drama / suç / gizem
6 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

şimdi bu filmi yapan adama bi sormak lazım; yahu ne yaşadın? ne yaşadın da böyle bi film yaptın? çünkü filmin yazanı ve yöneteni aynı kişi: emin alper.
1974, ermenek doğumlu... ya mevcut yaşamı iyi senarize ediyor ya da mevcut konjonktürü iyi analiz ediyor. bakış açısı müthiş. hem tanrısal bakış açısını tercih etmiş hem de bireysel yani öznel bakış açısını... ancak olayları birey bazında ele almaları daha fazla. bu sebepledir ki filmi analiz ederken hiçbir sahneyi hatta sesi, kaçırmamanız gerektiğini düşünüyorsunuz...

film, 2015 yapımı, kasım'da gösterime girmiş. tam trt 2'lik film, eğmeye bükmeye gerek yok. bu minvalde ödül de almış zaten. elbette ki yurt dışından. zaten bayılırlar böyle terör faaliyetleri içeren ama kendi ülkelerini baz almayan filmlere ödül vermeyi.*

olaylar psikanalitik yaklaşımla ele alınmış yani gerçek nedir yalan nedir hangileri halüsinasyon, karıştırabilirsiniz. oldukça da sıkıcı, terörist ve polisiye minvalinde bir film olmasına rağmen "sanatsal" yönü ağır basıyor. yani olaysız. iki konuşma için kırk dakika bekliyorsunuz.

yine filmin terör olaylarını anlattığını fakat bunu psikolojik olarka tahlil ettiğini ele almıştık, yapım ya da yönetim burada devreye girmiş görünüyor, özellikle filmin daha ilk dakikalarında 09:30-10:00'uncu dakikalarda filmin çorum/kargı'da geçtiğini anlıyorsunuz. zaten başından itibaren iç anadolu ağzı kullanıldığı için bi garip geliyor.
bunu, bilinçli yaptıklarını düşünüyorum ki filmin, klasik gerilim, polisiye tarzından ayrıldığını anlayabilesiniz. yahu basbayağı psikolojik-gerilim filmi bu. zaten savaşların insanlar üzerinde oluşturduğu bi baskı ve şizofreni dalgası vardır, onu da iyi yansıtmışlar. yalnız

şizofrenik bulgular gösteren kişinin, ahmet mi yoksa hapishaneden, şartlı tahliye olan ve 20 yılı içeride geçen kadir mi olduğu karışık. bana kalırsa ikisinde de aynı bulgular söz konusu. yukarıda bahsetmiştik filmin yer yer tanrısal bakış açısına sahip olduğunu ancak bireysel açıya geçtiğinde, bunu yani şizofrenik bulguların ahmet ve kadir'de de bulunduğunu rahatlıkla söyleyebilirsiniz. özellikle kadir'in meral'le ilgili konularda yaşadığı ani kulak çınlamaları, zihninde bir yerlerde nöronların çatladığını gösteriyor.

filmin bu açıdan, iyi analiz edilmesi lazım.

filmin ilk başta, amiyane tabirle anadolu irfanını anlatacağını düşünüyorsunuz ancak film sizi, burada yanıltıyor...

çünkü daha en başında, ali ve meral'in sahneye girişiyle evliliklerinde bir pürüz olduğu ya da bunun, göstermelik bir evlilik olduğu anlaşılıyor. çünkü ilerleyen sahnelerde ali ve meral'in, örgüt için çalıştığı anlaşılıyor. kahramanımız ise buna şaşırıyor. bunda biraz ali ve meral'in kendisine yaptığı yardımlar ve erkekçe beslediği duyguların etkilerini görmek de mümkün ki ilerleyen sahnelerde sık sık meral konusunda, kulak çınlamaları yaşaması, buradandır. yani kadir, operasyonu sekteye uğratacak psikolojik bulguları, kendinde de barındırıyor. önyargıları, devreye giriyor.

fakat bu, seyirciye pek yansıtılmadan birden verilmiş. bir anda olay karşısında şaşırıp kalıyorsunuz.

komisere gelecek olursak beceriksiz adamın teki

operasyonun başarısızlığından sorumlu tutulacak birini arıyor ve bulmakta da gecikmiyor. onun hatalı olduğunu kabullenişini, kadir'i kovarken anlıyorsunuz. çünkü filmin başında "operasyon başarısız olursa seni hapishaneye geri göndeririz" demişti. ama göndermedi, ilginç...

dediğim gibi sıkıcı ve sanatsal yönü ağır basıyor. fakat sevmediğim bir tür. merak edip yine de izledim. şimdi balkon kapısı hızlı kapansa korkuyorum. gidip bu filmin etkilerini ortadan kaldıracak başka bir film izlemeliyim. klasik türk komedisi ya da aile filmi bile olabilir. eğer siz de bu tür psikolojik gerilim yaklaşımlı filmlere yabancıysanız bunu, dikkate alın derim.*

bu arada son olarak film, beyaz perdede 5 üzerinden 3.5; ımdb'de ise 10 üzerinden 7.2 gibi bir oy almış. yeterli mi? bence evet, 7'yi geçmemesi bile lazımdı.

düzenleme: imla.
devamını gör...
emin alper'in yazıp yönettiği politik distopya filmidir. film neresi olduğu bilinmeyen bir mahalleyi kendine mekan olarak seçer. daha ilk sahneden mahallenin bir ablukada olduğu görülmektedir. ancak bu ablukanın sebebi ve amacı bilinmemektedir. cezaevinden muhbirlik yapması karşılığında erken salınan kadir, kardeşi ahmet'in yaşadığı mahalleye gider. ahmet belediyede köpek itlaf ekibinde çalışan evli bir adamdır. ayrıca ahmet'in ali ve meral isminde evli komşusu vardır. kadir kendisine verilen görev gereği görünüşte bir kağıt toplayıcısıdır. ancak asıl amacı çöpleri kontrol ederek bomba yapımında kullanılan malzemeleri ve bunları atanları tespit etmektir. ahmet ise her gün eski bir belediye aracı ve yanında iki belediye işçisi ile başıboş gezen sokak köpeklerini vurmaktadır. ali ve meral hakkında ise bir bilgi yoktur.

ahmet aslında evli olsa da abisiyle oturduğu ilk yemek sofrasında eşinin çocuğunu da alıp kendisini terkettiğini itiraf eder. kadir ise komşu meral ile yakınlaşmaya başlar. aynı zamanda kadir, meral ile kardeşinin birlikte olduğundan da şüphe duymaktadır. meral'in kocasının ise olanlardan haberi yoktur. ahmet her gün olduğu gibi yine köpek itlafı yaparken siyah bir köpeği vurur ancak öldüremez. ve peşine düşmekten vazgeçer. ilk defa bir hayvanı bağışlamayı seçer. sonrasında hayvan da onun evinin yakınına gelir ve ona sığınır. ahmet bir süre tereddüt ettikten sonra onu evine alıp beslemeye başlar. abisi ise buna karşı çıkar. bu sırada mahallede olaylar artmakta ve abluka sıkılaşmaktadır. abluka arttıkça ahmet'in psikolojisi bozulmaya başlar. çünkü köpek itlaf eden bir adam olarak bir köpek beslemeye başlamış ve kendi sınırlarını aşmaya başlamıştır. kadir cephesinde ise kendisine emir veren yetkililer onunla dalga geçmeye ve daha sıkı kontrol yapması emrini verirler. ahmet dışarıda panzerler ve helikopterler gezdikçe evinde çukurlar kazmaya ve yer altına inmeye başlar. gerçeklerle bağlantısı kopmuş gibi gözükür ve aklını kaçırmıştır. kadir'in ise iyice şüpheleri artmaya başlamıştır ve hem ali ve meral'den hem kardeşinden hem de kendisine emir verenleri sorgulamaya başlamıştır. bu arada bir de kadir ve ahmet'in ortanca kardeşi kayıp veli'nin ismi ortaya atılır. onun gizli bir örgütten olduğu iddiası ortaya atılmıştır. filmin sonunda ahmet ve köpeği evi basılarak öldürülür. kadir film boyunca görünmeyen örgüt tarafından sokak ortasında infaz edilecekken film sona erer. bu sırada meral de örgütten birisi gibi gözükür.

filmin geçtiği mahalle görünüşü itibariyle bir kenar mahalledir. alt sınıfların yaşadığı şehrin kenarında bir yerdedir. abluka da buradadır. film boyunca görünen yüksek katlı binalar ve otoyollarda ise herhangi bir abluka yoktur. nitekim çöplere kadar aranan ve bunun için ekip kurulan yer de burasıdır. üst sınıfların yaşadığı yerler değil. ayrıca mahalle ablukaya ayak uydurmuş gibi gözükür. kahvesi boştur ama yer altı meyhanesi mevcuttur. görünen bir bakkalı yoktur ama çöpten toplanan eşyalardan oluşma bit pazarı mevcuttur. buradaki bit pazarı ve kadir'in de bir çöp toplayıcısı olması dikkat çekicidir. iktidar tahakkümünde çöp birilerinin geçim kaynağıdır ve kaçak bir iştir. iktidar ise güvenliğin çöplerden kaynaklı bozulduğunu iddia ederek kendi çöp toplayıcılarını bulmuştur. bunu farkeden birileri bir gün çöpü yakmışlar ve buna direnmeye başlamışlardır. zaten kadir'in ne bomba yapımından, ne kimyasaldan anladığı vardır. ona verilen görev iktidarın gözü olması ve içeriyi gözetlemesidir. burada kadir iktidara biat eden ve sorgulamayan bir birey gibi gözükür. üstlerine saygılıdır ve emirleri dinlemektedir. çevrede gerçekleşen olayları yorumlamamaktadır. bu denklemde tek aykırı duygusu meral'e olan şehvet duygusu ve istekleridir. bunlar ise son derece baskılanmış ve derinlere sıkışmış görünür. ne zamana kadar? amirlerinden istediği şeyler olmayıncaya, küçümseninceye ve kullanıldığını anlayıncaya kadar. sonunda dönüşümünü yaşayacak ve sorgulamaya başlayacaktır. tabii bu sırada infaz edilmektedir.

ahmet ise karakter dönüşümünü daha keskin yaşar. filmin başında aldığı emirleri uygulayan ve köpekleri öldüren bir adamdır. sonrasında yaraladığı köpeğin kendine sığınması ile vicdani bir sorgulamaya başlar. köpek mitolojik olarak da önemli bir semboldür. yunan mitolojisinde argos, oddisey'ini bekler. burada da ismi coni olan kara köpek de oddisey'ini bulur. köpek ayrıca yakın bir dost olarak insanın yalnızlığına bir alternatiftir. islami anlatıda ise köpek iki yönlü ele alınır. ailevi olarak yaşadıklarından ümmet olarak görülürler. ancak anlatıda şeytana yardım ettiklerinden şeytani yönlerine de dikkat çekilir. buna göre köpek yaşaması gereken ancak şeytani dürtülerle ısırdığından tehlikeli bir varlıktır. ahmet evde köpeği beslerken, vurduğu bir köpeğe yardıma gittiğinde ısırması tam da bu anlatıya uygundur. ahmet köpek beslediğini herkesten saklama ihtiyacı da hisseder. çünkü köpek vurma işi yerel iktidar yani belediye tarafından kendisine tevdi edilmiştir ve o buna karşı çıkıp bir köpeği beslemeye başlamıştır. burada köpek ahmet'in zincirlerini kırmaya başlamasının işaretidir. tam bu anda sokaklarda gezinen devasa panzerler ve evde deprem etkisi yaratması ile ahmet büyük korkulara kapılır ve köpeğin sesi çıkmasın diye ağzını bağlar. suçunun duyulmasını istemez. panzerler geçerken camın çatlaması, ahmet'in kişiliğindeki yarılmaları sembolize etmelidir. iktidar korkusu onun aklına kaçırmasına neden olur. bu sırada abisine hiç güvenmez. çünkü abisi uzun süre hapishanelerde kalmış daha muhlis ve gelenekçi bir tip olarak karşımıza çıkar. ahmet'in düzen sorgulaması özellikle belediyede amiri tarafından azarlanması ile başlar. yanlışlıkla vurduğu köpeklerin leşlerinin satıldığını, yemek olarak yedirildiğini ve kullanıldığını öğrenir. sonrasında ise yaralandığı için kendisine büyük iltifat gösterilir. televizyonda aynı adamın köpek severken görülmesi ise yine iktidarın propaganda gücüne karşı bir atıftır. ahmet abisinin aksine algısı açık ve sorgulayıcı bir prototipi temsil eder. fakat sonunda öldürülür. onun köpek vururken uzaktaki gökdelen ve otoyolların gösterilmesi ise kapitalizme, doğaya ve insani duygulara dair bir gönderidir. televizyonlarda haberlerin gösterilirken sürekli sesin kısık olması da bununla ilgidir. aslında medya susturulmuştur sadece gösterilmek isteneni vermektedir.

bir de ortanca kardeş veli vardır. veli filmin son çeyreğinde motorla gezen kar maskeli adam mıdır? bu bilinmez. veli üstünden iktidara karşı üçüncü prototip simgelenir. kadir biat edeni, ahmet sonradan uyananı, veli ise tamamen sisteme karşı çıkan prototipi simgeler. bu üçlü anlatımın ortak noktası, üç prototipte de gerçeklik kırılması olmasındadır. kadir köpeğin sesini kadın sesi zannedip tahrik olur ve çevresindeki herkesten şüphelenen, gerçeklik algısı ortadan kalkmış bir bireydir. ahmet bir yerden sonra tamamen gerçeklik algısını yitirecek ve evinde çukurlar kazıp herkesten izole olacaktır. veli'nin ise var olup olmadığı bile şüphelidir. abluka filmi içinde barındırdığı belirsizliklere karşın iktidar anlatısı, iktidarın karşısında bireylerin aldığı şekil ve dönüşümleri çok bulanık ve kapalı bir anlatımla ele almış bir filmdir. eleştirisi oldukça serttir ancak bulanıklığından kaynaklı bir hedef sorunu da mevcuttur. filmin anlatısında bir parti ve ideolojiye yer verilmemektedir. herhangi bir sembol bulunmamaktadır. tarih aralığı da mevcut değildir. eleştirisi iktidarın doğasına ve yapısına mıdır? bu tam olarak anlaşılamaz. belki de bunun tahmini seyirciye bırakılır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"abluka (film)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim