4 haziran 2021 yekta saraç'ın açıklaması

yükseköğretim kurulu (yök) başkanı prof. dr. yekta saraç, "üniversiteler, milletin kızlarını emanet ettiği, hocalarına 'annelik, babalık yap, rehberlik yap' diye emanet ettiği kurumlar. öğrencilerimize herhangi bir şekilde yan gözle bakılmasına bile tahammül edemeyiz" dedi.

twitter.com/AnekdotHaber/st...

üniversite öğrencileri minimum 18-19 yaşlarında yetişkin bireyler. bu yüzden üniversite'de veli kavramı yok. bu insanlar oy kullanabilir , ehliyet alabilir , sevişebilirler. ama (bkz: siyasal islam) kendi ahlak anlayışları üzerinden yine toplum mühendisliği yaparak öğrencileri şekillendirmeye çalışıyorlar. ayrıca minimum 18 yaşında olan yetişkin bir kadının kimseye emanet edilmesine ihtiyacı yok. bu açıklamadan bile kadına bakış açıları belli oluyor. gel böyle bir ortamda üniversitelerden bilim bekle gerçekten çok yazık.

kendi aklını siyasal islam'a emanet etmiş birisinin yaptığı açıklama.

erkeklere yine or.... ço.... muamelesi yapılan zırvalar. lan kızlar size emanet de erkekler değil mi? şüphesiz ki meali "erkek her haltı yiyebilir, ama kızlar yiyemez" olan bir koltuğa göz kırpma çalışması. bitiyorum bu kızlarınız bize emanet lafına.

üniversiteler yüksek öğrenim/öğretim kurumlarıdır. bu kurumlara %99 reşit bireyler girmekte ve ve başkanın beyanındaki gibi ailelerin çocuklarını verdikleri kreş değil, bireylerin kendi iradeleriyle bilim, sanat öğrendikleri (en azından teoride) yerlerdir.

tanım: darbe ürünü kurumun başkanının haddi olmayan ve siyasal islam soslu açıklamasıdır.

beni şaşırtan asıl şey, bu zihniyete sahip olan isanların aynı zamanda profesör olmasıdır.

ulan o kadar okumuş etmiş adamsın, kahvehane dayısı kafasıyla nasıl profesör oldunuz siz?

16 yaşında hakim kararıyla evlenebiliyorsun, ama 18 yaşında sevişemiyorsun. negzel.

yekta saraç eserlerini de incelediğim kadarıyla yetkin bir edebiyat profesörüdür. bak edebiyat diyorum, profesör diyorum.
beynini siyasal islama, elini siyasete, g...nü bir siyasi harekete vermiş parlak bir beynin dahi ne hallere dusebildiginin hazin örneği olan açıklama.

bir kadının emanet edilmeye ihtiyacı yoktur kendi ayakları üstünde durabilir ve kendini koruyabilir.
biz bütün çocuklarımızın güvenliği ile mesuluz diye bir cümle kursa daha şık durmaz mı?
burada ki maksat kötü anlamlı olmayabilir zaten kişinin ne niyetle söylediğini de anlayamam.ben şahsi olarak söylediği söze bakarım.

üniversiteli öğrenciyi anaokulu çocuğu konumuna sokan bir siyasal islam insanının yorumu. arkadaşlar fikri hür olan üniversitelerde ki bireylerin anne, baba egemenliğinde olduğunu sandıkları için bunlar z kuşağından oy alacağını sanıyor.

ben küçük bir dipnot bırakmak istiyorum:
üniversiteler, istekli “bireylerin” alan eğitimi almak için başvurdukları kurumlardır. burada “bireyler” ilgilendikleri alanlar ile alakalı detay bilgilere evrensel ölçüde (univers) sahip olma gayesi taşımalıdır. üniversitelerin “bireylere” kattığı bir diğer artı değer ise entellektüel bilgi birikimi ve donanımı ile göz dolduran; kendini ispatlamış akademisyenler ile; bu akademisyenlere eğitim amacıyla başvuran “bireylerin” hayatlarına artı değer katarak yaşamlarında bakış açısı farkı ortaya koymayı sağlar.

kısaca üniversiteler “bireylerin” yalnız ders ile eğitim aldığı bir kurum değil, içerisinde barındırdığı tüm değerleri ile yaşam şeklini, düşünce tarzını, düşünme yetisini en üst düzeyde desteklemeyi amaçlayan, toplumun temel taşlarından en büyüğüdür.

-neden birey kelimesi sürekli “ işareti içerisinde?
üniversiteler kadın/erkek fark etmeksizin ve hatta herhangi bir özelliğini ayırt etmeden onları kabul eder. ayrım yapmaz.
-yukarıda yazdıklarıma inanıyor muyum?
türkiye için elbette inanmıyorum. ancak hayal ettiğim üniversite bu.
-yök başkanı buna benzer cümleler kursaydı ne değişirdi?
bilmem, belki üniversitelerin başındaki kişi olarak orada olmayı hak ettiği belli olabilirdi.

yahu çok afedersiniz ama üniversitelerdeki hocalarının da şeyinde oraya giden kız öğrencinin namusu!

yoo bizi kimse size emanet etmiyor siz bizim her işimize burnunuzu sokmayın yeter.

‘emeğiniz emanetimizdir’ ösym kalem sloganının, üniversite sınavı sonrasında da devam ettiğinin dillenme hali.

yahu allah aşkına arkadaşlar adamın suratına bir bakar mısınız? bu tipte ve bu zihniyette bir adamın bu şekilde yaptığı açıklamayı gerçekten garipsiyor musunuz?

tbmm’de kadına şiddetin nedenlerinin belirlenmesi amacıyla kurulmuş bir araştırma komisyonu varmış ve yök başkanı yekta saraç, işte bu komisyonda bir sunum yapmış.

yaptığı sunumda...

önce 2014 yılından bugüne kadar 60 öğretim elemanının, kadına tacizden üniversiteden ihraç edildiği bilgisini vermiş. sonra da taciz konusunda duyarlı olduklarını vurgulayarak sözlerini şöyle tamamlamış:

*

“eğer cinsel taciz söz konusuysa ihraç işlemlerini hemen tamamlarız. üniversiteler, milletin kızlarını emanet ettiği, hocalarına ‘annelik, babalık yap, rehberlik yap’ diye emanet ettiği kurumlar. burada öğrencilerimize herhangi bir şekilde yan gözle bakılmasına bile tahammül edemeyiz”.

*

gördünüz mü bağlamından koparılmış cümlenin nelere yol açabileceğini?

konu: taciz. konu: öğrencisine yan gözle bakan hocalar.

bağlam bu ve yök başkanı, işte bu bağlamı esas alarak konuşmuş.

*

sosyal medya var ya sosyal medya...

bağlamından koparılmış, cımbızlanmış cümleler diyarıdır.

minnacık da olsa araştırmadan atlamayın gördüğünüz her cümlenin üzerine.

yök denilen kurum kaldırılmalı artık üniversitelerin kültürünü oluşturmasına engel teşkil etmesi dışında kültürü olan üniversiteleri de yokediyor. zaten (bkz: kenan evren) icadı bir saçmalık bu.

sabah sabah okuyorum ve diyecek bir sözüm olmuyor olamıyor bazen. dünya nerede biz neredeyiz.

hala bağlam falan diye savunulmaya çalışılıyor. ''üniversiteler, milletin kızlarını emanet ettiği, hocalarına ‘annelik, babalık yap, rehberlik yap’ diye emanet ettiği kurumlar'' değildir.

''yüksek düzeyde eğitim, öğretim, bilimsel araştırmalar ve yayın yapan fakülte, enstitü, yüksekokul ve benzeri birim ve bölümlerden oluşan, bilimsel özerkliği ve kamu tüzelkişiliği bulunan öğretim kurumu.''

yukarıdaki tanımda, emanet, annelik, babalık gibi görevlerinin olduğu yazmıyor. reşit olmuş bireylerin kimseye emanet edilmesine ihtiyaçları yoktur. sorun bu bakış açısındadır.

ahahah oğlum bana kızınızı oğlunuzu emanet etmeyin lan, ben kendime zor bakıyorum. ahahaha. emanetmiş.

haberde görünen saç özürlü kişiye herhangi bir emanetçinin bekçiliği dahi verilmemeliyken, yök'ün emanet edilmiş olması insana hüzün veriyor.