir numara yoktu şehirde.
çöp gibiydi. taş üstüne taş koyulmamış. allahtan deniz var da. bir taraf mavi gözüküyor.
trabzon ondan daha büyükşehir gibiydi o zaman.
solcular nerde hareket orda bereket misyonundansa, çiçek çocuklar gibi takılma taraftarı.
yeterki rahatça şort giyelim.
hem şort giyip, hem de icraat yapsalar keşke.
kabul ediyorum, sağcılarda bereket kısmını fazlaca kendine yoruyor, ama bir şeyler yapıyorlar en azından.
sağın antipatik hareketleri yüzünden bir süre sol çiçek çocuklarına kalacak gibiyiz.
gençlerin seçimi belli edecek önümüzdeki günleri.
memleketçe güzel günler görelim inşallah.
hamiş: sağ yönetimlerin yemediği sol yönetimlerin çalıştığı bir dünya mümkün olsa keşke.

"patronuna ses çıkar"

gel bakalım benim şirketime, sana benim amirlerim "dexter istifa etsin götüme 35 katman kına yakacağız" demezlerse bir halt bilmiyorum. yöneticilerim en ufak açığımı arıyor beni tazminatsız çıkarmak için. neden? feriştiha bağıra bağıra ses çıkardığım, isyan ettiğim için. benim özgüvenimden götüm götüm tırstıkları için, ben turizmi amirlerimden daha çok bildiğim için.

bakalım sen ne kadar isyan ediyorsun güzelim. dolaptaki pekmez yalaya yalaya bitiremeyenlerden değilsindir inşallah. yalamayı seviyoruz genelde millet olarak. başkasına akıl verirken ses çıkar ama kendisi dondurmasız yapamaz. peki, dondurma nasıl yenir? yalayarak. aroması da sana kalmış...

merak etme yavrum, yöneticilik için ilanlara bakıyorum alırsam, arkamı "yaka yaka" gideceğim. bendeki yüreğin %25'i eğer siz de varsa bu "sös çökör" diyenlere, dilediğiniz gökdelen de atlamaya hazırım.

gelelim esas konumuza. tamam sen yalamaya devam edebilirsin. neyi olacak dondurmayı tabii ki! erir falan maazallah...

anarşist tüm çalışanları tenzih eder ve onları kalbimle selamlarım. ben gibi anarşist olun len ehehe.

"tunç soyer"

bak muhalefet adam, güzel diyorsun. doktorlar, mühendisler maaşı düşük eyvallah ama sen de aynı bokun farklı laciverdisin. ben turizmciyim mesela, lise mezunuyum ama primler olmasa ben "asgari" alıyorum. tıp okuyan adam 5-6 bin alıyor ama ilkokul mezunu mehmet abim 8 bin.

mehmet abime 8 bini helal hoş olsun. ama okuyan adama da arada kaynıyor, yazık değil mi ulan okuyana? haydi işçiye kıyak geçeceksiniz ona da tamam.

neden 4 bin değil de, 7 bin? o adam 4 bin alıyorsa, 5 bin yaparsın mesela yüzdeliğe vuruna %20 zam güzel rakam ve tatmin de edici, etmeyene de eski maaşından devam dersin, bak bakalım burun kıvırsa bile nasıl %20'ye razı oluyor. yukarıda ne dedin, şimdi ne diyorsun diyenlere gelirsem ; gelmediğiniz çok şey var, bilmek isteyene uzun uzun anlatırım.

ikincisi burada mehmet abinin hakkını yemiyoruz ki, sadece hakkını belli bir oranda veriyoruz. çünkü böyle uçuk maaş verirsen 23 yıl sonra bütçede para kalmayınca o para gene mehmet abinin maaşıyla ezdiği tüm şehir sakinlerinden çıkacak.

kalıcı istihdam için "şov" zamlar değil, "makul" zamlar yapılmalıdır.

patronu düşünmüyorum seni düşünüyorum. çünkü maaşlar yüksek yüksek verilirse yarın kriz olduğundan hemen sen göze batacaksın. ulan zaten vasfı yok ve üstüne 7 bin maaş alıyor diye şak sana yolu verecekler.

ben şahsen kontrolsüz değil planlı ve makul zam isterim. çünkü şirketimin bana maaşımı gününde ödemesini istiyorsam, şirketin bütçesi olabilmeli ki bana ödesin. ödemezse, ben hakkımı ararım. ama şirkette kriz olursa, şirket zaten maaş ödemeye erinirken, haklı bir sebebi olacak. pnademi'yi bile kendine yontan kaç tane şirket var görmüyor musunuz? yasak bitti, kaç kişiyi kapının önüne koydular.

kamunun parasıyla, işçiye hava atılmaz ve koca bir şehre "caka" satılmaz hava atacaksan, cebinden ver de görelim be kral.

ya da doktorun hakkının ararken lafta değil "icraat" olarak seni önde görelim ki samimiyetini görelim muhalefet adam.

siyer başkan haklı nokta.
itiraz edenler:
1. zenginlerin bir kısmı yanında çalışandan insani yaşam koşullarında yaşayacak kadar ücret isteyecek.
2. az ücret alanların bir kısmı kendileri alamıyor ve bu konuda kimseye birşey diyemiyor tabii efendim, ne demek efendim ciler.
3. fakirin sırtından geçinip krallar gibi yaşayanlar.
4. sabah 6'da işe gidip akşam 10'da eve gelip çocuklarını hiç göremeyenler. bunlarda herkes kendileri gibi yaşasın ister. yazında her sene köye gider. 2 haftalık izinde ırgatlik yapar.
söyleyeceklerim bu kadar.
tüm emekçilerin yaşanabilir bir ücret alıp çocuklarını gelecek korkusu olmadan ye tiş tir me li....