adamına göre linç

kişiden kişiye değişen davranış biçimi.

elestiriyi bile adamına göre yapıyor bazıları... adami sevmiyorsa linc ediyorlar, seviyorsa pamuk kesiliyorlar.

kısacası, karaktersizliğin etap atlamış hali.

bu benim ukdemdi. sözlüklere giriş101, ukde sahibinin adı verilir.
çok sinirlendim şu an, ne demek “melting hazretlerinin buyurduğu ukde” yazmamak yaa!!11!!
neyse olur öyle şeyler, şüphesiz ki melting bağışlayıcıların en bağışlayıcısıdır. ona tövbe edin ve yalvarın, ağlayan bir çift göze dayanamaz melting.
o meltingtir ve ondan başka melting yoktur… tövbe estağfurullah.

bu ukdeyi bırakırken farklı hislere sahiptim şu an farklı. o yüzden sadece “evet adamına göre linç ediyorlar” deyip geçeceğim.
yukarıda kendimi haşa tövbe allahlaştırdığıma bakmayın böyle sığ biriyim aslında…

cok gicik eden bir durum. sahsen karsimdakinin kim oldugu hatta sevdigim biri bile olsa objektif dusunmemi engellemez.

linç etkinliklerinin vazgeçilmez insanları olan yancılar sayesinde şekillenir.
izlenimlerime göre, kimi arkadaşlarımız boş boş yancılar ediniyor kendine. nitelik değil niceliğe bakıyorlar.
yancı sayısı olarak üstün olmanın, kendilerini linçten çabuk çıkaracağı kanısındalar.

ben genelde yalnız linçlenip, linç sonrası kimseyi ikide birde tırt yazıları için bir zorunlulukmuş gibi favlamak istemem şahsen. linçlerde yancı edinmek, sonradan yancımızı pışpışlama zorunluluğunu doğurur ki, valla yani sırf linç üstünlüğü edinmek için de, sabah uyanıp akşama kadar yancılarıma, "afferim kız helal sana" diyemem.

yancılar insanın internette surf özgürlüğünü elinden alan, böcük gibi, matrix'teki dejavu gibi kimselerdir..
hırt 20 yancım olacağına, fırlama tek dostum olsun.

çünkü kalitesiz yancıların gelip de "slife'ı tanırım asla öyle yapmaz valla bak" demesi de şeyimde değil pek. lütfen alınan arkadaşımız olmasın, ironi yapıyorum bir yerde.

mahkeme dahil çoğu duruma karşı hassas ve tetikte bir linçör olarak (linçleyici kişi), ters bir durumda, karınca sürüsü gibi görünen yancıları aşarak hedefime kolayca ulaşırım. ben hedefimi, hindistan cevizinin lezzetli sütü gibi görürüm linçlerde. kolayca, kabuk kısmı olan yancıları delebiliyorum.

bir de, sağa sola sövüp durduğu için hoş görülen, normal sözlük üyelerinin bulaşmaya çekindiği vakalar var.

bunlardan aktif yazar olanları örnek olarak vermeyeyim, olmayanlardan mesela lucifer karakterini örnek verebiliriz.

senelerce laf etmeye korktuğunuz bu ibibik adam, ekşi sözlük dahil yazdığı tüm sözlüklerde önden 1000 adet arak mesaj serpiştirip, onlar bitince "sısısısı" deyip bardaki içki standının fotosunu çekip duran, sanal ortamlarda edinebildiği networku kendi kelimeleri ile değil başkalarının kelimeleri ile edinmiş, iki kelimeyi bir araya getiremeyen, çok yaygın bir seks taktiği olan şımarık çocuk poserlığı ile karşı cinste derin bir adam izlenimi uyandırmaya çalışan, balkabağının teki çıktı mesela. balkabakları, balkabağı gibi muamele görmedi. kabak tatlısı dediniz ona.

aktif yazarlardan da, henüz bir problemim ya da tanışıklığım olmasa da, meşhur bir linçör olan sabata bey'i verebilirim, anlattığım olgunun içini doldurabildiği için.

normal sözlük üyelerinin bug'ı, bu çekingenliktir bence. "bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılık" yüzünden "adamına göre linç" kavramı ortaya çıkar. sesini çok çıkarıp tepki almayan, gereksiz şımarıklıklar ile artarak ilerler.

hiçbir şeye sinirlenmeyen ve genelde dalgaya vuran birisi olarak, 3 gün içinde çok laf atan birisi haline dönüşüp bu müzmin sözlüğü sindirmek mümkün iken, insan büyüyünce adam gibi muhabbet etmeyi de seçebiliyor. şu an bunu seçmekten çok mutluyum ve tek derdim külotlu çorap kokusu.

yine de, gözde büyütülen hakaretçi yazarlar ya da yönetim üyeleri fark etmeksizin, gerektiği takdirde, korktuğunuz her durumun ve kişinin içinden geçeceğimi de belirtmek isterim. rahat 50 nick eskittik, normal sözlük'ten birine dalarak uzaklaşmak, çok da koymaz. yazmak bir hobi ve rahatlatıyor. bunun için alan bulmak çok kolay. türkçe ve ingilizce, iki dilde enayi trollleyebiliyorum, iki dilde sinirli teyze kudurtabiliyorum.
bu bir tehditden ziyade, kişilik hakkında bir bildirim.

insan büyüdükçe, şurada sinirden titrediğiniz durumların %99'unu önemsemiyor ve gülümsüyor.
ciddi yazar gibi yapıp dalga geçmek bir sarkazm aslında. ciddi yazarken aslında ciddi olmamak ve saçmalamak, gibi dizisinden alışık olunan bir mizah tarzı ve harikadır bu durum komedileri. kavga etmeye gönüllü insanlarca anlaşılmıyor bu. o da ilginç tabii.

başka türlüsü mümkün olmayandır.
linç çünkü grup halinde bir kişiyi veyahut daha ufak bir grubu derdest etme halidir. yani özellikle bu kelime öbeğini seçtim çünkü aklı başında kişiler söz konusu olunca böyle olur. daha önce sivrisinek örnekleri ile bakış açımı anlatmıştım. 100 saat arayıp bulamayacağım, meraklısı bulsun.

bazen "linç" dediğiniz şey toplumsal bir tepki gösteriş hali olarak ortaya çıkıyor. biz toplum değil miyiz demeniz hiçbir şey ifade etmiyor çünkü alt kültürler de beğenseniz de beğenmeseniz de toplumun parçası. sivrisinek örneğimde belirttiğim gibi, bu tür bir linç örgütlü ve hesapçı değil. herkesin birey olarak bir duruma / olaya / davranışa bir söz etmek istemesi.

bazı linçler de evet, kankacılık sistemi üzerinden ilerliyor.
hesapçı ve tatsız. ben de isim vermek istemiyorum ama yakın zamanda örneğini gördük. o yüzden kankacılık linçlerine de dikkat etmek gerektiğine inanıyorum.

bir diğer nokta da hanım arkadaşlar için meriç & abazan linçleri.
en çok sizinki içimi kaldırıyor valla.
o yüzden birinin birine aşüfte dediğini gördüğüm gibi nickaltında bitiyorum şahsen. kadın arkadaşlarıma da aynını tavsiye ediyorum.
"hayır" dediğin 5 çapsızın birbirlerini gazlaya gazlaya o namluyu size çevirmeyeceğinden emin olamazsınız.
işte o zaman ağladığınızda sitem eden kadın arkadaşlarınızı "kadın düşmanı" diye etiketlemeye kalkmanız da bir şey ifade etmiyor.
çok saygılar.

biri ukdemi doldurmayı diye ağlar, biri ukdeme adımı vermediler der, biri doldurulmasın biz not olarak yazıyoruz der. meltinggggg aloooooo!

sözlüklere giriş102, 5 ukdeler not defteri değildir. bu kadar da, hem kalbi kırılan, hem takip ettiği yazarı üzmek istemeyen, hem de öğretici eğitici bir yazarım. luffffennnn kıymetim bilinsin.

adamı linç edenlerin eşek olmasıyla ortaya çıkar.

slife5r'a cevap vermek gerekirse linç çoğunluğun azınlığa yüklenmesine, saldirmasina denir. bana karşı 20 civarında yazar sistematik olarak yaklaşık 10 gün saldırdı ve beni en fazla 2 kez yazan 3 4 kadın sadece savundu. ben bana saldiran bu 20 kişilik grup ve onların yalakalari dışında kimseye bir şey yazmadım. kaldı ki dediğim gibi tek başıma nasıl milleti linç edeyim? bir de entrynin başında yancı mancı yazmışsın, benim bir tane yancimi nerede gördün mesela? ben sözlükteki en çok eleştirilen 2 yazardan biriyim,hani nerede yancim? altı üstü 4 tane savunanim çıktı, onlardan üçü de bir kez yazdı. ayrıca beni savunan dört kişiden biri bile gidip benimle uğraşan yazarların nick altına bir şey yazmadı. benim uzun süredir takistigim geri zekalınin biri sözlüğe her gelene samimiyetsiz samimiyetsiz hoşgeldin yalakaligi yaparak yancı kazanmaya başladı, benle kavga ettikten sonra bunu arttırdı.

ben öyle çok kadınla konuşan birisi falan değilim. geldiğimden beri burada 50 günde sadece 5- 6 kadının meyli oldu, onlardan da yarısı flörtüm olduğu ortaya çıktı diye konuşmayı kesti, üçünü ben bıraktım. yani beni çok kadınla iletişimi var sanıp fesatlıkla bunları yazmana gerek yok. beni yanlış tanıdıkları için kavga edersek mesajları ve her şeyi ortaya dokerim diye guvenmez de çoğu. oysa ki nefsi müdafaa olarak kaneka olayında paylaşmam dışında sözlükten kimseyle mesajlarımı paylaşmadim, son 2 paylaştıgim kişinin gönlü vardı.

bir normal sözlük klasiğidir.
normal sözlüğün taş tabletlere yazılan 10 emrin üçüncüsüdür.

interaktif sözlükler, fikirlerin serbestçe paylaşıldığı, gündemin hızla aktığı ve kolektif hafızanın şekillendiği platformlar olarak başladı. başlangıçta mizahın, bilgi paylaşımının ve özgün yorumların merkeziydiler. ancak zamanla, linç kültürünün en keskin araçlarından biri hâline geldiler. günah keçisi belirleme refleksi, burada da kendini gösterdi. bir yazarın yaptığı bir yorum, bir paylaşım ya da yanlış anlaşılan bir cümle hızla alıntılanarak gündem olur ve saldırıya uğrar.

bu platformlarda linç, bazen haklı bir tepki gibi görünür ama çoğu zaman adaletten çok öfke boşaltma aracıdır. kitleler, bir başlık altında birleşerek hedeflerine yönelir. insanlar, yorumlarını yazarken karşılarındaki kişinin gerçek bir insan olduğunu unutur. "hak ediyor" düşüncesi, merhameti ve sağduyuyu silip atar. bir kişi düşman ilan edildiğinde, her sözü, geçmişi, hatta özel hayatı didik didik edilir. önce mizahi bir dille başlayan süreç, kısa sürede hakaretlere, tehditlere ve sosyal itibarın yok edilmesine dönüşür.

işin ironik yanı, interaktif sözlükler kendilerini özgür düşüncenin alanı olarak tanımlar ama linç kültürü, bireyleri otosansüre zorlar. yanlış anlaşılma korkusuyla herkes daha dikkatli konuşmaya başlar. bir süre sonra da sadece baskın görüşlerin hakim olduğu, farklı fikirlerin cezalandırıldığı tek sesli bir ortama dönüşürler. eleştiri ve linç arasındaki çizgi bulanıklaşır; gerçekten zararlı bir görüşe mi karşı çıkılıyor, yoksa topluca bir kişinin üzerine mi gidiliyor, bunu ayırt etmek zorlaşır.

ama burada kimse gerçekten kazanan olmaz. linç edilen kişi sessizliğe gömülse de, kitlelerin öfkesi bitmez. bir sonraki hedef belirlenir, yeni bir isim başlıklara taşınır ve döngü devam eder. interaktif sözlükler, özgür tartışma alanları mı yoksa modern çağın dijital infaz meydanları mı? işte bu soru, belki de en çok üzerine düşünülmesi gereken meselelerden biri.

bu da yeni bir zorbalama şekli sanırım.

bak beni linç ettiniz ama falancıyı etmediniz iki yüzlü alçaklarsınız şeklinde bir argümanla karşı saldırıya geçiyorsunuz. belki de haklısınızdır bilemem ama benim tarzım bu değil.

kimsenin etkisinde kalmadan kelamın varsa dile getir ama sürüye uyma. çünkü sürü çoğunlukla yanlış tarafa sürüklenir.